HZ. ZEYNEB BİNTİ CAHŞ (R.ANHA)

“Zeyneb, Resulullah’ın yanındaki mevkii itibariyle benimle boy ölçüşürdü. Zeyneb’den daha dindar, ondan daha doğru, akrabasıyla ondan daha çok ilgilenen ve ondan daha fazla sadaka veren bir kadın görmedim.”


Nurgül Dere

nurguldere@gmail.com

2009-07-07 06:36:32

 "Zeyneb, Resûlullah'ın yanındaki mevkii itibariyle benimle boy ölçüşürdü. Zeyneb'den daha dindar, ondan daha doğru, akrabasıyla ondan daha çok ilgilenen ve ondan daha fazla sadaka veren bir kadın görmedim." Hz. Âişe (r.anha)

BABASI:

Esed İbn Huzeyme oğullarından Cahş İbni Rebab İbni Ya'mur.

ANNESİ:

Resûl-ü Kibriya Efendimiz'in (aleyhissalatu vesselam) halası olan Umeyme Binti Abdilmuttalib.

NESEBİ:

Zeyneb binti Cahş b. Rebab b. Ya'mür b. Sabre b. Mürre b. Kesîr b. Ğumm b. Dûdân b. Esed b. Huzeyme el-Esediyye.

KÜNYE VE LAKABLARI:

Peygamberimiz (aleyhissalatu vesselam) Zeyneb Validemizden; yumuşak huylu, yufka yürekli ve çok dua eden manasına gelen "evvahe" diye bahsederdi.

ŞEMAİLİ VE AHLÂKI:

Hz. Zeyneb Validemizin üstün bir güzelliği vardı. Doğruluk ve günahtan sakınma hususunda da öyleydi. İbadetlerinde son derece hassastı, bunun en büyük kanıtlarından biri; Peygamberimiz (aleyhissalatu vesselam) kendisine evlenmek için teklif gönderdiğinde Zeyneb Validemiz, Efendimizi çok seviyor olmasına rağmen: "İstihare etmeden karar veremem" demiştir. Aynı zamanda çok kanaatkâr, cömert ve yüksek bir ahlaka sahipti.

BAZI ÖZELLİKLERİ: 

v Mübarek annemiz, Resûlullah'ın halasının kızıdır.

v Medine'ye hicret eden ilk Müslümanlar arasındadır.

v Zeyneb Binti Cahş el işlerinde becerikli bir kadındı. Deriyi sepiler, ondan deri eşyaları diker ve bunların gelirini Allah yolunda sadaka olarak dağıtırdı.

v Hassas ve hayırsever bir kadın olduğu için Efendimiz'in (aleyhissalatu vesselam) iltifatına mazhar olmuştur.

v Hz. Zeyneb validemiz (r.anha), o denli dürüst ve asil bir kadındı ki, Hz. Âişe validemize iftira atıldığı zaman: "Onun iyiliğinden başka bir şey bilmiyorum" demişti. Rakibi olan biri için bu şekilde konuşması onun takvada ne kadar ileri olduğunu gösterir.

v Hz. Zeyneb çok samimi bir Müslüman idi. İmanında sadık idi. Cenab-ı Hakk'ı hoşnut etmeyecek her hareketten sakınırdı.

v Hz. Zeyneb âlicenâb bir kadındı. Kendisi çalışarak geçimini kazanır ve kazancını Allah yolunda harcardı. Bir defa Hz. Ömer (r.a), ona yıllık tahsisatını göndermiş. Hz. Zeyneb bunun üzerine bir şey yayarak Râfi'in kızı Nedre'yi çağırmış ve gelen tahsisatı akrabasıyla öksüzlere dağıtmasını söylemişti. Nedre buna itiraz ederek kendisinin de bir hakkı bulunduğunu söylemiş, geride kalan miktarı da ona vermiş, sonra: "Ya Rabbi! Artık beni Ömer'in ihsanlarına muhtaç etme!" demiş ve o sene vefat etmişti.

v Hz. Zeyneb (r.anha) İslamiyet'i ilk kabul edenler arasında idi.

v Hz. Zeyneb, dindarlık, takva, cömertlik ve iyilik bakımından Peygamberimizin hanımlarının en seçkiniydi.

v Zeyneb Validemiz (r.anha), yaptığı iki evlilikle, cahiliyeye ait iki bâtıl düşüncenin yıkılmasına sebep olmuştur.  

v Peygamberimiz'in ahirete irtihalinden sonra vefat eden ilk hanımı odur.

HAYATI: 

Daha önce adı Berre idi. Peygamberimiz (aleyhissalatu vesselam) sonradan adını Zeyneb olarak değiştirmiştir.

Cahiliye devrinde evlatlığının boşadığı kadın ile bir kimse evlenemezdi. Evlatlıklar öz evlat gibi kabul ediliyor, mirastan hak kazanabiliyordu.

Aynı zamanda da azatlı bir köle bile olsa bir kimse, asil biriyle de evlenemezdi. İnsanlar arasındaki bu seviye farkı içtimai hayatı olumsuz yönde etkiliyordu. İşte bu yanlışları yıkmak için Peygamberimiz (aleyhissalatu vesselam) Berre'yi, azatlı kölesi ve evlatlığı Zeyd İbn Muhammed (Zeyd İbn Hârise) ile Allah'ın emrine uymak için evlendirdi.

Berre güzelliği, gençliği, soyu ve Peygamber'e yakınlığı sebebiyle farklı olduğunu düşünüyordu. Bu yüzden Zeyd ile evlenmeyi hem kendisi hem de kardeşi Abdullah b. Cahş istemiyordu. Berre için uygun kişinin Resûlullah olduğunu düşünüyorlardı. Berre Zeyd için: "Ben onunla hiçbir şekilde evlenmem" dedi.

Bunun üzerine şu ayet indi: "Allah ve Resûlü bir işe hükmettiği zaman, gerek mümin bir erkek ve gerekse mümin bir kadın için, o işlerinde başka bir tercih hakkı yoktur. Her kim de Allah ve Resulüne âsi olursa açık bir sapıklık etmiş olur." (Ahzab, 33/36)

Bunun üzerine Berre Binti Cahş, Allah'a ve Resûlüne itaat etmek için Zeyd İbn Hârise ile evlendi ancak her ikisi de mutlu olamadılar. Zeyd birkaç defa boşanmak istediyse de Efendimiz boşamamasını rica etti. Fakat buna rağmen Zeyd, Berre Binti Cahş'tan ayrıldı.

Aslında Efendimiz Zeyd'den boşanmamasını istediği zaman onların mutlaka boşanacaklarını ve iddeti dolduktan sonra da kendisiyle evleneceğini biliyordu, Allah celle celâluhû bunu ona bildirmişti ancak halkın dedikodu çıkarmasından çekinen Resûlullah bunu açıklamamıştı.

Efendimiz'in (aleyhi ekmelüttehâyâ) bunu ilk başlarda gizlemesinin nedeni; cahiliye döneminde bir çocuk evlatlık alındığı takdirde, insanlar evlat edinilen çocuğu o ailenin öz çocuğu gibi kabul ederlerdi. Bunun üzerine Cenab-ı Hakk (c.c) Ahzab Sûresi'nin 4 ve 5. âyetlerini indirmiştir.

Peygamberimiz (aleyhissalatu vesselam) bu cahiliye âdetini ortadan kaldırmak için ve Zeyneb'in ve ailesinin aslında kendisiyle evlenmesini istediklerini bildiğinden Hz. Zeyneb'e iddeti dolduktan sonra evlenmek için teklif göndermiştir.

Bu teklifin akabinde Cibril (a.s) müjdeli haberi getirecekti…

Bir gece Resulullah (aleyhissalatu vesselam), Hz. Aişe ile oturup konuştuğu sırada kendisine vahiy geldi. Vahiy hali geçince gülümsemeye başladı ve şöyle buyurdu: "Berre Binti Cahş'a kim gidip Allah'ın, onu bana gökte nikâhladığını müjdeler."

Böylelikle Cenab-ı Hakk Resûlüne, Ahzab Sûresi 37. âyeti ile Zeyneb'e nikâhladığını bildirmiş oluyordu.

Resûlullah Efendimiz onunla nikâhlandıktan sonra adını Zeyneb olarak değiştirdi.

Cahiliye dönemindeki evlatlıkların boşadığı hanımla evlenmeme âdeti de bu şekilde kalkmış oldu.

Efendimiz (aleyhissalatu vesselam) ile Zeyneb Validemiz'in evlenmesi hicretin beşinci yılına denk gelir. Evlendiklerinde Zeyneb Validemiz 35 yaşında idi. Peygamberimizden 11 hadis rivayet etmiştir.

"Hz. Zeyneb'in cenaze namazı Hz. Ömer tarafından kılınmıştı. Hz. Ömer, Peygamber'in hanımlarından hayatta olanlara cesedin kimin tarafından mezara indirilmesi icab ettiğini sormuştu. Peygamber hanımları evlerine girenlerin bu vazifeyi yapabileceklerini söylemişler, onun için cesed Muhammed bin Abdullah bin Cahş ile Abdullah bin Ebî Ahmed bin Cahş tarafından kabre indirilmişti. Hz. Zeyneb, hicretin yirminci senesinde 58 yaşında vefat etmiştir. vakıdî, Zeyneb'in Peygamber'e vardığı zaman 35 yaşında olduğunu söyler."

HAKKINDAKİ ÂYETLER:

v "Hem hatırla o vakti ki, o kendisine Allah'ın nimet verdiği ve senin de ikramda bulunduğun kimseye: "Hanımını kendine sıkı tut ve Allah'tan kork" diyordun da nefsinde Allah'ın açacağı şeyi gizliyordun. İnsanlardan çekiniyordun. Hâlbuki Allah kendisini saymana daha lâyıktı. Sonra Zeyd o kadından ilişiğini kestiği zaman, biz onu sana eş yaptık ki, oğulluklarının ilişkilerini kestikleri hanımlarını nikâhlamada müminlere bir darlık olmasın. Allah'ın emri de yerine getirilmiştir." (Ahzab, 33/37)
"Bu âyet-i kerimenin birinci kısmında Zeyd'in Zeyneb'i boşamasından, ikinci kısmında Zeyneb'in Resul-i Ekrem'le evlenmesinden bahsolunmaktadır."

v "Ey iman edenler! Peygamberin evlerine vaktine bakmaksızın ve yemeğe izin verilmedikçe girmeyin. Fakat çağırıldığınız vakit girin. Yemeği yediğinizde de hemen dağılın. Sohbet etmek için de izinsiz girmeyin. Çünkü bu haliniz peygambere eziyet veriyor, ama o sizden utanıyor. Fakat Allah gerçeği söylemekten utanmaz. Hem O'nun hanımlarına bir ihtiyaç soracağınız vakit de perde arkasından sorun. Böyle yapmanız hem sizin kalbleriniz ve hem de onların kalbleri için daha temizdir. Hem sizin Resulullah'a eziyet etmeye hakkınız yoktur. Ondan sonra hanımlarını da ebediyyen nikâh edemezsiniz. Çünkü bu Allah katında çok büyük bir günahtır." (Ahzab, 33/53)
Nitekim bu âyetin nüzul sebebinin Hz. Zeyneb ile ilgili olduğu belirtilmektedir. Bu konuda merhum Elmalılı şöyle demektedir:
"Âyetten anlaşıldığına ve İbnü Abbas'tan rivayet olunduğuna göre, birtakım kimselere zaman zaman Resûlullah'ın evinde yemek yediriliyordu. Bunlar bazen, yemekten önce yetişinceye kadar bekliyorlar, yemekten sonra da hemen çıkıp gitmiyorlar, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) sıkılıyordu, bu âyet nazil oldu. Hz. Zeyneb ile evlendiği zaman yapılan düğün yemeğinde nazil olduğu da Buharî, Tirmizî ve başka kitaplarda Hz. Enes'ten rivayet olunmuştur."

HAKKINDAKİ HADİSLER:

v Hz. Enes (r.a) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) Zeyneb binti Cahş'ın düğününde verdiği ziyafeti, diğer zevcelerinin hiç birinin düğününde vermemiştir. Bu düğünde bir koyun kesti." [Buhârî, Nikâh 68, 69; Müslim, Nikâh 87, (1428); Ebû Dâvud, Et'ime 2, (3743).]
 Bir rivayette şöyle der: "Zeyneb'in düğününe gelenlere doyarak sofrayı terk etmelerine kadar ekmek ve et yedirdi."

v Peygamberimiz (aleyhissalatu vesselam), Hz. Zeyneb (r.anha) ile evlendiğinde, Enes bin Mâlik'in annesi Ümmü Süleym, yağda kavrulmuş Medine hurması göndermiştir. Bu yemek ancak iki kişiyi doyuracak miktardadır. Yemeği getiren Hz. Enes anlatıyor:
"Nebî (aleyhissalatu vesselam) götürdüğümü kabul etti ve: "Bana, Ebû Bekir, Ömer, Osman ve Ali'yi (radıyallahu anhüma) çağır" diye emretti. Bu arada daha birçok kimsenin ismini zikretti. Resûlullah'ın azıcık bir yiyecek için birçok kimseyi çağırmayı bana emretmesine şaştım. Ama emrine aykırı hareket edemezdim. Onların hepsini çağırdım.
Bu sefer: "Bak, Mescid'de kim varsa, onları da çağır" dedi. Öyle yaptım. Mescid'e gidip, orada namaz kılan kimi buldumsa onlara: "Resûlullah'ın düğün ziyafetine buyurunuz" dedim. Geldiler. Nihayet sofra doldu. Bana: "Mescid'de kimse kalmadı mı?" diye sordu. Hayır dedim. Bu sefer: "Bak, yolda kim varsa, onları da çağır" dedi.
Çağırdım. Odalar da doldu. "Gelmeyen kimse kaldı mı?" diye sordular. Hayır Yâ Resûlallah dedim. "Haydi çanağı getir" buyurdu. Getirip önüne koydum. Elini çanağın üzerine koyup bereket duasında bulundu. Bundan sonra: "Onar onar halkalansınlar ve herkes kendi önünden yesin" buyurdu. Davetliler emredilen şekil üzere oturarak doyuncaya kadar yediler. Böylece bütün davetliler bölük bölük gelip yiyip gittiler.
Ben çanaktaki hurmaya bakıyordum. Sofada ve odalarda bulunanların hepsi ondan doyuncaya kadar yedikleri halde çanaktaki hurma getirdiğim gibi duruyordu.
Resûlullah bana: "Ey Enes, kaldır" diye emretti. Bende çanağı kaldırdım. Sonra da annemin yanına vardım. Hadiseyi olduğu gibi anlattım. Annem de bana: "Hiç hayret etmene gerek yok! Eğer, Allah ondan bütün Medine'lilerin yemesini dilemiş olsaydı, hepsi de yer ve doyarlardı" dedi.

v Bir gün Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) Allah'ın nasip ettiği ganimetleri muhacir ve ensarın teşkil ettiği bir topluluk arasında taksim ederken Zeyneb Binti Cahş söze karıştı. Ömer İbnu'l-Hattab onu azarlayınca Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ona: "Ömer! Onunla uğraşma. O evvahe (yumuşak huylu, yufka yürekli ve çok dua eden) dir" dedi.

v Arabistan'da "Meğarra" denen kırmızı renkli bir toprak vardır. Eskiden bununla kumaş boyarlardı. Bu renk Hz. Peygamber'in (aleyhissalatu vesselam) hiç hoşuna gitmezdi. Bir keresinde Hz. Zeyneb (r.anha) bununla kumaş boyuyordu. Allah Resûlü eve gelip de bunu görünce geri gitti.
Zeyneb (r.anha) durumu anladı ve kumaşı yıkayıp boyayı çıkarttı. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) tekrar eve geldiğinde o renkte bir şey göremeyince içeri girdi.

v Sahihayn'de, Müslim'in lafzıyla, Âişe Binti Talha yoluyla Hz. Âişe'nin (r.anha) şöyle dediği rivayet edilmiştir:
"Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) bize: "Sizin, kolu en uzun olanınız, bana en evvel gelip kavuşanınızdır" buyurmuştu. Biz de kollarımızın uzunluğunu ölçüşmüştük. En uzun kollu olanımız Zeyneb idi. Zira o elleriyle hayırlı işler yapar, sadaka verirdi."

v Yahya bin Said, Amre'den o da Âişe'den (r.anha) rivayet ediyor: "Peygamber'in (aleyhissalatu vesselam) vefatından sonra birimizin evinde toplanmış, duvara uzatarak kollarımızın uzunluğunu ölçüşmüştük. Biz, bunu yaptıktan bir müddet sonra, içimizden Zeyneb binti Cahş vefat etti. Kendisi kısa boylu idi. Bizden uzun değildi. O zaman anladık ki: Peygamber'in (aleyhissalatu vesselam) "Uzun kollu olanınız" buyurmasından maksadı, sadaka vermekte eli en açık olan imiş. Zira Zeyneb elleriyle hayır yapan ve Allah yolunda harcayan bir kadındı."

v Vakıdî yoluyla Muhammed bin Kab'dan rivayet ediliyor: "Mü'minlerin emiri Ömer İbnu'l-Hattab Medain'in fethinden sonra elde edilen ganimetleri taksim etmek istediğinde Zeyneb binti Cahş'a oniki bin dirhem verdi. Bunun üzerine Zeyneb şöyle demeye başladı: "Allah'ım! Gelecek yıl bu paraya beni eriştirme çünkü o bir fitnedir." Daha sonra o parayı akrabalarına ve ihtiyaç sahiplerine dağıttı. Bu mü'minlerin emiri Ömer İbnu'l-Hattab'a erişince şöyle dedi: "Bu kadın, bununla hayrı istemiştir."
Ömer (r.a), onun kapısında durdu ve içeriye selam gönderip şöyle dedi: "Verdiğim parayı dağıttığını duydum. Bin dirhem daha gönderiyorum. Onu bari elinde tut." Zeyneb (r.anha) yine önceki gibi hepsini akrabalarına ve ihtiyaç sahiplerine dağıttı."

v Amre'den rivayet ediliyor: "Ömer (r.a) ona beş elbise gönderdi. O da onlardan biri olan harrani kumaşını seçti ve kefen edindi. Kendisi için hazırlanan kefeni kızkardeşi Hamne onun yerine sadaka olarak verdi."

HAKKINDA SÖYLENENLER:

v "Allah, Zeyneb bint-i Cahş'a rahmet etsin. O, şu dünyada erişemeyeceği şerefe erişmiş. Allah, o'nu dünyada Peygamberine zevce yapmış ve Kur'an'da zikretmişti." Hz. Âişe (r.anha)

v "Resûlullah onu beğenirdi. Zira Saliha, çok oruç tutan, çok namaz kılan, miskinler için sadaka dağıtan bir kadındı." Hz. Ümmü Seleme (r.anha)

v "O beni Peygamber'in (aleyhissalatu vesselam) diğer hanımlarından üstün tutardı. Peygamber'in (aleyhissalatu vesselam) hanımlarına karşı onun halasının kızı olmakla övünürdü. Hepsini velileri evlendirmişken, onu Allah evlendirmişti." Hz. Âişe (r.anha)

v "Onun güzelliği ve diğer özelliklerinden dolayı beni yine kıskançlık tutmuştu. İşlerin en büyüğü ve en üstünü, ona yapılandı ki Allah onu gökte nikâhlamıştı." Hz. Âişe (r.anha)

v Hz. Zeyneb validemiz vefat ettiğinde Hz. Âişe validemiz: "Övgüye layık, ibadetine düşkün, yetim ve dulların sığınağı gitti." demiştir.

v "Resûlullah ile evleneceği haberi gelince Zeynep radıyallahu anha secde etti." İbn Abbas (r.a)

SÖZLERİNDEN SEÇTİKLERİMİZ:

v Ey Allah'ın Resûlü! Vallahi, ben diğer hanımlarından herhangi biri gibi değilim. Diğer hanımlarını babaları, kardeşleri veya aileleri evlendirmiştir. Beni ise Allah seninle semâda evlendirmiştir.

v Ben kefenimi hazırladım. Mü'minlerin emiri Ömer de bir kefen gönderecek. Bu iki kefenden birini sadaka olarak verin. İzarımı (belden aşağı giyilen peştemala benzer giysi) sadaka olarak verebilirseniz verin.

KAYNAK

Nurgül Dere, Hanım Sahabîler, Kayıhan Yayınları, İstanbul, 2019.

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

merakli kisi, 2015-02-09 08:39:18

Peygamberimizden gelen evlenme isteğini hemen kabul etmeyip istihareyi yattı ifadesi akla mantığa uygun gelmiyor. Dirayetsiz bir rivayet gibi.

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

DİĞER YAZILAR

Hala mı Allah'a tövbe etmezler ve O'ndan bağışlanma istemezler? Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

Maide, 74

GÜNÜN HADİSİ

Hafızasında Kur'an'dan hiçbir ezber bulunmayan kişi harab olmuş bir ev gibidir

Tirmizi, Sevatbu'l-Kur'an 18, 2914

TARİHTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI