MÜSLÜMAN KADINLARIN KAHRAMANLIKLARI-6

Cemel vak’asında Hz. Âişe’nin (R.A.) Hz. Ali (R.A.) karşısındaki mücadelesi hiç şüphesiz halisane bir niyete dayanıyordu. Bütün bunlar ne de olsa bir Müslüman kadınının yeri gelince şecaat ve cesaret bakımından oynadığı rolü gösterm


Seyyid Süleyman Nedvi

.

2010-04-15 01:38:02

Cemel vak’asında Hz. Âişe’nin (R.A.) Hz. Ali (R.A.) karşısındaki mücadelesi hiç şüphesiz halisane bir niyete dayanıyordu. Bütün bunlar ne de olsa bir Müslüman kadınının yeri gelince şecaat ve cesaret bakımından oynadığı rolü göstermekte bize yardımcı olur.

Vâkıdî’nin otoritesini kabul edersek Suriye’nin fethinde İslâm kadınlarının büyük payı bulunduğunu itirafa mecburuz. Bilhassa Ümmü Hakim, Hind, Ümmü Kasir, Esma, Ümmü Eban, Ümmü Umare, Havle, Lübnâ ve Afîre savaşta –hattâ erkeklerin bile yapamayacağı– başarılar sağlamışlardır.

Utbe bin Gazvân, Hazreti Ömer’in tâyin ettiği bir emir idi. Hâris’in kızı ve Arap Hekimi Kalde’nin torunu Ezde, onun karısı bulunuyordu. Utbe, Fırat halkının gösterdiği inatçı muhalefetin karşısında bulunurken karısı da nutku ile muharipleri şevke getiriyordu (Futuh’ul- Buldan-s: 343).

Şam’ın istilâsı sırasında Eban bin Said, Şam prensi Tomas tarafından şehit edilmişti. Utbe’nin kızı olan karısı Ümmü Eban, şehit edilen kocasının bütün silâhlarını kuşandı, intikam almak için harekete geçti. Düşmanla uzun süre kahramanca çarpıştı. Şam halkı, muhasarada olduğu halde surlardan misillemede bulunuyorlardı. Elinde altın bir haç tutan rahipleri başlarında toplanmışlar, zafer için dua ediyorlardı. Ümmü Eban da çok usta bir okçuydu. Duâ edenin elindeki Altın Haça nişan aldı ve vurdu. Haç okla beraber surların dışında bulunan Müslümanların arasına düştü. Hıristiyanlar buna dayanamadılar. Tomas gözü alev alev hiddetinden ağzı köpüklenmiş, kaleden dışarıya fırladı. Ve çok şiddetli helâk edici bir hücuma koyuldular. Romalılar haçı kurtarmak için inatla savaşıyorlardı. Fakat beyhudeydi. Kim onların üzerine doğru gelse Eban’ın öldürücü okuna kurban oluyordu. Tomas inatçıydı. O bile geri çekilmeğe mecbur oldu. Çünkü Ümmü Eban’ın mızrağı dosdoğru onun gözüne saplanmıştı. Bu esnada Ümmü Eban şu cümleleri söylemekteydi:

“Ümmü Ebân, onlardan intikamını ara,

Hiç durmadan, kahramanca saldır düşmanlara,

Can çekişti Akvâm, uğrayarak senin oklara.”

(Yevmüttavir)de daha çetin savaşlar vuku bulmuştur. Burada da Müslüman kadınlar cesaret ve kahramanlığın fevkalâde örneklerini göstermişlerdir. Eğer Müslüman kadınları burada kılıç kuşanmış olarak Romalılarla karşı karşıya gelmeselerdi Müslümanlar burada bozguna uğrarlardı. Hind, Havle, Ümmü Hakim ve daha birçok Kureyşli kadın da iştirak etmiş bulunuyordu… Bunlar panik karşısında biribirilerini çelikleştirmişler ve kahramanca savaşmışlardır. Burada, Ebubekir’in kızı Esma kocasıyla birlikte at sırtında yan yana savaşmaktaydı (Vakıdî-Fütuh’uş-şam).

Sıffin savaşında büyük sayıda Müslüman kadını savaş meydanlarında Hazreti Ali’ye refakat etmiştir. Onlar hem savaşmışlar hem de heyecanlı konuşmalarıyla askere şevk vermişlerdi. Zerka, Ahrese ve Ümmü Hayr o kadar heyecanlandırıcı nutuklar vermişlerdir ki, ordunun bütün mensupları bu heyecanın ateşiyle tutuşmuştur. (Ikd’ülferid C.1, S.121-24)

Hicretin doksanıncı yılı.. Halife Velid bin Abdülmelik.. ve İslâm ordusu baş komutanlığında Kuteybe bulunuyor.. Buhara seferine çıkar.. fakat cenkleşecekleri kavim Türkler.. Onlar cengâverlikleriyle ün salmış köklü bir orduya sâhip.. İslâm’da bahadırlığı ile tanınan, Ezd Kabilesine mensup olan askerlerdi. İşte İslâm askerleri arasında bulunan bu kabilenin erkekleri öncü birlik olarak ilk hücumu yapmağa gönüllü oldular. Ordu kumandanı buna muvafakat etti. İslâm askerlerinin o zamana kadar karşılaştıklarından daha üstün bir kuvvete sahip Türklerle Ezd Kabilesi askerlerinden müteşekkil öncü birlikleri Buhara’da çatıştılar. İslâm askerleri arasında fetihlerde en güzel eseri vermiş ve bu yüzden şecaat ve kahramanlığı ile darbımesel olmuş Ezd Kabilesi erkekleri, Türklerin karşısında dayanamadılar. İlk çarpışmanın şiddetli anında bozguna uğradılar. Birinci sınıf cengâver Türkler onları kendi ordularının merkezine kadar ricat’a mecbur etti. Kuteybe ve maiyetindekiler, üzerlerine Türk ordusunun yürümesinden zor durumda kaldılar. Perişan bir şekilde kaçmağa mecbur olmuşlardı. İslâm kadınları İslâm ordusunun çözülmekte olduğunu, askerlerin atlarıyla geri döndüğünü görünce derhal önlerine fırladılar, onları harp meydanına yöneltmek için.. Atlarını da kamçılayarak.. Kadınların teşvikiyle yeniden kuvvetlendi ve Türklere karşı direnebildi.

Denilebilir ki, bu savaşta İslâm ordusu bahadır kadınları sayesinde başarısızlığa uğramaktan kurtuldu.

İslâm kadınının ne kılıcı, ne de zırhı vardı. Fakat cehdlerindeki keskinlik kılıçların kılıçlarına galebe çaldı.

Darmadağın edilerek çekilmekte olan İslâm askerî birliklerini birdenbire toplayan, güçlerini gürleştiren, İslâm kadınının bahadırlık ruhunun fışkıran feyziydi…

Hulefa-yi Râşidin devrinin sonlarında haricilerin kendilerini ölüm yollarına nasıl sürükledikleri bilinmez değildir. Onlar, devletin despot otoritelerine açıktan açığa karşı geldiler ve karşılarında isyan bayrağını açıkça çektiler.

Boyunlarını nasıl kılıca dayadılar… Onların bu şecaat ve cesaretlerinin arkadan gelen uzun nesil topluluklarının bekasında etkin bir eseri vardır. İslâm nahiyelerinin bazılarında çağımıza kadar duran kalıntıları vardır.

Seyyid Süleyman Nedvî, Müslüman Kadınların Kahramanlıkları, Fatih Matbaası, Çeviren Ramazan Yıldız, İstanbul-1967, s. 31-35.

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

Onlar ne hayır işlerlerse karşılıksız bırakılmayacaklardır. Allah, kendisine karşı gelmekten sakınanları bilir.

Al-i İmran, 115

GÜNÜN HADİSİ

"Haramla beslenmiş vücut cennete giremez."

Taberânî.

TARİHTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI