SORULARLA RİSALE-İ NUR DERSLERİ 2-ALAADDİN BAŞAR-ZAFER YAYINLARI-İSTANBUL-2009

Namaz kılan ve hayatını rıza çizgisinde geçiren müminler için âhirette “gözlerin görmediği, kulakların işitmediği, kalbe hatıra gelmesi mümkün olmayan” defineler olduğunu da bizzat Allah Resulü (a.s.m.) bize haber vermişlerdir. S. 3


Nigâr Dere

nigardere@gmail.com

2010-12-01 06:07:16

 

Namaz kılan ve hayatını rıza çizgisinde geçiren müminler için âhirette "gözlerin görmediği, kulakların işitmediği, kalbe hatıra gelmesi mümkün olmayan" defineler olduğunu da bizzat Allah Resulü (a.s.m.) bize haber vermişlerdir. S. 35

Ömür sermayesinden namaza ayrılan kısım baki âlem içindir. Cennet de cehennem de baki olmakla birlikte buradaki maksat namazın ebedi cenneti kazanmaya vesile olmasıdır. S. 40

…İnsana sevgi hissi verilmiştir. İnsan ruhu, sevecek şekilde terbiye edilmiştir. Ancak, bu sevginin meşru yahut gayr-ı meşru sahalarda kullanılması insana bırakılmıştır. S. 50

İnsan zalim olmamalı, ama mazlum olmamak için de iradesini ve kuvvetini yeterince kullanmalıdır. Aksi halde, hakkını başkalarına kaptırıp mahrumiyetler içinde perişan bir hayat geçirmeye mahkûm olur. S. 51

İnsan kalbi ancak Rabbini bilmek, tanımak ve ona ibadet etmekle tatmin olmaktadır. İnsan aklı, ölümün hiçlik olmaması gerektiğini, aksi halde insana verilen bu mükemmel sermayenin sonunda hiç olacağını, buna ise Allah'ın hikmet ve rahmetinin müsaade etmeyeceğini bilir. Sadece bu fani dünya için yaratılmadığının şuuru içinde ölüm ötesi için de bir şeyler yapması gerektiğini ders verir. S. 54-55

Bir kulun, ne bedeni, ne ruhu, ne de istifadesine sunulan kâinat ve içindeki eşya onun şahsî malı değildir. İnsan, bunların tümünden, kulluk şuuruyla faydalanmaya çalışacak, işlerini rıza dairesinde görecektir. S. 64

İnsan, tüm varlığıyla bir tohum olduğu gibi, aklı, hafızası, görme ve işitme duyguları da yine birer tohum gibidir. Bunlar, "ubudiyet ve ihlâs toprağına atılır, İslâmiyet'le sulanır, iman ziyası" altında büyürlerse her biri cennete lâyık bir kıymet alır. S. 66

Üstad'ın koyduğu yol, Sünnet yoludur. "Yerken, iktisat üzere olmak, akarsu kenarında bile olsa abdest alırken suyu israf etmemek, sofradan yemeye iştihamız olduğu bir halde kalkmak, şüphelilerden sakınmak" gibi sünnetlere tam riayet ettikten sonra helâl dairesindeki yeme, içme ve sair harcamalara fazla kayıt koymak İslâmî yaşantıya olan isteği kırabilir. S. 87

Kimsenin sefaletine aldırmadan refah içinde yaşamak, komşusu aç iken tok olmayı yasaklayan bir peygamberin ümmetine yakışmaz. S. 87

Dinde lakayt, dünyaya aşırı derecede meftun olmuş, sefahete girmiş kimselere dinî hükümlerin ağır gelmesi, yükün ağırlığından değil, taşıyıcının zafiyetindendir. S. 88

Mümin olan insan öncelikle kendisine ihsan edilen nimetlere şükür ve kanaat eder. Yeni şeyler isterken de bunu hırs ile değil kanaat ile talep eder. S. 97

İnsan küçük âlem, âlem büyük insandır. O halde insanda küçük mikyasta gördüğümüz bu gerçeği bütün kâinata da teşmil edebiliriz. Bu muhteşem âlemde de sonsuz faaliyetler birlikte görülürler. O halde sonsuz denecek kadar kün emri birlikte verilmektedir. S. 100

…Sevginin ölçüsü salih ameldir, Allah Resulüne uymaktır. Aynı şekilde, korkunun ölçüsü de takvadır, haramlardan sakınmak, şirkten korkmak, kalbini mahlûkata kaptırmamaktır. İşte arif insanlar salih ameli de severler, takvayı da. İbadeti severek yaptıkları gibi haramlardan da yine kendi istekleriyle ve severek kaçınırlar. S. 109-110

Kur'ân'ın hidayetiyle amel etmek denilince onun gösterdiği yolda yürümek, ondaki emirlere aynen uymak, yasaklarından sakınmak akla gelir.
Olayları Kur'ân eksenli olarak yorumlamak da onun hidayetiyle amel etmenin bir başka boyutudur. S. 113

Namazda okunan surelerin manalarını düşünmek de insanı, sürekli olarak tefekkür halinde bulunan ve mahlûkatın ibadetlerini temsil eden meleklere benzetir. S. 156

Her işin, her düşüncenin, her hissin aşırı yönleri ve istikamet çizgisi vardır. "Sırat-ı müstakime hidayet" talebinde bulunmak, bütün bunlarda ifrat ve tefrite düşmeyip doğru yolda bulunmayı istemektir. S. 180

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

GÜZEL KONUŞMA-YAZMA KOMPOZİSYON Salih SARICA; Mustafa GÜNDÜZ, Fil Yay. İst.1994

GÜZEL KONUŞMA-YAZMA KOMPOZİSYON Salih SARICA; Mustafa GÜNDÜZ, Fil Yay. İst.1994

BAŞLIK: Kitabın adı, bölümün adı, konunun adı, paragrafın adı birer başlıktır. (25) Ba

AMERİKAN YÜZYILININ SONU Mustafa ÖZEL, İz Yayıncılık İst.1993

AMERİKAN YÜZYILININ SONU Mustafa ÖZEL, İz Yayıncılık İst.1993

1. Bütün insanlığın kurtuluşu olmayan bir şeyin kurtuluş olmayacağını idrak etmedikçe, n

YARINKİ TÜRKİYE NURETTİN TOPÇU, Dergah Yayınları 3.Baskı, 1978-İst.

YARINKİ TÜRKİYE NURETTİN TOPÇU, Dergah Yayınları 3.Baskı, 1978-İst.

1. Hakikati araştırmanın metotları... 2. Anadolu’nun Kurtuluş Savaşı, ruh cephesinde henü

TİRYAKİ SÖZLER

TİRYAKİ SÖZLER

Cenap Şehabettin, Tercüman 1001 Eser 1. Bir cemiyeti yükseltmek mi istiyorsunuz? Efradına mesu

KİTLELER PSİKOLOJİSİ

KİTLELER PSİKOLOJİSİ

Gustave Le Bon, Çev: Selahattin DEMİRKAN Yağmur Yayınevi 3. Basılış İst.1976 1. Unutulmaz

DİN GERÇEĞİ

DİN GERÇEĞİ

Vehbi Vakkasoğlu, Cihan Yayınları-İst.-1984 1. Bu iklimin ekmek ve suyu ilim ve teknoloji; nefe

SANAYİLEŞMENİN KÜLTÜR TEMELLERİ

SANAYİLEŞMENİN KÜLTÜR TEMELLERİ

John Nef; Çev.:Prof. Erol Güngör; Kalem Yayıncılık A.Ş. İst.-1980 1. *Sanayileşmeyi yarata

BİLGİ TOPLUMU VE EKONOMİK GELİŞME, PROF. DR. HÜSNÜ ERKAN

BİLGİ TOPLUMU VE EKONOMİK GELİŞME, PROF. DR. HÜSNÜ ERKAN

1. Sanayi devrimi ile ortaya çıkan yeni teknolojiler, yeni bir üretim ortamı ve yaşam biç

BİLİM TARİHİ, CEMAL YILDIRIM

BİLİM TARİHİ, CEMAL YILDIRIM

Geçmişin (günümüzde) dokunulmaz sayılan pek çok otoriteleri, varsayım ve inançları bilimin

BATI’YA KARŞI İSLÂM-WILLIAM I. CLEVELAND- 8. BÖLÜM

BATI’YA KARŞI İSLÂM-WILLIAM I. CLEVELAND- 8. BÖLÜM

SONUÇ (…) Bir devlet otoritesi ile hareket etmeyen, hakikatte herhangi bir devletin belirli bi

BATI’YA KARŞI İSLÂM-WILLIAM I. CLEVELAND- 7. BÖLÜM

BATI’YA KARŞI İSLÂM-WILLIAM I. CLEVELAND- 7. BÖLÜM

MİHVER’E (AXIS) DOĞRU (…) Alacaklılarının akbaba misali tepesinden ayrılmadıkları ger

Müminler o kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman kalpleri titrer.

Enfal,2

GÜNÜN HADİSİ

Yapılan hayırdan (ma'ruf) hiçbir şeyi küçük bulup hakir görme, kardeşini güler yüzle karşılaman bile olsa (bunu ehemmiyetsiz görüp ihmal etme)

Müslim, Birr 144, (2626)

TARİHTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI