BİR YAZARDA OLMASI ELZEM VASIFLAR
Burada "yazar" derken gerçek yazarları kastediyorum. Eline her kalemi alan gerçek anlamda bir yazar olamıyor. Herkes bir şeyler yazabilir, bunları bir araya getirip ahbapları ve parası vasıtasıyla kitaplar da yayınlayabilir. Biçimce her şey tam
Burada "yazar" derken gerçek yazarları kastediyorum. Eline her kalemi alan gerçek anlamda bir yazar olamıyor. Herkes bir şeyler yazabilir, bunları bir araya getirip ahbapları ve parası vasıtasıyla kitaplar da yayınlayabilir. Biçimce her şey tamamdır. Ya muhteva? Ya dil? Ya üslup? Kimin umurunda! Basılıyor, satılıyor ya, yazarı da tanınıyor ya, mesele tamamdır. Kalem tutmasını biliyor, yazı da yazıyor, daha ne istersin! Bu türden "yazar!"lar var ülkemizde, sayıları da bir hayli kabarık. Ne yazık ki, hâlisini sahtesinden ayıracak eleştirmenler henüz yok ortalarda, ya da pek az.
Ya okuyucular? Kitabın halisini sahtesinden ayırabilecek, birincileri baş tacı edip ikincilere geçit vermeyecek okuyucular o kadar az ki.
Bizim okuyucularımızın kalite ölçüsü şudur: Popüler gazete, dergi ve sair yayın organlarında hangi kitaptan sıkça söz ediliyorsa onu alırlar.
Çok satılan kitap iyi kitaptır.
Düşüne düşüne, sindire sindire okumazlar. Hoşça vakit geçirtsin, yeter.
Derinliklerden korkarlar. Yükseklerde başları döner. Sıradışı okuyucular da yok değildir elbet. Bunların da sayıları o kadar azdır ki yayıncıların ilgisini bile çekmez.
Sorarım size, bir ülke ki nitelikli kitaplar yayınlayan yayıncıları az, bir ülke ki kaliteli kitaplar arayan okuyucuları nadirattan, bir ülke ki eleştiri mekanizması henüz kurulamamış, bir ülke ki yazarın önünde aşması gereken daha bir sürü engel var, o ülkede edebiyat nasıl gelişir?
Bu kadar karamsarlık yeter sanırım. Böyle de olsa bu ülke bizim ülkemiz, bu dil bizim dilimiz ve bu edebiyatı geliştirmek bizim görevimiz! Aslan asker olmanın tam zamanı!
Biz konumuza dönelim de gerçek bir yazarın sahip olması gereken özelliklerden bazılarını sıralayalım:
*Yazarlar zeki insanlardır. Aptallar gerçek yazar olamazlar. Ama olmak isterler. Çünkü aptal olduklarını da anlayamazlar. Anlayabilselerdi zaten aptal sayılmazlardı! Garip bir ülke bizimkisi, aptallarca alkışlanan aptal yazarları bile vardır bu ülkenin! Köylümüz ne güzel söylemiş: "Bitli tahılın kör alıcısı olur!"
*Hakiki yazarlar namuslu adamlardır. Namussuz yazarın gerçekleri yazmak gibi bir derdi yoktur. Parayı kimden almışsa onun zurnasını çalar. Kalemleri satılık, ya da kiralıktır. Sanat paranın aracı olmuştur. Naylon ev gereçleri gibi naylon sanat eserleri üretirler. Genellikle günceldirler, kısa zamanda parlar ve sönerler.
*Yazarda dil hâkimiyeti normalin üstündedir. Kelime hazinesi çok geniştir. Bu sayede okuduğunu iyi anlar, iyi düşünür, fikirlerini doğru ifade eder. Çok okur. Yeni bilgiler edinmesi, kendini yenilemesi ve malzeme toplaması için buna ihtiyacı vardır.
*Kulaktan dolma bilgilere güvenmediği için bunların aslını araştırır. Yanlış bir bilgi yayın organları vasıtasıyla bine çıkacak, okuyucuyu yanıltacak, yazara olan güven de sarsılacaktır. Bu vahim sonuçlarla karşılaşmamanın yolu, ciddî ve sistemli araştırmalardan geçer.
*Masa başında oturarak güzel, doğru ve tesirli yazılar yazmak ve "gerçekleri" dile getirmek çoğu zaman mümkün olmaz. Yazar, cemiyetin içinde olmalı, olayları yerinde incelemeli, insanlarla konuşmalı, onları anlamaya çalışmalıdır. Bu zahmetlere katlanabilen yazarların eserleri daha canlı ve daha tesirli olacaktır.
*Yazar bakmasını bilen insandır. Başkalarının göremediği ayrıntıları görür, olayların perde arkasını sezer, bilinenden hareketle bilinmeyeni tesbite çalışır. Sonuçlarla yetinmez, sebepleri de araştırır.
*İnsanları anlamak, hangi hallerde nasıl davranacaklarını bilmek de yazarın vasıfları arasındadır. İnsanı tanımayan, meyillerini, arzularını ve emellerini fark edemeyen kişilerin, onlar hakkında doğru hükümlere varması mümkün olmaz.
*Yazar, fikir sistemlerini bilmeli, insanların hangi cereyanlara, nasıl kapıldıklarını anlamaya çalışmalıdır. Bu da felsefe, sosyoloji ve iktisat gibi bilimlerde genel kültür sahibi olmayı gerektirir. Felsefî ve sosyal kültür sahibi olmak, meseleleri çözümlemekte büyük kolaylıklar sağlar.
*Yazar, sistemli ve doğru düşünmeyi öğrenmeli ve çok düşünmelidir. Esasen, doğru düşünmeyi öğrenmenin yolu, çok düşünmekten geçer. Ancak iyi düşünen yazarlar iyi yazabilirler. Açık ve tesirli bir yazı için ilk şart, sağlam ve aydınlık düşüncedir. Meseleleri kavrayamayan, mânâlar arasındaki hassas münasebetleri göremeyen kişiler, yazılarını gereksiz süslerle doldururlar. Ortaya tutarsız ve bulanık bir lâf kalabalığı çıkar ki, bunun da sanatla ilgisi yoktur.
*Sağlam düşünmek de yetmeyebilir. Bilhassa sanat ağırlıklı yazılar yazmak isteyenlerin hassas, duygulu ve kuvvetli sezgi gücüne sahip kişiler olmaları gerekir.
Çünkü, edebî yazılarda fikir kadar, duygulara da yer verilir. İnsan münasebetlerini kaba, basit eşya münasebetlerine indirgeyen, meseleleri hep mekanik yollarla, hususî halleri nazara almayan formüllerle ve özellik tanımayan genellemelerle çözmeye çalışanlar edebi yazılar yazamazlar.
Ömer Sevinçgül
Güzel Konuşma Ve Yazma Sanatı
Zafer Yayınları
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
MUALLİMLERİMİZ NELERE DİKKAT ETMELİ?
İnsanları tenvir ederek cehaletten halas eden, onları atalet ve sefaletin karanlık gecelerinden
HÜRRİYET ADINA KAYBETTİKLERİMİZ
Dr. Alexis Carrel Her insan keyfine göre yaşamak ister. Bu insanın doğuştan gelen bir dileğid
ŞAFAĞIN IŞIĞINDAKİ SIR
“Annemin memnun bir eda ile: “Bu sabah kahvaltıdan önce ne yaptığımı dünyada tahmin edeme
UBEYDULLAH-I AFGÂNÎ İLE SEBÎLÜRREŞÂD İDÂREHÂNESI’NDE BİR MUHÂVERE
Ubeydullah-ı Afgānî” nâmında bir zât tarafından geçenlerde Kavm-i Cedîd ünvânıyla neş
MAÂRİF, DİN EĞİTİMİNİ EN İYİ ŞEKİLDE VERMELİDİR
İnanmak yaradılışın bir gereğidir. Din, aklın mâverâsında, zekânın fevkinde bir mürşi
MELİK FAYSAL’IN YAHUDİ KİSSİNGER'E VERDİĞİ TARİHİ CEVAP
Melik Faysal'ın en önemli gayelerinden birisi, Filistin meselesi ve Mescid-i Aksâ'nın hürriyeti
NESLİN EĞİTİMİNDE MAARİFE DÜŞEN VAZİFELER
Mânevîyatsız ilmin, beşeriyete felâh ve huzur yerine, şüphe, tereddüt, hatta ızdırap verdi
NASIL BİR MAARİF?
Yıllardır ilmî ve fikrî çalışmalarım arasında memleketimizin mânevî, ahlâkî, derûnî
GENÇLERİ HEDONİZM ÇILGINLIĞINA İTENLER
Diyorlar ki: Dünyaya bir kere gelinir. Sonun başlangıcı yoktur. Gülün, eğlenin, bir yıldır
HİCRET VE HAREKET
Hicret, tâ ezelden ebede, âlem-i vücubdan âlem-i imkâna, daire-i ilimden daire-i kudrete, tâ
ORUÇ, ORUÇ BOZMAK VESAİRE
Ramazan ayının hususiyeti oruç. Orucun hususiyeti de kendisine ait meseleler. Başında; tutan tu
- HEKİM VE FİLOZOF GÖZÜ İLE RAMAZAN
- HÜZÜNLÜ BİR HAYVANAT BAHÇESİ GEZİSİ
- YİRMİNCİ ASRIN BAŞINDA ANADOLUDA PAZARIN NAMUSU
- BİZ DE RAHATSIZIZ
- "BANA KUR’AN YETER!”
- MEALCİ KARDEŞLERİME KUR’AN’DAN MİSAFİRPERVERLİK DERSİ
- MEZHEPLERE TÂBİ OLMAYANLAR
- ‘KADİR GECESİ BİN AYDAN HAYIRLIDIR’ NE DEMEKTİR?
- İKİ PEYGAMBERİN DOĞUM GÜNLERİ
- “BİR ALLAHSIZA CEVAP”
- YEDİ YAŞIN ÖNEMİ
- DÜŞÜLEN MÜHİM BİR HATA
- YALANCININ MUMU
- BEN OLACAKTIM Kİİİİİ
- AĞIRLIĞINI DUYMAK
- SON ASIRDA TASAVVUFTA TECDİD YAPAN ÜÇ ŞAHSİYET
- KURBAN KESMEK KİMLERE VÂCİPTİR?
- KURBAN
- DİLİMİZE BİR ŞEY OLDU
- NERDE O ESKİ GÜNLER
- YALAN DOLAN SONRASI YAPILAN ASKERÎ DARBELER
- BAYRAMLA İLGİLİ SÜNNET VE ADABLAR
- BİR KOLERA SALGINI HATIRASI; NURİYE ABLA
- “GUSL-İ İÇTİMÂİ”
- İMANIN ÇİÇEĞİ RAMAZAN ORUCU
- EVLİYA
- BERAAT GECESİ İLE ALAKALI ÜÇ YANLIŞ MESELE
- ALLAH’IN AHLAKIYLA AHLAKLANANLAR
- ATEİST, DEİST ve BİLİME DİN GİBİ İNANANLARA SORULAR
Öğüt ver, hatırlat! Çünkü sen ancak öğüt vericisin. Onların üzerinde zorlayıcı değilsin.
Gâşiye, 21-22
GÜNÜN HADİSİ
Ebû Malik'in babası şöyle dedi: Ben Rasûlullah'(S.A.V.)den işittim, şöyle buyuruyordu: "Her kim Allah'dan başka hak ilah yok eder, ve Allah'dan gayri ibadet olunan şeyleri tanımazsa onun malı ve kanı haram (dokunulmaz) olur. Hisabı da Allah'a aiddir."
(Müslim, Kitabu'l-İyman,37)
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...