KURBAN İBADETİ HAKKINDA ÖZ BİR AÇIKLAMA
Udhiye; Allah'a yaklaşmak maksadıyla kurban bayramı günlerinde kesilen hayvana denir. Hanefiler hariç, cumhur'a göre kurban kesmek müekked sünnettir. Gücü yetenin terk etmesi mekruh olur. Hanefîlere göre şehirlerde ikamet eden şehir halkı üz
Udhiye; Allah'a yaklaşmak maksadıyla kurban bayramı günlerinde kesilen hayvana denir.
Hanefiler hariç, cumhur'a göre kurban kesmek müekked sünnettir. Gücü yetenin terk etmesi mekruh olur. Hanefîlere göre şehirlerde ikamet eden şehir halkı üzerine her sene bir defa kurban kesmek vaciptir.
Kurbanın sıhhati için, kurban edilecek hayvanın fahiş kusurlardan uzak olması ve kurban kesmenin özel bir vakitte olması şart koşulmuştur.
Fakihler, Müslüman, hür, bâliğ, akıl sahibi ve gücü yeten kimsenin kurban kesmekle mükellef olduğu üzerinde ittifak etmiş, kurban kesmekle mükellef olanın, bunu yerine getirebilmesinin caiz olması için, kurban kesme niyeti taşımasını şart koşmuşlardır.
Yine Hanefiler, birden fazla kişinin ortak olmasının sahih olduğu kurbanlıklarda, doğrudan doğruya Allah'a yakınlaşmayı istemeyip sadece et maksadı ile kesen kimsenin ortak olmamasını şart koşmuşlardır.
Hanefilere göre kurban kesme vakti; kurbanın birinci günü tan yerinin ağarması ile girer. Ancak mukim olan kişi bayramın birinci gününde hutbe okunmadan önce dahi olsa, bayram namazının edasından sonra kurban kesebilir.
Malikilere göre bayram namazı kıldıran imamın kurban kesme vakti, bayram namazından ve hutbeden sonra başlar, imamın dışındakiler ise, birinci gün ve imamın kesmesinden sonra keserler.
Şafii ve Hanbelilere göre kurban kesme vakti, kurban bayramının birinci günü, Güneş doğduktan sonra kılınacak iki kısa rek'at ile okunacak iki kısa hutbelik zamanın geçmesi ile girer.
Kurban kesme vakti, eyyam-ı nahrin üçüncü günü, Güneş'in batışına kadar devam eder. Kurban kesmenin en uygun vakti, zevalden önce ilk gündür.
Şafiilere göre kurban kesme vaktinin teşrik günlerinin sonuna yani onuncu gününden sonra üçüncü güne kadar devam eder.
İlim adamları yalnızca davarların kurban olarak sahih olacağı üzerinde ittifak etmişlerdir. Davarlardan kasıt deve, sığır, koyun ve diğer türleridir.
Fakihler devenin beş, sığırın üç ve koyunların iki yaşında ve daha yukarısını kurban etmenin caiz olduğu üzerinde ittifak etmişler, ancak koyun cinsinin ceza (iki yaşında) olanında farklı görüşlere sahip olmuşlardır:
Hanefiler ve Hanbeliler'e göre koyun cinsinden cüsseli ve semiz bir cezai altı ayını bitirip yedinci ayına girmiş ise yeterlidir.
Fakihler koyun ve keçinin ancak bir kişi için kurban edilebileceği, deve veya sığırın yedi kişi için yeterli olacağı hususunda ittifak etmişlerdir. Ancak İmam Malik'ten bir koyunun tüm aile halkı için yeterli olacağı rivayet edilmiştir.
Kurbanlıklarda şu dört özür bulunursa ittifakla caiz olmaz:
a. Bir gözün körlüğünün açıkça belli olması,
b. Apaçık hastalık,
c. Topallık,
d. İleri derecede zayıflık.
Başı beyaz, burulmuş, semiz fakat omuzlu hayvanı kurban etmek caizdir. Kulağı uzunlamasına ikiye bölünen, kulağı delinen ve burnu kesilen hayvanı kurban etmek mekruhtur.
Hanefilere göre kurban kesecek kişinin kurban bayramından bir kaç gün önce kurbanı bağlaması, kurban sahibinin kurbanı kendisi kesmesi, şayet kesme işini iyi beceremiyorsa kesim sırasında hazır bulunması ve kesen kişinin kıbleye yönelmesi müstehaptır. Kurbanlık satın alan bir kimsenin sütünü sağması, yününü kesmesi, ondan binek yahut yük hayvanı olarak yararlanması mekruhtur.
Nafile olarak kesilen kurbandan yemek caizdir, ama adak kurbanından yemek haramdır.
Müstehap olan; tatavvu (nafile) kurbanı kesenin, kurbandan yemesini, hem tasaddukta bulunmasını hem de hediye vermesini bir arada yapmaktır.
Kurban kesmenin meşru'iyeti üzerinde bütün Müslümanlar icma etmişlerdir.
Hadis-i şeriflerde kurban günü Allah'ın en sevdiği işin bu olduğuna delalet etmektedirler. Yine kıyamet günü kurban edilen hayvanın kurban edildiği şekilde geleceği, onun kanının yere düşmeden önce Allah tarafından kabul edileceğine delâlet etmektedir.
Kurbanın meşru kılınmasındaki hikmet ise sayısız nimetlerine karşı şükretmek, insanın geçen seneden bu seneye kadar hayatta kalışına şükretmek ve günahlarının bağışlanmasını dilemektir. Hem kurban kesen ailenin, hem de onlardan başkalarının genişliğe kavuşturulması bir başka sebeptir. Bu bakımdan fakirin ihtiyacının karşılanmasının maksat olarak gözetildiği fıtır sadakasının hilafına, kurbanda kıymetinin ödenmesi yeterli değildir.
Said Havva
El Esas Fi’s Sünne(Hadislerle İbadet Ansiklopedisi)
Hikmet Neşriyat
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
MUALLİMLERİMİZ NELERE DİKKAT ETMELİ?
İnsanları tenvir ederek cehaletten halas eden, onları atalet ve sefaletin karanlık gecelerinden
HÜRRİYET ADINA KAYBETTİKLERİMİZ
Dr. Alexis Carrel Her insan keyfine göre yaşamak ister. Bu insanın doğuştan gelen bir dileğid
ŞAFAĞIN IŞIĞINDAKİ SIR
“Annemin memnun bir eda ile: “Bu sabah kahvaltıdan önce ne yaptığımı dünyada tahmin edeme
UBEYDULLAH-I AFGÂNÎ İLE SEBÎLÜRREŞÂD İDÂREHÂNESI’NDE BİR MUHÂVERE
Ubeydullah-ı Afgānî” nâmında bir zât tarafından geçenlerde Kavm-i Cedîd ünvânıyla neş
MAÂRİF, DİN EĞİTİMİNİ EN İYİ ŞEKİLDE VERMELİDİR
İnanmak yaradılışın bir gereğidir. Din, aklın mâverâsında, zekânın fevkinde bir mürşi
MELİK FAYSAL’IN YAHUDİ KİSSİNGER'E VERDİĞİ TARİHİ CEVAP
Melik Faysal'ın en önemli gayelerinden birisi, Filistin meselesi ve Mescid-i Aksâ'nın hürriyeti
NESLİN EĞİTİMİNDE MAARİFE DÜŞEN VAZİFELER
Mânevîyatsız ilmin, beşeriyete felâh ve huzur yerine, şüphe, tereddüt, hatta ızdırap verdi
NASIL BİR MAARİF?
Yıllardır ilmî ve fikrî çalışmalarım arasında memleketimizin mânevî, ahlâkî, derûnî
GENÇLERİ HEDONİZM ÇILGINLIĞINA İTENLER
Diyorlar ki: Dünyaya bir kere gelinir. Sonun başlangıcı yoktur. Gülün, eğlenin, bir yıldır
HİCRET VE HAREKET
Hicret, tâ ezelden ebede, âlem-i vücubdan âlem-i imkâna, daire-i ilimden daire-i kudrete, tâ
ORUÇ, ORUÇ BOZMAK VESAİRE
Ramazan ayının hususiyeti oruç. Orucun hususiyeti de kendisine ait meseleler. Başında; tutan tu
- HEKİM VE FİLOZOF GÖZÜ İLE RAMAZAN
- HÜZÜNLÜ BİR HAYVANAT BAHÇESİ GEZİSİ
- YİRMİNCİ ASRIN BAŞINDA ANADOLUDA PAZARIN NAMUSU
- BİZ DE RAHATSIZIZ
- "BANA KUR’AN YETER!”
- MEALCİ KARDEŞLERİME KUR’AN’DAN MİSAFİRPERVERLİK DERSİ
- MEZHEPLERE TÂBİ OLMAYANLAR
- ‘KADİR GECESİ BİN AYDAN HAYIRLIDIR’ NE DEMEKTİR?
- İKİ PEYGAMBERİN DOĞUM GÜNLERİ
- “BİR ALLAHSIZA CEVAP”
- YEDİ YAŞIN ÖNEMİ
- DÜŞÜLEN MÜHİM BİR HATA
- YALANCININ MUMU
- BEN OLACAKTIM Kİİİİİ
- AĞIRLIĞINI DUYMAK
- SON ASIRDA TASAVVUFTA TECDİD YAPAN ÜÇ ŞAHSİYET
- KURBAN KESMEK KİMLERE VÂCİPTİR?
- KURBAN
- DİLİMİZE BİR ŞEY OLDU
- NERDE O ESKİ GÜNLER
- YALAN DOLAN SONRASI YAPILAN ASKERÎ DARBELER
- BAYRAMLA İLGİLİ SÜNNET VE ADABLAR
- BİR KOLERA SALGINI HATIRASI; NURİYE ABLA
- “GUSL-İ İÇTİMÂİ”
- İMANIN ÇİÇEĞİ RAMAZAN ORUCU
- EVLİYA
- BERAAT GECESİ İLE ALAKALI ÜÇ YANLIŞ MESELE
- ALLAH’IN AHLAKIYLA AHLAKLANANLAR
- ATEİST, DEİST ve BİLİME DİN GİBİ İNANANLARA SORULAR
Al-i İmran,139
"Gevşemeyin, üzülmeyin, eğer hakikaten inanıyorsanız, muhakkak üstün olan sizsinizdir."
GÜNÜN HADİSİ
Ebû Malik'in babası şöyle dedi: Ben Rasûlullah'(S.A.V.)den işittim, şöyle buyuruyordu: "Her kim Allah'dan başka hak ilah yok eder, ve Allah'dan gayri ibadet olunan şeyleri tanımazsa onun malı ve kanı haram (dokunulmaz) olur. Hisabı da Allah'a aiddir."
(Müslim, Kitabu'l-İyman,37)
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...