RASULULLAH HAKKINDA BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?-2
Hz. Ebu Zer’in Efendimizi (Sallallahu aleyhi ve sellem) bulmak için geldiği Mekke’de Kureyşlilerce
Çile Dönemi
Hz. Ebu Zer’in Efendimizi (Sallallahu aleyhi ve sellem) bulmak için geldiği Mekke’de Kureyşlilerce çok kötü dövüldüğünü. Hatta “Kendime geldiğimde akan kanlarla kızıla boyanmış bir puta döndüğümü gördüm” dediğini…1
Rivayetlerde ashaba uygulanan eziyet ve işkencelerin şiddetinin şöyle anlatıldığını; "onlar bir sahabeyi o kadar döverler, o kadar aç ve susuz bırakırlardı ki, başına gelenin dehşetinden onun ayakta durmaya gücü kalmazdı”.2
Abdullah bin Mesud’un Kâbe’de ilk defa Kur’an okuyan insan olup, bunun üzerine Ebu Cehil tarafından yüzünden kılıçla yaralandığını…3
Müslüman olduğunu açıkladığı için ailesinden ilk eziyet gören sahabenin Hz. Osman olduğunu... Amcası Hakem bin Ebu'l As'ın kendisini urganla bir direğe bağlayıp acımasızca dövmesine rağmen bu metanet insanının: "Vallahi ben hak ve hakikat dinini asla bırakmam" dediğini...4
Hz. Ebubekir ve Talha bin Ubeydullah'ın Ben-i Temim kabilesinden olduğunu. Kabilelerinin onların Müslüman olduğuna çok kızdığını… Hatta "Kureyş'in Arslanı" diye bilinen Nefvel Bin Huveylid'in Hz. Ebubekir ve Talha'yı bir ipe bağlayıp, teşhir ederek işkence yaptığını... Bundan dolayı bu iki mübarek zata "El Karineyn" (iki dost) dendiğini. Hz. Talha'nın bu lakabı kendisi için şeref kabul edip, onunla anılmayı çok istediğini…5
Enes’ten rivayete göre Allah Rasulü’nün (Sallallahu aleyhi ve sellem); “Allah yolunda hiç kimseye bana yapılan eziyet yapılmamış ve hiç kimse benim kadar baskıya maruz kalmamıştır. Öyle bir otuz gün, otuz gece geçirdim ki, ne benim ne de yanımda bulunan Bilal’ın yiyecek bir şeyimiz yoktu. Bilal’ın yalnız omuzlarını örten bir gömleği mevcuttu” buyurduğunu…6
Makrizi’nin bildirdiğine göre Mekke döneminde Allah Rasulü’nün (Aleyhissalatu vesselam) ne zaman Mekke serserilerince bunaltıldığında Ebu Süfyan’ın evine sığındığını… Onunda her defasında -müşrik olmasına rağmen- serserileri kovduğunu ve azarladığını… Onun bu cemilesine karşılık Mekke fethedilirken onun evine sığınanların emniyete alındığını…7
Ukbe bin Ebi Muayt adlı bir kâfirin Mekke döneminde Rasulullah (Aleyhissalatu vesselam) Kâbe’de namaz kılarken, elbisesiyle onu boğmaya çalıştığını...8
Ukbe bin Ebi Muayt adlı azgının Efendimizin (Aleyhissalatu vesselam) secdede sırtına deve işkembesi koymasının Kureyş ulularını kahkahalara boğduğunu. Hatta yere düşmemek için birbirlerine tutunacak kadar güldüklerini. İbn-i Mesud'un onların hepsinin Bedir günü cesetlerini gördüğünü söylediğini...9
İbn-i İshak'ın rivayetine göre Kureyş içinde Efendimize (Aleyhissalatu vesselam) en fazla kaba davranan 3 kişi olduğunu:
1-Ebu Leheb
2-Hakem b. El As
3-Ukbe bin Ebi Muayt 10
Efendimizin (Aleyhissalatu vesselam) iki komşusu olan Ebu Leheb ve Ukbe bin Ebi Muayt'ın Allah Rasulüne cefa etmede yarıştıklarını. Efendimizin (Aleyhissalatu vesselam) her eve gelişinde kapısının önünde birçok kan, leş vs pislikler gördüğünü ve sadece "Ey Kureyşliler, ne kadar kötü bir komşuluk yapıyorsunuz" deyip, o pislikleri yayının ucu ile attığını...11
