ÇOBAN ÇEŞMESİ

Derinden derine ırmaklar ağlar, Uzaktan uzağa çoban çeşmesi, Ey suyun sesinden anlıyan bağlar, Ne söyler şu dağa çoban çeşmesi.


Adem Serverdi

ademserverdi@mynet.com

2009-07-07 23:59:46

Derinden derine ırmaklar ağlar,

Uzaktan uzağa çoban çeşmesi,

Ey suyun sesinden anlıyan bağlar,

Ne söyler şu dağa çoban çeşmesi.

 

"Göynünü Şirin'in aşkı sarınca

Yol almış hayatın ufuklarınca,

O hızla dağları Ferhat yarınca

Başlamış akmağa çoban çeşmesi..."

 

O zaman başından aşkındı derdi,

Mermeri oyardı, taşı delerdi.

Kaç yanık yolcuya soğuk su verdi.

Değdi kaç dudağa çoban çeşmesi.

 

Vefasız Aslı'ya yol gösteren bu,

Kerem'in sazına cevap veren bu,

Kuruyan gözlere yaş gönderen bu...

Sızmadı toprağa çoban çeşmesi.

 

Leyla gelin oldu, Mecnun mezarda,

Bir susuz yolcu yok ÅŸimdi daÄŸlarda,

Ateşten kızaran bir gül arar da,

Gezer bağdan bağa çoban çeşmesi,

 

Ne şair yaş döker, ne aşık ağlar,

Tarihe karıştı eski sevdalar.

Beyhude seslenir, beyhude çağlar,

Bir sola, bir sağa çoban çeşmesi...

Faruk Nafiz ÇAMLIBEL

Faruk Nafiz Çamlıbel, sadece edebiyat ile uğraşmamıştır. Aynı zamanda oyun yazarı, romancı ve deneme yazarıdır. Bu yüzden şiirleri geniş kitlelere hitap eder. Dolayısıyla özellikle şiirde ün kazanmıştır.

Çamlıbel, Türk şiirine sade üsluplu şiirler kazandırmıştır. Sade, anlaşılır, canlı ve akıcı bir şiir dili oluşturmuştur. Kısacası halkın anlayabileceği tarzda şiirler yazmıştır.

Yukarıdaki şiirin konusu aşktır. Fakat günümüz manasıyla bilinen aşk değildir. Burada hakiki aşktan bahsediliyor. Hakiki aşkın talep edilmediğinden yakınılıyor.

Şiirin başlığı ile tema arasında sıkı bir ilişki var. Çoban çeşmesi, genellikle dağda, yerleşim yerlerinden uzakta bulunur. Şair, çeşmenin yalnızlığı ile aşk arasında bir bağlantı kurmuş. Artık aşkın dilinden anlayan kimse kalmamış. Ve yanık yüreklere seslenir: "Ey suyun sesinden anlayan bağlar, ne söyler şu dağa çoban çeşmesi." Artık hakiki aşkın sesini duyan kalmamış. Hâlbuki bu aşk ile Ferhat dağları delmişti. Böylece aşkın adı dillere düşmeye başladı. Her gönül ehli ondan kana kana içmeye başladı. Onun kimseye mihneti yoktu. Çünkü hakiki taliplisi çoktu. Sayısız yanık yolcunun gönlüne ferahlatıcı suyunu serpti.

Aslı, kesret yollarında, yolunu kaybedince, ona hak yolunu gösteren oydu. Kerem sazın tellerine dokununca onu Aslı'ya haber veren yine oydu. Hangi gözden yaş akıyorsa sebebi bu aşktı. Yıllarca kurumadan aktı durdu. Heyhat! Şimdi Leyla gelin oldu, Mecnun ise mezara girdi. Taliplisi kalmadı bu aşkın. Bir susuz yolcu artık yok. Bu garip aşk, yanık bir gönül bulmanın ümidiyle ilden ile, dilden dile gezmekte. Kalmadı eski sevdalar, gözler ağlamayı unuttu. Sanki yalanmış yaşanmış aşklar. Şu hale bak ki boşu boşuna akar aşk çeşmesi.

Açık, sade ve çok içten bir şiir. İnsanın yüreğini hüzünle neşelendiren ve aynı zamanda maziyi hayal alemimize taşıyan mısralardan meydana gelmiş.. Hangimiz hakiki aşkın özlemini duymamaktayız ki! Şimdi ise aşk, dile düşmüş, ahlaksızlık aşka kefen biçmiş. Uzak diyarlara kovulmuş aşk ve uzaktan uzağa garip gönüllere seslenir. Aşka susamış gönüllerin, aşkın çeşmesinin sesini duyması ve ondan kana kana içmesi dileğiyle.

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

deril, 2015-02-25 11:10:20

çok teşekkürler harika

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

emre, 2014-12-11 00:58:04

çok güzel bir site teşekkür ederim

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

soran, 2013-12-16 14:55:22

daha böyle bizim anlayacağımız veya kıta kıta yazarsanız iyi olur

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

Arda, 2013-10-10 11:01:29

Teşekkürlerrr

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

oÄŸuzhan, 2013-02-12 07:29:26

gerçekten emeğinize sağlık çok yardımcı oldunuz Allah sizden razı olsun ayrıca çok güzel bir site umarım by şekilde devam edersiniz teşekkürler

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

DÄ°ÄžER YAZILAR

EFENDÄ°M

EFENDÄ°M

Bin Dokuz Yüz Seksen İki yılında İslam’ı seninle bulduk efendim, Tefsir, Fıkıh, Hadis,

DUA -2

DUA -2

Bize- hâlâ- ezâ azâ geliyor Günler, aylar, devirler Allah’m! Dönecek miydi harp meydanına

ÖLÜM-HAYAT DENGESİ

ÖLÜM-HAYAT DENGESİ

Dünya hayatında ölüm hayatı yere serecek Ölüm ötesinde hayat ölümü idam edecek Dar-ı f

ÇARPIK ÇAĞ

ÇARPIK ÇAĞ

Doğru mu, yanlış mı karar sizlerin, Biz aklın durduğu çağda yaşadık. 'Ben dinsizim! ' di

GENÇLİĞE MESAJ

GENÇLİĞE MESAJ

Yiğidim, aslanım, ha gayret eyle Gaflet üstümüzde kalmasın böyle İmanla yatıp-kalk, ihlâ

GUZ-U MEVÄ°J

GUZ-U MEVÄ°J

Fegiler ey fegihler dinleyin siz, Ne söylersem bilin, ezberleyin siz. Ki gerçekten size ben sevg

NERDESÄ°N ADNAN MENDERES?

NERDESÄ°N ADNAN MENDERES?

Zeytin dalları da boynunu bükmüş, Bozulmuş bağları yaprağın dökmüş, Yüce dağlarına

YA RABBÄ°!

YA RABBÄ°!

Mahcubum ve de mahzunum Ya Rabbi Çünkü hamdinden âcizim ya Rabbi Mesrurum ve de mutluyum ya R

AH YAZIK

AH YAZIK

Ömrüm boş şeylerle geçti âh yazık! Yarını hiç düşünmedim âh yazık! Hep hevâya bina

ARZ-I MUKADDES

ARZ-I MUKADDES

Kanlı hançer mi o Filistin o ne, bağrında senin. Sana gökler ve zeminler ediyor şimdi enin.

DÃœNYA SENÄ°NLE MAÄžRUR

DÃœNYA SENÄ°NLE MAÄžRUR

Dünya seninle mağrur /Dünya sana minnettar İnsanlık denen cevher /Seninle tam payidar Sen olm

İnsan, bizim kendisini kerih bir nutfeden yarattığımızı görmez mi ki, şimdi o apaçık bir hasım kesilmektedir.

Yasin, 77

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

Mü'minin sezgisinden sakının, çünkü o Allah'ın nuruyla bakar.

Taberani

TARÄ°HTE BU HAFTA

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI