Cevaplar.Org

İBRETLİ BİR HATIRA

Merhum Mehmed Kırkıncı Hocaefendi anlatıyor; “1964 senesinde Hacı Musa Güngör Efendi ile beraber hacca gitmiştik. Dönüşte Kudüs-ü Şerif’i ziyaret etmek için bir otobüse bindik. Medrese tahsili yaptıklarını sonradan öğrendiğim üç Arap talebe de gelip aynı otobüse bindiler ve selam vermeden karşımızdaki koltuklara oturdular. Onlara hâl hatır sordum. Fakat onlar bize hiç iltifat etmedikleri gibi,


2019-06-10 12:42:28

Merhum Mehmed Kırkıncı Hocaefendi anlatıyor; "1964 senesinde Hacı Musa Güngör Efendi ile beraber hacca gitmiştik. Dönüşte Kudüs-ü Şerif'i ziyaret etmek için bir otobüse bindik. Medrese tahsili yaptıklarını sonradan öğrendiğim üç Arap talebe de gelip aynı otobüse bindiler ve selam vermeden karşımızdaki koltuklara oturdular. Onlara hâl hatır sordum. Fakat onlar bize hiç iltifat etmedikleri gibi, yüzümüze dahi bakmıyorlardı. Bu tavırlarının sebebini sorduğumda içlerinden biri: "Siz Kur'an-ı Kerim'i ve medreseleri kaldırmışsınız" dedi. Ben de, "Türkiye'nin her ilinde, her ilçesinde ve hatta bir çok köyünde Kur'an kursları olduğunu, buralarda Kur'an'ı Kerim öğretildiğini, ayrıca Arabi ilimlerin de tahsil edildiğini söyledim" ve "Eğer isterseniz arkadaşım size Kur'an'dan bir bölüm okusun?" dedim. Hacı Musa Efendi Kur'an'dan yarım sayfa kadar okuyunca, hayret edip, mahcup oldular.

 Bu defa, içlerinden biri; "Siz senelerce bizi sömürmüşsünüz" dedi.

Ben , "Bir adamın borcu varsa, evladı onu ödemeye mecburdur. Söyleyin bakalım! Bizim dedelerimiz sizin neyinizi sömürmüş, varsa bir borcumuz ödeyelim" deyince sustular. Israrla, "Dedelerimiz sizin neyinizi gasp etmişler?" diye sordum; fakat soruma bir türlü cevap vermediler; suskun kalmayı tercih ettiler.

Konuşmama şöyle devam ettim: "Yahu sizin neyiniz vardı da Osmanlılar sizi sömürdüler!? O zamanlar bir deveniz, bir de hurmanız vardı. Osmanlılar senelerce sizi besleyip, himaye ettiler. Malınıza, arazinize, lisanınıza ve örfünüze müdahale etmediler. Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevvere'ye yardım için, sürre alayları gönderdiler; zengin ve hamiyetli birçok insan da bu devlet yardımına iştirak ettiler. 

Mescid-i Saadeti Osmanlılar yaptı. Fethettikleri yerlere bayraklarını diktikleri hâlde, Mekke ve Medine'ye dikmediler. Yine fethettikleri eyaletlerden vergi aldıkları hâlde Hicazdan almadılar. Sultan Abdulhamit Cidde'ye kadar demiryolu döşetti. Ayrıca Yahudiler, Osmanlının sıkıntılı döneminde, sizin topraklarınızı almak için tonlarca İngiliz altını teklif ettikleri hâlde, Abdülhamit bu teklifi reddetti. Fakat maalesef daha sonra, Filistin'deki Müslümanlar, topraklarını Yahudilere satarak İsrail Devleti'nin kurulmasına vesile oldular.

Ne zaman ki Cenab-ı Hak size yer altından petrol gibi siyah bir altın hazinesi bahşedip sizi zengin etti ise, o zaman bize sırt çevirip kapılarınızı İngiliz milletine açtınız. Bunları sizin bilmeniz lazım değil mi? dedim ve şöyle devam ettim:

Cenab-ı Hak "Mümin müminin kardeşidir' buyuruyor. Bu emre göre bizler sizlerle ebediyen kardeşiz. Hepimiz İslam'ın mukaddes kalasının nöbettarlarıyız. Bu hâl, inşallah, kıyamete kadar da devam edecektir. Bizler sizleri seviyoruz. Çünkü Kur'an'ı Kerim Arapça'dır ve Peygamber Efendimiz de (a.s.m) Arap'tır. Bu bakımdan Arapları sevmek, bizim için vicdani bir vazifedir. Sizin de Abbasilerden sonra, İslamiyet'e büyük hizmetler eden Selçukluları ve Osmanlıları sevmeniz gerekir.

 Selçuklular bir taraftan Haçlı seferleriyle 175 yıl mücadele ederken, bir yandan da çeşitli medrese, kervansaray ve mabetler yaptılar. Daha sonra, Allahu Teâlâ'nın inayeti ile o vazifeyi Osmanlılar omuzlarına alıp 600 sene her yerde İslam'ın ve Kur'an'ın bayraktarlığını yaptılar. Milliyetlerini İslamiyet'e kala ve siper ettiler.

Hacda, Osmanlı hayranı bir Arap'la sohbetimizde bana şöyle demişti: "İslamiyet her ne kadar Mekke ve Medine'de nazil oldu ise de onun dünyaya yayılmasını, layıkıyla, sizin ecdadınız yaptı."

 Peygamber Efendimizin(a.s.m) "Elbette İstanbul fethedilecektir. Onu fetheden kumandan ne güzel kumandan ve onu fetheden asker ne güzel asker." müjdesine mazhar oldular. Bütün bunlar tarihçe sabittir.

İman, İslamiyet ve insaniyet, güneş kadar parlak ve dağ gibi kuvvetli zincirlerdir ve birbirimize muhabbet etmemizi gerektirir. Muhabbetin bu gibi ulvi sebepleri ortada iken, çakıl taşları hükmünde olan bazı kusurlara takılıp kalmak, bu manevi bağları hafife almaktır.

Bu sözlerim hoşlarına gitti ve tebessüm ettiler. Sohbetimiz epeyce devam etti.

Mehmed Kırkıncı

Hayatım ve Hatıralarım

Zafer Yayınları

İst. 2013

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

NESLİN EĞİTİMİNDE MAARİFE DÜŞEN VAZİFELER

NESLİN EĞİTİMİNDE MAARİFE DÜŞEN VAZİFELER

Mânevîyatsız ilmin, beşeriyete felâh ve huzur yerine, şüphe, tereddüt, hatta ızdırap verdi

NASIL BİR MAARİF?

NASIL BİR MAARİF?

Yıllardır ilmî ve fikrî çalışmalarım arasında memleketimizin mânevî, ahlâkî, derûnî

GENÇLERİ HEDONİZM ÇILGINLIĞINA İTENLER

GENÇLERİ HEDONİZM ÇILGINLIĞINA İTENLER

Diyorlar ki: Dünyaya bir kere gelinir. Sonun başlangıcı yoktur. Gülün, eğlenin, bir yıldır

HİCRET VE HAREKET

HİCRET VE HAREKET

Hicret, tâ ezelden ebede, âlem-i vücubdan âlem-i imkâna, daire-i ilimden daire-i kudrete, tâ

ORUÇ, ORUÇ BOZMAK VESAİRE

ORUÇ, ORUÇ BOZMAK VESAİRE

Ramazan ayının hususiyeti oruç. Orucun hususiyeti de kendisine ait meseleler. Başında; tutan tu

HEKİM VE FİLOZOF GÖZÜ İLE RAMAZAN

HEKİM VE FİLOZOF GÖZÜ İLE RAMAZAN

Hekim gözü ile Ramazan perhiz ayıdır. Bir çok hastalıklara karşı tıbbın tavsiye ettiği im

HÜZÜNLÜ BİR HAYVANAT BAHÇESİ GEZİSİ

HÜZÜNLÜ BİR HAYVANAT BAHÇESİ GEZİSİ

“Paris'in büyük hayat sıtmasına tutulduktan sonra(1) yapmaya hiç vakit bulamayacağım bir zi

YİRMİNCİ ASRIN BAŞINDA ANADOLUDA PAZARIN NAMUSU

YİRMİNCİ ASRIN BAŞINDA ANADOLUDA PAZARIN NAMUSU

Fransız yazar Claude Farrare, Çanakkale’de bir köyde, 1900’şerin başında yaşadığı çok

BİZ DE RAHATSIZIZ

BİZ DE RAHATSIZIZ

Elinize bir kalem alsanız ve siyasette, ticarete, sanatta, eğitimde en fazla isim yapmış insanla

"BANA KUR’AN YETER!”

Bana Kur'an yeter!" cilerden beni sevdiğini söyleyen biri, kendisi Hadisleri kabul etmeyerek doğr

MEALCİ KARDEŞLERİME KUR’AN’DAN MİSAFİRPERVERLİK DERSİ

MEALCİ KARDEŞLERİME KUR’AN’DAN MİSAFİRPERVERLİK DERSİ

Kur’an-ı Kerim, Arapça olarak indiğinden Kur’an’da geçen her kelimenin o günkü manaları

Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et!

Nahl, 125

GÜNÜN HADİSİ

"Kim bir oruçluya iftar verirse, oruçlunun sevabından hiçbir şey eksilmeksizin, oruçlunun sevabı gibi sevap alır."

Tirmizî.

TARİHTE BU HAFTA

*Fatih Donanmayı Haliç'e İndirdi.(22 Nisan 1453) *T.B.M.M. Açıldı.(23 Nisan 1920) *Yavuz Sultan Selim Padişah Oldu.( 25 Nisan 1512) *Çernobil Nükleer Faciası.(26 Nisan 1986) *Sultan II.Abdülhamid Han Tahttan İndirildi.(27 Nisan 1909)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI