RASULULLAH HAKKINDA BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?-6
Davet Mektupları Peygamber Efendimizin (Sallallahu aleyhi ve sellem) Fars Kisrasına Abdullah bin Hüzafe'yi (r.a.) ile bir davet mektubu gönderdiğini… Hz. Abdullah’ın mektubu Bahreyn emirine teslim ettiğini. Bahreyn emirinin Abdul
Davet Mektupları
Peygamber Efendimizin (Sallallahu aleyhi ve sellem) Fars Kisrasına Abdullah bin Hüzafe'yi (r.a.) ile bir davet mektubu gönderdiğini… Hz. Abdullah’ın mektubu Bahreyn emirine teslim ettiğini. Bahreyn emirinin Abdullah bin Hüzafe’yi mi, yoksa başka birini mi Kisraya gönderdiğinin bilinmediğini...(1)
Merhum Ali Himmet Berki’nin yazdığına göre, 628 yılında Peygamber’in (Sallallahu aleyhi ve sellem)ashabından birinin Çin İmparatoru Taî Dsung’a hediyeler götürdüğünü ve ondan Çin’de İslamiyet’i neşretmek için izin aldığını… (2)
Peygamberimizin (Sallallahu aleyhi ve sellem) savaşı hep son seçenek olarak gördüğünü. Yemen’e kumandan olarak gönderdiği Muaz bin Cebel (r.a.)’e: “Onları davet etmedikçe savaşmayın. Davetinize icabet etmeseler bile siz savaşı başlatmayın. Eğer savaşı önce onlar başlatırsa, içinizden birini öldürmedikçe ve siz de bunu onlara göstermedikçe onlarla savaşmayın. O zaman onlara deyin ki: “Bu sizin yaptığınız hayra ulaşır mı?”(3)
Server-i Ekrem’in (Sallallahu aleyhi ve sellem) Habeş Necaşisinin gönderdiği heyete bizzat kendi elleriyle hizmet ettiğini... Bu işi kendilerine bırakmasını rica eden ashabına: “Doğrusu bunlar bizim arkadaşlarımıza ikramda bulunmuşlardı. Onlara bizzat mukabelede bulunmak istiyorum” buyurduğunu...(4)
Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) hakkında Bizans hükümdarı ile görüşen Ebu Süfyan'ın bu görüşmeden sonra yanındaki arkadaşlarına: “Muhammed'in davası önüne geçilemeyecek kadar duyulup güçlenmiştir. Baksanıza Ben-i Asfar (Bizanslılara Araplar böyle derdi) hükümdarı bile ondan korkuyor." dediğini... (5)
Bizans hükümdarı Heraklius'un Astronomi'den anlayan biri olup, bir gün yüzünün renginden bir şey olup olmadığını soran Rum patriklerine: “Yıldızlara bakarken sünnetlilerin hükümdarının zuhur ettiğini gördüm" cevabını verdiğini...(6)
Nebi (Aleyhissalatu vesselam)'ın mektubu kendisine ulaştığında Heraklius'un bu mektubu Başpiskopos'una gösterdiğinde ondan; “Allah'a and olsun ki, bu Musa ve İsa'nın bize müjdeledikleri ve bizim beklemekte olduğumuz peygamberdir. Ben kendim o Peygamberi tasdik edip, ona uyacağım" cevabını aldığını... Bunun üzerine kendisinin de: "Evet, o Peygamberdir. Ancak onu tasdik etmeye ve tâbi olmaya muktedir değilim. Eğer bunu yaparsam, hükümdarlığım elden gider ve Bizanslılar da beni öldürür" dediğini...(7)
Peygamber Efendimizin (Aleyhissalatu vesselam) İslam'a davetine icabet eden Habeş Necaşisinin; "Musa Peygamber 'Merkebe biner' diyerek İsa Peygamberin geleceğini müjdelediği gibi, İsa Peygamber de 'deveye biner' diyerek Muhammed Peygamber'in geleceğini öyle haber vermiştir" dediğini... (8)
Rasulullah'a Habeş Necaşisi Asheme'den: bir çift mest, cam bardak, üç adet küçük mızrak, Habeşi başlıklı altın bir yüzük, Rum Kayserinden: dinar, zencebil dolu küp, ipek cübbe, Mısır Mukavkısı Cureyc İbn-i Minâ'dan; Mısır işi ince bir giysi, Mariye ve kız kardeşi Sirin, Mebur adlı erkek bir köle, ak tüylü bir katır, bir merkep, bin miskal altın, bir tane billur cam bardak, sürmedanlık, ayna ve tarak, kokulu bal, misk gibi bazı kokular, Eyle melikinden; beyaz bir katır, Yemen hâkiminden; pahalı bir ipek takım hediye gönderildiğini... (9)
Ebu Davud'da geçen bir rivayete göre Rasulullah'ın (Aleyhissalatu vesselam) "Habeşliler size dokunmadıkça siz de onlara dokunmayınız" diyerek, İslam'ın ilk zamanlarında Müslümanlara bağırlarını açan bu halka karşı kadirşinas davrandığını... (10)
Kaza Umresi
Peygamber Efendimizin (Sallallahu aleyhi ve sellem) Hudeybiye sulhundan bir sene sonra Kaza umresi için Mekke’ye geldiğini. Bu sırada düşmana duyuracak şekilde Abdullah bin Revaha (r.a.) hazretlerinin onu övücü şiirler söylediğini. Bunu garipseyen Hz Ömer’e (r.a.) Habib-i Zişan Efendimizin (Sallallahu aleyhi ve sellem) “Bırak onu Ya Ömer! Şiir o düşmanlara atılan oklardan daha çabuk isabet eder” buyurarak aynı zamanda basının önemine de dikkat çektiğini… (11)
Rasul-i Zişan'ın (Aleyhissalatu vesselam) kaza umresinde ashabından çevik hareketler yapmalarını istediğini. Onları uzaklardan seyreden müşriklerin bu hali görünce; “Bunlar mı bizim sıtmadan perişan olduğunu sandığımız kimseler! Bunlar ceylan gibi zıplıyorlar” dediklerini... (12)
Hudeybiye sulhundan bir sene sonra yapılan Kaza umresinin Mekkelileri çok yumuşattığını. Hatta İkrime bin Ebu Cehil’in Ebu Süfyan’a; “Vallahi ben, sene geçmeden bütün Mekke halkının Muhammed’e tabi olmasından endişe etmeye başladım” dediğini…(13)
Kaza Umresinin 4 adı olduğunu:
1-Kaza
2-Kazıyye
3-Kısas
4-Sulh Umresi(14)
İslam’a İltihaklar
Amr bin As'ın Hudeybiye sulhundan sonra yerleşmek için gittiği Habeşistan'da, öldürmek için kendisine teslim etmek üzere Rasul-i Ekrem'in (Aleyhissalatu vesselam)bir elçisini Habeş Necaşisinden istediğini... Bunun üzerine Necaşi'nin Amr'ın burnuna şiddetli bir darbe indirip, onu kan revan içinde bıraktığını ve sonra: “Ey Amr! Demek sen Musa ve İsa peygamberlere gelmiş olan Namus-u Ekber'in (Cebrail) kendisine gelip durduğu bir zatın elçisini öldürmek üzere sana vermemi istiyorsun ha? Vallahi eğer onu öldürmüş olsaydın sizden hiçbirinizi sağ bırakmazdım. Rasulullah'ın (Aleyhissalatu vesselam) elçisi öldürülür mü hiç?" dediğini... Bu hadiseden çok etkilenen Amr'ın kısa bir zaman sonra Müslüman olduğunu... (15)
Rivayete göre Amr'ın, Necaşinin şiddeti karşısında; " Eğer yer açılsaydı, korkudan girerdim dediğini…”(16)
Halid Bin Velid'in Müslüman olduğunda Kureyş büyüklerine: “Aklı başında olan herkes artık Muhammed'in sihirbaz ve şair olmadığını, onun söylediği sözlerin de Âlemlerin Rabbinin sözü olduğunu anlamıştır. Akıl ve basiret sahiplerinin ona tâbi olmaları hak olmuştur" dediğini. Bu sözleri duyunca öfkelenen Ebu Süfyan'ın, Halid'in üzerine atılmak istediğini. Onu durduran İkrime bin Ebu Cehil'in: "Yavaş ol bakalım ey Ebu Süfyan! Bu görüşünden dolayı Halid’i öldürmek mi istiyorsun? Aslında bütün Mekkeliler bu görüştedirler. Vallahi korkarım ki bir sene geçmeden bütün Mekke halkı bu görüşe uyacaktır." dediğini...(17)
Müslüman olup Rasulullah'ın (Aleyhissalatu vesselam) önünde beyat eden Hz. Halid'e Habib-i Ekrem (Aleyhissalatu vesselam) efendimizin "Ben zaten senin akıllı biri olduğunu biliyordum. Bu akıllılığının seni er geç hayra kavuşturacağını ümid ediyordum" buyurduğunu…(18)
Halid bin Velid'le aynı gün Rasul-u Ekrem'e beyat (Aleyhissalatu vesselam) eden Amr bin As'ın daha önceleri; "Bütün Kureyş Müslüman olsa bile yine de ben Müslüman olacağımı zannetmiyorum" derken, iman nuru gönlüne girince; "İnsanlardan hiçbiri bana Rasulullah'tan (Aleyhissalatu vesselam) daha sevgili ve daha yüce olmamıştır" dediğini… (19)
Siyer ulemasına göre, Mekke fethinden sonra İslam'a teslim için gelen heyet sayısının 70'i geçtiğini söylediğini… (20)
Mute Savaşı
Mute’ye giden orduya katılan ama Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem)in arkasında son bir Cuma namazı kılmak için Medine’de kalan Abdullah bin Revaha’ya : “Yeryüzü dolunca sadaka dağıtsan, onların bir sabah namazında elde ettikleri ecr ve mükâfatı elde edemezsin” denilince bu zatın hemen yola çıkıp arkadaşlarına yetiştiğini...(21)
Mute'ye ilerleyen İslam ordusunun ilk önce Gassani meliklerinden Şurahbil'in kardeşi Sedus'un ordusunu Vadi'l-Kura'da bozguna uğratıp Sedus'u öldürdüğünü. Bunun da Şurahbil'in gözünü korkuttuğunu...(22)
Müslümanların Rasulullah (Aleyhissalatu vesselam) hayattayken yaptıkları en zorlu ve en kanlı savaşın 629 yılının Ağustos veya Eylül ayında cereyan eden Mute muharebesi olduğunu… Bu savaştan sonra İslam’ın gücü Arap kabilelerini derinden etkileyerek Süleym, Eşca, Gatafan, Zübyan, ve Fezara gibi kabilelerin Müslüman olduğunu…(23)
Mute savaşında Rasul-i Ekrem (Aleyhissalatu vesselam)’in amcazadesi Hz. Cafer bin Ebu Talib’in çok şiddetli ve kahramanca savaştığını. İbn-i Ömer’in (r.a.); “Cafer bin Ebu Talib’i aradık. Onu şehidler arasında bulduk. Vücudunda 90 küsur ok ve mızrak yarası vardı. Ve bütün bunlar vücudunun ön kısmındaydı” dediğini…(24)
Savaş meydanından kaçmamak için atını ilk öldüren Müslüman’ın; Rasul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve sellem)’in amcasının oğlu Hz. Cafer (r.a.) olduğunu…(25)
Halid bin Velid hazretlerinin (r.a.); “Mute günü 9 kılıç elimde kırıldı. Ancak bir Yemen işi kılıç elimde dayanabildi” dediğini…(26)
İbn-i İshak’ın rivayetine göre Rasulullah’ın (Sallallahu aleyhi ve sellem) Mute’de şehid olan üç kumandanın hakkında şöyle buyurduğunu; Onlar altından divanlar üstünde cennete kaldırıldılar. Abdullah bin Revaha’nın divanında hafif eğrilik gördüm. Bu neden diye sordum. Bana; “O ikisi (Zeyd bin Harise, Cafer bin Ebu Talib) hiç tereddüt etmeden ilerledi. Ama Abdullah önce biraz tereddüt etti, sonra ilerledi” dendi.(27)
Mute’de çarpışan ordunun güzel bir manevra ile düşmanı püskürtüp, çemberi yarıp Medine'ye çekilmesi üzerine halkın askerlerin yüzüne toprak saçıp, "Kaçaklar! Allah yolunda çarpışmaktan yüz çevirdiniz" lafları ile onları kınaması üzerine Efendimizin (Sallallahu aleyhi ve sellem) “Hayır! Onlar firari (kaçak) değil, kerraridir (döne döne çarpışanlar) inşallah” buyurarak meseleyi kesip attığını...(28)
Bedir savaşının Arap topraklarında İslam ordunun ilk savaşı olduğu gibi Mute muharebesinin de Arap toprakları dışındaki ilk çatışma olduğunu...(29)
Mute savaşında İslam ordusunun kaybının sadece 12 olduğunu... Bu durumun Bizans ve onun müttefiki Arapların gözünü korkuttuğunu... (30)
Allah Rasulünün (Sallallahu aleyhi ve sellem) hayatında bizzat yönetmediği tek savaşın Mute olduğunu.(31)
Efendimizin (Sallallahu aleyhi ve sellem) Hz. Cafer'in (r.a.) şehadetini hanımı Esma binti Umeys'e bildirdikten sonra hanesine döndüğünü ve zevcelerine; "Cafer ailesi için yemek yapmayı ihmal etmeyiniz." buyurduğunu... Bunun üzerine üç gün, şehidin hanesine yemek pişirilip gönderildiğini ve ölü evine yemek yapılıp gönderilmesi gibi güzel bir âdetin böyle ortaya çıktığını…(32)
Mekke’nin Fethi
Efendimizin (Sallallahu aleyhi ve sellem)Mekke fethi hazırlıklarını çok gizli tuttuğunu. Hatta Hz. Ebubekir’in seferin nereye olduğunu öğrenmek için meseleyi Hz. Aişe’ye açtığını ama onun da babasını aydınlatamadığını…(33)
Server-i Ekrem Efendimizin (Aleyhissalatu vesselam) amcası Hz. Abbas’ın İslam ordusu Mekke’yi fethetmek için yola çıktığında hicret etmek için ailesi ile Mekke’den ayrıldığını, yolda İslam ordusu ile karşılaşınca, Efendiler Efendisinin (Sallallahu aleyhi ve sellem) “Ben Peygamberlerin sonuncusu olduğum gibi, sen de muhacirlerin sonuncususun” buyurduğunu…(34)
Bütün siyer müelliflerinin ittifakına göre Rasul-i Ekrem Efendimizin (Sallallahu aleyhi ve sellem) Fetih günü, Zituva mevkiinde ordunun Mekke'ye giriş programını komutanlara tebliğ edip, sekiz sene önce Mekke'den nasıl çıktığını yâd ettiğini. Sonra, bu fethi ihsan eden Rabbine karşı hamdu sena duyguları içinde mübarek başı devenin boynuna secde eder gibi bir vaziyette bu mevkiden Mekke'ye kadar aynı geldiğini...(35)
Fetih günü mübarek başında siyah bir sarık bulunduğunu...(36)
Mekke'ye girerken çok güzel bir manzaranın da Abdullah ibn-i Abbas- Abdullah ibn-i Zübeyr, Abdullah bin Cafer'in de içinde bulunduğu Haşimi çocukların kendisini istikbal etmesi ve Peygamberimizin onları sevip, İbn-i Abbas ile İbn-i Cafer-i Tayyar'ı terkisine alması olduğunu..(37)
Mekke’nin Fetih günü Rasul-i Ekrem’in (Aleyhissalatu vesselam) Ümm-ü Hani binti Ebu Talib’in evinde sekiz rekât Fetih namazı kıldığını...(38)
Mekke fethi günü Allah Rasulünün (Aleyhissalatu vesselam) Mekke'ye girdiğinde, sesini işittirecek derecede bir sada ile Fetih suresini okuduğunu...(39)
Mekke fethedildiğinde Rasulullah’ın (Aleyhissalatu vesselam) Kâbe anahtarlarını istetip Kâbe'nin içerisine girdiğini. Burada Hz. İbrahim’in (a.s.) elinde fal okları ile tasvir edildiği resmi gördüğünde; “İbrahim böyle bir şey yapmadı. O Müslüman’dı, tevhid dininin hadimi idi” buyurduğunu, Meleklerin güzel kadınlar şeklinde yapılmış resimleri için de; “Meleklerde erkeklik ve dişilik yoktur” diye ferman ettiğini. Ve bu resimlerin üzerlerinin kapattırıldığını… (40)
Mekkelilerin meşhur putu Hubel’in parçalanıp, çöpe atıldığı gün Zübeyir bin Avvam’ın (r.a.) Ebu Süfyan’a; “Uhud’da övündüğün Hubel’i görüyor musun?” dediğinde onun; “Artık kınamayı bırak. Görüyorum ki, Muhammed’in Allah’ından başka tanrı olsaydı işler başka türlü giderdi” dediğini...(41)
Mekke'de fetih sonrası 19 gün kalındığını…(42)
Huneyn Savaşı
Huneyn muharebesinde olabildiğince şiddetine rağmen Müslümanların 4 şehid verdiğini, Düşman kaybının ise 70 ölü olduğunu... (43)
Taif Kuşatması
Peygamberimizin (Sallallahu aleyhi ve sellem) ilk defa Taif kuşatmasında debbabe (Tahta veya deriden yapılıp, insanların içine girdiği ve kale dibine gelerek vura vura taşları oyan harp alet) kullandığını... Mancınıklardan da istifade edildiğini… (44)
Bu çetin ve bir ay kadar süren kuşatmada mancınık ve debbabe kullanılması fikrini Selman-ı Farisi'den geldiğini. (45)
Cömertliği ile tarihte meşhur biri olan Hatem-i Taî hakkında Allah Rasulu’nun (Sallallahu aleyhi ve sellem) Hatem’in kızı Sofane’ye; “Senin baban İslam’ın telkin ettiği faziletle süslü bir adamdı” dedikten sonra ashabına; “Hatem’in kızı serbesttir, babası insanlık sever bir adamdı, Allah merhametli olanları sever ve mükâfatlandırır” buyurduğunu…(46) (Hatem’in bir kıssası için Lem’alar'da 19. Lem’anın 4. nüktesine bakılabilir.)
Tebük Gazvesi
İslam tarihinde ilk defa umumi seferberliğin Rum imparatorluğuna karşı tedafüi olarak yapılan Tebük seferinde açıldığını...(47)
Tebük seferine teçhizat yokluğundan iştirak edemeyen 7 zatın kederlerinden devamlı gözyaşı döktüğünü ve bunlara "Bekkaun" (Ağlayanlar) diye meşhur olduğunu... Bu zatların; Salim bin Umeyr, Amr bin Hummam, Uleyye bin Zeyd, Irbad bin Sariye, Ebu Leyla el Mazini, Abdullah bin Mugaffel ve Seleme İbn-i Sahr olduğunu... Haklarında kendilerini öven ayet (Tevbe;92) nazil olduğunu... Bu zatların bilahare bazı sahabelerle teçhiz edilerek sefere iştirak ettiklerini... (48)
İbn-i Kayyım'ın yazdığına göre Tebük'te orduya en fazla parasal yardımda bulunan Hz. Osman'ın bu yardımının levazımatlarıyla birlikte 300 deve ve bin dinardan ibaret olduğunu...(49)
Hz. Ömer’in (r.a.) Tebük gazvesinde çektikleri sıkıntıları anlatırken “O kadar susamıştık ki, susuzluktan boynumuzun kopacağını (öleceğimizi) zannettik. Herhangi birimiz gidiyor, yüklerimiz arasında su arıyor, bulamayınca ümitsizlikten ve yorgunluktan orada düşüp kalıyor, geri dönemiyor, boynunun kopacağını sanıyorduk. Hatta içimizden biri devesini kesmiş, dışkılarını sıkarak içmiş, sonra da ciğerindeki suları toplamıştı” dediğini...(50)
Tebük seferinde münafıkların plan ve foyaları günü gününü inen ayetlerle yüzlerine çarpıldığı için Tebük seferine "Rüsvaylık gazası" da dendiğini...(51)
Efendimizin (Sallallahu aleyhi ve sellem) Tebük seferi dönüşü, Medine evleri uzaktan göründüğünde; “Bu Tâbe’dir. (Hoş bir şehir) Şu ise (Uhud dağı) bizi seven ve bizim de onu sevdiğimiz bir dağdır” buyurduğunu…(52)
Tebük seferi dönüşü Medine halkının Habib-i zişanı (Sallallahu aleyhi ve sellem) aynen Hicrette olduğu gibi hep bir ağızdan “Ay döndü üzerimize, Veda tepelerinden…” kasidesiyle karşıladığını... (53)
Tebük seferine geriye kalıp yetişemeyen ve bundan dolayı haklarında tecrid boykotu uygulanan üç sahabe (Ka'b bin Malik, Mürare bin Rebii, Hilal bin Ümeyye)nin 50 gün sonra gelen ayetle af edildiklerini. Bunlardan Hilal bin Ümeyye hazretlerinin af müjdesini duyunca secdeye kapaklanıp uzun bir müddet başını kaldıramadığını. Hatta müjdeyi getiren sahabenin; "sevincinden can verdiğini sandım" dediğini...(54)
Dipnotlar
1-Safiyurrahman Mübarek el Furi-age
2-Hz. Muhammed ve Hayatı-Ali Himmet Berki- Osman Keskioğlu
3-M. Ebu Zehra, age
4-M. Ebu Zehra, age
5-M. Ebu Zehra, age, Salih Suruç, age
6-M. Ebu Zehra, age
7-M. Ebu Zehra, age
8-Peygamberimizin Hayatı, Salih Suruç
9-İbrahim Canan, Hadis Ansiklopedisi, Salih Suruç age, Tecrid-i Sarih Şerhi
10-İslam Peygamberi-M.Hamidullah
11-Safiyurrahman Mübarek el Furi-age.
12-M. Said Ramazan el Buti, age
13-Ali Himmet Berki- Osman Keskioğlu, age
14-Safiyurrahman Mübarek el Furi-age
15-M. Ebu Zehra, age, Salih Suruç age.
16-Hayatü's-Sahabe-M. Yusuf Kandehlevi
17-M. Ebu Zehra, age
18-Salih Suruç age
19-Salih Suruç, age
20-Safiyurrahman Mübarek el Furi-age
21-Hayat-üs Sahabe- M. Yusuf Kandehlevi
22-Salih Suruç, age
23-Safiyurrahman Mübarek el Furi-age
24-Safiyurrahman Mübarek el Furi-age
25-Hayat-üs Sahabe- M. Yusuf Kandehlevi
26-Safiyurrahman Mübarek el Furi-age
27-Fıkhu’s Sire- Muhammed Gazali
28-Said Ramazan el Buti-age
29-M. Ebu Zehra, age
30-M. Ebu Zehra, age
31-Büyük İslam Tarihi- Heyet-Feza Gazetecilik
32-Peygamberimizin Hayatı-Salih Suruç
33-Hz. Peygamberin Savaşları- Muhammed Hamidullah
34-Ali Himmet Berki- Osman Keskioğlu, age
35-Tecrid-i Sarih Şerhi
36-İslam Tarihi-Mustafa Asım Köksal
37-Tecrid-i Sarih Şerhi
38-Safiyurrahman Mübarek el Furi-age
39-Tecrid-i Sarih Şerhi
40-Ali Himmet Berki- Osman Keskioğlu, age
41-Ali Himmet Berki- Osman Keskioğlu, age
42-Safiyurrahman Mübarek el Furi-age
43-Salih Suruç, age
44-Büyük İslam Tarihi- Heyet-Feza Gazetecilik, Rahmet Peygamberi- Ebul Hasen en Nedvi
45-Tecrid-i Sarih Şerhi
46-Ali Himmet Berki- Osman Keskioğlu, age
47-Tecrid-i Sarih Şerhi
48-Tecrid-i Sarih Şerhi
49-Tecrid-i Sarih Şerhi
50-Salih Suruç, age
51-Tecrid-i Sarih Şerhi
52-Safiyurrahman Mübarek el Furi-age
53-Safiyurrahman Mübarek el Furi-age
54-Salih Suruç, age
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
Rukiye, 2009-01-19 23:42:43
Allah(cc)razı olsun bildiklerimi tekrar etmiş bilmediklerimide öğrenmiş oldum Rukiye
Bu yoruma katılıyor musunuz ?
Hasbihal, 2009-01-17 01:32:43
cok güzel bilgiler bunlar MASALLAH .. ALLAH CC. razı inş. emeğine saglık kardeş . tşk.
Bu yoruma katılıyor musunuz ?
DİĞER YAZILAR
De ki: "Onlardan ve her türlü sıkıntıdan sizi Allah kurtarır. Ama siz yine de O'na ortak koşuyorsunuz."
En'am, 64
GÜNÜN HADİSİ
İnsanların en fenası, birine ayrı, diğerine de ayrı görünen iki yüzlü insanlardır.
Seçme Hadisler, 101
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...