HİKMET DAMLALARI-8

Mehmed Kırkıncı Hocaefendinin sohbetlerinden notlar'ın sekizinci bölümünü istifadenize arz ediyoruz.


Yusuf HAS

yusufhas@mynet.com

2007-02-14 07:25:04

· On kardeşten birisine desen ki “ben senin babanım” Gerektir ki on kardeşin hepsine sahip olasın. Onuna birden sahip olamayan(baba olamayan) birine olamaz. Aynen öyle de bütün alyuvarlara sahip olamayan bir tanesine, yıldızlara sahip olamayan ağaca, sivrisineğe sahip olamayan güneşe sahip olamaz.

· Her sofranın, her yemeğin bir faturası vardır ve bu faturanın ücreti ödenmeden lokantadan çıkılmaz.

-Midenin sofrası-kainatın bahar sofrası

-Gözün sofrası güneş ve kainat sofrası

Ciğerlerin sofrası atmosfer sofrasıdır.

Yetmiş sene bu sofradan yiyen bir insan elbette bir gün hesaba çekilecek ve fatura ödettirilecektir. Sofradakilerden biri, bir günlük masrafı azim yekun teşkil eden Güneş olursa, bu ağır fatura nasıl ödenebilir? Bu fatura ancak külli bir niyetle, hadsiz bir itikad ile ödenebilir.

· Dolmuşa binen her kişi, muavinin “paralar” hitabına mahzar olur. Yani, mutlaka o vasıtanın taşıma ücreti istenir. Biz duymazlıktan gelmeye çalışıp, uyuyor süsü versek muavin bu defa daha sert bir şekilde “paralar” diye bağıracaktır. Neticede gerçekten uyuyor olsak bile bizi uyandırıp bizden parayı alacaktır. Eğer vermemekte direnirsek bizi arabadan aşağı indirecektir. Aynen öylede vasıta-yı ilahi olan küremizin üzerinde muazzam bir süratle seyahat ediyoruz. Elbette bunun ücreti bir gün bizden istenecektir. Seyahat faturası bize ödettirilecektir.

· Kâfir, çantası elinde, nereden gelip nereye gideceğini ve ne için geldiğini bilmeyen, çantasında ne olduğunu bilmeyen ahmak, sarhoş bir yolcu gibidir.

· İğne ustasız olmaz, her şey bir müessir ister. Demir işleriyle uğraşan bir adam “filan depoya bir ton demir koymuştum. Sabahleyin bakmaya gittiğimde bir de ne göreyim, hepsi iğne olmuşlar.” dese yanındakiler hep beraber o adamın üstüne gülerler.

· Hayatı bize Cenab-ı Hakk vermiştir. Allah’ın(cc) bize verdiği hayat, zatından bir parça koparak olmamıştır. Mesela, ben size bir söz söylesem bu kelamım kulaklarınıza gelince benden bir parça kopup size mi geliyor? Hayır. Kelamın zuhuru vücuduma bağlıdır. Eğer ben olmasam kelam söyleyecek kimse olmaz, dolayısıyla da kelam olmaz. Aynen öyle de, kelam sıfatının tecellisi Kur’an olduğu gibi, Kudret sıfatının tecelisi de mahlukattır.

· Allah’ın sanatı ile insanın sanatı arasında nihayetsiz farklar vardır. Allah, topraktan insan yapıyor da, insan topraktan ancak çömlek yapabiliyor. Allah gerçek limonu yapıyor,insan ise cansız, faydasız, kokusuz, gıdasız olan naylon limonu ancak yapabiliyor.

· Kainat Allah’ın tazyiki altındadır. İnsan gece ve gündüz-açlık vs.nin tazyiki, hakimiyeti altındadır.Bu hakimiyet altında oluş ise insanın menfaatinedir. Mesela, çocuk devamlı annenin tazyiki altındadır ama anne onun devamlı iyiliğini düşünür. Öyle de, Allah’ın kullarına yaptığı tazyikin kullarına pek çok menfaati vardır.

· Madde rikkat peyda ettikçe hayat şiddet kazanır. Mesela, sivrisinek madde itibarıyla filden gayet küçük ve kuvvetsizdir. Öyle olduğu halde filden daha zeki, daha cesur ve sanatlıdır.Ondaki hortum ve ondaki vücut yapısı küçük bir yere sığıştırılmış olmasından filden daha sanatlıdır.

· Bir lamba bir adamı da bin adamı da yorulmadan aydınlatabilir. Güneş de bir lambadır ve Allah’ın kudreti de böyledir. Bir şeye de bin şeye de kudretinin tecellisi aynıdır.

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

Şüphesiz o, korunmuş bir kitapta (yazılı) olan pek şerefli/değerli Kur'an'dır ki O'na temiz olanlardan başkası dokunamaz.

(Vakıa, 77-78-79)

GÜNÜN HADİSİ

Îmân altmış kadar şu'bedir. Hayâ da îmânın bir şu'besidir.

BUHARİ,KİTÂBÜ'L-ÎMÂN, EBU HUREYRE(r.a.)'dan

TARİHTE BU HAFTA

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI