İŞ BÖLÜMÜ, UZMANLAŞMA VE HİKMETLİ HİZMET
Şunu iyi biliyoruz ki, sosyal hayatta –iş bölümü- yapmağa mecburuz. Uzmanlaşmak ve başarılı olmak buna bağlıdır. Sağlık, eğitim, güvenlik başta olmak üzere, beslenme, ikamet ve diğer ihtiyaçlarımızı karşılamak için farklı işleri farklı ki
Şunu iyi biliyoruz ki, sosyal hayatta –iş bölümü- yapmağa mecburuz. Uzmanlaşmak ve başarılı olmak buna bağlıdır. Sağlık, eğitim, güvenlik başta olmak üzere, beslenme, ikamet ve diğer ihtiyaçlarımızı karşılamak için farklı işleri farklı kişiler yapıyor ve hayat böyle devam ediyor.
Dişi ağrıyan göz doktoruna gitmiyor, her öğretmen kendi branşının dersini veriyor. Yani uzmanlaşıyor. Farklı hizmetleri farklı kişilerden ve yerlerden alıyoruz.
Sağlıklı toplumlarda, her meslek sahibi alanında çalışıp kendini geliştirirken başkalarını yok saymıyor. Meslekler arası yardımlaşma ve dayanışma hep öne çıkıyor. Çatışma yaşanmıyor. Birbirini önemsiz ve gereksiz sayma görülmüyor
Bütün hizmet alanlarında olduğu gibi, dinî hizmet yolları da farklıdır diyebiliriz. Kitabımızın tefsiri, lâfzının öğrenilip öğretilmesi, hadis-i şeriflerin anlaşılması anlatılması, îman hakikatlerinin bilinip bildirilmesi, fıkıh ve kelam gibi saymakla bitiremeyeceğimiz dinî ilimler ilâhiyat fakültelerinde konunun hocaları tarafından okutuluyor.
Hizmet alan ve hizmet üretenler kendilerine göre ihtiyaç duydukları her şeyi, zaman içinde değiştikçe ve muhtaç oldukça satın alıyor veya üretiyorlar.
İşte Bediüzzaman hazretleri de asrımızın bazı özel şartlarını dikkate alarak kendi hizmet alanını belirliyor. Diğer hizmet birimleriyle ve çalışanlarıyla ilişkilerini ve sınırlarını çizerken çok hassas davranıyor ;
"Dahilde tarafgirâne adâvet ve münakaşalara vesile olan fürûatı değil, belki bütün nev-i beşerin en ehemmiyetli meselesi olan erkân-ı imaniyeyi ve beşerin medar-ı saadeti ve umum İslâmın esas ve rabıta-i uhuvveti bulunan Kur'ân'ın hakaik-i imaniyesini bulmak ve muhtaçlara buldurmaya hayatımı vakfettim" demek suretiyle, hizmet-i İslâmiyenin ve mesâil-i diniyenin umumunu tazammun eden vüs'at ve camiiyeti hâiz bulunduğunu, dinî hizmetlerin her nev'ini teyit ve teşvik ettiğini ve bir cadde-i kübrâ-yı Kur'âniye olan Risale-i Nur dairesinin umum ehl-i iman ve İslâma şâmil bulunduğunu ifade ediyor.
Ve yine aynı mektubunda, devamla, "Hattâ değil Müslümanlarla, belki dindar Hıristiyanlarla dahi dost olup adâveti bırakmaya çalışıyorum"; Harb-i Umumî ve komünizm altındaki anarşistlik tehlike ve tahribatlarının lisan-ı haliyle "Dünya fânidir, firaklarla doludur. Ey insanlar, adâveti bırakınız, Kur'ân dersini dinleyip birleşiniz; yoksa sizi mahvedeceğiz" diye beyanıyla bu zamanın şartları ve icapları karşısında tarz-ı hizmeti (belirtiyor).
(Bunu) yine Kur'ân'ın nuruyla göstererek hakîmâne irşadın ve tevfik-i İlâhiyeye muvafık hareketle isabetli hizmetin ifası gibi noktalardan Risale-i Nur'un lüzum ve ehemmiyetini tebarüz ettiriyor.
İşte, lâhika mektupları bu gibi hususlara da işaret ediyor. Değişen dünya hadiseleri, geniş ve küllî meseleler ve şartlar altında isabetli hizmet-i Kur'âniyenin esaslarını ders veriyor.( Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin Hizmetkârları Tahirî, Zübeyir, Hüsnü, Bayram, Mustafa Sungur, Bayram.”)(BARLA L.-1412-1413)
Kardeşliğe yakışır ilişkileri de şöyle anlatıyor; “Bununla beraber zamanın ilcaatıyla zaruretler ortalıkta zannederek bazı hocaların bid'alara taraftarlığından dolayı onlara hücum etmeyiniz. Bilmeyerek "Zaruret var" zannıyla hareket eden o biçarelere vurmayınız. Onun için kuvvetimizi dahilde sarf etmiyoruz. Biçare, zaruret derecesine girmiş, bize muhalif olanlardan hoca da olsa onlara ilişmeyiniz.” (Emirdağ 2-1913)
“Herkes kendi kanaatini yazabilir. Acaba, şeriatta on iki mezhep, hususan Hanefî, Mâlikî, Şâfîi, Hanbelî mezheplerinde ve yetmişe yakın ilm-i kelâm ve usulüddin dairesindeki allâmelerin fırkalarında ne kadar ayrı, ayrı kanaatler ve fikirler kitaplara yazılmış, bilirsiniz. Halbuki bu zaman kadar, hiç bir zaman, din âlimlerinin ittifakına ve münakaşa etmemesine muhtaç olmamış. Şimdilik teferruattaki ihtilâfı bırakmaya ve medar-ı münakaşa etmemeye mecburuz.”(Şualar-1048) Diyerek, çatmadan, sataşmadan ve şefkatle –hakîmane irşadın- yollarını bize ders veriyor.
Hizmet yaparken –lider olma ve iktidar hastalığına yakalananlar kendilerinde bir güç fehmederler. Bu hastalık sosyal hayatın ecelidir. Bir kere bünyeye girdi mi, hizmet yaptığını zannedenler, kendileri hizmete muhtaç hale gelirler. Bu virüsün ilâcını Yüce Kitabımızdan alan Bediüzzaman hazretleri, icad ciheti ile tabiat gibi iktidarı, yani vehmedilen benliğini de kaldırarak bizlere harika bir ders vermektedir;
"Nefis daima kötülüğü emreder" ayet-i kerimesinin sırrıyla nefs-i emmareme itimad edemem. Nefis kusursuz olmaz.”
“ Zaten ben nasıl tabiatı, icad itibarıyla inkâr ediyorum. Ve Risale-i Nur bunu kat'î ispat etmiş. Öyle de, beşeri gurura, enaniyete, firavunluğa sevk eden iktidarı da, tabiat gibi inkâr ediyorum.” ...”(EMİRDAĞ L.-2-1874 )Demektedir.
Asrımızın yeni benlik ve küfür hastalıklarına, Kuran’dan alınan ilaçlarla elbette çareler bulunabilir ve bulunmuştur. Bizlere düşen alıp kullanmaktır. Ne güzel söylemiş büyük şairimiz Akif;
“ Doğrudan doğruya Kurandan alıp ilhamı,
Asrın idrakine söyletmeliyiz islâmı.”
Eski zamanlarda, o günlerin hastalıklarına, göre şahsi ve güzel yorumlarla yapılan hizmetlere, öze ters düşmeyen, yaz ve kışın farklı elbiseler giydiğimiz gibi, yeni araç ve imkânlarla güzellikler katıp, inancımızı ve hizmetlerimizi herkesle paylaşmalıyız.
Eskisiyle yenisiyle, bizim yaptığımız ve başka kardeşlerimizin yaptıklarıyla, hizmet ve çalışmaları takdir edip ömrümüzü kıymetlendirmeliyiz.Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
HZ. AİŞE’NİN (radiyallahu anhâ) EVLİLİK YAŞINA DAİR
Batılı inkarcılar ve onların fonladığı çevreler yaman bir çelişki içerisindedirler. Buda,
ÜRETİLEN ALGILARLA FİKİR SAHİBİ OLMAYA ÇALIŞMAK
Vehhabilik meselesi zamanla dallanıp budaklanmıştır. Vehhabilik şemsiyesi altında birçok fikr
YEREL ORYANTALİSTLER
Din mücedditliği için yola çıkanlardan bir kısmı süreçte din münekkidi haline geldi. Zira
İTTİHAD-I İSLAM’IN ÖN ADIMLARI
İttihad-ı İslam, bize balon gibi uçarak gelmez. Belki, bizim ona gitmemiz lazım. Yollar dağda
İMANIN ŞEHAMET-İ MANEVİYESİ
İslam ahlakının dinamik gücü, imandır. Çünkü, “İman hem nurdur hem kuvvettir. Evet, haki
MUHALEFET KULVARLARI
Hak namına ve hakikat hesabına sırf gerçeği görmek ve göstermek, meseleleri tahlil etmek, sı
UYUYAN DEV UYANMIŞTIR
Evet, millet uyandı. İçerdeki hainler, dışardaki alçaklar ne yaparlarsa yapsınlar, artık Ana
YANLIŞ VE HAKSIZ İNTERNET PAYLAŞIMLARI
dir. İnternet paylaşımlarındaki kaynak vermemek, metnin yazarını yazmamak, doğruluk olmadığ
MASONLAR VE ESAD AİLESİ
Masonluk meselesi dallı budaklı bir mesele olduğundan ve yüksek dozda manipülasyon içerdiğind
OSMANLI DÜŞMANI BİR BARELVİ’NİN HEZEYANLARI
Belki biraz garip gelecek ama peşinen söyleyelim ki anlatılan husus doğrudur. Stalin’in hocala
KADİROV: KADİRİ-VEHHABİ KIRMASI
Ramzan Kadirov başkanlığındaki Çeçenlerin Suriye’den sonra Ukrayna’da da arz-ı endam etme
- İSLAM’IN DAHİLİ DÜŞMANLARI YA DA GÜNÜMÜZÜN YIKICI AKIMLARI
- YİNE GÖÇ VAR
- BABAMI GÖTÜRMEYİN
- "İSLÂM DİNİ SAVAŞ VE TERÖR DİNİ MİDİR? YA DA KILIÇ ZORUYLA MI YAYILMIŞTIR?"
- LATİN HARFLERİNİN KABULÜ VE HALK ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
- PERSPEKTİFE GİREN ŞAHISLAR-51
- PERSPEKTİFE GİREN ŞAHISLAR-50
- PERSPEKTİFE GİREN ŞAHISLAR-49
- TALİBAN ÜZERİNDEN ZIT ETKİYİ DALGALANDIRMAK
- PERSPEKTİFE GİREN ŞAHISLAR-48
- BUTİ NEDEN ÖLDÜRÜLDÜ?
- PERSPEKTİFE GİREN ŞAHISLAR-47
- BU VATAN BİZİM
- MÜJDELER OLSUN SANA EY KAHRAMAN TÜRK HALKI
- KURBAN BAYRAMI’NDA HAYATI ANLAMAK
- PERSPEKTİFE GİREN ŞAHISLAR-46
- PERSPEKTİFE GİREN ŞAHISLAR-45
- BATININ İŞGAL PLANLARI VE İÇERİDEKİ İŞBİRLİKÇİLERİ
- PERSPEKTİFE GİREN ŞAHISLAR-44
- KALP FİKİR VE KALP DİNDARLIK
- GAZZE
- PERSPEKTİFE GİREN ŞAHISLAR-43
- İSLAM’DA MEŞRU SEÇME YÖNTEMLERİ VE YÜKLEDİĞİ SORUMLULUKLAR
- PERSPEKTİFE GİREN ŞAHISLAR-42
- İSLAM’DA TATİL ANLAYIŞI
- PERSPEKTİFE GİREN ŞAHISLAR-41
- EMNİYET TEŞKİLATI VE EMNİYET NİMETİ
- PERSPEKTİFE GİREN ŞAHISLAR-40
- ÇANAKKALEDEKİ MANEVİ GÜÇ
Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakının ve doğrularla beraber olun.
Tevbe, 119
GÜNÜN HADİSİ
İnsanların en fenası, birine ayrı, diğerine de ayrı görünen iki yüzlü insanlardır.
Seçme Hadisler, 101
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...