DAVETÇİ- AMEL İLİŞKİSİNE DAİR ÇARPICI BİR ANI

Merhum allame Seyyid Süleyman Nedvi anlatıyor; “Mefkûreler amelle yaşar. Size bir olayı anlatayım: 1924 senesi Şubat ayına rastlayan, 1342 hicri yılı Recep ayının başlarında Mısır’dan ve Hicaz’dan dönerken, Krokodya vapuruna b


2009-05-07 23:22:05

Merhum allame Seyyid Süleyman Nedvi anlatıyor; “Mefkûreler amelle yaşar. Size bir olayı anlatayım: 1924 senesi Şubat ayına rastlayan, 1342 hicri yılı Recep ayının başlarında Mısır’dan ve Hicaz’dan dönerken, Krokodya vapuruna binmiştik Onda, her tarafa nam salmış olan meşhur şair Dr. Tagor ile tesadüfen buluştuk. Amerika’dan seyahatten dönüyordu. Arkadaşlardan bazıları Tagor’a şunu sordular:

- Neden Brahmo Samaj(*) mezhebi yayılmaya muvaffak olamadı? Hâlbuki o bütün dinlere karşı çok insaflı davranmıştır. Bütün güzellikleri câmidir. Bütün milletlere karşı sulhseverdir. Onun ana prensiplerine ve esaslarına göre bütün dinler haktır. Bütün peygamberler ve hidayet getirenler insanların en hayırlısı olup, beşeriyeti ıslah etmişlerdir.

Sonra, o mezhepte akla muhalif veya bugünkü medeniyete aykırı bir şey yoktur. Muasır ve modern felsefeye karşı gelmez. Bu mezhebin sahibi, bugünkü şartları göz önünde tutmuş ve hâl-i hazırda alışılan ahvali nazar-ı itibara almıştır. Böyle olduğu halde azıcık olsun muvaffakiyet gösteremedi, bütün bunlara rağmen az çok hiçbir netice elde edemedi. Bunun sebebi nedir?

Şair Tagor bu soruya en güzel bir şekilde, şöyle cevap verdi;

-Bu mezhebin salikleri arasında ahval ve harekatıyla, yüksek hayatıyla kendisi numune-i imtisal olup, halkı ona çağıran davetçisi olmadığı gibi, aynı zamanda, bu mezhebin tercümanı olarak sözü özüne uygun bir sözcüsü de yoktu ki, halkın kalplerini o tarafa meylettirsin, nazarları celp etsin de, halk o mezhebe davet edenleri kendilerine örnek tutup rehber ittihaz ederek ona uysunlar.”

(*) 19. asırda Hind alt kıtasında zuhur eden ve dinlerin bütün güzel yanlarını bir araya getirip, halkı ona davet eden karma bir dinin dâi ve müntesipleri..

Kaynak:

Hz. Muhammed Hakkında Konferanslar-Süleyman Nedvi-Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları-Ankara

Fotoğraflar

1-Seyyid Süleyman Nedvi, 1933’de, Afganistan gezisinde Muhammed İkbal ile.

2-Şair Tagor, Einstein ile.

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

MUALLİMLERİMİZ NELERE DİKKAT ETMELİ?

MUALLİMLERİMİZ NELERE DİKKAT ETMELİ?

İnsanları tenvir ederek cehaletten halas eden, onları atalet ve sefaletin karanlık gecelerinden

HÜRRİYET ADINA KAYBETTİKLERİMİZ

HÜRRİYET ADINA KAYBETTİKLERİMİZ

Dr. Alexis Carrel Her insan keyfine göre yaşamak ister. Bu insanın doğuştan gelen bir dileğid

ŞAFAĞIN IŞIĞINDAKİ SIR

ŞAFAĞIN IŞIĞINDAKİ SIR

“Annemin memnun bir eda ile: “Bu sabah kahvaltıdan önce ne yaptığımı dünyada tahmin edeme

UBEYDULLAH-I AFGÂNÎ İLE SEBÎLÜRREŞÂD İDÂREHÂNESI’NDE BİR MUHÂVERE

UBEYDULLAH-I AFGÂNÎ  İLE SEBÎLÜRREŞÂD İDÂREHÂNESI’NDE  BİR MUHÂVERE

Ubeydullah-ı Afgānî” nâmında bir zât tarafından geçenlerde Kavm-i Cedîd ünvânıyla neş

MAÂRİF, DİN EĞİTİMİNİ EN İYİ ŞEKİLDE VERMELİDİR

MAÂRİF, DİN EĞİTİMİNİ EN İYİ ŞEKİLDE VERMELİDİR

İnanmak yaradılışın bir gereğidir. Din, aklın mâverâsında, zekânın fevkinde bir mürşi

MELİK FAYSAL’IN YAHUDİ KİSSİNGER'E VERDİĞİ TARİHİ CEVAP

MELİK FAYSAL’IN YAHUDİ KİSSİNGER'E VERDİĞİ TARİHİ CEVAP

Melik Faysal'ın en önemli gayelerinden birisi, Filistin meselesi ve Mescid-i Aksâ'nın hürriyeti

NESLİN EĞİTİMİNDE MAARİFE DÜŞEN VAZİFELER

NESLİN EĞİTİMİNDE MAARİFE DÜŞEN VAZİFELER

Mânevîyatsız ilmin, beşeriyete felâh ve huzur yerine, şüphe, tereddüt, hatta ızdırap verdi

NASIL BİR MAARİF?

NASIL BİR MAARİF?

Yıllardır ilmî ve fikrî çalışmalarım arasında memleketimizin mânevî, ahlâkî, derûnî

GENÇLERİ HEDONİZM ÇILGINLIĞINA İTENLER

GENÇLERİ HEDONİZM ÇILGINLIĞINA İTENLER

Diyorlar ki: Dünyaya bir kere gelinir. Sonun başlangıcı yoktur. Gülün, eğlenin, bir yıldır

HİCRET VE HAREKET

HİCRET VE HAREKET

Hicret, tâ ezelden ebede, âlem-i vücubdan âlem-i imkâna, daire-i ilimden daire-i kudrete, tâ

ORUÇ, ORUÇ BOZMAK VESAİRE

ORUÇ, ORUÇ BOZMAK VESAİRE

Ramazan ayının hususiyeti oruç. Orucun hususiyeti de kendisine ait meseleler. Başında; tutan tu

Onlar ne hayır işlerlerse karşılıksız bırakılmayacaklardır. Allah, kendisine karşı gelmekten sakınanları bilir.

Al-i İmran, 115

GÜNÜN HADİSİ

Geçmiş peygamberlerin sözünden (hiç eksiksiz) nâsın eriştiği haberlerden birisi de: Utanmazsan dilediğini işle! (sözü) dür.

Abdullâh b. Mes'ûd (r.a)'dan

TARİHTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI