BARIŞ MANÇO İLE BİR SOHBET
Barış Manço ile halis bir Nur Talebesi olup Erzurum’daki Nur hizmetinde büyük hisse sahibi olan Kemal Boynukalın Bey’in evinde buluştuk. Kendisi, Kemal Boynukalın Bey’in bölge bayililiğini yaptığı Daewoo firmasının tanıtımı ve
Barış Manço ile halis bir Nur Talebesi olup Erzurum’daki Nur hizmetinde büyük hisse sahibi olan Kemal Boynukalın Bey’in evinde buluştuk. Kendisi, Kemal Boynukalın Bey’in bölge bayililiğini yaptığı Daewoo firmasının tanıtımı ve reklâmı için Erzurum’a gelmişti. Dostum Kemal Bey bizi de Barış Manço’nun iştirak edeceği yemeğe davet etti. Kendisiyle ilk defa orada görüştüm. Ben kendilerine:
“Size eskiden beri muhabbetim var. Sebebi de şudur: Sizler Türkiye’yi dünyaya tanıttınız. Ülkemizin Dünya’ya açılan bir kapısı oldunuz. Diğer bir ehemmiyetli hizmetiniz de millet olarak örfümüzde âdetimizde ve ecdadımızda olan tarihî gelenekleri, sözleri, deyimleri müzik vasıtasıyla insanlığa mal etmeniz ve ibret amiz hatıralar bırakmanızdır.” dedim.
Bu konuşmamdan çok mütehassis oldu. “Benim bu hususiyetimi takdir eden ilk insan siz oldunuz” diye mukabele etti.
Sonra parmaklarındaki çeşitli ve kıymetli yüzükler benim nazar-ı dikkatimi çekti. Elini elime alarak masanın üzerine koydum. Tek tek parmaklarına dokunarak, “Maşallah ne güzel yüzükleriniz var” dedim.
“Bütün bu yüzüklerim gittiğim ve uğradığım yerlerdeki kıymetli dostlarımın hediyeleridir.” dedi. Sonra latife olsun diye “Acaba bu parmaklarınız mı güzel yoksa yüzükleriniz mi?” dedim. Hayrette kaldı ve şaşkın bir halde bir müddet suskunluğu devam etti.
Suskunluğu ben bozdum ve dedim ki:
“Parmaklar yüzüklerden daha sanatlıdır. Hem onları yaratan Cenab-ı Haktır. Ayrıca yüzükler parmak içindir. Parmaklar yüzük için değildir.” dedim. Biraz düşündü ve “Hocam, aynen öyledir.” dedi.
Gümüş işlemeli bir çantası vardı. Onunla da alakalı olarak dedim ki: “Meşin çanta gümüşle tezyin edilerek değerlenir. Fakat altını ne ile süsleyebilirsin. Altının süse, tezyine ihtiyacı yoktur. Zaten o müzeyyendir. Aynen öyle de insanı Allah (cc. ) tezyin etmiş, değerli yaratmıştır. Onun değeri eşya ve zinet ile artmaz. Bilakis eşyayı ve her şeyi insan süsler, tezyin eder. Eşya insanla kıymetlenir. Mesela dağlar mı insan için, insanlar mı dağlar içindir? Veya yıldızlar mı insan için, yoksa insanlar mı yıldızlar için, cennet mi insan için yoksa insan mı cennet için... misallerini söyledim.
Âlem ve içindeki her şey insan içindir. İnsan Allah indinde bu kadar değerlidir. Ve âlemi insan için, insanı da kendisi için yaratmıştır. Bu minval üzere uzun bir sohbet ettik. Barış Bey ve misafirler yemeği unutmuşlar, sohbete dalmışlardı. Onlara: “Buyurun yemekler soğudu.” dedim.
“Hocam, bu sohbet bana yemeği unutturdu.” dedi ve müteşekkirane ayrıldı.
İkinci gün kahvaltıyı Kemal Bey’in evinde bendenizle yapmayı istemiş, ben de kahvaltıya iştirak ettiğimde binanın etrafının çocuk ve gençlerle çevrildiğini gördüm. “Hayırdır” dedim, “Bu gençler niye gelmişler ve ne yapıyorlar?” Oradakiler “Bizler Barış Manço’yu görmeye geldik.” dediler.
Sofraya oturduğumuzda kapıdaki gençlerin çokluğunu anlattım. “Maşaallah size bu itibar, bu alaka nereden geliyor şaşırdım.” dedim. İtibar ve şerefini takdir ettim. “Allah sizin hizmetinizin neticesini bu itibar ve şerefle nasip ediyor da sizler acaba Allah’ın size ettiği itibar ve değerin hakkını ve şükrünü eda edebiliyor musunuz? Şükrün hakkı da ibadet ve namazdır, yapabiliyor musunuz?” dedim ve 20. Mektubun mukaddimesini okudum. Mevzu hoşuna gitti. “Bunlardan bana verebilir misiniz?” dedi. Kemal Bey de bir takım Risale-i Nur Külliyatı hediye etti. Teberrüken bazı eserlerden bazı kısımlar okuduk.
Kendisini yola uğurladık. İstanbul’a döndü. Kemal Bey’in oğlu Kamil Efendi İstanbul’a gittiğinde Barış Manço’yu görmüş. Erzurum seyahatinin çok hayırlı olduğunu kendi hayatında dönüm noktası oluşturduğunu senakârane bizlere nakletti.
Mehmed Kırkıncı
Hayatım Hatıralarım
Zafer Yayınları-İst–2007
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
Dündar, 2010-02-09 04:38:54
Güz yağmurlarıyla bir gün göçtün gittin, inanamadık barış emre..
Bu yoruma katılıyor musunuz ?
mustafa duman, 2009-02-09 12:27:52
mü'min gönlünü herkese sonuna kadar açmalı. işte diyalog budur. uzaktan birbirimize bakmakla neyi nasıl tebliğ edeceğiz. mesafeli durmak, o insanlara tebliğde gecikme olduğundan hatadır.
Bu yoruma katılıyor musunuz ?
DİĞER YAZILAR
MUALLİMLERİMİZ NELERE DİKKAT ETMELİ?
İnsanları tenvir ederek cehaletten halas eden, onları atalet ve sefaletin karanlık gecelerinden
HÜRRİYET ADINA KAYBETTİKLERİMİZ
Dr. Alexis Carrel Her insan keyfine göre yaşamak ister. Bu insanın doğuştan gelen bir dileğid
ŞAFAĞIN IŞIĞINDAKİ SIR
“Annemin memnun bir eda ile: “Bu sabah kahvaltıdan önce ne yaptığımı dünyada tahmin edeme
UBEYDULLAH-I AFGÂNÎ İLE SEBÎLÜRREŞÂD İDÂREHÂNESI’NDE BİR MUHÂVERE
Ubeydullah-ı Afgānî” nâmında bir zât tarafından geçenlerde Kavm-i Cedîd ünvânıyla neş
MAÂRİF, DİN EĞİTİMİNİ EN İYİ ŞEKİLDE VERMELİDİR
İnanmak yaradılışın bir gereğidir. Din, aklın mâverâsında, zekânın fevkinde bir mürşi
MELİK FAYSAL’IN YAHUDİ KİSSİNGER'E VERDİĞİ TARİHİ CEVAP
Melik Faysal'ın en önemli gayelerinden birisi, Filistin meselesi ve Mescid-i Aksâ'nın hürriyeti
NESLİN EĞİTİMİNDE MAARİFE DÜŞEN VAZİFELER
Mânevîyatsız ilmin, beşeriyete felâh ve huzur yerine, şüphe, tereddüt, hatta ızdırap verdi
NASIL BİR MAARİF?
Yıllardır ilmî ve fikrî çalışmalarım arasında memleketimizin mânevî, ahlâkî, derûnî
GENÇLERİ HEDONİZM ÇILGINLIĞINA İTENLER
Diyorlar ki: Dünyaya bir kere gelinir. Sonun başlangıcı yoktur. Gülün, eğlenin, bir yıldır
HİCRET VE HAREKET
Hicret, tâ ezelden ebede, âlem-i vücubdan âlem-i imkâna, daire-i ilimden daire-i kudrete, tâ
ORUÇ, ORUÇ BOZMAK VESAİRE
Ramazan ayının hususiyeti oruç. Orucun hususiyeti de kendisine ait meseleler. Başında; tutan tu
- HEKİM VE FİLOZOF GÖZÜ İLE RAMAZAN
- HÜZÜNLÜ BİR HAYVANAT BAHÇESİ GEZİSİ
- YİRMİNCİ ASRIN BAŞINDA ANADOLUDA PAZARIN NAMUSU
- BİZ DE RAHATSIZIZ
- "BANA KUR’AN YETER!”
- MEALCİ KARDEŞLERİME KUR’AN’DAN MİSAFİRPERVERLİK DERSİ
- MEZHEPLERE TÂBİ OLMAYANLAR
- ‘KADİR GECESİ BİN AYDAN HAYIRLIDIR’ NE DEMEKTİR?
- İKİ PEYGAMBERİN DOĞUM GÜNLERİ
- “BİR ALLAHSIZA CEVAP”
- YEDİ YAŞIN ÖNEMİ
- DÜŞÜLEN MÜHİM BİR HATA
- YALANCININ MUMU
- BEN OLACAKTIM Kİİİİİ
- AĞIRLIĞINI DUYMAK
- SON ASIRDA TASAVVUFTA TECDİD YAPAN ÜÇ ŞAHSİYET
- KURBAN KESMEK KİMLERE VÂCİPTİR?
- KURBAN
- DİLİMİZE BİR ŞEY OLDU
- NERDE O ESKİ GÜNLER
- YALAN DOLAN SONRASI YAPILAN ASKERÎ DARBELER
- BAYRAMLA İLGİLİ SÜNNET VE ADABLAR
- BİR KOLERA SALGINI HATIRASI; NURİYE ABLA
- “GUSL-İ İÇTİMÂİ”
- İMANIN ÇİÇEĞİ RAMAZAN ORUCU
- EVLİYA
- BERAAT GECESİ İLE ALAKALI ÜÇ YANLIŞ MESELE
- ALLAH’IN AHLAKIYLA AHLAKLANANLAR
- ATEİST, DEİST ve BİLİME DİN GİBİ İNANANLARA SORULAR
İnsan, bizim kendisini kerih bir nutfeden yarattığımızı görmez mi ki, şimdi o apaçık bir hasım kesilmektedir.
Yasin, 77
GÜNÜN HADİSİ
Resulullah (sav) buyurdu ki: "Kim "üç kız" veya "üç kızkardeş" veya "iki kızkardeş" veya "iki kız" yetiştirir, terbiye ve te'diblerini eksik etmez, onlara iyi davranır ve evlendirirse cenneti hak etmiştir."
Ebu Davud, Edeb 130, (5147); Tirmizi, Birr, 13 (1913)
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...