Ä°slam demokrasiye nasıl bakıyor? Ä°slam’da din ile politika neden ayrı deÄŸildir?


2005-10-13 13:54:57

Demokrasi, İslam’ın yadırgadığı bir sistem değildir. Bilakis, İslam’ın koymuş olduğu hukuk sistemi demokrasinin çok ilerisindedir. İslam tarihi boyunca, bir Hıristiyan mimar ile bir padişah aynı hâkimin önünde yargılanabilmiştir ve bunun sayısı hiç de az değildir. Kadına o kadar yetkiler haklar vermiştir ki o, İslam’ın o geniş dünyasında rahatça yaşarken, daha 1700’lü yıllarda bile Avrupa’da kadının ruhu var mıydı, yok muydu tartışılıp duruyordu.

Bugün kadınların meclise girebildiğinden övgüyle bahsediliyor. Halbuki bir kadın Hazreti Ömer’in karşısına çıkıyor, şurada şurada hata ediyorsun diyor ve önemli bir hukuki konuda hükmün değişmesine sebep oluyordu. Yani kadın kendi görüşünü rahatça söyleyebiliyordu. Bugün başörtüsü yasağı var. O gün, kadınlar bütün iffetlerini koruyarak, hayata atılıyor, insanlara öğretmenlik yapıyor ve Peygamberimize gelerek ilim öğreniyorlardı.

Demokrasiden daha ileri olan bir semavi sistem veriyordu bu imkânları onlara.

Din, hayattır. Hayatın hayatıdır. Din hayatın bütün alanlarına bakar. Dolayısıyla aileden dini çıkarıp atamayacağınız gibi, meclisten de çıkarıp atamazsınız. Dinin hükümleri evrenseldir ve ebedidir. Bütün insanları kucaklar. Fakat, kastettiğiniz şey dinin politikaya alet edilmesi ise bu doğru değildir. Biz de tasvib etmiyoruz. Ama bir meclis başkanı namazını kılıyorsa, bir cumhurbaşkanı orucunu tutuyorsa, burada din devlet işine karışmamalı denmez, denemez. Din bütün hayatı tanzim eder. Din devlet konusunda ancak yüzde iki buçukluk bir yer ayırmıştır. Bu da demektir ki, dinimizde belli bir devlet şekli yoktur. Bazılarının şeriat diye diye insanları korkutmasına bakmayın, bazılarının da biz İslami devlet kuracağız demesine aldırmayın. İslam, belli başlı prensipleri koyarak insanları sistemin şekli konusunda serbest bırakır. Mesela, der ki, adaletli olacaksınız. Yani hak sahibine hakkını vereceksiniz. Mesela der ki, şura olacak. Yani istişare edeceğiniz bir meclisiniz olacak. Mesela, der ki, Allah’a isyan olmayacak. Tevhid düşüncesi korunacak. Bunları sistematize etmek, insanlara kalır. Dört halifenin seçilmesine ve yönetim şekline bakalım, hepsinin de sistemi ayrı ayrıdır. Ayrı sistemle seçilmişler ve teferruatta pek çok farklı idareleri olmuş. Bu da demektir ki, İslam her şeyiyle belirlenmiş bir sistem koymuyor önümüze. Dediğimiz gibi, İslam Hukuku içerisinde devlet sisteminin yeri ancak yüzde iki buçuktur. Kur’anda devlet diye bir söz işitmezsiniz ama aile, kadın, terbiye, borç, cezalar, miras, evlilik, boşanma, hak-hukuk ve toplumun huzuruna dair pek çok ayet ve hüküm görürsünüz.

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

yakup selim, 2008-10-05 07:05:54

güzel bir yorum ama konsept gereği sanırım teferruata girilmemiş.burda şu soru akla geliyor.kur'an da şu mealde bir ayet var:"müslümanları ancak müslümanlar idare eder(yönetir).siyasal islamın kendine meşruiyet alanı bulması yönünden bu ayeti nasıl izah edersiniz? cevabınızı bekliyorum tşkkr ederim...

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

DÄ°ÄžER YAZILAR

Soru: Mü’min olduÄŸumuz halde niye geri kaldık?

Soru: Mü’min olduÄŸumuz halde niye geri kaldık?

Bu soru zaman zaman görsel ve yazılı basında, zaman zaman da dost meclislerinde gündeme geliyor

Soru: İslamın kadına bakış açısını kısaca belirtebilir misiniz?

Soru: İslamın kadına bakış açısını kısaca belirtebilir misiniz?

Dinimizde, kadın aynen erkek gibi cemiyetin bir parçası olarak kabul edilir, görüşü alınır

İnkâr edenler, Allah'ın yolundan ve -yerli, taşralı- bütün insanlara eşit (kıble veya mâbed) kıldığımız Mescid-i Harâm'dan (insanları) alıkoymaya kalkanlar (şunu bilmeliler ki) kim orada (böyle) zulüm ile haktan sapmak isterse ona acı azaptan tattırırız.

Hac,25

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

Sehavet sahibi Allah'a yakındır, insanlara yakındır, cennete yakındır, cehennemden uzaktır. Cimri ise Allah'tan uzaktır, insanlardan uzaktır, cennetten uzaktır, cehenneme yakındır. Cahil sehavet sahibini Allah, cimri ibadet düşkününden daha çok sever."

Tirmizi, Birr 40, (1962)

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI