EFE HAZRETLERİ VE BEDİÜZZAMAN
Efe hazretleri ile Üstad Bediüzzaman arasında ilişkinin ne zaman başladığı hakkında net bir bilgiye sahip değiliz. Ama bazı tahminlerde bulunabiliriz. İkisi de Pir Muhammed Küfrevi Hazretleri ile diyalog içindeydi. Alvar İmamı 1891’de Bitlis’te bu zatı ziyaret edip intisap etmiş, Üstad da aynı yıllarda bu mübarek zatı ziyaret etmiştir. Necmeddin Şahiner, Son Şahitler adlı eserinde buna şöyle değinir: Nakşî şeyhi Muhammed Küfrevî, Siirt'in Küfre köyünde l775'te dünyaya geldi. Genç Said henüz talebelik yıllarında, Muhammed Küfrevî'nin ilim ve irfanından feyiz aldı. Bediüzzaman ilim-iman yolundaki son dersini de Muhammed Küfrevî'den almıştı. Muhammed Küfrevî’nin isim ve şöhreti her tarafa, bu arada İstanbul’a kadar yayılmıştı. 1898 yılında, yüz yirmi üç yaşlarında vefat ettiği zaman, Sultan Abdülhamit Han Bitlis'e İtalyan mimarlar getirterek, onun için bir türbe yaptırmıştı.
Bediüzzaman Bitlis'te on sekiz yaşlarındayken, bir gün birisi, Bitlis Şeyhlerinden Muhammed Küfrevî'nin kendisine beddua ettiğini yalandan söylemişti. Genç Said bunun üzerine Şeyhi ziyarete gitti. Dergâhına vardığı zaman, Muhammed Küfrevî genç Said’e iltifatta bulundu. Kendisine teberruken ezberden ders verdi. Genç Said bir gün rüyasında Muhammed Küfrevî'yi gördü. Küfrevî genç Said'e hitaben,"Molla Said! Gel, beni ziyaret et, artık gideceğim!" dedi. Bu hitap üzerine genç Said hemen gidip, Küfrevî'yi ziyaret etti. Küfrevî'nin uçup gittiğini görünce de uyandı. Saatine baktığı zaman vaktin gece yarısı olduğunu gördü. Sabah olduğu vakit Muhammet Küfrevî'nin evinden matem seslerinin geldiğini duydu. Doğru Küfrevî'nin evine gitti. Küfrevî'nin gece vefat ettiğini söylediler.”
Bediüzzaman hazretleri, Barla Lahikasında geçen bir mektubunda Hulusi Yahyagil vasıtasıyla Alvar İmamına şu şekilde selam göndermişti:
“Silsile-i ilmiyede bana en son ve mübarek dersi veren ve haddimden çok ziyade şefkatini gösteren Hazret-i Şeyh Muhammed el-Küfrevî'nin (Kuddise sirruh) hulefâsından Alvarlı Hoca Muhammed Efendiye ve ihvanlarına çok selâm ve arz-ı hürmet ederim.”
Alvar İmamı ise bu selamın cevabını Hulusi ağabeye şöyle yazıyordu:
“Biinayetillahi Teâla meyan-i ümmet-i Muhammed'e şem'a-i Hidayet nurunu füruzan eden, bir zât-i âli kadrin huzur-u saadetine nam-i kemteranemi tahrir ile tezekkürde bulunduğunuza ve hüsn-ü himmetlerini celb ve selâmlarını tebliğiniz kıymet-i dünya ve mafiha olan eşyadan değerlidir. Ol zat-i âli kadrin himmetlerinin istirhamında bir bende-i âciz ve müznib-i kemterim.Ol babta himmetlerine havale.”
Hulusi Yahyagil’e yazdığı bir mektupta Alvar İmamı, Bediüzzaman için şunları demektedir:
Gülbini tevhidde gonca-i hemrâh Hulusi Efendi kardas!
Nur-u tevhid ile dilde dilârâ bir Haknümâ zata olmuşsun yoldaş
Tuttuğun dâmeni elden bırakma
İlm-i ledünnane olmuşsun sırdaş
Kerem-i kerime bu mazhariyet
Bir kadr-i vâlâyâ olduğun haldaş
Hamd eyle Mevla’ya ruberzemin
Ol nâehle esrarı eyleme sen fâş"
Hulusi beye yazılan bir diğer mektup şöyle:" Bediüzzaman namıyla teşehhür eden, zâtı âl-i kadrin, himmet-i merhametlerini hakk-ı âcizânemde celb etmeniz, dünya ve mâfiha değer.
Yâdigâr-ı Fahr-i Âlemdir o zat, bu ümmete,
Nâil ettin dû dîdem sen bizi, bu himmete,
Kaddesallahu sirrehu ve ahsenehu birrehu
Bu meydân-ı hidayette nice bir şîr-i ner var
O zât-ı âli kadr-veş bize bugün siper var.
...Cenâb-ı Zülkerem, O zât-ı Muhteremin ömr-i zî saadetlerini bu Ümmet-i Muhammed'e sâyebân olması için, lütuf-u keremiyle uzun ömürle muammer buyursun ve sizler gibi bir yâr-ı Sâdıkın sıdk-ı sadâkatini müzdâd ederek, o Zâtın feyzinden istifade etmeye müyesser buyursun, âmin!
Yâr-ı vefâdarım, muhabbet-i iktisârım Hulusi Bey!
Baddesselam veddua: Cümle ihvan-ı îmaniyle beraber cânâ seni dilşâd ede, Hazret-i hak nur-ı basar. Bu tarafta olan ihvân-ı din, sizin selamınızı müteşekkirâne aldıkları gibi, o zât-ı âli kadrin de göndermiş olduğu merhamet-i selamlarını can beraberi kabul etmişlerdir.
Muhammed Lütfî, (Rahmetullahi Aleyh)
Ahmed Ersöz’ün naklettiğine göre bir başka zaman Bediüzzaman’ın talebelerinden Salih Özcan Üstad’ın selamını Efe hazretlerine ilettiğinde Alvar İmamı şöyle demişti: “Bediüzzaman bizim medar-i iftiharımızdır. Biz onun duacısıyız. O da bize dua etsin.”
KAYNAKLAR
1-Son Şahitler-Necmeddin Şahiner–1/318-Nesil Basım Yayın
2-Alvarlı Efe Hazretleri-sh:163-Ahmed Ersöz-Nil Yayınları
3-Barla Lahikası-İhlas Nur Neşriyat
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
m.besim Bedircan, 2012-01-02 21:35:00
Şeh muhamet kufrevi benim öz be öz dedemdir
Bu yoruma katılıyor musunuz ?
resul, 2008-06-06 04:27:54
allah razı olsun daha fazla bilgi edinmek istiyorum
Bu yoruma katılıyor musunuz ?
mitat efe, 2006-10-14 11:43:46
ALLAH razı olsun
Bu yoruma katılıyor musunuz ?
DİĞER YAZILAR
KASIM KÜFREVİ(1920-1992)
Şeyh Abdülbaki Efendi’nin oğlu olan Kasım Küfrevi Bey, 1 Mart 1336 (1920)’da Bitlis’in İ
ŞEYH NESİM KÜFREVİ
Şeyh Nesim Efendi, Muhammed Küfrevi hazretlerinin torunu ve Şeyh Abdülbaki Efendi’nin büyük
ŞEYH ABDÜLBAKİ KÜFREVİ
Şeyh Abdülhadi’nin 1914’de vefatından sonra Küfrevi postuna oturan pek muktedir bir mürşid
ŞEYH ÂSIM TUREL HAZRETLERİ
Şarkın büyük âlimlerinden, Bediüzzaman’ın da hocası olan Şeyh Fethullah el-Verkânisî’
UŞŞAKİ MEŞAYIHINDAN HÜSEYİN VASSAF EFENDİ-1.Bölüm
Harf Devriminin hemen öncesinde Preveze’den Bahçesaray’a; Medine-i Münevvere’den Saraybosna
PROF. DR. ESAD COŞAN HOCAEFENDİ-4.BÖLÜM
Esad Hocaefendi; Avustralya ‘da geçirdiği günlerin her birini ayrı değerlendirir. Koca
PROF. DR. ESAD COŞAN HOCAEFENDİ-3.BÖLÜM
1980’ler Türkiye’de İslami hareketin hızla geliştiği, Müslümanların hizmetlerini
PROF. DR. ESAD COŞAN HOCAEFENDİ-2.BÖLÜM
Hocaefendi’nin; Mehmed Zahit Efendi Hazretlerinin elinden tutması ile sohbetlere başladığ
PROF. DR. ESAD COŞAN HOCAEFENDİ-1.BÖLÜM
Esad Hocamız; 14 Nisan 1938’de Çanakkale’nin Ayvacık İlçesinin Ahmetçe Köyünde d
MUZAFFER ÖZAK EFENDİ(1916-1985)-3.Bölüm
Muzaffer Efendi’nin irşad halkası genişledikçe, hizmetleri de genişler. Tam bir aksiyon adam
- MUZAFFER ÖZAK EFENDİ(1916-1985)-2.Bölüm
- MUZAFFER ÖZAK EFENDİ(1916-1985)-1.Bölüm
- ALVARLI EFE HAZRETLERİ-2.BÖLÜM
- ALVARLI EFE HAZRETLERİ(1868-1956)-1. BÖLÜM
- ESAD ERBİLİ(1847-1931)
- ALİ HAYDAR EFENDİ (1870-1960)
- ABDÜLHAKİM ARVASİ HAZRETLERİ(1865-1943)
- ABDÜLAZİZ BEKKİNE (1895-1952)
- EFE HAZRETLERİ VE BEDİÜZZAMAN
- MEHMED ZAHİD KOTKU HAZRETLERİ(1895-1980)
- ULEMANIN GÖZÜYLE MEHMED ZAHİD KOTKU HAZRETLERİ
- SAMİ EFENDİ VE BEDİÜZZAMAN
- SAMİ EFENDİ HAKKINDA ULEMANIN GÖRÜŞÜ
- RAMAZANOĞLU MAHMUD SAMİ EFENDİ (1892-1984)
- ULEMANIN GÖZÜYLE SÜLEYMAN HİLMİ TUNAHAN HAZRETLERİ
- SÜLEYMAN HİLMİ TUNAHAN HAZRETLERİ(1888-1959)
Onlar, bollukta da, darlıkta da infak edenler, öfkelerini yenenler ve insanlar (daki hakların)dan bağışlama ile (vaz) geçenlerdir. Allah, iyilik yapanları sever.
AL-İ İMRAN,134.AYET
GÜNÜN HADİSİ
Kim bir oruçluya iftar ettirirse, kendisine onun sevabı kadar sevap yazılır. Üstelik bu sebeple oruçlunun sevabından hiçbir eksilme olmaz.
Tirmizi, Savm 82, (807); İbnu Mace, Sıyam 45, (1746)
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...