Taberî’nin olayın hangi tarihte geçtiğini belirtmeksizin bize bildirdiğine göre, Ebû Leheb ve Adiyy ibn el-Hamranın, komşuları olan Rahmet Peygamberinin (Aleyhissalatu vesselam) evine taş atmayı alışkanlık haline getirdiklerini…12
İlk tebliğ yıllarında Müslümanların alabildiğine zorlandığını... Hatta Sad bin Ebu Vakkas’ın “Bütün bir yıl boyunca İslam’ı saklamaya çalıştık. Ve namazlarımızı kapılar arkasından sürgülü olduğu halde evlerde ve şehir civarındaki dağ aralıklarında kıldık” dediğini…13
Ebu Cehil’in eziyetlerinden bunalan Allah Rasulünün (Sallallahu aleyhi ve sellem) bir gün onu boğazından tutup sarstığını ve “Azaba layık olasın azaba. Yine azaba layık olasın azaba (Kıyame: 34–35) ayetini okuduğunu. Ebu Cehil’in ise; “Beni tehdit mi ediyorsun ya Muhammed! Vallahi ne sen, ne de Rabbin hiçbir şey yapamazsınız. Ben bu iki dağ arasında yaşayan en şerefli kişiyim” dediğini...14
Altıncı Müslüman olan Sad bin Ebu Vakkas’ın aynı zamanda Allah yolunda ilk kan döken Müslüman olduğunu…15
Hz. Ömer’in 27 yaşında, Peygamberliğin 6. senesinde Müslüman olduğunu... Hz. Ömer (r.a.)’in, Hz. Hamza’nın (r.a.) İslam’la şereflenmesinden üç gün sonra Müslüman olduğunu...16
İbn-i Mesud’un (r.a.) rivayetine göre, Mekke’de Müslüman olduklarını ilk açıklayanların yedi kişi olduğunu… (Rasulullah, Hz. Ebubekir, Ammar ve annesi Sümeyye, Suheyb, Bilal ve Mikdat)17
Habeşistan Göçü
Aleyh-i ekmel-i tahiyya’nın Habeşistan’a ilk hicret eden kızı Rukiyye ve damadı Hz. Osman (r.a.) için; “Bu ikisi Hz İbrahim ve Lut’tan sonra Allah yolunda hicret eden ilk ailedir” buyurduğunu...18
Rasulullah’ın (Sallallahu aleyhi ve sellem) amcaoğlu Hz. Cafer’in 27 yaşında hicret ettiği Habeşistan’dan 40 yaşında döndüğünü...19
Tarihçi Suheyli’ye göre Habeş Necaşi’sinin bir zamanlar zorba amcasının zulmünden Arabistan’a iltica ettiğini ve bir süre Bedir’de kaldığını... Bunun daha sonra gelen Arap mültecileri bağrına basmasında bir mühim etken olduğunu…20
Necaşi Ashame'nin Hz. Cafer'i dinledikten sonra onları almak için gelen Amr bin As ve Abdullah bin Ebi Rebia'nın hediyelerini: "Peygamberlerini yalanlayan kavmin hediyeleri bana lazım değildir" diye geri çevirdiğini...21
Necaşi'nin daha sonra İslam'a girdiğini. Hicretin yedinci veya sekizinci senesinde vefat ettiğinde Allah Rasulunun (Sallallahu aleyhi ve sellem); "Bugün salih bir kişi ölmüştür. Kalkınız, kardeşiniz Ashame'ye cenaze namazı kılınız" diyerek, gıyabi cenaze namazını kıldırdığını… 22
Efendimizin (Sallallahu aleyhi ve sellem) Ashame yerine geçen yeni Necaşi'ye de bir davet mektup yazdığı ama Hıristiyan olan bu hükümdarın bu davete sıcak bakmadığını...23
Nebi-i Zişan’ın (Sallallahu aleyhi ve sellem) bir meselede Cafer bin Ebi Talib lehinde bir karar vermesi üzerine Hz. Cafer’in sevinçten onun etrafında dans ederek bir daire çizdiğini... Efendimizin (Sallallahu aleyhi ve sellem) gülümseyerek bunun ne olduğunu sorması üzerine; “Habeşlilerin krallarına yaptıkları bir şeref gösterisi. Necaşi ne zaman birine sevineceği bir şey verse, o adam ayağa kalkar ve onun etrafında dans eder” dediğini…24
Zübeyir bin Avvam’ın Habeş iç savaşında Necaşi ordusunda gösterdiği kahramanlıklardan dolayı Necaşi Asheme bin Erma tarafından kendisine pek kıymetli bir mızrak armağan edildiğini. Onun da bunu Efendimiz’e (Aleyhissalatu vesselam) hediye ettiğini. Allah Rasulü (Sallallahu aleyhi ve sellem)’nün de bu mızrağı ömrü boyunca resmi merasimlerde yanında hazır bulundurduğunu...25
Habeşistan’a hicret eden bazı hanım sahabelerin burada Santa Maria adlı ve içinde dini resim ve tablolar bulunan bir kiliseyi ziyaret ettiklerinden bahsettiklerinde Rasulullah’ın (Sallallahu aleyhi ve sellem) onlara bu resimlerin onların azizlerinin suretleri olduğunu ve Müslümanların asla onlar gibi din büyüklerine perestiş etmemeleri lazım geldiğini söylediğini…26
Hüzün Senesi
Hz. Hatice’nin, (r.a.) Ebu Talib’in ölümünden üç gün (bir başka rivayette iki ay) sonra dar-ı bekaya irtihal ettiğini… Vefatında 64 sene 6 ay yaşamış olduğunu…27
Ebu Talib'in vefatından sonra Efendiler Efendisine (Sallallahu aleyhi ve sellem) karşı olan baskının alabildiğince yoğunlaştığını... Hatta durumunun vahametinden dolayı amcası Ebu Leheb'in akrabalık gayretiyle harekete geçip, Peygamber (Aleyhissalatu vesselam)'ı himayesine aldığını ilan ettiğini... Fakat kısa bir süre sonra Kureyşlilerin onun damarından girerek tahrik edip, bu himayeyi geri aldırdıklarını.28
Rasul-i Ekrem’in (Aleyhissalatu vesselam) Ebu Talib’in himayesini anlatma babında; “Ebu Talib ölünceye kadar Kureyş bana pek dokunamadı” buyurduğunu...29
Ebu Talip ölür ölmez Kureyşlilerin hemen Peygamber (Aleyhissalatu vesselam)'a katılık ve yüz ekşitmelerini göstermeye başladıklarını ve Rahmet Peygamberinin (Aleyhissalatu vesselam): "Ey amca, senin yokluğunu ne kadar çabuk hissettim" buyurduğunu30
Kardeşi Ebu Talib'in kabirde ne ahvalde olduğunu soran Hz. Abbas'a Nebiyy-i Zişan Efendimizin (Sallallahu aleyhi ve sellem); "Şimdi Ebu Talib topuklarına kadar-dibi yakın-ateşten bir çukur içindedir. Eğer benim şefaatim olmasaydı muhakkak o Cehennemin en derin çukurunda olurdu" buyurduğunu...31
Taif Yolculuğu
Rasul-i Ekrem’in (Sallallahu aleyhi ve sellem) İslam’a davet etmek için 619 yılının Şevvalinde gittiği Taif’te 10 gün kaldığını...32
Hz. Nebinin (Sallallahu aleyhi ve sellem) Taif dönüşünde azatlısı Zeyd’in; “Onlar (Kureyş) seni memleketinden çıkardıkları halde tekrar nasıl onların yanına gidebiliyorsun?” dediğinde Masum Nebinin (Aleyhissalatu vesselam) kıyamete kadar gelecek davet erlerine şaşmaz bir ölçü olacak şu sözleri söylediğini: “Ya Zeyd! Şüphesiz Allah bu sıkıntıları bizim için rahatlık vesilesi ve çıkış yolu yapacaktır. Şüphesiz Allah dinine yardımcı olacak, peygamberini muzaffer edecektir.”33
Peygamber Efendimizin (Sallallahu aleyhi ve sellem) Taif dönüşü müşrik olmasına rağmen mert biri olan Mutim bin Adiyy'e; "Sen hakk-ı himayesi muteber olup küçük görülmeyen bir kimsesin" diyerek himayesine girdiğini. Dört oğluna kılıç kuşandırıp, Kâbe'nin dört rüknüne her birisini pür silah diken bu zatın, daha önce de Müslümanlara uygulanan ambargoyu yırtan kişi olduğunu. Nebiyy-i Zişan'ın (Aleyhissalatu vesselam) bu zatın bu hatırdan çıkarmadığını. Bedir harbine yetişemeden doksan küsur yaşında Mekke'de ölen bu zat için, Bedir günü oğluna; "Ey Cübeyr! Baban sağ olsaydı ve şu kokmuş cifeler hakkında şefaat etseydi, hiç şüphesiz ben bunları Mutim'e diri diri ve kurtuluş fitnesi almaksızın bağışlardım" buyurduğunu...34
Efendimizin (Sallallahu aleyhi ve sellem) Taif'te sığındığı bağa, daha sonraları "Mescid'ül-Ku" adıyla bir mescid yapıldığını…35
Tebliğ Zorlukları
Server-i Ekrem’in (Sallallahu aleyhi ve sellem) Mekke döneminde, Hacc için gelen kabileleri yanında birkaç kişiyle gece ilerleyen saatlerde ziyaret etmeye başlayarak Kureyşileri atlattığını…36
Rasul-i Ekrem'in (Sallallahu aleyhi ve sellem) Mekke devrinde Hacc kafilelerini ziyaret edip davasına sahip çıkacak insanlar ararken şöyle dediğini; “Beni kavmine götürecek bir kimse yok mu? Zira Kureyş benim Rabbimin kelamını tebliğ etmemi engelledi.”37
İkinci Akabe biatında Efendimize (Sallallahu aleyhi ve sellem) biat eden iki hanımın; Ümm-ü Umare Nesibe binti Kab (Uhud’da Rasulullah’ı (Aleyhissalatu vesselam) koruma uğrunda kahramanlığı ile meşhurdur.) ile Ümm-ü Meni Esma binti Amr olduğunu...38
Allah Rasulüne (Sallallahu aleyhi ve sellem) İkinci Akabe biatinde ilk biat eden zatın Bera bin Marur olduğunu...39
Efendimizin (Sallallahu aleyhi ve sellem) İslam davetçisi olarak Medine’ye gönderdiği Hz. Musab bin Ümeyr el Abderi’inin bu şehirde “El Mukri” (Güzel Kur’an okuyan) lakabıyla tanındığını...40
Evs ve Hazrec kabilelerinin büyük kısmının, Efendimizin (Sallallahu aleyhi vesellem) gönderdiği Hz Musab bin Umeyr vesilesi ile Müslüman olduğu Mekke'ye ulaşınca bunun Müslümanları büyük bir sevince boğduğunu. Bu seneye, (621) "Sevinç yılı" adını verdiklerini...41
Sahabe’nin Medine’ye Hicreti
622 senesinin Nisan ayı ortalarından itibaren izn-i nebevi ile Müslümanların Medine'ye hicrete başladıklarını…42
Medine’ye ilk göç eden Müslüman’ın Ebu Talib’in yeğeni Ebu Seleme Abdullah bin Esed olduğunu…43
İkinci olarak hicret edenin Amir bn Rebia ve hanımı Leyla, üçüncü olarak hicret edenin ise Abdullah bin Cahş ve aile efradı olduğunu…44
Hz. Ömer’in hicretinin, Rasulullah’ın (Sallallahu aleyhi ve sellem) hicretinden 15 gün önce olduğunu…45
Mekke'den hicret eden Müslümanların miktarını kısa zamanda 150'yi bulduğunu... Bundan dolayı Mekke'de bazı mahallelerin tamamen boşaldığını... Bu durumu gören Kureyş ileri gelenlerinden bazılarının hayret ve teessürlerini gizleyemediklerini…46
Hicret-i Nebevi
Medine'ye hicret etmeden evvel Efendimizin (Sallallahu aleyhi ve sellem) evinin etrafını saran şakiler güruhunun başlıcalarının; Ebu Cehil, Hakem İbn-i el-As, Ukbe İbn-i Ebi Muayt, Nadir İbn-i Haris, Ümeyye İbn-i Halef, Zem'a İbn-i Esved, Ebu Leheb olduğunu…47
Rasulullah’ın (Sallallahu aleyhi ve sellem) hicret edeceği gece, Kâbe’yi görünce; “Ey Mekke! Sen benim için bütün dünyadan daha değerlisin. Ama senin çocukların beni rahat bırakmıyor” dediğini...48
Peygamberimizin (Sallallahu aleyhi ve sellem) hicret esnasında Mekke’yi terk etmesinin 622 yılının 12 Eylül’ünü 13’üne bağlayan gece olduğunu...49
Hz. Peygamberin (Sallallahu aleyhi ve sellem) hicreti beraber yapacaklarını söylemesi üzerine Hz. Ebubekir (r.a.)’in sevinçten ağladığını… Kızı Aişe’nin (r.a.); “O güne dek, Ebubekir’in bu sözleri duyduğunda ağladığı gibi bir kişinin sevinçten ağlayabileceğini bilmiyordum” dediğini…50
Medinelilerin bir iç harbi olan Buas savaşlarının Efendimizin (Sallallahu aleyhi ve sellem) davetini kabule zemin hazırladığını, bu yüzden Hz. Aişe’nin: “Buas günü Allah’ın (c.c.), Rasulüne takdim ettiği bir gün olmuştur” dediğini…51
Peygamber-i Zişan (Aleyhissalatu vesselam)’ın hicret sırasında Hz. Ebubekir’den (r.a.) satın aldığı devenin isminin Kasva (diğer ismi Adba’dır.) olduğunu… Kasva'nın Benû Kuşeyr kabilesinden 800 dirheme alındığını ve H. Ebubekir'in hilafeti sırasında öldüğünü...52
Üç gün saklandıkları Sevr dağına Nebiyy-i Zişan’ın (Aleyhissalatu vesselam) tırmanışı anlatılırken bir rivayette şöyle dendiğini; “Dağ yolunda, ayak izleri belli olmasın diye, ayakuçları üzerinde yürüyordu. Sonra, nalınlarını çıkarıp yürüdü” 53
Hz. Ebubekir'in (r.a.) kızı Aişe validemize; "Ben ve Rasulullah (Aleyhissalatu vesselam) mağaraya sığınırken bizi görmeliydin. Peygamberin ayaklarından kan damlaları görünüyordu. Benim de ayaklarım kaskatı birer taş gibi olmuştu. Çünkü Rasulullah (Aleyhissalatu vesselam) yalın ayak gezmeye alışmamıştı" dediğini…54
Rasul-i Ekrem’in Sevr dağında sığındıkları mağaranın isminin “Athal” olduğunu…55
Hz. Ali’nin, Fahr-ül Alemin’in (Sallallahu aleyhi ve sellem) ayrılmasından üç gün sonra Mekke’yi terk ederek yaya olarak Medine’ye hicret ettiğini...56
Beni Eslem kabilesinden Büreyde bin Eslem’in yanında 70 süvari ile hicret eden kutlu kafileyi yakalamak üzere geldiğini, fakat onlara yaklaştıkça kalbinde iman nuru parlamaya başlayıp, nihayet yanlarına geldiğinde; “Ya Rasulullah! Sizin böyle bayraksız yürümenize gönlüm razı olmuyor. İzin verin de alemdarınız (sancaktarınız) olmak şerefine kavuşayım” deyip, izin alınca da, sarığını çözüp kargısının ucuna bağladığını ve bu şekilde Kuba’ya kadar önde sancaktarlık yaptığını…57
Mekke ile Yesrib (Medine) arasının 473 kilometre olup, bu yolun o zamanlarda deve üstünde 13–14 günde alındığını. Hâlbuki bu yolun sahil yolundan ve süratle gelmek suretiyle Allah Rasulu (Sallallahu aleyhi ve sellem) tarafından sekiz günde alındığını... 58
Efendimizin (Sallallahu aleyhi ve sellem) Medine’ye teşrifinden önce Kuba’da, Amr bin Afv kabilesi içinde, Külsüm bin Hidm'in evinde 14 gece misafir kaldığını. Bazı Siyer yazarlarının, Sa'd bin Hayseme'de misafir olduğunu söylediklerini. İki rivayetin arasını te'lif edenlerin ise geceleri Külsüm bin Hidm'e misafir olduğunu, gündüzleri ashabı ile oturup görüştüğü yerin ise İbn-i Hayseme'nin evi olduğunu söylediklerini… 59
Allah Rasulü’nün (Sallallahu aleyhi ve sellem) Medine’ye teşrifinde Ben-i Neccar sülalesinin küçük kızlarının ellerinde deflerle büyük bir sevinç içinde: “Biz Neccar sülalesinin kızlarıyız. Ne güzeldir Muhammed’in komşuluğu” beyitlerini hep bir ağızdan söylediklerini. Onların bu coşkusuna tebessümle mukabele eden Efendimizin (Sallallahu aleyhi ve sellem) “Gerçekten beni seviyor musunuz?” sorusuna; “Evet” dediklerinde, Peygamberimizin; “Vallahi, benim de kalbim size karşı sevgiyle dopdolu” buyurduğunu...60
Bera bin Azib’in “Medine halkının Rasulullah’ın (Sallallahu aleyhi ve sellem) Medine’ye teşrifine sevindikleri kadar başka hiçbir şeye sevindiklerini görmedim” dediğini...61
Allah Rasulu’nun (Aleyhissalatu vesselam) Eba Eyyub-u Ensari’nin evinde 7 ay misafir olduğunu...62
Rasulullah’ın (Sallallahu aleyhi ve sellem) Medine’ye teşrifinde Ebu Eyyub hazretlerinin devenin yükünü çözüp evine götürdüğünü. Efendimizin (Aleyhissalatu vesselam) kendilerinde misafir olması için yalvaranlara; “Bir adam yüküyle beraber olmalı” buyurduğunu…63
Rasul-i Ekrem’in (Aleyhissalatu vesselam) Medine’ye teşrifinde Müslüman olan Yahudi âlimi Abdullah Bin Selam’ın (r.a.) bu kutlu gelişe çok sevindiğini, hatta halasının kendisine: “Yemin ederim ki, İmranoğlu Musa’nın Medine’ye gelişini duysaydın, bu kadar sevinmezdin” dediğini...64
Medine Hayatı
Server-i Âlem’in (Sallallahu aleyhi ve sellem) Medine’ye ilk teşriflerinde, kendisi ile ilk görüşmesinde iman eden Yahudi âlemi Abdullah bin Selam’ın Ben-i Kaynuka Yahudilerinin dini lideri olup asıl isminin Hüseyin olduğunu, Efendimizin (Sallallahu aleyhi ve sellem) bu ismi Abdullah olarak değiştirdiğini...65
Abdullah bin Selam'ın kendi kavmine; "Musa'ya nazil olan Tevrat'ı Allah kelamı olarak kabul edip de, Muhammed Aleyhissalatu vesselam'ı ve ona nazil olan Kur'an'ı inkâr etmek zulümdür" dediğini...66
Allah Rasulü’nün (Aleyhissalatu vesselam) Medine’ye teşrifinde Müslümanlar arasında bir nüfus sayımı yapılmasını emrettiğini Ve Medine’de 1500 Müslüman bulunduğunun tespit edildiğini...67
Efendimizin (Aleyhissalatu vesselam) Medine'de ilk olarak Mescid-i Nebevinin yapımına başladığını. Mescid inşaatının 7 ay sürdüğünü…68
Asr-ı Saadette sahabe olma şerefine eren Yahudilerin sayısının 29 olduğunu...69
İslam tarihinde ilk medrese talebeleri diyebileceğimiz Suffa ashabının sayısının bir zaman kırk kişiye kadar yükseldiğini. Bunlar arasından Abdullah bin Mesud, Ubeyy bin Kab gibi Kur'an muallimleri, Bilal Habeşi gibi müezzinler, Ebu Hureyre ve Enes bin Malik gibi muhaddisler, Ammar bin Yasir gibi kumandanlar, Selman-ı Farisi gibi örnek idareciler yetiştiğini...70
Suffa ashabının 70 veya 100 civarında olduğuna dair rivayetler varsa da en doğru görüşün Ebu Nuaym'ın "Ehl-i Suffe'nin muayyen bir kadrosu olmayıp, sayının azalıp arttığı"na dair rivayeti olduğunu...71
Belazuri’nin nakline göre Rasul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve sellem)’in hayatında Medine’de dokuz mescid olduğunu...72
Peygamberimizin (Sallallahu aleyhi ve sellem) zamanında at yarışlarının düzenlendiğini, bunun idaresinin Hz. Ali’de olduğunu…73
İbn-i Abdülberr'in rivayetine göre Müslümanlar arasında birbiriyle kardeş olma olayının biri Mekke döneminde Muhacirlerin kendi aralarında bir de Medine'de Ensar ile Muhacirler arasında olmak üzere iki defa cereyan etmiş olduğunu...74
Peygamberimizin (Sallallahu aleyhi ve sellem) kardeş ettiği Ensar ile Muhacir’den sefer sırasında bir tanesini sefere götürüp diğerini aile işlerini yürütmesi için geride bıraktığını...75
Medine'de kardeş yapılan aile sayısının 186 olduğunu…76
Birisinin mescitte “Allah’ım beni ve Muhammed’i bağışla” demesi üzerine Rasul-ü Ekrem’in (Sallallahu aleyhi ve sellem) “Allah’ın lütuf ve merhametini çok darlaştırdın” buyurduğunu…77
Hz Ali’nin Hz. Fatıma ile evlenirken mihr olarak ancak bir zırh verebildiğini... Bundan başka eşyasının bir koyun postu ile bir de Yemen işi eski bir battaniye olduğunu...78
Hz. Fatıma’nın çeyizinin; bir divan, bir su tulumu, içi hurma yaprakları ile doldurulmuş bir yatak, iki el değirmeni, iki su testisi, bir de su küpünden ibaret olduğunu...”79
Peygamber Efendimizin (Sallallahu aleyhi ve sellem) Hz. Fatıma'yı evlendirirken ona "Kızım, kocan insanların önce Müslüman olanı ve en çok ilmi olanıdır" dediğini. İbn-i Abbas'ın da Hz. Ali hakkında "Ben onun ilim denizinden ancak bir damlayım" dediğini. Hatta insanlar arasında "Ebu Hasan'ın (Hz. Ali) bile çözemeyeceği bir dava" sözünün darb-ı mesel haline geldiğini...80
O zamanlar ashabın ciddi şekilde açlık imtihanı ile de sınandığını. Bunu anlatma sadedinde Enes (r.a.) hazretlerinin; "Rasûlullah’ın (Sallallahu aleyhi ve sellem) ashabından yedi kişi bir hurmayı emer ve düşen yaprakları yerlerdi. Hatta dudakları bu yapraklar sebebiyle şişerdi" dediğini...81
Rasul-i Ekrem’in (Sallallahu aleyhi ve sellem) hükümdarlara gönderdiği mektupları Amir bin Füreyre’nin (r.a.) kaleme aldığını…82
Peygamberimizin (Sallallahu aleyhi ve sellem) kâtipleri arasında en çok öne çıkan ismin Zeyd bin Sabit olduğunu... Bu zatın çok zeki olup Bedir'de 10 çocuğa okuma yazma öğretme karşılığı serbest kalan Müşriklerden birinden okuma yazma öğrendiği, Efendimizin (Sallallahu aleyhi ve sellem) emri üzerine 15 günde İbraniceyi, 17 günde de Süryaniceyi öğrendiğini...83
Enes bin Malik’in annesi Ümm-ü Süleym bir çocuk doğurunca, Rasul-i Ekrem’in (Sallallahu aleyhi ve sellem) çocuğu istettiğini. Enes’in kollarında gelen çocuğu kucağına alarak Acve (İyi cins Medine hurması) hurmasını ağzında ezerek yumuşatıp bebeğin ağzına koyduğunu. Çocuğun onu yavaş yavaş emmesi üzerine, gülümseyerek “Medinelidir, hurmayı sever” diyerek latife yaptığını ve dua ederek annesine gönderdiğini…84
Hz. Ebu Zer (r.a.)’in; “Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) vefat edene kadar bizi o kadar güzel eğitmişti ki, gökte kanat çırpan bir kuşun hareketleri bile bize bir bilgiyi hatırlatırdı” dediğini…85
Abdullah bin Mesud'un (r.a.) "Nebi (Sallallahu aleyhi ve sellem) va'z ve nasihat hususunda bize bıkkınlık gelmesin diye halimize bakıp ona göre gün ve saat kollardı" dediğini…86
İslam’da ilk vakfın, Allah Rasulü (Sallallahu aleyhi ve sellem) tarafından, Muhayrık adlı Yahudi asıllı Müslüman’ın Rasul-i Ekrem’e (Sallallahu aleyhi ve sellem) verilmesini vasiyet ettiği 7 bahçenin vakfedilmesi ile oluştuğunu…87
Bir seferden dönüşünde Hz. Fatıma'nın onu kapıda karşıladığını... Ağlayarak sevgili babasının yüzünü gözünü öpmeye başladığını. Ağlamasının sebebini soran Hz. Peygambere "Görüyorum, senin rengin solmuş ve elbisen yırtılmıştır" dediğini. Bunun üzerine Aleyh-i ekmel-it tahaya'nın; "Ey Fatıma ağlama! Zira Cenab-ı Hak senin babanı öyle bir dava ile göndermiştir ki, yeryüzünde topraktan, deve tüyünden ve kıldan yapılma ne kadar ev varsa o dava yüzünden ya aziz veya zelil olacaktır" buyurduğunu...88
Dipnotlar
1-İslam’ın Doğuşu- Muhammed Hamidullah
2 -Hayatü's-Sahabe-M. Yusuf Kandehlevi
3 -Hayatü’s Sahabe- M. Yusuf Kandehlevi
4 -İntişar-ı İslam Tarihi- T.W. Arnold, Peygamberimizin Hayatı-Salih Suruç
5 -Büyük İslam Tarihi- Heyet- Feza Gazetecilik
6 -M. Yusuf Kandehlevi, age
7 -İslam’ın Doğuşu- Muhammed Hamidullah
8 -Prof. Münir Gadban, age
9 -M. Yusuf Kandehlevi, age
10 -Büyük İslam Tarihi- Heyet- Feza Gazetecilik
11 -M. Yusuf Kandehlevi, age
12 -İslam Peygamberi-M. Hamidullah
13 -İslam’ın Doğuşu- Muhammed Hamidullah
14 -Safiyurrahman Mübarek el Furi, age
15 -İslam Peygamberi- Muhammed Hamidullah
16 -Mevlana Şibli Numani, age
17 -Hayatü's-Sahabe-Yusuf Kandehlevi
18 -Safiyurrahman Mübarek el Furi, age
19 -Martin Lings, age
20 -İslam’ın Doğuşu- Muhammed Hamidullah
21 -Hayati Ülkü, İslam Tarihi
22 -Tecrid-i Sarih Şerhi
23 -İslam Peygamberi- Muhammed Hamidullah
24 -Martin Lings, age
25 -İslam Peygamberi- Muhammed Hamidullah
26 -İslam Peygamberi- Muhammed Hamidullah
27 -Safiyurrahman Mübarek el Furi, age, Tecrid-i Sarih Şerhi
28 -Hayati Ülkü, İslam Tarihi
29 -Ali Himmet Berki- Osman Keskioğlu, age
30 -M. Yusuf Kandehlevi, age
31 -Tecrid-i Sarih Şerhi
32 -Safiyurrahman Mübarek el Furi, age
33 -Safiyurrahman Mübarek el Furi, age
34 -Tecrid-i Sarih Şerhi
35 -Büyük İslam Tarihi- Heyet- Feza Gazetecilik
36 -Safiyurrahman Mübarek el Furi, age
37 -Fıkhu's Siyre- M. Said Ramazan el Buti
38 -Safiyurrahman Mübarek el Furi, age
39 -M. Said Ramazan el Buti-age
40 -Safiyurrahman Mübarek el Furi, age
41 -Hayati Ülkü, İslam Tarihi
42 -Hayati Ülkü, age
43 -Martin Lings-age, Hayati Ülkü, age
44 -Hayati Ülkü, age
45 -Zekai Konrapa, Peygamberimiz
46 -Hayati Ülkü, age
47 -Tecrid-i Sarih Şerhi
48 -Siret'ün Nebi- Mevlana Şibli Numani
49 -Safiyurrahman Mübarek el Furi, age
50 -Martin Lings-age
51 -Son Peygamber-Prof. Dr M. Ebu Zehra
52 -Martin Lings-age, Tecrid-i Sarih Şerhi
53 -Safiyurrahman Mübarek el Furi, age
54 -Hayatü's-Sahabe-Yusuf Kandehlevi
55 -Ömer Nasuhi Bilmen-Büyük İslam İlmihali
56 -Safiyurrahman Mübarek el Furi, age
57 -Ömer Nasuhi Bilmen, age
58 -Hayati Ülkü, İslam Tarihi
59 -Z. Konrapa, Peygamberimiz, Safiyurrahman Mübarek el Furi, age, Hamidullah age, Tecrid-Sarih Şerhi
60 -Siret'ün Nebi- Mevlana Şibli Numani
61 -Mevlana Şibli Numani-age
62 -Mevlana Şibli Numani-age
63 -Martin Lings-age
64 -Son Peygamber-Prof. Dr M. Ebu Zehra
65 -Muhtasar Hayat-üs Sahabe- M. Yusuf Kandehlevi
66 -Tecrid-i Sarih Şerhi
67 -İslam Peygamberi- Prof. Dr. Muhammed Hamidullah
68 -İslam Tarihi-Hayati Ülkü
69 -Safiyurrahman Mübarek el Furi, age
70 -İslam Tarihi-Hayati Ülkü
71 -Tecrid-i Sarih Şerhi
72 -İslam’ın Doğuşu-M.Hamidullah-Beyan Yay
73 -Mevlana Şibli Numani-age
74 -Fıkhu's Siyre- M. Said Ramazan el Buti
75 -İslam Peygamberi- Prof. Dr. Muhammed Hamidullah
76 -Büyük İslam Tarihi- Heyet- Feza Gazetecilik
77 -Mevlana Şibli Numani-age
78 -Mevlana Şibli Numani-age
79 -Mevlana Şibli Numani-age
80 -Büyük İslam Tarihi- Heyet-Feza Gazetecilik
81 -M.Yusuf Kandehlevi-age
82 -Mevlana Şibli Numani-age
83 -Mevlana Şibli Numani-age, Salih Suruç, Peygamberimizin Hayatı
84 -Muhtasar Hayat-üs Sahabe- M. Yusuf Kandehlevi
85 -M.Yusuf Kandehlevi-age
86 -Tecrid-i Sarih Şerhi
87 -Son Peygamber-Prof. Dr M. Ebu Zehra
88 -Hayat-üs Sahabe- M. Yusuf Kandehlevi
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
FURKAN, 2009-04-06 08:29:06
gERÇEKTEN ÇOK GÜZEL. iNŞALLAH EN KISA ZANMANDA KİTABI DA ALIRIM.
Bu yoruma katılıyor musunuz ?
DİĞER YAZILAR
Artık Allah'a, Peygamberine ve indirdiğimiz o nûra (Kur'an'a) inanın. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
Teğabün, 8
GÜNÜN HADİSİ
Kalbinde zerre miktarı iman bulunan kimse ateşten çıkacaktır.
Tirmizi, Sıfatu Cehennem 10, (2601)
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...