GÜNAHLARIN PSİKOLOJİK TESİRLERİ
Dini vazifelerini yerine getirmeyen günahkâr insanlar samimi dindarlarla karşılaştıklarında çoğu zaman anlaşamazlar, aralarında daha ilk anlarda münakaşa çıkar, lâubali ve başıboş adam, dinî vazifelerini yapan dindara hemen itirazlar eder, onu
Dini vazifelerini yerine getirmeyen günahkâr insanlar samimi dindarlarla karşılaştıklarında çoğu zaman anlaşamazlar, aralarında daha ilk anlarda münakaşa çıkar, lâubali ve başıboş adam, dinî vazifelerini yapan dindara hemen itirazlar eder, onu güç duruma düşürecek mevzular ortaya atar.
-Hiç düşündünüz mü, böyle kimseler niçin samimi dindarlarla anlaşamaz, hemen münakaşaya girişirler?
Bakın size bunun psikolojik sebebini anlatayım:
-Dinî vazifelerini yerine getirmeyen, üstelik nefsine uyup bir çok günahlar işlemekten de geri kalmayan insan, bu kusurlardan kendini korumuş bir dindarla karşılaşınca, kendi iç dünyasında bir boşluk ve kendinde bir eksiklik hisseder. Muhatabının dinî mevzularda kendinden üstün, kendisi ise bir sıfır durumunda olduğunu anlayınca, rahatsızlık duymaya başlar, muhatabını da kendi seviyesine indirmek ihtiyacını şiddetle hisseder. İşte bu his ve duygunun neticesidir ki, dindar adamın çözemeyeceğini sandığı bir sürü itiraz ve iddialar ortaya atar, böylece dindarı küçültüp, kendini büyütmek suretiyle eksikliğini örtmek lüzumunu duyar.
Ne acaiptir ki, ibadetsiz adamın bu itirazlarının şuur altındaki asıl sebebi, bir aşağılık duygusu olduğunu bilmeyen dindar insan, onu bu itirazlarından dolayı küfürle itham eder, red ve itirazlarını inancından doğuyor sanır. Hâlbuki itirazcı insanın vicdanına dönüp baksa, söylediklerinin hiçbiri vicdanının sesi olmayıp, sırf zevahiri kurtarma kaygusunun ifadesinden başka bir şey olmadığını anlayacaktır.
Hiç düşündünüz mü, ayetler, hadisler, bütün İslam büyükleri:
-Sakın ibadeti terk etme! Sakın günah işleme, işlersen bile hemen tevbe ederek geri dön! Diye niçin ısrar ediyorlar?
Bakın günahtan uzak kalmamız için neden bu kadar ısrar ediliyor onun da psikolojik sebebini anlatayım:
-Her bir günah insanı küfre doğru çeken kalın halatın bir teline benzer. Günah çoğaldıkça sahibini küfre doğru çeken halatın telleri de çoğalıyor, kopmaz hale geliyor demektir.
Mevzuu birkaç misalle vuzuha kavuşturalım:
-Gizli gizli günahlar işleyip, haksızlıklar eden insan, bu günahlarına hiçbir beşer vakıf olmadığı halde, meleklerin bildiğini düşününce, rahatsızlık duymaya başlar, bu rahatsızlıkla ya dönüş yapar, tevbe ederek, bir daha işlememeye çalışır. (Böyle olursa netice müsbettir, kurtulur.) Ya da meleklerin günahını gördüğünden duyduğu rahatsızlık sebebiyle “Keşke melekler olmasaydı” der. İşte o haleti ruhiyede meleklerin yokluğuna dair basit bir iddia, zayıf bir delil eline geçse, ona çelik halat kuvvetinde bir delil gibi sarılır ve bu çürük fikre meylederek meleklerin yokluğunu kabul etme mecburiyetini duyar, güya bundan sonra huzura kavuşur.
Mesela, bir memur emrini bir defa yerine getirmediği âmirinden görmesi gereken cezayı düşünürken, kâinatın yaratıcısının emirlerine kendisinin binlerce defa isyan edip ibadetini terk ettiğini hatırlar. Bu anda duyduğu iç üzüntüden dolayı cehennemin yokluğunu arzu etmeye başlar. Şayet bu sırada bir mülhidin cehennemin yokluğunu iddia eden son derece çürük bir iddiası kulağına gelse buna kurtarıcı bir delil olarak sarılır, cehennemin yokluğunu iddia edecek bir haleti ruhiye içine düşer, böylece (Allah korusun) küfre doğru psikolojik sebeplerle ilerleyip gider. Bu inkârlarla güya hem kendini kurtarmış, hem de çevresindeki dindarların psikolojik baskısından kurtulmuş olur. Kendini böyle düşündürecek kadar çok günah işleyen insana diyeceğim şudur:
-Henüz vakit geçmiş, tevbe kapısı kapanmış değildir. Derhal geçmiş hatalarınıza tevbe edin, günahlarınızdan vaz geçerek ibadetlerinizi ifa etmeye gayret edin, kurtulmanız mümkündür. Yoksa, sanki ilmi ve fikri bir hakikati varmış gibi psikolojik bir çöküntünün verdiği değersiz iddialarla inkâra sapar, kendi akıbetinizi kendi elinizle hazırlamış olursunuz.
İşte bunun için bir İslam büyüğü der ki:
-Her bir günah içinde küfre gidecek bir yok vardır. O günah tevbe, istiğfar ile imha edilmezse..” O yol genişler ve günah sahibini (Allah korusun) küfre götürür. Çünkü günah işlemekte ısrar eden adam, günahı terk edemeyince, kendini müdafaa için günah olmadığını iddia edecek, günah olduğunu bildiren dini emirlere itiraz ihtiyacı duyacak. Böylece yavaş yavaş itikadını bozup, küfre düşecektir.
Kaynak: Su- Ahmed Şahin- Yeni Asya Yayınları- İstanbul- 1973
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
Murat AKBULUT, 2009-08-23 05:10:06
Günahın psikolojik tesirlerini çok güzel açıklamış.Allah razı olsun Şahin hocamdan.
Bu yoruma katılıyor musunuz ?
DİĞER YAZILAR
EŞREF EDİP’TEN; “SİZ Mİ DİNE KARŞI DEĞİLDİNİZ?”
1950 seçiminden az sonra, eski başbakanlardan, medrese kökenli Şemseddin Günaltay, İzmit CHP
et-Teğabün: 3
Gökleri ve yeri yerli yerince yarattı. Sizi şekillendirdi ve şekillerinizi de güzel yaptı. Dönüş ancak O'nadır. (Mürşid 3.1 adlı yazılım-Turan Yazılım-(www.turan.com.tr) )
GÜNÜN HADİSİ
Zühd hakkında
Kendisine çok konuşmama ve zühd duygusu verilen kimseyi gördüğünüz zaman ona yaklaşın.Zira o hikmet telkin eder.İbn-i Mace-Zühd:1
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...