PROF. DR. ESAD COŞAN HOCAEFENDİ-1.BÖLÜM

Esad Hocamız; 14 Nisan 1938’de Çanakkale’nin Ayvacık İlçesinin Ahmetçe Köyünde dünyaya gelir. Ailesi Buhara’dan Çanakkale’ye göç etmiş seyyidler silsilesine mensuptur. Dedeleri hep ilimle bilinen insanlardır. Büyük Dedes


Ahmet Haliloğlu

ahmethaliloglu45@hotmail.com

2011-02-17 20:44:17

“Rıhletinin 10. Sene-i devriyesinde rahmetle anıyoruz”

Takdim

Tasavvufi ekollerin her biri ayrı bir meşrepte hizmetlerini sürdürürken; Nakşibendilik öteden beri medrese camiasının rağbet etmesi nedeniyle ilim ve ilmi faaliyetler ile meşhur olagelmiştir. Hazreti Pir Necmeddin-i Kübra’nın “ Allah’a ulaşan yollar mahlûkatın nefesleri adedincedir” sözünü anlamayan yabancı ve yerli müsteşrikler (oryantalistler) her meşrebin ayrı bir usul tutmasındaki sırra akıl erdiremediklerinden olsa gerek Nakşiliğin; ilme düşkünlüğünü anlama bahtiyarlığından uzak kalmışlardır.

Nakşi Tekkeleri de kendi içlerinde muhtelif ilim ekollerinden nasiplenmişlerdir. İstanbul’daki Nakşi-Halidi Tekkelerinden; Yanyalı Mustafa İsmet Efendi Tekkesi fıkıh, Gümüşhanevi Tekkesi hadis, Kelami Dergahı ise Ruhul Beyan gibi tasavvufi tefsirler/metinler ile hemhal olmuşlar ve özdeşleşmişlerdir. (Kelami Dergâhında Kadiri icazeti/irşadı olduğunu da belirtelim)

Gümüşhanevi Tekkesi’nin hadis ile hemhal olmasındaki en büyük amil; tekkenin banisi Ahmed Ziyaeddin Gümüşhanevi Hazretlerinin (kaddesallahu sırrahul sami) muhaddis olmasıdır. Önce Ramuz’ul Ehadis isimli hadis mecmuasını cem eden Gümüşhanevi Hazretleri; kitabına aldığı kimi hadislerin sıhhatine itirazlar gelince bu sefer Levamiul Ukul isimli (Ramuz’ul Ehadis’in Şerhi) ikinci bir eser te’lif etmiştir. Nitekim Ehl-i Sünnet kelamının son kutuplarından; Düzceli Muhammed Zahidül Kevseri Hazretleri; Gümüşhanevi Tekkesinden aldığı Ramuz’ul Ehadis icazetini hayatının iftihar vesilesi olarak telakki etmiştir.

Gümüşhanevi Tekkesine mahsus bir diğer hususiyet ise tekkenin aksiyonudur. Gümüşhanevi Hazretleri zamanında dervişana ait bir yardım sandığı kurulmuştur. Tekkenin aksiyon açısından en verimli dönemlerinden birisi ve geniş kitleler tarafından bilinmesi ise son postnişinlerden Esad Coşan Hocaefendi zamanında olmuştur dense sezadır. Esad Hocaefendi’nin terk-i dünya etmesiyle de maneviyat dünyamızda hâlâ yeri doldurulamayan bir boşluk olagelmiştir. Ahmed Haliloğlu/cevaplar.org

Doğumu ve ecdadı

Esad Hocamız; 14 Nisan 1938’de Çanakkale’nin Ayvacık İlçesinin Ahmetçe Köyünde dünyaya gelir. Ailesi Buhara’dan Çanakkale’ye göç etmiş seyyidler silsilesine mensuptur. Dedeleri hep ilimle bilinen insanlardır. Büyük Dedesi Molla Ahmet Efendi; Ahmet Ziyaeddin Gümüşhanevi Hazretlerinden ders almış; âlim ve fazıl kimsedir. Babasının babası Ahmet Efendi Hazretleri ise İstanbul’da Fatih Medreselerinde okumuş; pek çok fazılı ve âlimi alıp götüren Birinci Dünya Savaşına iştirak etmiş ve Sarıkamış Cephesinde şehit düşmüştür.

Esad Hocamızın ailesi gerek baba tarafından gerekse anne tarafından olsun; uzak yakın tüm akrabaları takva üzerine bir hayat tesis etmişlerdir. Babası Halil Necati Efendi de gençliğinde Gümüşhanevi Postnişinlerinden Kastamonulu Hasan Hilmi Efendi Hazretlerinin Anadolu’ya diktiği evtaddan Çırpılarlı Ali Efendi Hazretlerinden ders almış ve medrese eğitimine başlamıştır. Ancak Anadolu’da ilmin ve âlimin üzerinden silindir gibi geçen Tevhid-i Tedrisat Kanunun ile medreselerin kapatılması ile tahsilini yarım bırakmış ve köyüne dönmüştür.

Halil Necati Efendi; ilerlemiş yaşına rağmen ilim aşkını dizginlememiş; evli ve çocuklu olmasına rağmen kendi köyünde eğitimine devam etmiştir. Zaten o dönem kahramanlar dönemidir. Âlimlerimiz aç kalmışlar ama gizli/saklı köşe/bucak ilim arayışlarına devam etmişlerdir. Halil Necati Efendi köyünde hafızlığını ikmal etmişlerdir ki, yaşı 34’tür.

İstanbul’a Taşınmaları ve Yetiştiği Çevre

Böylesine takvalı ve ilme sevdalı bir evde dünyaya gelen Esad Hocaefendi dört yaşındayken ailecek İstanbul’a göç ederler. