HZ. ÜMMÜ KÜLSÛM BİNTİ UKBE (R.ANHA)

Kureyşliler içinde yurdunu yuvasını bırakıp Medine'ye tek başına hicret eden tek hanımdır. BABASI: Ukbe İbni Ebî Muayt. ANNESİ: Ervâ Binti Kureyz bin Rebia bin Habib bin Abdişems’tir.


Nurgül Dere

nurguldere@gmail.com

2010-09-08 10:30:26

Kureyşliler içinde yurdunu yuvasını bırakıp Medine'ye tek başına hicret eden tek hanımdır.

BABASI:

Ukbe İbni Ebî Muayt.

ANNESÄ°:

Ervâ Binti Kureyz bin Rebia bin Habib bin Abdişems'tir. Ümmü Külsüm'ün annesi Ervâ, Resûlullah'ın (aleyhissalatu vesselam) halası Beyda Binti Abdilmuttalib'in kızıdır.

NESEBÄ°:

Ümmü Külsûm Binti Ukbe bin Ebî Muayt bin Amr bin Ümeyye bin Abdişems bin Abdimenaf bin Kusay.

KÃœNYE VE LAKABLARI:

Künyesi Ümmü Külsûm'dür.

ŞEMAİLİ VE AHLÂKI:

Cesur, kararlı, dinini yaşamak için her türlü sıkıntıya katlanan bir kadındı.

HAYATI:

Gerçek ismi kayıtlarda bulunmuyor. Künyesi olan Ümmü Külsûm ile meşhur olmuştur. Hz. Ümmü Külsûm (r.anha), Resûlullah Efendimizin halası Beyda'nın torunu ve aynı zamanda da Hz. Osman'ın da ana bir kız kardeşidir. Ümmü Külsûm hicretten önce Mekke'de iken Müslüman olmuş ve biat etmiştir. Efendimiz'den (aleyhissalatu vesselam) 10 hadis rivayet etmiştir.

Hicretin yedinci yılında, Huzâa kabilesinden birinin yardımı ile Medine'ye hicret etmek üzere tek başına yola çıkar. Denilmiştir ki, Hudeybiye Sulhünden sonra Kureyşliler içinde yurdunu yuvasını bırakıp Medine'ye hicret eden bir başka hanım daha yoktu.

Ümmü Külsûm'un arkasından Medine'ye gelen kardeşleri Velid ve Ammâre, Ümmü Külsûm'ü almak isterler fakat Hz. Ümmü Külsûm geri dönmek istemez. Derhal Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) Efendimiz'in yanına gider ve: "Yâ Resûlallah! Ben kadınım. Kadınlar zayıf olurlar, korkarım ki Zat-ı Saadetleri beni şu kâfirlere verirler."

Hudeybiye sulhünde kadınlardan bahs edilmemişti. Hz. Ümmü Külsûm bu yüzden korkuyordu. Gerekli ayrıntıları "Hakkındaki Ayetler"e bırakıyoruz.

Hz. Ümmü Külsûm (r.anha), Resûlullah Efendimiz'den yardım istemesi üzerine hemen orada vahiy geldi ve Mümtehine Sûresi 10. âyet nâzil oldu. Bu âyetin inmesi üzerine (aleyhissalatu vesselam) Efendimiz, Ümmü Külsûm'ü Mekke'ye göndermedi ve Medine'de güvenli bir şekilde kalmasını sağladı.

Bu mübarek hanımefendi ile evlenmek isteyenler oldu. Ümmü Külsûm o zamana kadar hiç evlenmemişti. Resûl-i Zîşan (aleyhissalatu vesselam) ise onu Zeyd bin Hârise (r.a) ile evlendirdi. Hz. Zeyd'den Zeyd adında bir oğlu ve Rukayka adında da bir kızı olur. Hz. Zeyd'in Mûte gazvesinde şehit olmasından sonra Hz. Zübeyr bin Avvam (r.a) ile evlenir. Fakat bu evliliği fazla sürmez, geçinemezler ve ayrılırlar. Hz. Zübeyr'den Zeyneb adında bir kızı olmuştur. Hz. Zübeyr'den ayrılan Hz. Ümmü Külsûm daha sonra Resûlullah'ın: "Müslümanların efendisi Abdurrahman İbn Avf'la evlen" diye tavsiye buyurması üzerine Hz. Abdurrahman İbn Avf ile evlenir. Hz. Abdurrahman ile yaptığı evlilikten ise İbrahim Hamid, Muhammed ve İsmail adında üç tane oğlu olur. Hz. Abdurrahman'ın (r.a) vefatından sonra ise Hz. Amr bin Âs ile evlenir. Onunla bir ay kadar evli iken rahatsızlanır ve ruhunu Rahman'a teslim eder.

HAKKINDAKİ ÂYETLER:

v "Ey iman edenler! Mümin kadınlar hicret ederek size geldiği zaman, onları imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer siz de onların inanmış kadınlar olduğunu öğrenirseniz onları kâfirlere geri döndürmeyin. Bunlar onlara helal değildir. Onlar da bunlara helal olmazlar. Onların (kocalarının) sarfettiklerini (mehirleri) geri verin. Mehirlerini kendilerine verdiğiniz zaman onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur." (Mümtehine, 60/10)
Nitekim bu âyetin nüzul sebebinin Hz. Ümmü Külsûm ile ilgili olduğu belirtilmektedir. Bu konuda Elmalılı tefsirinde şöyle denmektedir:
"Nüzul sebebi hakkında zikredilen bazı rivayetler de bunun Hudeybiye andlaşması hükümlerine mahsus olduğuna delalet etmektedir. Zira Hudeybiye andlaşmasının maddelerinden biri şöyleydi: "Kureyş tarafından velisinin izni olmadan Muhammed'e geleni geri gönderecekler, ancak Muhammed'den Kureyş'e gelen olursa iade etmeyeceklerdi. Muhammed'in sözleşmesine dâhil olmak isteyenler ona girecek, Kureyş'in sözleşmesine dâhil olmayı arzu edenler de ona girebileceklerdi…" Resûlullah andlaşma süresi içinde Kureyş'ten velisinin izni olmadan kaçıp gelen erkekleri, mükellef Müslüman bile olsalar velilerinin istemeleri halinde iade etmişti.
Sonra kadınlardan da hicret edip gelenler oldu. Hâlbuki andlaşma müzâkerelerinde erkeklerle ilgili meseleler üzerinde durulmuş fakat kadınlar hakkında bir şey konuşulmamış ve andlaşma metninde açıkça zikredilmemişti.
Bazı rivayetlere göre bu âyet söz konusu meselenin çözümü için indirilmiş ve bir imtihan ile imanlarına kanaat hâsıl olduğu takdirde kadınların iade edilmeyip ancak evli olanların kocalarına mehirlerinin ödenmesi suretiyle şüphenin giderilmesi emredilmişti. İlk gelen ve sözü edilen âyetin inişine sebep olan kadın hakkında da nakledilen rivayetler vardır. Bir rivayette, ilk defa Ukbe b. Ebî Muayt'ın kızı Ümmü Külsûm gelmiş, arkasından da kardeşleri Ammâr ile Velid gelerek iadesini talep etmişlerdi. İşte bu esnada âyet nâzil olmuş ve bu yüzden Ümmü Külsüm geri verilmeyip bilahare Zeyd b. Hârise radıyallahu anh'e nikâh edilmişti."

HAKKINDAKÄ° HADÄ°SLER:

v Ümmü Külsüm Bintu Ukbe (r.anha) anlatıyor: "Resûlullah'ı (aleyhissalatu vesselam) işittim, diyordu ki: "İki kişinin arasını düzelten, hayır söyleyip, hayır tebliğ eden kimse yalancı değildir." [Buhari, Sulh 2; Müslim, Birr 101, (2605); Ebu Davud, Edeb 58, (4921); Tirmizi, Birr 26, (1939).] 

KAYNAK

Nurgül Dere, Hanım Sahabîler, Kayıhan Yayınları, İstanbul, 2019.

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

İnsan, bizim kendisini kerih bir nutfeden yarattığımızı görmez mi ki, şimdi o apaçık bir hasım kesilmektedir.

Yasin, 77

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

Kurban hakkında

"Kim gönül hoşluğu ile,sevabını Allah'tan umarak kurbanını keserse,o kurban onu ateşten koruyan bir perde olur"Tergib ve Terhib:2/155

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI