HZ. HAVLE BİNTİ SA’LEBE (R.ANHA)
Hz. Havle (r.anha) Mücâdele Sûresi’nin nüzûlüne sebep olmuştur. BABASI: Sa’lebe İbni Ahrem İbni Sa’lebe İbni Ganem İbni Avf.
Hz. Havle (r.anha) Mücâdele Sûresi'nin nüzûlüne sebep olmuştur.
BABASI:
Sa'lebe Ä°bni Ahrem Ä°bni Sa'lebe Ä°bni Ganem Ä°bni Avf.
NESEBÄ°:
Hazrec kabilesinin Benî Avf kolundandır.
KÃœNYE VE LAKABLARI:
Künyesi Ümmü Âmir'dir.
HAYATI:
Hz. Havle (Huveyle de denmiştir) Mücâdele Sûresi'nin nüzûlüne sebep olmasıyla meşhur olmuş, İslâm tarihine adı unutulmayacak şekilde yazılan nâdir hanım sahabelerdendir. Ensar'dan Evs bin es-Samit bin Kays ile evlenmiştir. Evs Havle'yi cahiliye devrinde yapılan "zıhar" yöntemi ile boşayınca, Hz. Havle durumu Allah Resûlü'ne (aleyhissalatu vesselam) şikâyet etmişti. Allah Resûlü'de boş olduğunu söylemesi üzerine Cenab-ı Erhamürrahim'e durumu havale etmiş ve hakkında Mücadele Sûresi inmiştir. Konu ile ilgili gerekli ayrıntıları "Hakkındaki Hadisler" de bulabilirsiniz. Tekrar olacağından buraya almıyoruz.
Hz. Havle (r.anha) hakkında âyet nâzil olduğundan onun Sahabe-i Kiram'daki üstünlüğü de tartışılmaz. Hz. Havle, Hz. Ömer'den (r.a) bu konuda övgüler almıştır ki şöyledir:
Ebû Yezîd anlatıyor: "Bir gün Hazreti Ömer, kalabalık bir toplulukla gezerken Havle adında yaşlı bir kadınla karşılaştı. Kadın, Hazreti Ömer'e: "Dur, sana diyeceklerim var" dedi. Hazreti Ömer de, kadının yanında durdu ve başını ona doğru eğdi; ellerini omuzlarına koyup onu dinlemeye başladı. Bu sırada cemaatten bir adam, Hazreti Ömer'e: "Sen bu yaşlı kadını dinlemek için Kureyş'in bu kadar insanın ayakta beklettin" dedi. Hazreti Ömer: "Nasıl konuşuyorsun öyle! Sen bu kadının kim olduğunu biliyor musun?" dedi. Adam, "Hayır, bilmiyorum" diye cevap verdi.
Hazreti Ömer: "Allah, bu kadının şikâyetini yedi kat semaların ötesinden dinlemiştir! Cenab-ı Hak onun hakkında "Kocası hakkında sana başvurup tartışan ve hâlini Allah'a arz eden o kadının sözlerini elbette Allah işitti." (Mücadele,58/1) diye âyet indirmişken, ben onu nasıl dinlemem? Bunun adı, Havle Binti Sa'lebe'dir. Vallahi, beni hava kararıncaya kadar dahi bırakmasaydı, ihtiyacını görünceye dek onu terk etmezdim" dedi."
HAKKINDAKİ ÂYETLER:
v "Allah, kocası hakkında sana müracaat edip seninle tartışan ve halini Allah'a arzeden o hanımın sözlerini işitti (ve müracaatını kabul buyurdu). Allah, aranızda geçen konuşmayı işitiyordu. Hiç şüphesiz Allah, her şeyi hakkıyla işitendir, her şeyi hakkıyla görendir." (Mücadele, 58/1)
v "İçinizde hanımlarına zıhar yapanlar (onları boşama kasdıyla kendilerine "Annemin sırtı gibi ol!" diyenler) bilsinler ki, o kadınlar onların anneleri değildir. Onların anneleri, ancak kendilerini doğurmuş olan kadınlardır. Onlar, (zıhar ifade eden o sözü söylemekle) gerçekten (Şeriat'ın) reddettiği çirkin ve gerçek dışı bir söz söylemiş oluyorlar. Bununla birlikte Allah, affı da, bağışlaması da pek bol olandır." (Mücadele, 58/2)
v "Hanımlarına zıhar yaparak onlardan ayrılmaya kalkan ve sonra da söylediklerinden geri dönenlerin, onlarla temasta bulunmadan önce bir köle âzat etmeleri gerekir. Size emredilen budur; (hiçbir kaçamak yolu aramadan onu yerine getirmelisiniz). Allah, işlediğiniz her şeyden hakkıyla haberdardır." (Mücadele, 58/3)
v "Buna imkân bulamayan kimse, hanımlarıyla temasta bulunmadan önce, hiç ara vermeden iki ay oruç tutmalıdır. Buna gücü yetmeyenin yapması gereken ise, altmış yoksulu (günde iki öğün üzerinden) doyurmaktır. Böyle yapın ki, (her hükmünün doğru olduğu konusunda) Allah'a ve (size yaptığı her tebliğde sadık olduğu hususunda) Rasûlü'ne tam inanıp itimat etmiş olasınız. Bunlar, Allah'ın koymuş bulunduğu sınırlardır. (Bu sınırları tanımayan, kabul etmeyen) kâfirler için ise pek acı bir azap vardır." (Mücadele, 58/4)
Bu âyetlerin nüzul sebebi "Hakkındaki Hadisler"de geçeceği için tekrar olmaması açısından buraya almıyoruz.
HAKKINDAKÄ° HADÄ°SLER:
v Hz. Âişe (r.anha) buyurdu ki: "Hamd o Allah'a dır ki, bütün sesleri işitir. Israrcı (mücadeleci) kadın Havle, Hz. Peygamber'i (aleyhissalatu vesselam) evinin yanında buldu. Resulullah'a (aleyhissalatu vesselam) bir şeyler söylüyordu. Ama ne söylediğini işitmiyordum. Cenab-ı Hakk şu ayeti indirdi: "(Habibim) Zevci hakkında seninle direşip duran (nihayet halinden) Allah'a şikâyet etmekte olan (kadın)ın sözünü umulduğu veçhile Allah dinlemiştir. Allah sizin konuşmanızı zaten işitiyordu. Çünkü Allah hakkıyla işitici, kemaliyle görücüdür" (Mücâdele: 1). [Buhari, Tevhid 9; Nesai, Talak 33, (6, 168); İbnu Mace, Talak 25, (2063).]
Hadis Hakkında Açıklama:
"Burada zikri geçen kadın Ensâr'dan Evs İbnu Sâmit'in (r.a) zevcesi Havle Bintu Sa'lebe'dir (r.anha). Evs, yaşlanmış ve bu sebeple de müşkülpesent bir hâl almıştı. Bir gün kadın kendisinden bir şey istemiş, o da birden parlayıp, "Sen bana annemin sırtı gibisin, (haramsın)" demişti. Buna zıhâr denir. Cahiliye devrinde rastlanan bir boşanma çeşididir. Bunu söyleyen kocaya hanımı haram olur, onunla temasta bulunamazdı.
Bu, İslâm'da ilk vâki olan zıhar idi. Evs söylediğine çabuk pişman olmuş, kadını kendine çağırmış, ancak kadın imtina ederek: "Ruhumu kudret elinde tutan Rabbime kasem olsun, sen o sözü ettikten sonra Allah ve Resûlü (aleyhissalatu vesselam) hükmünü verinceye kadar sen benim yanıma gelemezsin. Git, Resûlullah'a (aleyhissalatu vesselam) danış" demişti. Evs: "Ben utanırım, Resûlullah'a (aleyhissalatu vesselam) bunu soramam" deyince, kadın: "Öyleyse ben sorarım" deyip huzur-u Risaletpenâhi'ye gidip şöyle konuştu:
"Ey Allah'ın Resûlü, Evs'le evlendiğimizde gençtim, câziptim, vaktaki yaşım ilerledi, birçok evlatları oldu, şimdi beni anası gibi kıldı, kimsesiz bırakıverdi, eğer bana bir ruhsat bulur da beni yine onunla birleştirirsen söyle onu Ey Allah'ın Resûlü!"
Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Ben bu hususta şimdiye kadar Allah'tan vahiy almadım, benim kanaatime göre boşsun!" şeklinde cevap verdi. Kadın: "Vallahi talak zikretmedi!" dedi. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) tekrar: "Haram olmuşsun!" buyurdu. Kadın tekrar tekrar müracaat ederek: "Kurbanın olayım, nazar buyur ey Allah'ın Resûlü!" diye ısrar etti. Hz. Peygamber'in cevabı değişmeyince kadın Allah'a yönelerek:
"Allah'ım yalnızlığımın şiddetinden ve bana zor gelecek olan ayrılmanın acısından sana şikâyet ederim. Küçük çocuklarım var, onları ona bıraksam zâyi olacaklar, kendime alsam aç kalacaklar!" diye ağlıyor başını göğe kaldırıyor:
"Allah'ım, sana şikâyet ederim, Allah'ım Peygamberinin lisanına bir vahiy indir!" diyordu. Oradan ayrılmadan, yukarıda kaydettiğimiz ayet ve devamı nâzil oldu. Bu âyetlerde Cenab-ı Hakk cahilye devrindeki zıhar diye bilinen boşama çeşidini İslâm'daki yerini, müeyyidesini tesbit ediyordu."
v Havle bintu Mâlik İbni Sa'lebe (r.anha) anlatıyor: "Kocam Evs İbnu's-Samit bana zıharda bulunmuştu. Derhal Hz. Peygamber'e şikâyete geldim. Resûlullah'a (aleyhissalatu vesselam) durumu arzedince bana: "Allah'tan kork, o senin amcaoğlundur" diye onun hakkında beni iknaya çalışıyordu. Ben ısrarıma devam ettim. Derken ayet nazil oldu, "(Habibim) zevci hakkında seninle direşip duran (nihayet halinden) Allah'a şikâyet etmekte olan kadının sözünü umduğu veçhile Allah dinlemiştir..." (Mücadele: 1).
Vahiy üzerine Resûlullah (aleyhissalatu vesselam): "Kocan bir köle azad eder" buyurdu. Ben: "Onun kölesi yok!" dedim. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam): "Öyleyse ard arda iki ay oruç tutar" dedi. Ben tekrar: "Ey Allah'ın Resûlü, kocam çok yaşlıdır, oruca tahammül edemez!" dedim. "Öyleyse",dedi, "altmış fakir doyursun!"
"Onun elinde", dedim, "sadaka olarak verecek hiçbir şeyi yok, (nasıl altmış fakir doyuracak?)" "Öyleyse," dedi, "ona ben yardım edeyim. Şu bir arak hurmayı al götür!" "Ey Allah'ın Resûlü", dedim, "diğer bir arak'ı da ben verip ona yardım edeyim."
"Güzel söyledin", dedi, "git bunlarla ona bedel altmış fakiri doyur. Sonra da (eski nikâhınla) amcaoğluna dön!" Ravi bir arakın altmış sa' miktarında bir ölçek olduğunu belirtti." [Ebu Davud, Talak 17, (2214).]
KAYNAK
Nurgül Dere, Hanım Sahabîler, Kayıhan Yayınları, İstanbul, 2019.
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DÄ°ÄžER YAZILAR
"Rabbimiz Allah'tır" deyip sonra da dosdoğru yaşayanlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.
Ahkaf,13
GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°
Emin ve doğruluktan ayrılmayan ticaret ehli (ayette sırat-ı müstakim ashabı olarak zikredilen) peygamberler, sıddikler, şehidler ve salihlerle beraberdir.
Tirmizi, Büyu 4, (1209); İbnu Mace, Ticarat 1, (2139)
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm Ä°nternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yaptÄ...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARÄ°HTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...