ÖĞRETMEN SEBAHAT HANIM’IN BÄ°R EVLÄ°LÄ°K DEÄžERLENDÄ°RMESÄ°

Sebahat Hanım, emekliliği gelmiş elli yaşlarını geçkin bir öğretmendir. Dürüst, namuslu, ahlaklı, kültürlü ve soylu bir kişiliğe sahiptir. Çevrenin en asaletli bir ailesindendir. Bir milletvekili, birçok da üst düzey görevlisi yetiştirmiş bir a


İbrahim Köse

ibrahimkose60@gmail.com

2009-08-07 06:07:45

Sebahat Hanım, emekliliği gelmiş elli yaşlarını geçkin bir öğretmendir. Dürüst, namuslu, ahlaklı, kültürlü ve soylu bir kişiliğe sahiptir. Çevrenin en asaletli bir ailesindendir. Bir milletvekili, birçok da üst düzey görevlisi yetiştirmiş bir ailenin kızıdır. Babası, saygın söz sahibi ve otoriter bir yapıya sahiptir. Sebahat Hanım, bir dediği iki olmayan, nazlı büyüyen bir kızdır. Büyüklerinin sözünden hiç çıkmamıştır.

Bu yaşlı ve temiz kız, bir gün okul bahçesinde, bankların birine oturmuş, boynunu öne eğmiş, sağ elinin işaret parmağı ile elbise düğmelerini dolaşırken, derin derin düşünüyormuş. Onu böyle yalnız ve düşünceli gören okulun ayağı sakat özürlü hademesi Ahmet Efendi, ona neden düşünceli olduğunu sormuş. Bu soru üzerine oturup üç beş kelam etmişler. Konuşulan bu üç beş kelamdan cesaret alan Ahmet Efendi, çıbana neşter vururcasına hoca hanıma şimdiye kadar niçin evlenmediğini sormuş. O da bir iç çekerek yavaş yavaş anlatmaya başlamış. Sebahat Hanım konuşarak şu değerlendirmeyi yapmış:

-Ahmet Efendi, ben gençtim güzeldim, öğretmen lisesini bitirmiş, göreve yeni başlamıştım. Babam zengin, ailem soylu idi. Bana âşık olan, benimle evlenmek isteyen o kadar çok delikanlı vardı ki çoğunu tanımıyordum bile. Mektup yazan mı dersin, kız kardeşini gönderen mi dersin. Beni babamdan isteme cesaretinde bulunanlar ayrı tabii. Babam maalesef her gelene hayır dedi.

Bizim ailede baba gururu ve soylu aile geleneği öyle kolay kolay kız vermeğe yakın değildir. Babam hem kendi sevdiklerine hayır dedi, hem benim sevdiklerime. Sanki isteyenlere hayır dedikçe ailemin itibarı biraz daha yükseldi, babamın göğsü biraz daha kabardı. Benim evlenmemden ziyade milletin beni istemesi ailem için daha güzel oluyordu.

Derken yaş geldi otuza. Bu defa benim içime bir isteksizlik geldi. Bundan sonra evlenip de ne yapacaktım. Artık koca derdi, çocuk derdi çekmek istemiyordum. Biraz da olanlara kahretmiştim. Sanki gururum kırılmış, şahsiyetim rencide olmuştu. Hayata küstüm ve kırk yaşına kadar da ben evlenmedim. Zaten kırkından sonra kimin derdine derman olacaktım? Pek kimse arayıp sormadı.

Senin anlayacağın Ahmet Efendi, ben gençken güzelken babam beni kimseye vermedi. Daha sonra ben kimseyi almadım. Ondan sonra da kimse beni almadı.

Her şeyi zamanında yapmak en güzel olanıdır. Ne demiş atalarımız; Demir tavında dövülür.

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

Âl-i imran:190

Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde selim akıl sahipleri için gerçekten açık, ibretli deliller vardır.

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

"Kişi, dostunun dini üzeredir. Bu nedenle, kiminle dost olacağına dikkat etsin!"

Ebû Hureyre radıyallahu anh. Ebû Dâvud.

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI