ASR-I SAADET ANILARI-15

HZ. HALİD’İN AZLİ VE SARSILMAYAN DEVLET İDARESİ Bilindiği gibi, ilk İslam fetih zincirinde vesilelik yönüyle Hz. Halid Bin Velid’in payı çok büyüktür. Hatta bir zaferi sonrası halife Hz. Ebubekir’in söylediği şu söz çok meş


Salih Okur

nedevideobendi@gmail.com

2007-09-01 03:51:53

HZ. HALÄ°D'Ä°N AZLÄ° VE SARSILMAYAN DEVLET Ä°DARESÄ°

Bilindiği gibi, ilk İslam fetih zincirinde vesilelik yönüyle Hz. Halid Bin Velid'in payı çok büyüktür. Hatta bir zaferi sonrası halife Hz. Ebubekir'in söylediği şu söz çok meşhurdur; "Analar Halid gibisini doğurmakta acizdir."

Biz burada, Hz. Ömer devrinde idarenin nasıl oturduğuna bir misal olarak Hz. Halid'in azline yer vereceğiz. Peşi peşine kazanılan başarılar bazen komutanları devlet idaresine karşı tavır almaya ve kuralları çiğnemeye götürebilir-Afrika, Güney Amerika ve başka bazı ülkelerde ise beceriksiz ordular ve kumandanları asli işleri yerine sivil hayata müdahale ile uğraşırlar o ayrı mesele-örneğin İkinci Dünya Savaşının Pasifiklerde sona ermesinde mühim bir rol oynayan Mc Arthur'un daha sonraları tavırları ve Kore savaşı sırasında fevri hareketleri, en sonunda da ABD başkanı tarafından işten el çektirilmesi gibi..

Yermük zaferinin sonunda Hz. Halid, Halife Hz. Ömer'in emriyle, genel kumandayı Ebu Ubeyde hazretlerine vererek, onun emrinde bir kumandan olarak çalışmaya başlamıştı.

Hicretin 17. senesiydi. Hz. Halid, bir gün bir şaire mükâfat olarak 10 bin dirhem vermişti. Hz. Ömer bunu haber alınca, onun Suriye'deki görevine son verdi.

Hz. Halid'in azledildiği haberini getiren memur, umumi bir toplantıda, şaire verdiği parayı nerden bulduğunu kendisinden sordu. Hz. Ömer memura komutanın hatasını itiraf ederse affedilmesini söylemişti. Fakat Halid(RA) hatasını itiraf yanaşmadı. Bunun üzerine, gelen elçi azledilme alameti olarak Hz. Halid'in başlığını başından çıkarmış, kemerini de boynuna dolamıştı. Muzaffer komutan bu durum karşısında hiç ses çıkarmamıştı.

Humus'a vardığında askerlerine azline dair bir nutuk söylemiş ve şöyle demişti; "Müminlerin emiri beni Suriye'de orduların komutanlığına tayin etmişti. Memleketleri fethettikten sonra beni azletti."

Daha önce emrinde çalışan bir asker ona şu karşılığı verdi; "Kumandan! Dilinizi tutunuz. Çünkü bu gibi sözler isyan ve ihtilal çıkarabilir."

Hz. Halid "Evet" dedi. "Bu gibi sözler belki bir şey çıkarabilir. Fakat Ömer yaşadıkça hiç kimse böyle bir şeye cesaret edemez."

İSLAM'IN GETİRDİĞİ MANEVİ GÜÇ

İslam'ın verdiği manevi moral güç, Sahib-i Kadib(ASM)'ın birbirinden ilginç askeri taktikleri, Kur'an'ın şehadet ve cihada verdiği önem, İslam'ın ordu nizamına getirdiği yenilik ve düzen ile Sadr-ı İslam'da Müslüman ordular yenilmez bir güç haline gelmişlerdi.

Ayrıca, o zamanlar savaş meydanından kaçmak büyük bir utanç vesilesi idi. Mesela Hz. Ömer'in hilafeti döneminde yaşanan Cisr bozgunu sonrası firari damgasını almış olanlar senelerce münzevi yaşamışlar ya evlerinden çıkmamış, ya da ağlayarak, herkesten yüzlerini saklamaya çalışmışlardı. Bunların içinde Medine'de olup, hayata küsenleri bizzat Hz. Ömer efendimiz ziyaret edip, teselli vermeye çalışmış ama onlar bir türlü sükûnet bulamamışlardı.

Ayrıca İslam orduları Fahr-ı Âlem(SAV)in elinde çok ince bir intizama girmişlerdi. Her şey ince ayrıntılarına kadar düşünülmüştü. Mesela İslam ordusunun askeri bir kaidesi, başkumandanın "Allahu Ekber" nidasını yükseltmesidir. Bunu müteakip bütün ordu silahlarını hazırlar, ikinci nidayı beklerdi. İkinci tekbir ile silahlar kınından çekilir, üçüncü avaz ile de hücum başlardı.

İranlılar ile yapılan Büveyh savaşında ikinci tekbir getirildiği sırada Sasaniler hücuma geçince, İslam askerlerinden bazıları da hatlarından çıkmış ve saldırıya geçmişlerdi ki, kumandan olan Hz. Müsenna'nın gür ve hüzünlü sesiyle kendilerine gelebildiler; "Allah rızası için, bu tarz hareketle İslam'ın mukaddes namını kirletmeyiniz!" Bu haykırışı duyan askerler pişmanlıkla saflarına dönmüşlerdi.

Kur'an'ın verdiği moral güç de çok önemlidir. Mesela, Cahiliye döneminde Araplar, İranlıların yenilmez bir kuvvet olduğuna kâni olmuşlardı. Ama İslam bu anlayışı kökünden yıktı; " "Ey Nebi! Mü'minleri savaşa teşvik et! Sizin sabırlı yirmi kişiniz onlardan iki yüz kişiye galebe çalar. Sizin yüz kişiniz inkâr edenlerden bin kişiyi yener, çünkü onlar, aklı ermeyen bir güruhtur." (Enfâl sûresi, 8/65)

"Nice az topluluk vardır ki, Allah'ın izniyle çoklara galebe çalmıştır." (Bakara sûresi, 2/249)

Öyle ki, Büveyh savaşının muzaffer kumandanı Müsenna şöyle demişti; "Müslümanlıktan önce İranlılarla müteaddit defa dövüştüm. O zamanlar 100 İranlı 1000 Arap'ı mağlup ederdi. Bugün ise bir Arap, on Acem'den üstündür."

Kaynaklar

1-Asr-ı Saadet- terc: Ömer Rıza Doğrul Cilt:4- Eser Neşriyat- İst–1978

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

Ä°nfitar Suresi/6-8

Ey insanoğlu! Seni yaratıp sonra şekil veren, düzenleyen, mütenasip kılan, istediği şekilde seni terkip eden, çok cömert olan Rabbine karşı seni aldatan nedir?

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

"Nerede olursan ol, Allah'tan kork! Kötülüğün ardından onu silecek bir iyilik yap! İnsanlara iyi ahlakla davran!"

Tirmizi

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI