TARİHTE BUNLAR OLDU-19
EŞREF EDİB’İN HATIRALARI 13 Şubat 1925’de patlak veren Şeyh Said İsyanı’ndan sonra Mayıs 1925’de birçok gazeteci tutuklanarak İstiklâl Mahkemelerinde yargılanmaya başlar. Merhum Eşref Edib Fergan’da bu gazetecil
EŞREF EDİB'İN HATIRALARI
13 Şubat 1925'de patlak veren Şeyh Said İsyanı'ndan sonra Mayıs 1925'de birçok gazeteci tutuklanarak İstiklâl Mahkemelerinde yargılanmaya başlar. Merhum Eşref Edib Fergan'da bu gazetecilerin arasındadır. Eşref Edib ilk önce Ankara İstiklâl Mahkemesinde yargılanıp beraat eder. Fakat tahliye olunmayarak, Şark İstiklâl Mahkemesinde yargılanmak üzere ilk önce Diyarbakır'a, sonra da Elazığ'a gönderilir. Aylar süren zorlu bir yargılanma sürecinden sonra gazeteci arkadaşları ile birlikte beraat eder. Elazığ'da tutuklu gazetecilerin kalması için eski bir kilise olan tevkifhanenin karşısında bulunan bir ev bu gazetecilere tahsis edilmiştir. Şimdi sizlere; Eşref Edib ve arkadaşlarının muhakeme sürecinde kaldıkları bu tutuklu evde yaşadıklarından bir bölüm sunuyoruz…
"O sıralarda Gazi, Kastamonu'da mühim bir nutuk irad etti. Şapka meselesini ortaya attı. Ajans haberi, bulunduğumuz yerde bir bomba tesiri yaptı. Velid ve diğer bazı arkadaşlar dondu kaldılar. Müştak'lar, Sadri Ethem'ler uçuyorlar. Çılgına döndüler. Ahmet Emin Yalman'lar, Şükrü Esmer'ler, Suphi İleri'ler de pek keyifli. Fakat içlerini taşırmıyorlar; hepsi de Velid'e çullanıyorlar. Velid, somurtmuş, bir şey söylemiyor. Yalnız kaşlarını çatmış, sürekli ayakta dolaşıyor. Vakit gece yarısını geçti, kimsenin gözünde uyku eseri yok. Bir hay huydur, gidiyor. Bir aralık Müştak ortadan kayboldu. Biraz sonra başında siyah bir şapka, Ermeni Papazların giydiği cinsten bir şapka olduğu halde ortaya çıkmasın mı? Sanki 'Orta Oyunu'na çıkan aktör Manukyan gibi… Bir kahkahadır koptu. Alkıştan, gürültüden tavanlar başımıza yıkılacaktı. Nereden bunu bulmuştu? Bavulunda mı vardı? Daha evvelden haber mi almıştı?
Velid, odasına çekilmiş, kapısını kapamış, elektriğini söndürmüş, açık pencerenin önünde oturmuş, el-Aziz'in karanlık ufuklarını seyre dalmıştı. Bağırdılar:
-Velid! Gel, Müştak'ı gör. "Orta Oyunu"na çıktı; göbek atıyor!
Velid'den ses yok. Müştak bana döndü. Bir reverans yaptı. Şapkası ile selamladı. Bu şaklabanlıkları hepimizi güldürüyor. Müştak'ın bana iltifatına karşı, bir karşılık lazım geldi. Kolundan tutup kenara çektim. Yavaşcacık kulağına fısıldadım:
-Müştak, dedim, yeleğinin cebinde geçen gün bana gösterdiğin bir Kur'ân-ı Kerim olduğunu arkadaşlara söyleyeyim mi?
Müştak afalladı:
-Aman Eşref, böyle haltta bulunma; bu domuzlar beni linç ederler. Yarın Ankara, İstanbul basınında manşetlerle beni kepaze ederler.
-Sanki olmadın mı?
-Kuzum Eşref, canım Eşref, böyle şeyler karıştırma!... Ben şaka yapıyorum, eğlenelim diye!...
Müştak'la bizim gizli konuşmamızla arkadaşlar alâkalandılar. Bilhassa Sadri Ethem, göz, kaş, baş, ağız kıvırmaya başladı. Müştak'ın vaziyeti değişti, hoşafın yağı kesildi. Sütü dökmüş kedi gibi Müştak durakladı. Sadri Ethem bir şeyler sezdi:
-Gizli gizli ne konuşuyorsunuz?
-Hiç!
Dedik, gülüştük. Arkadaşlar ne konuştuğumuzu bir türlü anlayamadılar. Sağ olanlar ancak şimdi –bu hatıraları okurlarsa– anlayabilirler.
ATEŞ İSTER! ATEŞ GÖSTER!
Karşımızdaki insan kim olursa olsun, onu önemsememek, kişiye hata yaptırabileceği gibi, karşı tarafın da başarılı adımlar atmasına Cenab-ı Hakk muhakkak müsaade edecektir. İşte tarihten bir örnek:
"Lokman Hekim'in hocası bir gün, önemli bir ameliyat yapmak üzere, bir hamamı hazırlatıyor, hastasıyla birlikte içeri giriyor. Fakat Lokman'ı içeri almıyor. Merâkını yenemeyen Lokman da, hamamın kubbesinden ameliyatı seyretmeye karar veriyor. Hocası hastanın kafatasını açmış, beyin zarları arasındaki bir böcek oynaşır durur ve hastayı rahatsız edermiş. Hoca böceği almakta tereddüde düşmüş. Çünkü böcek çengelli ayaklarıyla zara yapışıkmış. Pensle alsa zar da harap olacak. Kafatasını kapatmak üzereyken, Lokman Hekim yukarıdan bağırmış: 'Ateş ister! Ateş göster!' Nitekim böcek ateşten korkarak kaçmış. Hasta da kurtulmuş."
KAYNAKLAR:
1- Fahrettin Gün, Eşref Edib İstiklâl Mahkemelerinde, Beyan Yayınları, İstanbul, 2005.
2- Dursun Gürlek, Kültür Dünyâmızdan Manzaralar, Kubbealtı Neşriyat, İstanbul, 2009.
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
TARİHTE BUNLAR OLDU-56
SADRAZAMIN ASİL HAREKETİ Mehmed Zeki Pakalın ‘Tarihe Mal Olmuş Hikayeler’de anlatıyor; “
TARİHTE BUNLAR OLDU-55
MÜSLÜMAN KANI AKITMAK İSTEMEYEN HÜKÜMDAR İttihad ve Terakki fırkasına bağlı Hareket Ordus
TARİHTE BUNLAR OLDU-54
İSTANBUL TÜRKLERİN ELİNDEN NASIL ÇIKAR? Kritovulos, 15. yüzyılda yaşamış Bizanslı bir t
TARİHTE BUNLAR OLDU-53
HASAN BASRİ ÇANTAY VE 27 MAYIS Üstad Bediüzzaman modern zamanlarda dalalet ehlinin özellikle
TARİHTE BUNLAR OLDU-52
“SENİN YANINA GİTMEK İSTEMİYORUM” Merhum Samet Ağaoğlu Bey, Ziya Gökalp’in amcasının
TARİHTE BUNLAR OLDU-51
PAKİSTANLI İKİ YAŞLI PROFESÖRÜN DEDİKLERİ Muhterem Yavuz Bülent Bakiler beyefendi anlatıy
ŞEVKET BİNBAŞI
Not: Bugün merhum Sultan İkinci Abdülhamid hanın vefat yıldönümü. Cenab-ı Hak kendilerine r
TARİHTE BUNLAR OLDU-50
Sultan İkinci Abdülhamid han Şam-Mekke demiryolunu yapmaya kalkışınca, alışkanlık icabı, b
TARİHTE BUNLAR OLDU-49
ALMANYA CEPHESİNDE DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK Biraz abartı gelebilir ama Almanların Alman birliğ
TARİHTE BUNLAR OLDU-48
Mercidabık zaferini kazanıp Haleb’i, Şam’ı ve Suriye’yi zapt eden Yavuz Selim hanın hazi
TARİHTE BUNLAR OLDU-47
Tarihteki ilginç hadiselerden birisi de hayvanların muhakeme edilmesidir. Ortaçağ Avrupa tarihi
- TARİHTE BUNLAR OLDU-46
- MÜCAHİDE BİR ANNE’NİN MÜTHİŞ BİR HİTABESİ
- TARİHTE BUNLAR OLDU-45
- TARİHTE BUNLAR OLDU-44
- TARİHTE BUNLAR OLDU-43
- TARİHTE BUNLAR OLDU-42
- TARİHTE BUNLAR OLDU-41
- TARİHTE BUNLAR OLDU-40
- TARİHTE BUNLAR OLDU-39
- TARİHTE BUNLAR OLDU-38
- TARİHTE BUNLAR OLDU-37
- TARİHTE BUNLAR OLDU-36
- ŞÜKRÜ SARAÇOĞLU’NUN İBRETLİ ÖLÜMÜ
- TARİHTE BUNLAR OLDU-35
- TARİHTE BUNLAR OLDU-34
- TARİHTE BUNLAR OLDU-33
- TARİHTE BUNLAR OLDU-32
- TARİHTE BUNLAR OLDU-31
- TARİHTE BUNLAR OLDU-30
- TARİHTE BUNLAR OLDU-29
- TARİHTE BUNLAR OLDU-28
- TARİHTE BUNLAR OLDU-27
- TARİHTE BUNLAR OLDU-26
- TARİHTE BUNLAR OLDU-25
- TARİHTE BUNLAR OLDU-24
- TARİHTE BUNLAR OLDU-23
- TARİHTE BUNLAR OLDU-22
- TARİHTE BUNLAR OLDU-21
- TARİHTE BUNLAR OLDU-20
İnkâr edenler, Allah'ın yolundan ve -yerli, taşralı- bütün insanlara eşit (kıble veya mâbed) kıldığımız Mescid-i Harâm'dan (insanları) alıkoymaya kalkanlar (şunu bilmeliler ki) kim orada (böyle) zulüm ile haktan sapmak isterse ona acı azaptan tattırırız.
Hac,25
GÜNÜN HADİSİ
Âdemoğlu, kurban bayramı gününde kan akıtmaktan daha sevimli bir amelle Allâha yaklaşabilmiş değildir.
İ. Mâlik, Muvatta, Kuran 24; Tirmizî, Edâhî, 1; İbn-i Mâce, Edâhî, 3)
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...