HZ. HÄ°ND BÄ°NTÄ° UTBE (R.ANHA)

Kureyş’in asillerinden olan Hind, son anda İslâm ile müşerref olmuş ve: "Getirdiğin rahmetten benim de istifade edebilmem için kendisi için seçtiği dini üstün kılan Allah’a hamd olsun, Yâ Muhammed!" diyerek, İslâm'ın kendisine Al


Nurgül Dere

nurguldere@gmail.com

2010-11-07 07:36:22

Kureyş'in asillerinden olan Hind, son anda İslâm ile müşerref olmuş ve: "Getirdiğin rahmetten benim de istifade edebilmem için kendisi için seçtiği dini üstün kılan Allah'a hamd olsun, Yâ Muhammed!" diyerek, İslâm'ın kendisine Allah'ın ve Resûlü'nün büyük bir lütfû olduğunu anlamıştı…

BABASI:

Kureyş kabilesinden: Utbe bin Rabîa.

ANNESÄ°:

Selmî kabilesinden: Safiyye Binti Ümeyye İbni Hârise İbni Avkas İbni Murre İbni Hilâl.

NESEBÄ°:

Utbe İbni Rabîa İbni Abdüşşems İbni Abdimenaf.

ŞEMAİLİ VE AHLÂKI:

Okuduğu şiirlerden fesâhat ve belâgatının kuvvetli olduğu anlaşılıyor. Hind ayrıca; akıllı, zeki ve düşünce sahibi bir kadındı.

Üsd'ül-gâbe'de onun ahlâkı hakkında şöyle kayıt vardır: "Gayet mutaassıb, keskin görüşlü, akıllı bir kadındı."

Hind'in cömert bir tabiatı vardı fakat eşi Ebû Süfyan cimri olduğundan eli bol değildi.

BAZI ÖZELLİKLERİ:

v Hz. Hind'in pek bilinmeyen bir yönü, İslâm'a girdikten sonra Hz. Ömer'in (r.a) hilafeti devrinde Yermuk muharebesine eşi Ebû Süfyan ile birlikte katılmış, yararlıklar göstermiş, gazileri savaşa teşvik etmiştir.

v Hz. Zeyneb (r.anha) Validemiz, Medine'ye hicret için yola çıktığında Hebbâr b. Esved O'nun devesini dürtüp Annemizin deveden düşmesine ve bebeğini düşürmesine vesile olmuştu. Bu sırada ortalık karışmış, Hâşimoğulları ile Ümeyyeoğulları arasında kavga çıkmıştı. Zeyneb Validemizi bu karışık ortamdan -o zamanlar bir müşrik olan- Hind binti Utbe himayesine almıştı, Zeyneb Validemiz ancak birkaç gün sonra hicret edebilmişti.

v Daha önce yaptıklarından dolayı(1) kanı helal sayılanlardan biri olduğu halde, sonradan Resûlullah'ın (aleyhissalatu vesselam) affına mazhar olarak imanı kuvvetlenmiş ve ömrünün sonuna kadar ihlâs üzere bulunmuştur. İmana geldikten sonra evinde ne kadar put varsa: "Bu kadar vakit size aldanmışız" diyerek onları birer birer parçalamıştı.

v Hind Binti Ukbe birtakım müşriklerin de Müslüman olmasına vesile olmuştur ki şöyledir; Hind'in Müslüman olması ve onu Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) Efendimiz'in affetmesi, firar eden bazı müşriklere de cesaret vermiş, bunlar firar ettikleri yerden geri dönüp İslâm halkasına intisab etmişlerdir.

HAYATI:

Hind'in babası Utbe bin Rabîa ve eşi Ebû Süfyan İslâm'ın en büyük düşmanlarındandı. Ebû Cehil kendi riyasetinde Kureyş'li müşrikleri toplamış ve İslâm'ı ortadan kaldırmanın yollarını aramış, bunu başaramayınca da türlü hakaret ve işkencelere başvurmuşlardı. Müslümanlar ile müşrikler arasında çok çetin savaşlar vücuda gelmişti. Şüphesiz Hind'in de bunda payı vardı. Siyer ve tarih kitaplarında Hind Binti Utbe'nin genellikle İslâm öncesi ahvâline daha çok yer verilir. Burada biraz farklı olarak onun İslâm'a intisap ettikten sonraki hal tercemesini anlatmayı düşünüyorum.

Her ne kadar Resûlullah'ın (aleyhissalatu vesselam) amcası, büyük sahabe, şehitler seyyidi Hz. Hamza'nın şehit edilmesi emrini vermiş ve O'nun organlarını parçalamış olsa da –ki bu tüm mü'minlerin yüreğinde bir kor'dur– sonuçta bu insan İslâm ile müşerref olmuş, Resûlullah'a (aleyhissalatu vesselam) biat etmiş ve putları kendi elleri ile kırıp devirmiş ve hayatının geri kalan kısmını İslâm'a hizmet ederek geçirmiştir. Müşrik iken nasıl savaşlara katılıp mü'minlere karşı durduysa, Müslüman olduktan sonra da çeşitli gazvelere katılmış yararlıklar göstermiştir. Biat ettiği zaman Allah Resûlü Hind'in geçmişini yüzüne vurmamış ve onu affetmiştir. Şefkat Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.s) onu affediyorsa, bize yakışan da Hz. Hind'e (r.anha) biraz daha fazla saygı göstermek olmalıdır…

İlk evliliğini Mahzun kabilesinden Fâkihe İbni Muğayre ile yapmıştır. Ondan sonra Ebû Süfyan İbni Harb ile evlenmiş ve bu evlilikten Muaviye doğmuştur.

Hind (r.anha) Mekke'nin fethedildiği gün eşi Ebû Süfyan ile birlikte Müslüman olmuştur.

Allah Resûlü'ne Biat Etmesi

"Allah, Resûlü'ne ve mü'minlere Mekke'nin Fethi'ni nasip edince Mekke halkı gerçeği iyice anladılar, İslâm'dan başka kurtuluş yolu olmadığını öğrendiler, İslâm'a boyun eğdiler. Biat için toplandılar.

Medarik'te şöyle bir rivayet de bulunmaktadır. Peygamberimiz (aleyhissalatu vesselam) erkeklerin biatını kabul ettikten sonra kadınlardan da (ellerini tutmadan) Safa tepesinde biat alıyordu. Hz. Ömer yine alt tarafında oturuyordu. Kadınlardan İslâm üzerine biat alıyor, bunu başkalarına da tebliğ etmelerini emrediyordu.

O sırada Ebû Süfyan'ın hanımı Hind b. Ukbe geldi. Hz. Hamza'ya yaptığı hareketlerden dolayı Peygamberimiz'in (aleyhissalatu vesselam) kendisini tanımasından korkarak çekine çekine yürüyordu."

Hind (r.anha), yüzünü örtmüştü. O zaman Arab asîlleri yüzlerini örterlerdi. Fakat Hind'in maksadı hüviyetini gizlemekti.

"Peygamberimiz (aleyhissalatu vesselam): "Size Allah'a hiçbir şeyi şirk koşmamanız üzerine biat ediyorum" buyurdu. Hz. Ömer de (r.a) kadınlarla Allah'a hiçbir şeyi şirk koşmamaları üzerine biat etti.

Peygamberimiz (aleyhissalatu vesselam): "Ve hırsızlık yapmamanız üzerine biat ediyorum" dedi. Hind: "Ebû Süfyan cimri bir adamdır. Yani ben onun malından bazı şeyleri alsam?" diye sordu. Ebû Süfyan da oradaydı. Hanımına: "Alırsan o sana helal olsun" dedi. Peygamberimiz (aleyhissalatu vesselam) tebessüm etti, böylece Hind'i tanıdı. Ona: "Yâ, sen Hind'sin öyle mi?" dedi. Hind: "Evet… Geçmişte olanları affet ey Allah'ın Peygamberi! Allah da seni affetsin" dedi.

Peygamberimiz (aleyhissalatu vesselam): "…Zina etmemeleri…" diye devam etti. Hind: "Hür kadın da zina eder mi?" dedi. Peygamberimiz (aleyhissalatu vesselam): "…Çocuklarını öldürmemeleri…" dedi. Hind: "Biz çocuklarımızı küçükken terbiye ettik. Büyüyünce siz de onları öldürdünüz. Siz ve onlar daha iyi biliyorsunuz." dedi.

Hind'in oğlu Hanzala b. Ebû Süfyan Bedir'de öldürülmüştü. Hind'in bu sözü üzerine Hz. Ömer katılasıya güldü. Peygamberimiz'de (aleyhissalatu vesselam) tebessüm etti. Peygamberimiz (aleyhissalatu vesselam): "…İftira etmemeleri" dedi. Hind: "Vallahi iftira çirkin bir şeydir. Sen bize doğru yolu ve güzel ahlâkı emrediyorsun" dedi. Peygamberimiz (aleyhissalatu vesselam): "Meşru olan şeylerde isyan etmemeleri üzerine biat ediyorum" dedi. Hind: "Vallahi! İçimizde sana isyan etme duygusu olduğu halde bu meclise gelmedik." dedi.

Hind evine döndüğünde putunu kırmaya başladı. Putuna: "Biz senin yüzünden aldanmıştık" diyordu."

Peygamberimiz, Ebtah'da bulunduğu sırada, Ebû Süfyan b. Harb'in karısı Hind binti Utbe, kestirdiği iki körpe oğlağı, ateş veya güneşte iyice ısıtılmış taş üzerinde kebap yaparak, âzadlı kölesi kadınla Peygamberimize gönderdi.

Hizmetçi kadın, Peygamberimizin çadırına vardı. Selâm verdi. İçeri girmek için izin istedi. İzin verilince, Peygamberimizin yanına girdi.

O sırada, Peygamberimizin yanında, Zevcesi Hz Ümmü Seleme ile Hz. Meymune ve Abdulmuttalip oğulları kadınlarından da bazıları bulunuyordu.

Hind'in âzadlısı kadın: "Hanımım, bu hediyeyi Sana gönderdi. Kendisi: (Bu günlerde bu yıllarda koyunlarımız çok az kuzuluyor!) diyor ve -kebabı, kuzudan yapamadığı için- Senden özür diliyor!" dedi.

Peygamberimiz: "Allah, sizin koyunlarınızı, bereketlendirsin ve kuzulayıcılarını çoğaltsın!" diyerek duâ buyurdu.

Hizmetçi kadın, Hind'in yanına dönüp Peygamberimizin duasını haber verince, Hind, buna, çok sevindi.

Vefatı

Hz. Ömer'in (r.a) hilafeti devrinde vefat etti. Ebu Kuhâfe (Hz. Ebû Bekir'in babası) ile Hind'in vefatı aynı güne tesadüf etmişti. Fakat İbni Sa'd'ın rivayetine göre Hind, Hz. Osman'ın (r.a) hilafeti devrinde vefat etmiştir. Nitekim şöyle yazar: Hz. Osman devrinde Ebû Süfyan vefat ettiği zaman, Muaviye, Hind'i evlendirmek istedi. O da "Artık evlenmeğe lüzum yoktur" dedi."

HAKKINDAKÄ° HADÄ°SLER:

v Hz. Zeyneb (r.anha) anlatıyor: "Hicret etmek üzere hazırlandığım bir sırada, Utbe'nin kızı Hind benimle karşılaşınca, "Muhammed'in kızı! Duyduğuma göre babanın yanına gidecekmişsin?" dedi. "Böyle bir şey yok" dedimse de Hind, "Amcamın kızı, gizleme. Neye ihtiyacın varsa bana söyle, ihtiyaçlarını ben karşılayabilirim. Benden bir şey saklama. Erkekler arasındaki düşmanlık kadınlar arasına da girmemeli" dedi. Vallahi o, bunları içten söylüyordu. Ama ben korktuğum için hicret hazırlığımı inkâr ettim."

v İbn Asakir Hz. Muaviye'den şöyle rivayet etmektedir: "Ebû Süfyan, Hind'i terkisine alarak kendisine ait bir tarlaya gitmek üzere yola çıktı. Ben ise henüz çocuktum, kendime ait bir eşekle önlerinde yürüyordum. Bu arada Resûlullah'ın sesini işittik. Bunun üzerine Ebû Süfyan bana: "Ey Muaviye in, Muhammed binsin" dedi. Ben de eşekten indim, Peygamber (aleyhissalatu vesselam) bindi. Böylece Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) bir süre bizim önümüzde yola devam etti. Sonra bize dönerek şöyle dedi: "Ey Harb oğlu Süfyan ey Utbe kızı Hind! Allah'a yemin ederim ki, öleceksiniz, sonra da diriltileceksiniz. Salih olan cennete, âsî olan da, cehenneme gidecektir. Ben gerçeği size söylüyorum ve siz, ilk uyarılanlarsınız." Sonra şu âyeti okudu: "Hâ Mim! Bu kitap Rahman ve Rahim olan Allah tarafından indirilen kitaptır…" Böylece Fussilet, 1-11 âyetine dek okudu. Resûlullah 11. âyeti de okuyup bitirince, babam Ebû Süfyan, Resûlullah'a: "Sözün bitti mi?" diye sordu. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) de: "Evet, sözüm bitti" diyerek eşekten indi. Ben eşeğe bindim. Bu arada Hind, Ebû Süfyan'a dönerek: "Bu sihirbaz için mi oğlumu indirdin?" dedi. Ebû Süfyan anneme yani Hind'e: "Hayır vallahi, o ne sihirbaz, ne de yalancıdır!" dedi." (Taberanî de aynı hadisi rivayet etmiştir.)

v Saîd b. Müseyyeb anlatıyor: "Müslümanlar Mekke'ye girdiklerinde fethin ilk gecesini sabaha kadar tekbir, tehlîl ve Kâbe'yi tavaf ile geçirmişlerdi. Ebû Süfyan, karısı Hind'e: "Ne dersin? Bütün bunlar sence Allah'tan mıdır?" diye sordu. Hind: "Evet, Allah'tan" dedi. Sabah olduğunda Ebû Süfyan hemen Allah Resûlünün yanına koştu. Nebîler Nebîsi (aleyhissalatu vesselam): "Ey Ebû Süfyan, sen Hind'e, "Ne dersin, bu Allah'tan mı?" diye sordun. O da, "Evet, Allah'tan" dedi" buyurdu ve ikisi arasında geçen konuşmadan haberdâr olduğunu ona bildirdi. Bunun üzerine Ebû Süfyan: "Şehadet ediyorum ki sen muhakkak Allah'ın kulu ve Resûlüsün. Sizi temin ederim ki benim o sözlerimi Hind'den başka kimse duymamıştı!" dedi."

v Hz. Âişe (r.anha) anlatıyor: "Hint Bintu Utbe, Hz. Peygamber'e: "Ey Allah'ın Resûlü, bana biat ver!" diye talepte bulunmuştu. Kendisine: "Hayır, şu ellerini değiştirmedikçe senden biat almayacağım. Ellerin tıpkı vahşi hayvanların ayağı gibi!" cevabını verdi." [Ebu Davud, Tereccül 4, (4165).]
Hadis Hakkında Açıklama:
Rivayette adı geçen Hint, Ebû Süfyan'ın zevcesi ve Hz. Muaviye'nin (r.a) annesidir. Mekke'nin fethi sırasında kocası ile birlikte Müslüman olmuştur. Hz. Peygamber eski nikâhları ile evliliklerini ikrâr etmiş, yeni bir nikâhı gereksiz görmüştür. Ancak, görüldüğü üzere, ellerine kına vurmadan biat almamıştır.
Âlimler bu hadisten hareketle, erkeklerin kına yakmasını mekruh addetmişlerdir. Kadının elleri, kınasız iken erkeğin ellerine benzemektedir. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) bu benzemedeki kerâheti ifade için teşbîhe başvurup, vahşî hayvanların ayaklarına teşbîh etmiştir.

v Hz. Âişe (r.anha) anlatıyor: "Ebu Süfyan'ın karısı Hind, (Bir gün gelerek) "Ey Allah'ın Resûlü" dedi. "Ebu Süfyan cimri bir adamdır. Bana ve çocuğuma yetecek miktarda (nafaka) vermiyor. Durumu idare için, onun bilmez tarafından, almam gerekiyor! (Ne yapayım?)"
Aleyhissalatu vesselam: "Örfe göre sana ve çocuğuna kifayet edecek miktarda al!" buyurdular." [Buhari, Büyu 95, Mezalim 1, Nafakat 5, 9, 14, Eyman 3, Ahkâm 14, 180; Müslim, Akdiye 7, (1714); Ebu Davud, Büyu 81, (3532); Nesai, Kudat 30, (8, 246).]

SÖZLERİNDEN SEÇTİKLERİMİZ:

v Yâ Resûlallah, Allah'a yemin olsun ki, daha düne kadar yeryüzünde bana en sevimli gelen çadır sahipleri, Senin aleyhinde oturup da kalkanlardı; ancak benim için bugün en sevimli olan şey, senin çadırında bulunanların izzet ve cemale dûçâr olmasından başkası değildir!

v Getirdiğin rahmetten benim de istifade edebilmem için kendisi için seçtiği dini üstün kılan Allah'a hamd olsun, Yâ Muhammed! Ben Allah'a iman eden ve O'nu tasdik eden bir kadınım.

(1) Uhud harbinde Hz. Hamza'yı Vahşî adlı Habeşli köleye öldürtmüş ve Hz. Hamza'nın ciğerlerini çiğnemiştir.

KAYNAK

Nurgül Dere, Hanım Sahabîler, Kayıhan Yayınları, İstanbul, 2019.

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

Ä°nfitar Suresi/6-8

Ey insanoğlu! Seni yaratıp sonra şekil veren, düzenleyen, mütenasip kılan, istediği şekilde seni terkip eden, çok cömert olan Rabbine karşı seni aldatan nedir?

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

Kurban hakkında

"Kim gönül hoşluğu ile,sevabını Allah'tan umarak kurbanını keserse,o kurban onu ateşten koruyan bir perde olur"Tergib ve Terhib:2/155

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI