Cevaplar.Org

ÂYETÜ’L-KÜRSÎ’NİN ÖZELLİKLERİ VE SÖYLEDİKLERİ

Önce âyetü’l-kürsînin fazileti hakkında birkaç hadis-i şerif arz edeyim, sonra bu âyetin söylediklerine geçeyim.


Vehbi Karakaş

vehbikarakas@hotmail.com

2016-09-22 18:48:58

Önce âyetü'l-kürsînin fazileti hakkında birkaç hadis-i şerif arz edeyim, sonra bu âyetin söylediklerine geçeyim.

Hadis-i şeriflerde buyurulmuş ki: "Kur'an'ın en büyük âyeti[1] Bakara sûresindeki Âyetü'l-Kürsî'dir. Bu âyet, bir evde okunduğu zaman şeytan oraya giremez."[2]

Başka rivayetlerde: Yatağa girdiğinde âyetü'l-kürsiyi okuyan kimse üzerine Allah'ın muhâfız bir melek dikeceği, sabah oluncaya kadar o kimseye şeytanın yaklaşamayacağı[3] belirtilmiştir.

"Her kim, her farz namazın arkasından Ayet-el Kûrsi'yi okursa, onun cennete girmesine ölümden başka engel kalmaz."[4]

"Her kim âyetü'l-kürsiyi yatağa girerken okursa, Allah'u Teâlâ onu, onun evini, komşusunun evini ve etraftaki evlerin sakinlerini emniyet ve güven içine alır."[5]

ÂYETÜ'L-KÜRSİ, NEDEN KUR'AN'IN EN BÜYÜK ÂYETİDİR?

Ayetü'l-Kürsî, Kur'ân-ı Kerim'in en büyük âyetidir. Çünkü o âyet, Allah'ı hem en kısa, hem en uzun ve en mükemmel anlatan bir âyettir. Allah'ın en büyük ismiyle başlamakta, Allah'ın birliğini ilan etmekte, Allah'ın en büyük isminin yanında gizli ve açık 18 ismini[6] taşımaktadır. Bakara suresinde bulunur, 255 numaralı ayettir.

Peygamberimiz için de "kâinat kitabının en büyük âyeti"[7] denilmiştir. Çünkü kâinat kitabındaki âyetler yani varlıklar içerisinde Peygamberimizden daha iyi Allah'ı anlayan ve anlatan olmamıştır. Her varlık Allah'ı anar ve anlatır, ama Onun anması ve anlatması bambaşkadır, emsalsizdir.

ÂYETÜ'L-KÜRSİNİN SÖYLEDİKLERİ

Şimdi gelin Âyetü'l-Kursi'yi bir de şöyle okuyalım ve onun bize neler söylediklerine dikkat kesilelim. Âyetü'l-Kürsi 9 cümleden ibaret bir ayettir.

Birinci cümlesi:

اللّهُ لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ

"Allah! O öyle bir Allah'tır ki, O'ndan başka ilah yoktur."

O birdir, her şeyin dizgini O'nun elindedir, her şeyin anahtarı O'nun yanındadır. Öyleyse Ona yönel, Onu bul, onu çağır, Ona yalvar. Dizginleyemediğin kimselerin dizgini de Onun elinde, açamadığın kapıların anahtarları da Onun yanındadır. Öyleyse Ondan başkasına müracaat edip yorulma! 

İkinci cümlesi:

الْحَيُّ الْقَيُّومُ

"O Hayydır, Kayyûmdur."
Ölmeyen tek hayat sahibi Odur. Her şey ve herkes ölecek; ölmeyecek olan sadece Odur. Herkesin kıvamı, kıyamı, var olması ve varlığını devam ettirmesi Ondan iken, ayakta kalması Onunla iken Onun kıvamı ve kıyamı, var olması ve varlığını devam ettirmesi kendindendir. Öyleyse yalnız Ona hamdet, şükret, ve yalnız ihtiyaçlarını Ona arz et. Her zayıfın dayanak noktası, her çaresizin yâr ve yardımcısı Odur. Her haddini aşan kuvvetlinin hakkından gelecek olan da O'dur.

Üçüncü cümlesi:

لاَ تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلاَنَوْمٌ
"Onu ne uyku tutar, ne de uyuklama."

Öyleyse daha neden korkuyorsun? Uyku ve uyuklama ihtiyacı olan kaptan, pilot, şoför hata yapabilir. Çünkü onlar acizdir. Ama Allah hata yapmaz. Çünkü Allah'ın uykuya ve uyuklamaya ihtiyacı yok. Gücü sonsuzdur Onun. Uyumayan ve seni hiç unutmayan Rabbini sen de unutma, uykundan bile zaman ayır Ona. Çünkü O hep uyanık, seni ve dilekçelerini bekliyor. Peygamberimizin her gece teheccüde kalkmasının sebebi budur. Teheccüd, halvet vaktidir. Teheccüd, Ezelî Sevgili ile beraber olma zamanıdır. Onun için teheccüd, Peygamberimize farz, ümmetine de sünnet olmuştur. Allah, Mahbub-u Ezelî'dir, Peygamberimiz de Habib-i Ebedîdir. Peygamberimizin, Ezelî Sevgili'den bir an bile uzak kaldığı yoktu. Bize yakışan da Onun bu sünnetini yaşamak ve yaşatmak olmalıdır.

Dördüncü cümlesi

لَّهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الأَرْضِ

"Göklerde ve yerdekilerin hepsi O'nundur." Öyleyse mülküm var, servetim vardır, diye hava atma. Yeryüzünde şımarık dolaşma. Elindeki her şeyin sahibi Allah. Elindeki her şey biter, ama, Allah'ın yanındakiler bitmez. Öyleyse servetine, şöhretine, şehvetine güvenme. Bir anda hepsini elinden alır. Dilediğini zengin, dilediğini fakir eden, dilediğini aziz eden, dilediğini rezil eden Odur. Öyleyse kendini emanetçi bil. Ondan servetin, şöhretin, şehvetin ve evladın hayırlısını iste.

Beşinci cümlesi:

مَن ذَا الَّذِي يَشْفَعُ عِنْدَهُ إِلاَّ بِإِذْنِهِ

"O'nun izni olmadan kim, kime şefaat edebilir?"

Öyleyse birinin eliyle sana bir fayda dokunduysa, onu Allah'tan bil; Allah'a şükret. Allah'ın, iyilik dokundursun, şefaat etsin diye vesile kıldığı sebebe ve kimseye de teşekkür et. Çünkü hadis-i şerifte "insanlara (ve sebeplere) teşekkür etmeyen, Allah'a şükretmiş olmaz."[8] buyurulmuştur. Hataları, zararları ve kötülükleri de kendinden bil. Bunlardan kurtulmak için yine Allah'a iltica et.

Altıncı cümlesi:

 يَعْلَمُ مَا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ

"O, kullarının önlerindekini ve arkalarındakini, dünyalarını ve ahiretlerini, yaptıklarını ve yapacaklarını bilir."

Hiçbir şey O'na gizli kalmaz. Öyleyse Allah'tan utan. Günahlarını örtüyor, haksızlıkların için sana mühlet veriyor diye, görmüyor, yaptıklarını kaydetmiyor ve kaydettirmiyor sanma. Eğer tevbe etmez, Allah'ın affına mazhar olmazsan, bir gün Allah'ın rızasına aykırı yaptıklarının ve konuştuklarının faturası çok ağır bir şekilde önüne konulabilir. Dönüşü olmayan bir yolda, kaçıp kurtulamayacağın bir yerde olduğunu anlarsın. Anlarsın ama, bu anlamak bir şeye yaramaz.

Yedinci cümlesi:

 وَلاَ يُحِيطُونَ بِشَيْءٍ مِّنْ عِلْمِهِ إِلاَّ بِمَا شَاء
"Onlar ise, ancak Allah'ın ilminden, Allah'ın dilediği kadarını ve bildirdiği miktarı bilebilirler."

Öyleyse ilminle havalara girme, benlik davasına kapılma, sen hiçbir şey değil iken seni var eden, paha biçilmez cihazlarla donatan, bilmediklerini sana bildiren, öğrenme kabiliyetini lütfeden Allah'tır. Başını eğ, secdeye kapan, kimi zaman sevincinden, kimi zaman da hüznünden gözyaşı dök. Dök ki gözyaşların dünyada bela ateşini, ahirette cehennem ateşini söndürsün, narın nura, ateşin gülistana dönsün.

Sekizinci cümlesi:

وَسِعَ كُرْسِيُّهُ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ وَلاَ يَؤُودُهُ حِفْظُهُمَا

"O'nun kürsüsü gökleri ve yeri içine alır, onları koruyup gözetmek kendisine zor gelmez."

Bütün bir kâinat onun yönetimi altındadır. Makro âlemden, mikro âleme, zerrelerden-kürelere kadar her şey onun bilgisi, rahmeti, kudreti, hikmetiyle hareket etmektedirler. Öyleyse Onun izni olmadan bir şeye dokunma, zarar verme, Onun iznini almadan, adını anmadan bir şey yeme, içme. Çünkü evrende olan her şey O'nundur. Sen dahi onun mülküsün, memluküsün, kulusun, kölesisin. Sen, kendini dahi onun razı olmadığı yerlerde kullanamazsın. Onun razı olmadığı şeyleri, kendine yediremezsin, içiremezsin, giydiremezsin. Emanete hıyanet edemezsin.

Dokuzuncu cümlesi:

وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظِيمُ
"O, yücedir, büyüktür."

Yüceliğinin, büyüklüğünün sınırı yoktur. Bu yüzden O, sonsuz sevgiye ve sonsuz saygıya layıktır. İsyana, başkaldırışa değil, muhabbet ve hürmet secdelerine müstehaktır. Bunun için beş vakit namazı farz kılmıştır.

Kudsî bir hadiste buyuruyor ki:

"Ben cenneti ve cehennemi yaratmamış olsaydım, ibadet edilmeye layık olmayacak mıydım?[9]

Sonsuz hamdolsun âyetü'l-kürsiyi gönderen Rabbimize. Sonsuz salat ve selam olsun onu getiren Peygamberimize, sevinç ve huzur dolsun onu dilinden düşürmeyen siz sevgili kardeşlerimizin evlerine, gönüllerine.

 Dipnotlar

[1] Müslim, Müsafirîn, 258; Ahmed bin Hanbel, V/141

[2] Tirmizî, Fezâilü'l-Kur'an 2

[3] Bkz. Buhari, vekale, 10

[4] Es-Sâbûnî, Muhammed Ali, Muhtasar Tefsiru İbn-i Kesîr, 1, 229

[5] Eş- Şurunbilalî, Hasan b. Ammar b. Ali, Merakî'l-Felah, 212

[6] Bkz. Es-Sâbûnî, Safvetü't-Tefasîr, 1, 147

[7] Nursî, Saîd, Sözler, (19. Söz, Birinci Reşha)

[8] Ebu Davut, Edep, 11; Tirmizî, Birr, 35; Ahmet bin Hanbel, 2, 258, 461

[9] İbnü'l-Kayyım, Miftahu Dari's-Saadeh, 2/87

 

 

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

CENNET VE CEHENNEM SADECE MANEVİ DEĞİLDİR

CENNET VE CEHENNEM SADECE MANEVİ DEĞİLDİR

Cennet ve Cehennem iki yurttur; birisi sevaba birisi azaba, birincisi muttakilere, ikincisi kâfirle

ACBU’Z ZENEB HADİSİ

ACBU’Z ZENEB HADİSİ

Bir sorunun cevabı; “Müzedeki bir insanın iskeleti 2.000 senedir var olduğu söyleniyor. Halbu

NAMAZDA 17 SIRRI

NAMAZDA 17 SIRRI

İslam Literatüründe “el-Mabud” kelimesi hakiki mabud olan Allah’ın bir vasfıdır. Ebced d

İNSANLARIN AYIBINI GİZLEMEK

İNSANLARIN AYIBINI GİZLEMEK

Kişi kendisine nasıl davranılmasını istiyorsa, başkalarına da öyle davranmalıdır. Bu minva

CEHENNEM NEREDEDİR?

CEHENNEM NEREDEDİR?

Soru: Cehennem Nerededir? Cevap: Cennet ise Kur’an-ı Kerim'de zikredildiği gibi yüksektedir ve

RUM SURESİ ÖZELİNDE FITRAT DİNİ’NE BAKIŞ

RUM SURESİ ÖZELİNDE FITRAT DİNİ’NE BAKIŞ

Rum suresi, Mekki mukattaat sureler sisteminde yer alan, Kur’an’daki tertip numarası 30 olan bi

HADİSLER IŞIĞINDA KOMŞULUK İLİŞKİLERİ-2

HADİSLER IŞIĞINDA KOMŞULUK İLİŞKİLERİ-2

Ebû Hüreyre (r.a) anlatıyor: Rasûlullah (s.a.s) buyurdular ki: “Komşusu, zararlarından emin

HADİSLER IŞIĞINDA KOMŞULUK İLİŞKİLERİ-1

HADİSLER IŞIĞINDA KOMŞULUK İLİŞKİLERİ-1

Kıyâmetin pek yakın olduğu ve vaktin bereketinin azaldığı günümüzde, insanlar dünya tela

SAYGI GÖSTERGELERİ

SAYGI GÖSTERGELERİ

Toplum içerisinde âdâb-ı muâşeret dediğimiz; nezâket, saygı ve görgü kuralları, dünya v

SAHÂBENİN ADALETİ VE ÂLİMLERİN BUNA DAİR AÇIKLAMALARI-2

SAHÂBENİN ADALETİ VE ÂLİMLERİN BUNA DAİR AÇIKLAMALARI-2

İbn Hacer el-Heytemî diyor ki: "Sahabe arasında cereyan eden hâdiseler konusunda dilimizi tutmam

SAHÂBENİN ADALETİ VE ÂLİMLERİN BUNA DAİR AÇIKLAMALARI-1

SAHÂBENİN ADALETİ VE ÂLİMLERİN BUNA DAİR AÇIKLAMALARI-1

1.Hâfız ibn Hacer el-Askalânî el-İsâbe adlı eserinde diyorki: "Ehli-sünnet, sahâbenin âdil

O gün Allah onların hepsini diriltecek ve yaptıklarını kendilerine haber verecektir. Allah onları bir bir saymıştır. Onlar ise unutmuşlardır. Allah her şeye şahittir.

Mücadele,6

GÜNÜN HADİSİ

“Âdemoğlu, kurban bayramı gününde kan akıtmaktan daha sevimli bir amelle Allâh’a yaklaşabilmiş değildir.

İ. Mâlik, Muvatta’, Kur’an 24; Tirmizî, Edâhî, 1; İbn-i Mâce, Edâhî, 3)

TARİHTE BU HAFTA

*Şair Muhammed İkbal'in vefatı(21 Nisan 1938) *TBMM'nin açılışı ve çocuk bayramı(23 Nisan 1920) *Osmanlı-Rus Harbi(24 Nisan 1877) *Hudeybiye Gazvesi(26 Nisan 628) *II.Abdülhamid'in tahttan indirilmesi(27 Nisan 1909)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI