HİKMET DAMLALARI–13

Mehmed Kırkıncı Hocaefendi'nin sohbetlerinden notlar


Yusuf HAS

yusufhas@mynet.com

2007-05-10 00:35:12

· İslam fıtri bir dindir. Her şeyi yaratılışa uygundur. Gıybet, iftira vs..İslam gelmeden önce de kötüydü, İslam geldi onları yasak etti.

· Bazen söz kısa söylenir, ta ki manası uzun olsun. Söz uzarsa manası kısalır.

· Mürekkepten meydana gelen yazıda bir ruh vardır. O ruh mürekkepten değil yazandan gelir. Daha önce o mürekkepte bir ruh sezilmiyordu. Yazıda yazandan gelen bir ruh var. Fakat o ruh yazar değil. Allah toprağa ve insana ruh verdi. -Haşa- o ruh Allah değil.

· Hakikat köyüne gitmek için hakikat yolunu takip etmek gerek. Eserlerden sadece imani meseleleri okuyanların imanı kuvvetleşir. Fakat sair kısımları okumasa metotta yanlışlık yapar. "Tabiatçıların dinsiz kısmına derim" ifadesi metod icabıdır. Böyle demesinin sebebi eserini tabiatçılara okutmak içindir.

· Babasızlığa, mesleksizliğe, ilimsizliğe dayanamayan insan Hâlıksızlığa nasıl dayanır?

· Bir kimse bir mesleği tercih edebilir ve bir okulu okuyabilir. Bütün meslekleri bilmeye ve her okulu okumaya kalkışırsa mesleksiz ve cahil kalır. Kitap okumak da öyle.

· İnsan sevdiklerinden emin, sevmediklerinden ise tedirgin olur. Bu tedirginlik ona zahmet, acı ve elem verir. Bu yüzden insanları sevmeye çalışmalı.

· Düsturları başkalarının bunlara uyup uymadığını tenkit için değil, kendimiz için okuyacak ve öğreneceğiz. İhlas ve uhuvvet risalelerini sadece başkalarına okumak ihlahsızlık ve uhuvvetsizliktir.. Bir alim( Malazgirtli merhum Abdullah Doğru Hocaefendi) başkalarını irşad ede ede kendisi mürşitsiz kalmış. Vaaz ve sohbet ettiği kişilerde olan ihlâs kendisinde yokmuş. Her şeyi başkalarına anlatmak için öğrenirmiş. Zamanla Nur risalelerinden bir risale eline geçmiş ve kemal-i ihlâsı kazanmış. Bu hususta şöyle diyormuş; "Ben eskiden başkalarını karşıma koyup her şeyi onlar için söylerdim. Risale-i Nur'u görünce, kitabı elime, nefsimi karşıma aldım. O andan itibaren ihlâsı kazandım."

· Beşer kanunuyla insanları ıslah etmeye çalışmak yağmura bedel tükürükle tarla sulamaya benzer.

· Bir tüccar sabahleyin dükkânını açtıktan sonra orada durmadan başka dükkânlara giderek onların zarar, kâr ve ticari durumlarını öğrenirse akşama hiçbir şey yapmadan dükkânını kapatmak mecburiyetinde kalacaktır. Bu tüccar her gün böyle yaparsa eninde sonunda iflas edecektir. Bu adamın yapacağı iş, dükkânında durup, gelen müşteriye mallarını satmaktır, satmaya çalışmaktır. Aynen öylede bizim vazifemiz İslam'ı öğrenip yaşamaktır. İslam'ı öğrenip de bunun uygulamasını başkasında arar, kendimizi ihmal edersek manevi hiçbir kâr elde edemeden, dar-ı bekaya gidiveririz. Üstelik tenkit ettiğimiz insanların lanetine uğramış olarak..

· Zenginliğimiz, güzelliğimiz vs ile kendimizin üstün olduğumuzu belki iddia edebiliriz. Çünkü bunlar ölçülebilen ve sezilen şeylerdir. Fakat manen yüksek olduğumuzu hiçbir zaman iddia edemeyiz. Görünüşte ehl-i hizmet biri olarak bile gözüksek, kendisi yanıp da başkalarının aydınlatan mum veya çok kimseleri doyurup yok olan elma gibi olabiliriz. İhlâs ve takva terazisi elimizde olmadığından bu hususta ileri geri konuşamayız, hiçbir şey söyleyemeyiz.

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

Size yasak edilen büyük günahlardan kaçınırsanız, kusurlarınızı örteriz ve sizi ağırlancağınız şerefli bir yere yerleştiririz.

Nisâ, 31

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

Allah ister ki,biriniz bir iş yaptığı zaman onu en güzel ve en sağlam bir şekilde yapsın.

Buhari

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI