HZ. ÜMMÜ ATİYYE BİNTİ HÂRİS (R.ANHA)

Sabır ve metanette zirveye ulaşmış bu mübarek kadın, oğlu vefat ettiği zaman, emanetin yerine ulaştığının bilincinde üzüntüde aşırıya kaçmamış ve üç günden fazla da yas tutmamıştı. BABASI: Hâris el-Ensariye.


Nurgül Dere

nurguldere@gmail.com

2010-05-15 12:02:12

Sabır ve metanette zirveye ulaşmış bu mübarek kadın, oğlu vefat ettiği zaman, emanetin yerine ulaştığının bilincinde üzüntüde aşırıya kaçmamış ve üç günden fazla da yas tutmamıştı.

BABASI:

Hâris el-Ensariye.

NESEBÄ°:

Nuseybe (veya Nesibe) Binti el-Hâris el-Ensariye.

KÃœNYE VE LAKABLARI:

Künyesi Ümmü Atiyye'dir.

BAZI ÖZELLİKLERİ:

v Çeşitli savaşlara katılmış ve birçok hizmetlerde bulunmuştur.

v Hz. Peygamber'in (aleyhissalatu vesselam) mübarek kızı Hz. Zeyneb'in cenazesinin gasil işlerinde bulunmuştur.

v Resûlullah Efendimizin emirlerini tam manasıyla yerine getirir, bunun zıddını yapanı da uyarmaktan geri durmazdı.

v Hz. Peygamber'e (sallallahu aleyhi ve sellem) karşı çok saygı ve sevgisi olduğu gibi, Resûlullah Efendimiz tarafından da sevgi ve muhabbetle karşılanırdı.

v Gasl-i Meyyit (ölünün yıkanması) hususunda onun rivayet ettiği hadisin fıkıhda ehemmiyeti vardır. İleri gelen sahabiler, tâbiîn ve ulemâ onun bu hadisini müstened kabul eder ve bu husus için ahkâm istinbat eylerler.

HAYATI:

İsmi Nüseybe'dir fakat künyesi Ümmü Atiyye ile meşhur olmuştur. Medinelidir. Hicretten önce İslâm'a girmiş ve Resûl-i Ekrem'in (aleyhissalatu vesselam) Medine'ye hicretinden sonra da biat etmiştir.

Peygamberimizin emirlerini uygulama konusunda çok hassastı. Mesela hiçbir zaman bir ölüye matem tutmadı. Cahiliye devrinde ölü üzerine ağıtlar yakmak, ölmüş kimsenin iyiliklerini sayıp feryat etmek çok normaldi. Fakat güzel dinimiz İslâm bu yanlış geleneğe müsaade etmedi. Ümmü Atiyye'de bunun bilincindeydi ve Resûlullah'ın koyduğu bütün yasaklara riayet ederdi. Fakat gayri Müslimlerle müravede kesilmeden önce, Resûlullah'dan (aleyhissalatu vesselam) izin istemişti: "Ben her aileye girip çıkan kimseyim, falan ailenin matemine gitmek zorundayım, onlar orada matem yapıp ağlıyorlar ben ne yapayım?" Peygamberimiz (aleyhissalatu vesselam), şartlı olarak Hz. Ümmü Atiyye'ye bu konuda müsamaha gösterip, izin buyurmuşlardı.

Hz. Ümmü Atiyye (r.anha), Resûlullah Efendimizin yakınlarına karşı da büyük saygı ve muhabbeti vardı. İbni Sa'd'in yazdığına göre: "Hz. Ali (r.a), Hz. Ümmü Atiyye'nin evine gider, oturur ve istirahat ederdi"

"Saadet günlerinden sonra hilafet-i hulefayı râşidin devrinde Hz. Ümmü Atiyye'nin bir oğlu gazveye iştirak eylemişti. Basra'da hastalandı. Hz. Ümmü Atiyye Basra'ya varmadan bir gün önce oğlu vefat etti. Basra'ya geldikten sonra Benû Halef'in sarayında kalıyordu. Sonra Basra'dan başka yerlere gitti. Oğlunun vefatından üç gün geçmişti, güzel koku süründü ve: "Koca hariç kimsenin vefatı için, üç günden fazla matem yapılmaz" dedi."

Ümmü Atiyye Hz. Peygamber'den 40 hadis rivayet etmiştir.

HAKKINDAKÄ° HADÄ°SLER:

v Ümmü Atiyye (r.anha) anlatıyor: "Cenazeyi takipten (biz kadınlar) men edildik ama bunda çok şiddet gösterilmedi." [Buhari, Cenaiz 30; Müslim, Cenaiz 235, (938); Ebu Davud, Cenaiz 44, (3167).]
Hadis Hakkında Açıklama:
Hadis, kadınların cenazeyi teşyî etmeye teşvik edilmediklerini göstermektedir. Yani kadınlarla ilgili olarak beyan edilen birçok yasaklar üzerinde hassasiyetle durulduğu, te'kîd edildiği halde, bu meselede te'kidde bulunulmamıştır.

v Ümmü Atıyye (r.anha) anlatıyor: Peygamber (aleyhissalatu vesselam) Medine'ye geldiklerinde Ensar kadınlarının bir evde toplanmasını istedi. Sonra onlara Ömer b. Hattâb'ı gönderdi. Ömer gitti ve evin kapısında dikildi. Kadınlara selam verdi, onlar da Ömer'in selamını aldılar. Ömer: "Ben Allah Resûlünün size gönderdiği elçisiyim" dedi. Biz de: "Allah Resûlü'ne ve Allah Resûlünün elçisine merhaba!" dedik.
Hazreti Ömer: "Allah'a hiç bir şeyi denk tutmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarınızı öldürmemek, hiç yoktan yalan uydurup iftira atmamak, bulduğunuz bir çocuğu, kocanıza isnat etmemek veya gayrimeşru bir çocuk dünyaya getirip onu kocanıza mâl etmemek ve herhangi bir iyilikte isyankâr olmamak üzere biat ediyor musunuz?" diye sordu. "Evet, biat ediyoruz" dediler.
Bunun üzerine Hz. Ömer kapının dışından uzaktan elini uzattı. Kadınlar da içeriden (musafaha ediyormuş gibi) ellerini uzattılar. Hz. Ömer: "Allah'ım Sen şahit ol!" dedi.
"Âdet görmekte olanlarımızın ve yeni yetişmekte olan genç kızlarımızın, iki bayramda dışarı çıkmasına izin verildi. Cenazelere katılmaktan menolunduk. Bizlere cuma namazı da farz kılınmadı." Hazreti Ömer'e: "Herhangi bir iyilikte isyankâr olmamaktan neyi kastettiğini sordum. "Âsi olmak, ölünün ardından ağıt yakarak ağlamaktır" diye cevap verdi."

v Ümmü Atiyye (r.anha) anlatıyor: "Resûlullah bize, bayram namazlarına genç kızları, çadırda kalan genç bakireleri, ve hayızlı kadınları da çıkarmamızı emretti. Hayızlıların da katılmaları Müslümanların cemaatlerini görmeleri, dualarında hazır bulunmaları içindi, bunlar namazgâhların dışında kalacaklardı." [Buhari, Iydeyn 16, 20, Hayz 23, Salât 2, Hacc 81; Müslim, Iydeyn 10, (890); Ebu Davud, Salât 247, (1136-1139); Tirmizi, Salât 388, (539, 540); Nesai, Iydeyn 3, 4, (3, 180, 181).]
Hadis Hakkında Açıklama:
1- Bu rivayet ve benzerleri, bayram namazlarına mümkün mertebe herkesin katılmasının teşvik edildiğini göstermektedir. Muhaddar denen ve çadırda kalan genç kızların ve hatta namaz kılmayan hayızlık kadınların, küçük çocukların dahi katılmalarının talep edilmesi rivayetlerde gelmiştir.
2- Hadise rağmen Selef büyükleri kadınların bayrama çıkmaları hususunda ihtilaf etmiştir. Bir grup, bunu kadınların bir hakkı görür. Hz. Ebu Bekr, Hz. Ali, İbnu Ömer vs. bu görüştedir. Bazıları da buna karşıdır. Urve, Kâsım, Yahya el-Ensârî, İmam Mâlik, Ebû Yusuf bu görüştedir. Ebû Hanîfe bir defasında "caiz" derken, bir başka defasında "caiz değil" demiştir.
Hattâbî der ki: "Resûlullah bütün kadınların bayram günü musallâya gelmelerini emretmiştir, tâ ki özrü olmayanlar namaz kılsın, özrü olanlar da yapılan duaların bereketinden müstefid olsun. Hadiste, herkesin namazlara, zikir meclislerine katılması, sâlihlerin yakınlığını elde etmesine teşvik vardır, tâ ki onların bereketine nâil olsunlar."
Ümmü Atiyye'nin Ebû Dâvud'da gelen bir diğer rivayetinde bu teşvikin neticesini görmekteyiz: "Hayızlı kadınlar insanların gerisinde durup herkesle birlikte tekbir getiriyorlardı."

v Ümmü Atiyye (r.anha) anlatıyor: "Ben Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) ile birlikte yedi ayrı gazveye çıktım. Ordugâhlarda ben geride kalır, askerlere yemek yapar, yaralıları tedavi eder, hastalara bakardım." [Müslim, Cihad 142, (1812).]

v İsmi Nüseybe olan Ümmü Atiyye (r.anha) anlatıyor: "Bana bir koyun tasadduk edilmişti. Hz. Âişe'ye (r.anha) bir miktar et gönderdim. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) o sırada Hz. Âişe 'ye: "Yiyecek birşeyler var mı?" diye sormuş, Hz. Âişe de (r.anha): "Hayır! Ancak, Nüseybe şu (kendisine tasadduk edilen) koyundan gönderdiği bir miktar et var" cevabını vermiş. Resûlullah: "Getir onu, o koyun yerini bulmuş (bize hediye olarak gelen zekât olmaktan çıkmıştır)" demiş." [Buhari, Zekât 31, 62, Hibe 5; Müslim, Zekât 174, (1076).]

v Ümmü Atiye el-Ensariye (r.anha) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalatu vesselam), kızı Zeyneb (r.anha) vefat ettiği zaman yanımıza girdi ve: "Onu sidreli su ile üç veya beş veya -gerek görürseniz- daha fazla yıkayın. Sonuncu yıkamaya kâfûr koyun. Yıkama işini bitirdiniz mi bana haber verin!" buyurdu. İşimiz bitince Resûlullah'ı (aleyhissalatu vesselam) çağırdık. Bize kendi izarını verdi ve: "Ona, önce bunu sarın!" dedi."

v Ümmü Atiyye (r.anha) anlatıyor: "Biz temizlikten sonra (kandaki) sarılık ve bozluğu hiçbir şey (yani namaza mâni) saymazdık."

KAYNAK

Nurgül Dere, Hanım Sahabîler, Kayıhan Yayınları, İstanbul, 2019.

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

ÅŸeyma, 2011-12-14 10:32:43

daha okumadım. eminim güzel ve açıktır, çok da uzun daha iyi anlarım

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

DÄ°ÄžER YAZILAR

Biz onu (Kur'an'ı) mübarek bir gecede indirdik. Kuşkusuz biz uyarıcıyızdır.

Duhân, 3

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

"Cebrail, bana komşu hakkında o kadar ısrarlı tavsiyelerde bulundu ki, onu mirasçı yapacak sandım."

Buhari

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI