"İçimden İbadet Etmek Gelmiyor"


2006-06-13 22:37:33

Asi birinden bir söz geldi kulağıma, diyormuş ki, "İçimden ibadet etmek gelmiyor!" Nefsimi dinledim, baktım nefsim de aynı şeyi söylüyor. Anladım ki, şeytandan ders alan o adam, o sözü, bütün nefs-i emmareler adına söylemiş.

Düşündüm.. Nefsim istemiyor diye ibadet etmeyeyim, namaz kılmayayım ama nasıl? Hangi mazereti ileri süreyim? Deli değilim, hayvan değilim, çocuk değilim. Çünkü Allah bunlardan hiç bir şey istemiyor. Ne namaz, ne oruç, ne hac, ne zekât, ne de kelime-i şehadet. Çünkü onların bunları yapmaya zaten kabiliyetleri yok.

İnsanım, akıllıyım, müslümanım, buluğ çağına ermişim. Öyleyse nasıl ibadet etmeyeyim, neden namaz kılmayayım?

Habib-i Neccar aklıma geldi. Antakya halkından inanmış biri. Allah'ın gönderdiği elçilere baş kaldıran Antakya ileri gelenlerini insafa ve itaata çağıran Habib-i Neccar...

Puta tapan Antakyalılara insafça ve insanca düşünmeyi öğretmek için şöyle demişti:

"Beni Yaratana ne diye kulluk etmeyeyim?1 Ben sizi de kendim gibi düşünüyorum. Ben beni yaratana kulluk etmeyi borcum, vazifem bilirim, çünkü beni yaratmıştır. Ona karşı bu vazifemi yapmamak için hiçbir özrüm ve mânim yok. Hâlbuki siz de ona döndürülüp götürüleceksiniz. O halde Ona kulluktan nasıl kaçınırsınız?2

Ben Ondan başka tanrılar edinir miyim? Eğer Rahman olan Allah bana bir zarar vermek isterse, tanrıların şefaati bana fayda vermez, beni kurtaramazlar. Doğrusu o takdirde apaçık bir sapıklık içinde olurum. Hâlbuki ben sizin de Rabbınız olan Allah'a inandım. O halde beni dinleyin, (Allah'dan gelen) bu elçilere uyun.."3

(Azgınlar bu sözleri dinlemeyip o zatı taş yağmuruna tuttular. Tam öleceği esnada ona) "Gir cennete!" denildi. Bu ilahi müjdeyi duyan zat, "keşke, dedi, kavmim bunu bilseydi!" Rabbimin beni iyiliğime bağışladığını ve ikram edilen kullarının içine aldığını bir bilselerdi."4

Habib-i Neccar kavmi hakkında böyle temennide bulundu. Demek kavmini unutuvermemiş, kin ve intikam da beslememiş, düşmanlarına bile merhamet eden evliya ruhiyle istemişti ki kendinin erdiği saadeti bilseler de, cinayetlerine, küfürlerine tevbe edip iman ve itaat yolunu tutsalar...5

Görülüyor ki cennet, Allah için çekilen acının, sancının, ölümün hemen ucunda... Öyleyse ben nasıl ibadet etmeyeyim?

Evet ibadet etmeyeyim, etmeyeyim ama nasıl? Ücret almışım, onun karşılığını ödemem lazım.

Yüce Yaratıcı beni varlık âlemine çıkarmış, kâinatla münasebet haline getirmiş, iştahlı bir mide vermiş, bütün yiyecekleri önüne koymuş; duyarlı bir hayat vermiş, yeryüzü gibi bir nimet sofrasını gözümün, kulağımın, ellerimin önüne sermiş. Beni insan olarak yaratmış mülk ve melekût gibi geniş bir nimet sofrasını önüme açmış.

Sonra beni en büyük insanlık olan İslamiyet’le tanıştırmış, mümkinat dairesiyle beraber Esma-i Hüsna ve mukaddes sıfatlar dairesini içine alan lezzet, saadet ve nimet sofrasını önüme dizmiştir. Sonra imanın bir nuru olan muhabbet duygusunu fıtratıma yerleştirmekle beni sonsuz bir lezzet ve saadete gark eylemiştir.

İşte ey nefsim! Sen bu ücretleri almışsın. Kulluk gibi rahat, hafif ve lezzetli bir hizmetle görevlisin.

Bu kadar ücrete karşılık, bu kadar rahat bir vazifeyi yapmamak veya tembellik göstermek yarım yamalak yaptığın zaman da eski ücretler yetmiyormuş gibi, çok büyük şeyleri hak etmişçesine istemek ve "Niçin duam kabul olmuyor" diye nazlanmak6 ne büyük ayıp, ne büyük günahtır!.

Büyük Mütefekkir, Hasbunallahu ve ni'melvekil'in tefsirini yaparken diyor ki: "Hasbuna'daki Na da bulunan "ENE"ye yani kendime baktım, gördüm ki: Hayvanat içinde beni dahi menşeim olan bir katre sudan yaratan yaratmış, mucizane yapmış, kulağımı açıp gözümü takmış, kafama öyle bir dimağ, sineme öyle bir kalb, ağzıma öyle bir dil koymuş ki o dimağ o kalb ve o dilde rahmetin bütün hazinelerinde biriktirilen bütün Rahman; hediyeleri, atiyyeleri tartacak, bilecek yüzer mizancıkları, ölçücükleri (yerleştirmiş). Esma-i Hüsna'nın sonsuz cilvelerinin definelerini açacak, anlayacak binlerce aletler yaratmış, yapmış, yazmış. Kokuların, renklerin sayısınca tarifeleri o aletlere yardımcı vermiş..."7

Öyleyse bana ne oluyor ki ben, beni yaratana maddi ve manevi nimetlerle beni donatana ibadet etmeyeyim?

Ey ibadetsiz ve namazsız insan! Yüce Allah seni yokluk karanlıklarından çıkarmakla sana kötülük mü etti? Seni insan yaratmakla, akıl vermekle, o akılla seni medeniyet harikalarına kavuşturmakla sana kötülük mü etti ki beş vakit namaz gibi bir teşekkürü ona çok görüyorsun? Dinden, imandan ve camiden uzak yaşıyorsun?

Merkebin sırtından alıp, otomobile bindirmekle, kağnıdan indirip traktöre çıkarmakla, attan alıp uçağa oturtmakla, hepsinden önemlisi seni müslüman yaratıp cennete namzet kılmakla sayısız nimetleri önüne koymakla sana kötülük mü etti ki sen ibadeti gündemine almıyor, insanca ve müslümanca yaşamaya yanaşmıyorsun?

Seni yaratan Yüce Allah sana sesleniyor:

Ey insan! Bu kadar cömert Rabbine karşı seni aldatan nedir?8

Nefsim adına "İbadet etmek içimden gelmiyor" sözünden utanıyorum. Yine nev'im adına nerden nereye geldiğimi bana hatırlatan

Ayağidik baş olduk / Kuru idik yaş olduk

Kanatlandık kuş olduk / Uçtuk Elhamdülillah,

mısralarıyla da iftihar ediyorum.

Başkalarını bilmem ama ibadetsiz ve namazsız yaşamak insana yakışmıyor...

Dipnotlar:

1. Yasin, 22

2. Hak Dini Kur'an Dili, Elmalılı, M. Hamdi Yazır, c. 6 s.4018

3. Yasin, 23-25

4. Yasin, 26-27.

5. Elmalılı M. Hamdi Yazır, a.g.e, c. 6, s.4019.

6. Orijinal için bkz. Sözler, Bediüzzaman Said Nursi, 24. Söz, 5. Dal 2. Meyve,

7. Şualar, Bediüzzaman, Said Nursi, 4. Şua, 3. Mertebe-i Nuriye-i Hasbi-ye, s. 54.

8. İnfitar, 6.

Vehbi Karakaş

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

esengül özer, 2006-11-09 22:18:27

her zaman olduğu gibi bediüzzaman said nursi h.z. her dersinde kendi ve bizim nefislerimize hitap ederek en güzel şekilde sorularımıza cevap veriyor o yüce zatı tanıttıran mevlama hamdü senalar olsun ve bu yazıları bu güne kadar getiren müslüman kardeşlerimden allah razı olsun iman esaslarını ve nefis terbiyesini bu derslerde öğrendim saygı ve sonsuz muhabbetle

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

MUSTAFA, 2006-09-13 10:11:03

mukemmel bir yazi ya Vehbi Karakasin eserlerini bundan sonra takip edecegim..cunku anlatimi tarzi cok hos Allah ondan razi olsun sizdende eklemissiniz sayenizde istifade ettik...saygilar...

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

DİĞER YAZILAR

MUALLİMLERİMİZ NELERE DİKKAT ETMELİ?

MUALLİMLERİMİZ NELERE DİKKAT ETMELİ?

İnsanları tenvir ederek cehaletten halas eden, onları atalet ve sefaletin karanlık gecelerinden

HÜRRİYET ADINA KAYBETTİKLERİMİZ

HÜRRİYET ADINA KAYBETTİKLERİMİZ

Dr. Alexis Carrel Her insan keyfine göre yaşamak ister. Bu insanın doğuştan gelen bir dileğid

ŞAFAĞIN IŞIĞINDAKİ SIR

ŞAFAĞIN IŞIĞINDAKİ SIR

“Annemin memnun bir eda ile: “Bu sabah kahvaltıdan önce ne yaptığımı dünyada tahmin edeme

UBEYDULLAH-I AFGÂNÎ İLE SEBÎLÜRREŞÂD İDÂREHÂNESI’NDE BİR MUHÂVERE

UBEYDULLAH-I AFGÂNÎ  İLE SEBÎLÜRREŞÂD İDÂREHÂNESI’NDE  BİR MUHÂVERE

Ubeydullah-ı Afgānî” nâmında bir zât tarafından geçenlerde Kavm-i Cedîd ünvânıyla neş

MAÂRİF, DİN EĞİTİMİNİ EN İYİ ŞEKİLDE VERMELİDİR

MAÂRİF, DİN EĞİTİMİNİ EN İYİ ŞEKİLDE VERMELİDİR

İnanmak yaradılışın bir gereğidir. Din, aklın mâverâsında, zekânın fevkinde bir mürşi

MELİK FAYSAL’IN YAHUDİ KİSSİNGER'E VERDİĞİ TARİHİ CEVAP

MELİK FAYSAL’IN YAHUDİ KİSSİNGER'E VERDİĞİ TARİHİ CEVAP

Melik Faysal'ın en önemli gayelerinden birisi, Filistin meselesi ve Mescid-i Aksâ'nın hürriyeti

NESLİN EĞİTİMİNDE MAARİFE DÜŞEN VAZİFELER

NESLİN EĞİTİMİNDE MAARİFE DÜŞEN VAZİFELER

Mânevîyatsız ilmin, beşeriyete felâh ve huzur yerine, şüphe, tereddüt, hatta ızdırap verdi

NASIL BİR MAARİF?

NASIL BİR MAARİF?

Yıllardır ilmî ve fikrî çalışmalarım arasında memleketimizin mânevî, ahlâkî, derûnî

GENÇLERİ HEDONİZM ÇILGINLIĞINA İTENLER

GENÇLERİ HEDONİZM ÇILGINLIĞINA İTENLER

Diyorlar ki: Dünyaya bir kere gelinir. Sonun başlangıcı yoktur. Gülün, eğlenin, bir yıldır

HİCRET VE HAREKET

HİCRET VE HAREKET

Hicret, tâ ezelden ebede, âlem-i vücubdan âlem-i imkâna, daire-i ilimden daire-i kudrete, tâ

ORUÇ, ORUÇ BOZMAK VESAİRE

ORUÇ, ORUÇ BOZMAK VESAİRE

Ramazan ayının hususiyeti oruç. Orucun hususiyeti de kendisine ait meseleler. Başında; tutan tu

Elbette onların etleri ve kanları Allah'a ulaşmayacaktır. Ancak O'na sizin takvanız erecektir. Onları bu şekilde sizin buyruğunuza verdi ki, size yolunu gösterdiğinden dolayı, Allah'ı tekbir ile yüceltesiniz.

Hac:37

GÜNÜN HADİSİ

İki müslüman birbiriyle karşılaşıp da el sıkışılarsa, ayrılmazdan evvel günahları bağışlanır.

(Riyazü's-Salihin)

TARİHTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI