AKAİD DERSLERİ
DERS: 1 Tarifi-Akâid-Akâid’in konusu-Akâid’in gayesi. TARİFİ: Her ilmin kendisine ait bir tarifi vardır.
AKAİD
DERS: 1
Tarifi-Akâid-Akâid’in konusu-Akâid’in gayesi.
TARİFİ:
Her ilmin kendisine ait bir tarifi vardır. Ki, bununla insan o ilme dair toplu bir fikir edinir. Ve o ilmi elde etmeye çalışırken, bilerek hareket eder ve bir meçhule doğru gitmekten kurtulur.
Lügatte (a-k-d)’den türeyen bütün kelimeler: Kuvvet vermek, sabitleştirmek, katılaşmak, sertleşmek, samimi olmak, dondurmak, düğüm atmak, bağlanmak v.s. gibi manalara gelir.
Konumuz olan iman esaslarının bu manalardan her biri ile çeşitli yönlerden ilgisi vardır. Gerçekten iman esasları bütün peygamberler tarafından aynen tebliğ edilerek kuvvet kazanmış, sabitleşmiş ve hiçbir devirde değişikliğe uğramamak üzere katılaşmış ve dondurulmuş, kalbin samimiyetle bağlandığı hükümlerdir. Onun için akaid’i tarif ederken, İslam’ın ibadetler, ahlak ve muamelelerle ilgili hükümlerini değil, yalnız inançla ilgili hükümlerini göz önünde tutmamız gerekmektedir.
İslam’ın içine aldığı hükümler üç’e ayrılır:
1- İman ve itikat ile ilgili hükümler.
2- Amel ile ilgili olan teferruata ait hükümler (Sosyal ve medenî hayatla, adlî davalar ve siyasî işler ile ilgili hükümler bu bölüme girer).
3- Ahlak ve vicdan ile ilgili olan hükümlerdir.
İtikat: Bir şeye gönül bağlamak, bir şeyin var veya yok olduğuna kalben karar vermek demektir. Mesela: “Allah vardır, Allah-u Teala’nın eşi ve benzeri yoktur…” gibi, varlığına veya yokluğuna karar verdiğimiz dinî meseleler demektir. İnsan kalbindeki inançla ilgili meseleye (Akîde) adı verilir. Bunun çoğulu (Akâid) gelir.
Bu kısa açıklamalarımızdan sonra Akâid ilmini şöylece tarif edebiliriz.
AKÂİD:
Müslümanların inanıp kabul edecekleri itikad ile ilgili delillerden, hükümlerden ve meselelerden bahseden bir ilimdir.
Kur’an-ı Kerim ile Hadis-i Şerif’ler itikad ve inanç esaslarımızın iki kaynağıdır. Biz Müslümanlar itikad ile ilgili meselelerimizi bu muazzam iki kaynaktan almaktayız. Mesela: Kur’an-ı Kerim’de: “Allah Bir’dir, Allah ölüleri diriltecektir.” gibi itikad ile ilgili birçok meseleler vardır. Ve yine bu meseleleri ispat eden pek çok ayetler vardır. Bunlar şer’î delillerden olmakla beraber, aynı zamanda aklî delillerden de sayılmaktadır. Demek oluyor ki, itikad ile ilgili hususlarda birinci derecede başvuracağımız kaynak Kur’an-ı Kerim ile Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)’in mübarek Hadis-i Şerif’lerdir.
İşte İslam âlimleri bu iki kaynaktan faydalanarak, akâid ilmini ortaya koymuşlar ve buna (Tevhid ilmî) veya (Fıkh-ı ekber) demişlerdir. Bu konuda ilk eser yazan İmam-ı Azam Ebu Hanife Numan bin Sabit (r.h.)’dir.
AKÂİD’İN KONUSU:
Tariften de anlaşılıyor ki, Akâid’in konusu, İslam itikad ve inanç esasları ve imanın şartlarıdır. Camiu’s-Sağir’deki bir Hadis-i Şerif’te Peygamber Efendimiz bunu şöyle açıklamışlardır:
“İman senin Allah’a, Meleklerine, Kitaplarına, Peygamberlerine, Ahiret gününe inanman ve yine kadere, yani; hayır ve şerrin Allah’tan olduğuna inanmandır.” (Camiussağir, Cilt 1, S. 127)
İşte Akâid, bu Hadis-i Şerif’te bildirilen imanın temellerine nasıl ve ne şekilde inanılması gerektiğini Kur’an-ı Kerim ve Hadis-i Şerif’lerden deliller getirerek öğretir.
AKÂİD’İN GAYESİ:
Tevhid inancını telkin ederek, insanları doğru yola eriştirmek, ruhanî hakikatleri kavramanın temelini öğretmek, ahlakî fazilet yollarını göstererek irşad etmektir. Bütün gayelerin üstünde bir gayesi ve faydası daha vardır ki, o da dünya ve âhiret saadetini sağlamasıdır. Çünkü; temiz ve sağlam bir itikada sahip olanlar, hem dünyaya, hem de ahrete ait işlerini güzelce yapacaklarından, her iki âlemde de saadete kavuşurlar.
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
Doğrusu Allah katında din, İslâm'dır; o kitap verilenlerin anlaşmazlıkları ise sırf kendilerine ilim geldikten sonra aralarındaki taşkınlık ve ihtirastan dolayıdır. Her kim Allah'ın âyetlerini inkâr ederse iyi bilsin ki, Allah hesabı çabuk görendir
Âl-i İmran:20
GÜNÜN HADİSİ
Sehavet sahibi Allah'a yakındır, insanlara yakındır, cennete yakındır, cehennemden uzaktır. Cimri ise Allah'tan uzaktır, insanlardan uzaktır, cennetten uzaktır, cehenneme yakındır. Cahil sehavet sahibini Allah, cimri ibadet düşkününden daha çok sever."
Tirmizi, Birr 40, (1962)
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...