TELAŞ VE TALAŞ

Sultan İkinci Mahmud kalın sesli olduğundan telaş kelimesini talaş şeklinde telaffuz eder, bu da çevresindekilerinin dikkatini çekermiş. Musahib Saib Efendi buna bir çare bulmayı düşünmüş


M. Semih Yıldız

aheste20@mynet.com

2007-09-01 03:39:20

Sultan İkinci Mahmud kalın sesli olduğundan telaş kelimesini talaş şeklinde telaffuz eder, bu da çevresindekilerinin dikkatini çekermiş. Musahib Saib Efendi buna bir çare bulmayı düşünmüş. Nihayet, bir sabah huzura çıktığında,

-Efendim, demiş. Kulunuza geçmiş olsun buyurmuyorsunuz. Dün oldukça ciddi bir kaza geçirdim.

-Hayrola Saib, ne oldu?

Saib Efendi anlatmaya başlamış;

-Saye-i şahanenizde, çakerhânenizi tamir etmiştik. Yapıdan çıkan talaşları ise, bahçenin bir köşesine yığmıştık. Bizim Arap aşçı, patlıcan kızartmak için bir kucak dolusu talaş alıp ocağa atınca, talaş birdenbire parlamış. Arap telaşa düşmüş. Arap telaş ettikçe talaş parlamış. Talaş parladıkça Arap’ın telaşı artmış…

Padişah, “talaş” ve “telaş” kelimelerinin böyle birkaç kere tekrarlanmasından dolayı, onun maksadını anlamış ve “Anladım Saib, anladım. Sus artık” diyerek bahsi kapattırmış.

Kaynak:

Köprü Dergisi-Eylül–1978- Sayı:18

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

Her can ölümü tadacaktır. Sonra bize döndürüleceksiniz.

Ankebut, 57

GÜNÜN HADİSİ

Her insan hata yapar. Hata edenlerin en hayırlıları tevbe edenlerdir."

Tirmizi

TARİHTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI