BEDİÜZZAMAN'IN AKILLARA HAYRET VEREN BİR SECİYESİ

Birinci cihan harbinde Bitlis mevkiinde yaralı olarak esir olurken Bediüzzaman da o gün esir düşmüştü. O, Sibirya’ya gönderilmiş en büyük esirler kampında idi. Ben Bakü’nün Nangün adasında idim


2008-10-14 05:14:35

Birinci cihan harbinde Bitlis mevkiinde yaralı olarak esir olurken Bediüzzaman da o gün esir düşmüştü.

O, Sibirya’ya gönderilmiş en büyük esirler kampında idi. Ben Bakü’nün Nangün adasında idim. Günün birinde esirleri teftişe gelen ve kampı gezerken Bediüzzaman’ın önünden geçen Nikola Nikolaviç’e ehemmiyet vermiyor ve yerinden kımıldamıyor. Başkumandanın nazarı dikkatini çekiyor, tekrar bir bahane ile önünden geçiyor, yine kımıldanmıyor. Üçüncü defasında önünde duruyor, tercüman vasıtasıyla aralarında şöyle bir muhavere geçiyor:

- Beni tanımadılar mı?

- Evet tanıdım. Nikoli Nikolaviçtir. Çarın dayısıdır. Kafkas cephesi başkumandanıdır.

- O halde niçin hakaret ettiler?

- Hayır.. Af etsinler ben kendilerine hakaret etmiş değilim, ben mukaddesatımın emrettiğini yaptım.

- Mukaddesatın ne emrediyormuş?

- Ben Müslüman alimiyim. Benim kalbimde iman vardır. Kendisinde iman olan bir şahıs imanı olmayan şahıstan efdaldir. Ben ona kıyam etseydim mukaddesatıma hürmetsizlik yapmış olurdum. Onun için ben kıyam etmedim.

- Şu halde bana imansız demekle benim şahsımı, hem ordumu hem de milletimi ve Çar'ı tahkir etmiş oluyor. Derhal divanı harp kuruluna isticvap edilsin.

Bu emir üzerine divanı harp kuruluyor karargâhtaki Türk, Alman, Avusturya zabitleri hepsi ayrı ayrı Bediuzzaman'a rica ederek başkumandana tarziye vermesi için ısrar ediyorlar. Verdiği cevap bu oluyor:

- Ben ahiret diyarına göçmek ve huzuru Resulullah'a varmak istiyorum. Buna bir pasaport lâzımdır. Ben imanıma muhalif hareket edemem.

Buna karşı kimse sesini çıkarmıyor neticeyi bekliyor isticvap bitiyor.

Rus çarını ve Rus ordusunu tahkir maddesinden idam kararı veriyorlar. Kararı infaz için gelen bir manga askerin başındaki subaya kemal-i şetaretle “Müsaade ediniz. On beş dakika vazifemi ifa edeyim” diye abdest alıp iki rekât namaz kılarken (Nikola Nikolaviç) geliyor kendisine hitaben:

- Beni af ediniz. Sizin beni tahkir için bu hareketi yaptığınızı sanıyordum. Hakkınızda kanunu muamele yaptım. Fakat şimdi anlıyorum ki, siz bu hareketinizi imanınızdan alıyorsunuz ve mukaddesatının emirlerini ifâ ediyorsunuz. Hükmünüz iptal edilmiş, dini selâhiyetinizden dolayı şayân-ı takdirsiniz. Sizi rahatsız ettim. Tekrar tekrar rica ediyorum, beni af ediniz."

 

Bütün Müslümanlar için şayân-ı misâl olan bu selâbeti diniyye ve yüksek seciyeyi arkadaşlarından bir yüzbaşı müşahedesine müsteniden anlatıyordu. Bunu duydukça ihtiyarsız olarak gözlerim doldu.

Abdurrahim Zapsu

(Ehli Sünnet Dergisi, 15 Ekim 1948, cilt: 2, sayı: 46/20, s. 10 ve 16)

Not: Bu yazı o zamanlar Ehl-i Sünnet adlı dergide yayınlandığında Üstad Bediüzzaman şunları yazmıştı: “O esaret hadisesi aslı doğrudur. Fakat şahidim olmadığından tafsilen beyan etmemiştim. Yalnız bir manga beni idam etmek için geldiğini bilmiyordum, sonra anladım. Ve Rus kumandanı tarziye için Rusça bir şeyler söyledi, ben bilmedim. Demek hazır bulunan ve bu hadiseyi gazeteye ihbar eden Müslüman yüzbaşı anlamış ki, kumandan tekrar tekrar "Affet" demiş. (Şualar)

Fotoğraflar

1-Merhum Abdürrahim Zapsu

2-Üstad Bediüzzaman’ın o zamanki hâli

3-Nikolay Nikolayaviç

4-5; Abdurrahim Zapsu’nun aynı dergide Bediüzzamanla alakalı iki yazısı

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

Hamd alemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur.

Fatiha,1

GÜNÜN HADİSİ

SABAH İLE YATSI NAMAZLARINI CEMÂATLE KILMANIN FAZÎLETİNE DÂİR EBÛ HÜREYRE HADÎSİ

Münâfıklara sabah ile yatsı (cemâat) namazlarından daha ağır hiç bir namaz yoktur. (Halbuki) bu iki namaz(ın cemâatin)de olan (ecir ve fazîlet)i bilseler emekliye, emekliye (sürtüne, sürtüne) de olsa onlara gel(ip hâzır ol)urlardı. (Ebû Hüreyre)

TARİHTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI