ALLAH'A GİDEN YOLLAR

Ayeti kerimede “Bizim yolumuzda gayret gösterene yollarımızı gösteririz” (K.Kerim,29/69) “Allah yolunda nasıl cihat edilmesi gerekiyorsa öylesine cihat ediniz” (K.Kerim,22/78) emir, bu...


2010-05-21 11:43:03

Ayeti kerimede “Bizim yolumuzda gayret gösterene yollarımızı gösteririz” (K.Kerim,29/69) “Allah yolunda nasıl cihat edilmesi gerekiyorsa öylesine cihat ediniz” (K.Kerim,22/78) emir, bu... Hepinize duyuruldu bu emir.

Ama hocam nasıl yapalım? Ben lise öğrencisiyim, liseyi bitirmişim. Okumaktayım. Ben ne yapabilirim? Ayeti kerime cevap veriyor. “Bizim dinimiz doğrultusunda, İslami çizgide gayret gösterenlere biz de yollarımızı gösteririz” diyor.

Hocam nasıl gösterir yani? Işıklı levhalarla gökyüzünde mi yazar? Hayır. Meselâ, karnınız aç, babanız vefat etti –Allah (c.c.) rahmet eylesin– tek kuruşta miras kalmadı, yalnız başınasınız. Ne yaparsınız? Yahu bir şey yaparsınız yani! Niye yaparsınız? Çünkü içinizden mideniz “ekmek isterim, ekmek isterim, ekmek isterim” diyor. Midenizi içindeki açlık acısını hissetmeye başladığınızda, şu fırından 100 simit alırsınız, burada sa-tarsınız, bir ekmek parası çıkartırsınız. Su satarsınız çıkartırsınız. Hamallık yaparsınız çıkartırsınız. Dükkân dükkan gezersiniz. “beni işe alır mısınız beyefendi?” dersiniz. Ve bir yerde iş bulurunuz. Bin tane kapıyı gezdikten sonra bin birinci işyerinde bulursunuz.

Acıkınca, midesini nasıl dolduracağını yeryüzünde bilmeyen yok, delisi bile biliyor. Delisi de fırının önüne varıyor. Öyle bakıyor. Fırıncı da bir ekmek veriyor. Yani midemizdeki açlığımızı hissettiğimiz kadar dini tebliğ konusundaki açlığımızı da hissedebilsek görevlerimizi yerine getiremeyişimizin açlığını hissedebilsek, Allah (c.c.) bize de bir yol gösterecektir.

Yollarımızı gösteririz diyor” dikkat edin ayeti kerimeleri okurken. Meal bile okurken dikkat edin “Yolumuzu gösteririz” demiyor. “Yollarımızı gösteririz” diyor. Böyle olunca, Allah (c.c.)’a hizmet yolu çokmuş demek ki. Allah (c.c.)’a hizmetin yolu kaç tane olur o zaman? Beş milyar insan varsa, beş milyar hizmet yolu olur. Ama beş milyarın yolu da Allah Resulünden geçecektir. Onun hayatının yansımış şekli olacaktır. Olmazsa? O zaman başka bir şey anlatıyoruz demektir biz.

Efendim ben sünneti seniyyeyi nazar-i itibara almıyorum derse, kendi anlayışı içerisinde bir İslâm anlatıyor demektir ki o İslâm değildir. Ama Kur’an ve sahih olan sünnet, inanmış insanın yüreğine düştü mü, orada şekil alıyor. Suyun her kaba göre şekil alması gibi insanlarında edindiği bilgiler insanlara göre şekil alır aslında. Meselâ bir atasözü söylesem size ve bunu açıklayın desem, yirmi adamın yirmi açıklama şekli olur. Hepsininki doğru mudur? Hepsininki doğruya yakındır. Aynı şeyin etrafında dönmektedirler. Niye ayrılık vardır? Çünkü parmak çizgilerimiz kadar ruh çizgilerimiz de ayrıdır birbirinden de, ondan. Yetişme tarzımız birbirinden ayrıdır da ondan. Duyduğumuzu ve bildiğimizi yorumlamada eskiden edindiğimiz bilgilerin etkisi olduğundan dolayıdır ki ayrı şekilde algılıyoruz. Ayet ve hadisleri de böyle algılıyoruz.

Bu durum ayrılığa sebep olur zannetmeyin. Biliyorsunuz 5 milyar insan vardır, 5 milyar insanın ayrı ayrı tarzı vardır. Bu, şuna benzer. Hani sazın telleri vardır 4-5 tane hepsine vuruyorsunuz, ayrı ayrı sesler çıkartıyor. Aynı tel olmasına rağmen niye ayrı ses çıkarır? Çünkü bağlandıkları yerler ayrı da ondan. Birisinin kulağı daha iyi sıkılmıştır gerdirilmiştir, birininki biraz daha gevşek gerdirilmiştir. Birisinin tahtaya temas ettiği yer yakındır, diğeri uzun mesafeden tahtaya temas etmektedir. Ayrı ayrıdır, ama bir şarkıyı veya türküyü vurduğumuzda hepsi aynı nağmeyi ayrı ayrı dillerden söyler.

İşte bizimde ayrı ayrı yollarımız budur. Aynı şeyi ayrı ayrı söylemek. Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır; her insanın da İslâm’ı takdim edişi.

Ben dinliyorum adamın birisinin İslâm’ı tanıtım şeklini, hiç beğenmiyorum adamı. Şuna bak yahu, buna mı düştü İslâm’ın anlatımı? diyorum. Sizden de birisi derki “İslâm’ın anlatımı buna mı düşü, böyle takdim mi olur?” normaldir aslında. Ama anormal olan tarafı, beğenmemektir bunu. Neticede bakıyorum ki benim etkili olamadığım adama o etkili olmuş. Niye? Onların frekansı birbirini tutmaktadır da ondan. O, o adama daha iyi anlatıyor benden. Bir başka adama ise ben daha iyi yaparım tebliği.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Hz. Ebubekir’e tavrı başkaydı, Hz. Ömer (r.a.)’e karşı tavrı başkaydı. Hz. Ebuzer Gıfari’ye karşı tavrı başkaydı. Söylediği aynı İslâm’dır. Söyleme tarzında değişiklik vardır. Mesele, İslâm’ın anlatılmasıdır. Böyle olunca anlatılan aynı, anlayış ve anlatış tarzları ayrıdır. Bu yöndendir ki Rabbimiz (c.c) “Biz yollarımızı ona öğretiriz” demiştir.

Mahmut Toptaş

Modern Hayatta Nebevi Mücadele

Cantaş Yayınları

İst-2001

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

MUALLİMLERİMİZ NELERE DİKKAT ETMELİ?

MUALLİMLERİMİZ NELERE DİKKAT ETMELİ?

İnsanları tenvir ederek cehaletten halas eden, onları atalet ve sefaletin karanlık gecelerinden

HÜRRİYET ADINA KAYBETTİKLERİMİZ

HÜRRİYET ADINA KAYBETTİKLERİMİZ

Dr. Alexis Carrel Her insan keyfine göre yaşamak ister. Bu insanın doğuştan gelen bir dileğid

ŞAFAĞIN IŞIĞINDAKİ SIR

ŞAFAĞIN IŞIĞINDAKİ SIR

“Annemin memnun bir eda ile: “Bu sabah kahvaltıdan önce ne yaptığımı dünyada tahmin edeme

UBEYDULLAH-I AFGÂNÎ İLE SEBÎLÜRREŞÂD İDÂREHÂNESI’NDE BİR MUHÂVERE

UBEYDULLAH-I AFGÂNÎ  İLE SEBÎLÜRREŞÂD İDÂREHÂNESI’NDE  BİR MUHÂVERE

Ubeydullah-ı Afgānî” nâmında bir zât tarafından geçenlerde Kavm-i Cedîd ünvânıyla neş

MAÂRİF, DİN EĞİTİMİNİ EN İYİ ŞEKİLDE VERMELİDİR

MAÂRİF, DİN EĞİTİMİNİ EN İYİ ŞEKİLDE VERMELİDİR

İnanmak yaradılışın bir gereğidir. Din, aklın mâverâsında, zekânın fevkinde bir mürşi

MELİK FAYSAL’IN YAHUDİ KİSSİNGER'E VERDİĞİ TARİHİ CEVAP

MELİK FAYSAL’IN YAHUDİ KİSSİNGER'E VERDİĞİ TARİHİ CEVAP

Melik Faysal'ın en önemli gayelerinden birisi, Filistin meselesi ve Mescid-i Aksâ'nın hürriyeti

NESLİN EĞİTİMİNDE MAARİFE DÜŞEN VAZİFELER

NESLİN EĞİTİMİNDE MAARİFE DÜŞEN VAZİFELER

Mânevîyatsız ilmin, beşeriyete felâh ve huzur yerine, şüphe, tereddüt, hatta ızdırap verdi

NASIL BİR MAARİF?

NASIL BİR MAARİF?

Yıllardır ilmî ve fikrî çalışmalarım arasında memleketimizin mânevî, ahlâkî, derûnî

GENÇLERİ HEDONİZM ÇILGINLIĞINA İTENLER

GENÇLERİ HEDONİZM ÇILGINLIĞINA İTENLER

Diyorlar ki: Dünyaya bir kere gelinir. Sonun başlangıcı yoktur. Gülün, eğlenin, bir yıldır

HİCRET VE HAREKET

HİCRET VE HAREKET

Hicret, tâ ezelden ebede, âlem-i vücubdan âlem-i imkâna, daire-i ilimden daire-i kudrete, tâ

ORUÇ, ORUÇ BOZMAK VESAİRE

ORUÇ, ORUÇ BOZMAK VESAİRE

Ramazan ayının hususiyeti oruç. Orucun hususiyeti de kendisine ait meseleler. Başında; tutan tu

Size yasak edilen büyük günahlardan kaçınırsanız, kusurlarınızı örteriz ve sizi ağırlancağınız şerefli bir yere yerleştiririz.

Nisâ, 31

GÜNÜN HADİSİ

Allah'ın en sevdiği isimler

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah'ın en ziyade sevdiği isimler Abdullah ve Abdurrahman'dır." Müslim-Edeb:2 Ebu Davud-Edeb:59

TARİHTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI