ZARARLI MADDELER VE İÇECEKLER

Bir dönem müdürlüğünü yaptığım, Ege’mizin şehzadeler şehri Manisa’daki okulumuzun faaliyetlerinden birisi de; gençleri kötü alışkanlıklardan koruma paneli idi. Evlâtlarımızın bu panelde sordukları bir sorudan


Hilmi Arkın

hilmi.arkin@hotmail.com

2008-12-27 23:42:19

Bir dönem müdürlüğünü yaptığım, Ege’mizin şehzadeler şehri Manisa’daki okulumuzun faaliyetlerinden birisi de; gençleri kötü alışkanlıklardan koruma paneli idi.

Evlâtlarımızın bu panelde sordukları bir sorudan oldukça etkilendiğimizi açıklamak istiyorum… Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nden bir uzman, Emniyet Müdürlüğü’nden, Narkotik Bölümü görevlilerinden bir kişi ve rehber öğretmenimizle birlikte biz de konuşmacı olarak katılmıştık.

Görevliler kendi alanlarıyla ilgili teknik bilgileri aktarmışlardı. Korunma yollarıyla ilgili bilgilerin kısa, öz ve görüntülerle ve gerçek bilgilerle, rakamlarla desteklenmesi çok etkileyici görünüyordu.

Bu tür etkinliklerin en sevdiğim yerleri nedense hep son bölümleri olmuştur. Artık kimse tek taraflı doldurucu bilgileri değil, kendilerinin de katkıda bulundukları, birlikte oluşturdukları fikir ve doğrulara daha fazla önem veriyor…

On üç yaşlarındaki, yedinci sınıf öğrencilerimizden birisi konuşmaların bitiminde, diğer arkadaşları gibi söz aldı. Medeni cesareti, sorusunun orijinalliği ve olgun tavırları ve katkısı büyük olan bu evlâdımızın ismini hatırlayamadığım için kendisinden şimdi özür diliyorum. Bazı hatıra yazılarım yayınlandıktan sonra orada bulunanlarca hatırlatmalar oluyor. Bu da beni çok mutlu ediyor. Belki okur, ismini hatırlatır diye ümit ediyorum.

Soru aynen şöyleydi;

“Siz büyüklerim, hep bu zararlı içeceklerden bahsederlerken, keyif verici maddeler- diye bahsettiniz. Keyif verici ise niçin zararlı olsun

anlayamadım” dedi ve izin isteyip oturdu.

Salonda büyük bir sessizlik oldu. Konuşmacılar önce bakıştık. Sorunun “keyif verici” kısmı ilginçti ve özendirici bulunmuştu. Hem doğru cevap verilmeli, hem de arzu uyandırmamalıydı.

Cevaplamak için kimse istekli değildi. Ev sahibi olarak bakışlar üzerimde toplandı. Sunucu arkadaşımız da işareti almış gibi sözü şahsıma verdi.

Öğrencimize teşekkür ederek söze başladım. Yine kitaplığımdaki –Kırmızı Ciltli kitaplar imdadıma yetişmişti. “Evet, gençler bu maddeler ZEHİRLİ BAL gibidir. Hani bölgemizde arıcılık da yapılıyor. Onlar daha iyi bilirler. Tat olarak bu balın diğerlerinden pek farkı yoktur. Önce yer keyif alırsınız. Fakat kısa bir zaman sonra karın ağrıları başlar. Yeme miktarına göre, müdahale edilmez ise ölüme bile götürür. İşte bu içecekler de öyledir” demiştim.

Sigara, alkol ve diğer zararlı maddeleri kullananların halleri slâyt ve görüntülerle, ayrıca gazete başlıklarıyla sunuldu ve oldukça ilgi uyandırdı. Hiç de keyif alıyor gibi görünmüyorlardı.

Yüzlerine maske takmışlar ve çılgınlar gibi eğlenmişler. Yani yüzlerini gizlemişler. Anladım, henüz daha utanıyorlar. Fakat çıldırarak akıllı insanlar nasıl eğleniyor, anlayamadım…

Toplantı sonunda aldığımız kararlar arasında birisi dikkat çekici idi. Oy birliği ve çocuklarımızın alkışlarıyla bu maddelerin ortak adları; ZARARLI MADDELER VE İÇECEKLER diye değiştirilmişti.

Yıllar sonra karşılaştığım evlâtlarımızın önemli bir çoğunluğunun bizim neslimizden daha bilinçli olduklarını ve zararlı maddeleri kullanmadıklarını da biliyorum. Geleceğimize, onları görerek ümitle bakıyorum…

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

Murat AKBULUT, 2008-12-28 11:21:01

Zehirli bal tabiri hadiseyi bütünüyle özetliyor.

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

DİĞER YAZILAR

BAŞKA GÖRÜNDÜ

BAŞKA GÖRÜNDÜ

Bir gün bir göletin arkasında bir vadinin yamacında oturmuş karşı yamaçtaki ağaçları seyr

DİZ ÜSTÜ OTURMAK

DİZ ÜSTÜ OTURMAK

Bundan elli yıl önce köyde otururduk. Ekmeğimizi annem tandırda pişirirdi. Önce diz üstü

EDEPSİZLİĞİN ADI ERGENLİK

EDEPSİZLİĞİN ADI ERGENLİK

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla... Hacı hacıyla Mekke’de, derviş dervişle tekkede, e

ANNE KARNINDAKİ BEBEĞİN RABBİYLE DİYALOĞU

ANNE KARNINDAKİ BEBEĞİN RABBİYLE DİYALOĞU

Anne karnındaki bir bebeğin ağzı vardır, gözü vardır, kulağı vardır, eli vardır, ayağı

SİGARALI GENÇ VE BEN

SİGARALI GENÇ VE BEN

Yolcu minibüsünün içindeyim. Çarşıdan Fakülteye gidiyorum. Bir durakta kahvehaneden çıkan

EY HER YERDEN GÖRÜNEN VE HER YERDEN GÖREN! SENİ İSTİYORUM!

EY HER YERDEN GÖRÜNEN VE HER YERDEN GÖREN! SENİ İSTİYORUM!

Namaz için kalkmıştım. Kıyamda durdum, kâinatı kıyamda gördüm. Rükûa vardım, kâinatı

YOLA ÇIKMAK

YOLA ÇIKMAK

Biraz sonra yola çıkacağız. On bin metre yükseklikten, üç bin kilometre yol kat edeceğiz. Bu

KAPTANLIK KOLAY BİR ŞEY DEĞİLDİR

KAPTANLIK KOLAY BİR ŞEY DEĞİLDİR

Stuttgart Hava Limanı’nın alt katında bütün dinler için ayrılan ibadethanede namaz kılarke

ARABAYI UNUTTUM

ARABAYI UNUTTUM

Unutmak çok kötü bir şeydir. Bu gün çarşıdan gelirken bir yerde arabayı park edip bir iki

İŞTE KOLAY KÂRDA ÇOK

İŞTE KOLAY KÂRDA ÇOK

İşte cemaatle namaz kılma hareketi, kaptanı imam olan mescit botuna binerek en emin arkadaşlarl

GÖKÇEADA DEPREMİ

GÖKÇEADA DEPREMİ

Belirtilen tarihte bütün Ege’de ve dolayısıyla Tavşanlı’da çok şiddetli bir deprem oldu.

Size yasak edilen büyük günahlardan kaçınırsanız, kusurlarınızı örteriz ve sizi ağırlancağınız şerefli bir yere yerleştiririz.

Nisâ, 31

GÜNÜN HADİSİ

Yapılan hayırdan (ma'ruf) hiçbir şeyi küçük bulup hakir görme, kardeşini güler yüzle karşılaman bile olsa (bunu ehemmiyetsiz görüp ihmal etme)

Müslim, Birr 144, (2626)

TARİHTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI