Yalancı Peygamberler
Soru: Allah Resûlü ( Sallâllahü Aleyhi Vesellem)’ nün saadet devrinde ve ondan sonraki devirlerde peygamberlik iddiasında bulunanların bir kısmından bahseder misiniz?
Soru: Allah Resûlü ( Sallâllahü Aleyhi Vesellem)’ nün saadet devrinde ve ondan sonraki devirlerde peygamberlik iddiasında bulunanların bir kısmından bahseder misiniz?
Cevap: Peygamberlik iddiasında bulunanlardan:
1)Abhele b. Kâ’b (Esvedü’l –Ansî ): Allah Rasûlünün ( Sallâllahü Aleyhi Vesellem) zamanında Yemen’de peygamberlik iddiasında bulunmuştu. Yürürken yüzünü bir örtü ile gizlediği için ona zü’l hımâr (örtülü) lâkabı verilmişti. Kâhinlik yapıyor sihir ve gözbağcılıkla meşgul oluyordu. Büyüleyici gözleri ve çekici mantığı ile halkı şaşırtmıştı. İbni Haldun tarihinde kaydettiğine göre Esvedü’ül-Ansî (Yani Ahbele) Sana ve Hadramut’tan Tâif ve Bahreyn havalisine kadar olan yerleri elde etmişti. Yangının etrafı sardığı gibi yayılıyordu. O hitabelerinde ve halka verdiği nutukta secili (kafiyeli nesir) ifadeler kullanıyordu. Fakat İslâm ordusu onu öldürerek bu şerri ortadan kaldırdı ve ona tabi olanları da dağıttı, bunlar tekrar İslâm’a döndüler.
2) Müseylimetü’l-Kezzâb (Sümame b. Kebir b. Habib) Yemame’ de peygamberlik davasında bulundu. Hanife Oğulları ona tabi oldular. Yemame’de “Hadikatü’l-Mevt” denilen yerde Halid b. Velid (Radiyallahü Anhû) ordusundaki Hz. Vahşi’nin eliyle öldürüldü.
3)Tuleyha b. Huveylid el-Esecli ki kendisine uyanlara:“Allah’ı anınız ve ona ayakta ibadet ediniz” diyerek namazdan secdeyi kaldırmalarını emretmiştir. Allah Resulü ( Sallâllahü Aleyhi Vesellem) Dırar b. Ezver’i onun üzerine gönderdi. Dırar ona tabi olanları dağıttı, kendisini de kılıçla vurdu, fakat o kaçıp kurtuldu. Bunun üzerine cahil halk arasında Tuleyha’ya kılıcın tesir etmediği inancı yayıldı, taraftarları çoğaldı. Gatafan, Hevazin ve Tay Kabileleri bunun etrafında toplandılar. Fakat bu durum çok sürmedi. Ebubekir (Radıyallahû Anh)’ın ordusu geldi. Ona tabi olanları dağıttı. Kalelerini ve temellerini yıktı. Büyük bir yenilgiye uğradılar. Ve İslâm’a döndüler.
4) Yalancı peygamberlerden birisi de Lâkitu’l-Ezdi’dir. Umman’da peygamberlik iddiasında bulunmuştu.
5) Malik kızı Selma.
6) Hâris kızı Secah vb.
Hulefâ-i Râşidin devrinden sonraki durum: İhvanü’s Safa’dan bazılarını peygamberlik davasında bulunma düşüncesinin tuzağa düşürdüğü söyleniyor. Meşhur Şair Ebü’l-Alâ el-Maarrî’nin Resûlü Ekrem (Sallâllahü Aleyhi Vesellem)’in son peygamber olduğunu inkar eden batınî taifesiyle ilişkisi vardı. Muarri bu tâife arasında peygamberlik iddiasında bulunmuştur.
Ebu’t-Tayyib el-Mütenebbî (Ahmet b. Hûseyin el Cu’fiy el Kindi)’nin de peygamberlik iddiasında bulunduğu ve bunun için kendisine Mûtenebbî (yalancı peygamber) adı verildiği söylenmiştir.
Ve yine deniliyor ki, o Kûfe ile Şam arasındaki Semâve çölünde peygamberlik iddiasında bulunmuş, Beni Kelp kabilesinden birçok halk tabakası kendisine tabi olmuştu. O çöldekilere, kendisine indirildiği iddia ettiği ve Kur’an adını verdiği bir takım sözler okuyordu. Bunlardan bazıları; “And olsun gezegen yıldıza, And olsun geceye ve gündüze. Kafirler muhakkak tehlikededirler. Sen yoluna devam et. Senden önceki resullerin izinden ayrılma. Allah seninle dinine karşı gelenin ve yolundan sapanın sapıklığına engel olacaktır.”
Mütenebbî’nin Karmatîlerden, İsmaililerle yakın ilgisi olduğu söyleniyor. Onların kabileleri arasındaki büyük propagandacılarından birisi idi.
Son asırda sömürgecilik ve Siyonizm bu fikri körüklemiş, peygamberlik iddiasında bulunan iki grubun ortaya çıkmasına yardımcı olmuştur. Bunlar Bahaîler ve Kadıyanîlerdir.
İran’da Bahaîlerin lideri ‘Bab’ tır. Bab, el-Beyan adını verdiği kitabında şöyle diyor:“Bu kitap gözeten ve koruyan, her şeye hâkim Allah tarafından onun açığa çıkardığı kimseye gönderilen bir kitaptır. Mutlak galip olan ve sevilen benim. Başka bir ilâh yok. Ben bilir ve bildiririm ki ondan başka ilah yoktur. Herkes ona kulluk etmektedir.”
Bab’tan sonra kendisini Baha (güzel, değerli, üstün) olarak ilan eden Mirza Hüseyin Ali geldi. Ve kendisini Allah’ın aynası, en mükemmel mazharı, güzel cemali olarak saydı.
Bahaîlerin Akkâ’daki Yahudi ajans ile yakın ilişkisi vardı. Baha, Yahudilerin Filistin’den millî bir vatan edinmelerinde onları destekliyordu.
Gulâm Ahmet Kadiyanî’ye gelince, o kendisine vahy geldiğini iddia ederek peygamberlik davasına kalkışmıştır. Gulâm Ahmet, Hindistan’da İngiliz sömürgeciliğinin en büyük tacirlerindendi. Peygamberlik iddiasında bulunarak İngilizlerin yardımını sağlamıştı. Gulâm Ahmet artık şu anda savaşın kalktığını ve İslam fıkhı yeniden yazılacak olsa ondan savaş bahsinin çıkarılıp atılması gerektiğini ilan etmişti.(1)
Dipnot:
(1) Bu bahis üstad Abdü’l-Aziz el-Düküki’nin “Hilalü’l-Kahiriyye” mecmuasının 23/Şubat/1392 tarihli nüshasındaki “yalancı peygamberler” adlı makalesinden kısaltılmıştırBu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakının ve doğrularla beraber olun.
Tevbe, 119
GÜNÜN HADİSİ
"Şekavet sahibi Allah'a yakındır, insanlara yakındır, cennete yakındır, cehennemden uzaktır. Cimri ise Allah'tan uzaktır, insanlardan uzaktır, cennetten uzaktır, cehenneme yakındır. Cahil şekavet sahibini Allah, cimri ibadet düşkününden daha çok sever."
Tirmizi, Birr 40, (1962)
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...