HZ. ÜMMÜ’L HAYR BİNTİ SAHR (R.ANHA)
Hz. Ebû Bekir es-Sıddîk’ın (r.a) annesi.
Hz. Ebû Bekir es-Sıddîk'ın (r.a) annesi.
 BABASI:
 Sahr İbni Âmir.
 NESEBİ:
Â
Kureyş kabilesinin Teym kolundandır. Ümmü'l-Hayr Binti Sahr İbni Âmir İbni Ka'ab İbni Sa'ad İbni Teym İbni Mürre.
Â
KÃœNYE VE LAKABLARI:
Â
Künyesi Ümmü'l-Hayr'dır.
Â
HAYATI:
Â
Asıl adı Selma idi. Künyesi olan Ümmü'l-Hayr ile meşhur olmuştur. Ümmü'l-Hayr (r.anha), Hz. Ebû Bekir'in (r.a) annesidir. Hz. Ebû Bekir'in babası Ebû Kuhâfe ile evlenmiştir. Ümmü'l-Hayr İslâm'a ilk intisab edenlerdendir. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) Efendimiz'in O'nun için Allah'a dua etmesinin hemen akabinde Müslüman olmuştur. O'nun Müslüman oluşu siyerlerde şu şekilde kayıtlıdır:
Â
"Hazreti Âişe (r.anha) anlatıyor: "Bir gün Peygamberimiz (aleyhissalatu vesselam) sahabileri bir araya gelince –ki hepsi otuz sekiz adamdan ibaretti- Hz. Ebû Bekir ortaya çıkma ve açıktan tebliğ konusunda Allah Resûlüne ısrarda bulundu. Peygamberimiz de: "Bunun için henüz sayımız az!" buyurdu. Hz. Ebû Bekir ısrarını sürdürünce Resûlullah aleni tebliğ için ortaya çıktı. Müslümanlar, mescidin muhtelif köşelerine dağıldı. Herkes, kendi yakınlarının bulunduğu yere gitti. Hz. Ebû Bekir kalktı ve halka konuşma yaptı. Resûlullah da oturuyordu. Bu hutbesi ile Ebû Bekir, Allah ve Resûlüne iman etmeye çağıran ilk Müslüman oldu. Müşrikler, Ebû Bekir ile öteki Müslümanların üzerine yürüdüler ve Müslümanları ciddi şekilde dövdüler. Hz. Ebû Bekir, ayaklar altında çiğnendi ve çok kötü dövüldü. En kötülerden biri olan Utbe b. Rebîa, Ebû Bekir'e yaklaşarak yamalı sert ayakkabılarıyla onu dövmeye, ayakkabılarını yüzünde gezdirmeye başladı. Sıçrayarak karnına çıktı. Öyle ki babacığımın ağzı ve burnu ayırt edilmez hale geldi. Teymoğulları koşarak geldiler, üzerine çullanan müşrikleri Ebû Bekir'den uzaklaştırdılar. Bir bezin içinde taşıyarak evine götürdüler. Öleceğinden şüpheleri yoktu. Sonra Teymoğulları Mescid-i Harâm'a girdiler ve: "Ebû Bekir ölürse Utbe b. Rebîa'yı muhakkak gebertiriz!" dediler.
Â
Tekrar Ebû Bekir'in yanına döndüler. Babası Ebû Kuhâfe ile Teymoğulları, Ebû Bekir'i konuşturmaya çalıştılar. Nihayet akşama doğru cevap verdi ve ilk sözü: "Resûlullah ne yapıyor, nasıldır?" oldu. Oradakiler kendisini azarlayıp kalktılar. Annesi Ümmü'l-Hayr'a: "Ona iyi bak, bir şeyler yedir, su ver" dediler. Annesi oğluyla baş başa kalınca ona bir şeyler yedirmeye uğraştı. Fakat Ebû Bekir: "Resûlullah ne yaptı?" sorusundan başka bir şey telaffuz etmiyordu. Annesi: "Vallahi arkadaşın hakkında hiçbir bilgim yok!" dedi. Ebû Bekir: "O halde Ümmü Cemil Binti Hattab'a git, Allah Resûlünün durumunu ondan sor!" dedi. O da çıktı, Ümmü Cemil'e gitti ve: "Ebû Bekir, Muhammed hakkında senden malûmat istiyor" dedi. Ümmü Cemil: "Ben ne Ebû Bekir'i tanırım, ne de Muhammed'i! Ama istersen seninle birlikte oğlunun yanına giderim" dedi. O da "Olur gidelim" deyip birlikte geldiler. Ebû Bekir'i baygın ve ağır yaralı bir halde buldular. Bunu gören Ümmü Cemil, bir çığlık atarak Ebû Bekir'e yaklaştı ve: "Vallahi bunu sana yapan insanlar, fâsık ve kâfirdir. Ümit ederim ki Allah intikamını onlardan alır" dedi. Ebû Bekir: "Peygamber Efendimiz ne yaptı? O'na ne oldu?" diye sordu. Ümmü Cemil: "Annen var, duyar" dedi. Ebû Bekir: "Ondan bir zarar gelmez" dedi. Ümmü Cemil: "Sağdır, iyidir" dedi. "Nerededir şimdi?" dedi. Ümmü Cemil: "O şimdi İbni Erkam'ın evinde" diye cevap verdi.
Â
Hz. Ebû Bekir: "Allah'a yemin ederim ki, Peygamberin yanına gitmedikçe ne bir şey yiyeceğim, ne de bir şey içeceğim!"
Â
Hz. Ebû Bekir'in annesi ile Ümmü Cemil beklediler; sokakta ayak sesleri kesilip insanlar evlerine çekilince Ebû Bekir'i kolları arasına aldılar ve Resûlullah'ın huzuruna getirdiler. Peygamber Efendimiz ve Müslümanlar üstüne kapanıp onu teselli ettiler. Allah Resûlü onun bu durumuna çok üzüldü. Hz. Ebû Bekir: "Annem babam sana feda olsun Yâ Resûlallah! O fasıkın yüzüme yaptıkları dışında bende ciddi bir şey yok. İşte annem! Evladına karşı çok merhametlidir. Sen duası makbul birisin, onu Allah'a iman etmesi için davet et, onun için Allah'a dua buyur. Belki Allah senin duan hürmetine onu cehennem ateşinden kurtarır" dedi.
Â
Allah Resûlü de dua buyurdu ve onu tek ve yektâ olan Vâhid-i Ehad'e çağırdı. Kadın da hemen oracıkta İslâm'a girdi ve Müslüman oldu.
Â
Müslümanlar, İbn Erkam'ın evinde bir ay kaldılar. Hepsi otuz dokuz adamdan ibaretti. Ebû Bekir'i dövdükleri gün, Efendimizin amcası Hz. Hamza (r.a) Müslüman olmuştu."
Â
Ümmü'l-Hayr'ın vefat tarihi belli değildir. Yalnızca Üsd'ül-gâbe'de kocası Ebû Kuhâfe'den önce vefat ettiği kayıtlıdır.
Â
HAKKINDAKÄ° HADÄ°SLER:
Â
v ed-Dulabî, el-Kunâ isimli eserinde ve Ä°bn Mende Ä°sa b. Musa b. Talha –babası-dedesi isnadıyla rivayet ediyorlar: "Ebû Bekir'in (r.a) annesinin çocukları yaÅŸamazdı. Ebû Bekir doÄŸunca Kâ'be'ye yöneldi ve şöyle dedi: "Allah'ım! Bunu sen ölümden azad (Atîk) ettin, onu bana bağışla."Â
KAYNAK
Nurgül Dere, Hanım Sahabîler, Kayıhan Yayınları, İstanbul, 2019.
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DÄ°ÄžER YAZILAR
Andolsun ki biz, öğüt alsınlar diye, bu Kur'an'da insanlara her türlü misali verdik.
Zümer,27
GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°
Hikmetli söz, müminin yitiğidir. Onu nerede bulursa almaya en layıktır.
Tirmizi, Ä°lim, 19.
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm Ä°nternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yaptÄ...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARÄ°HTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...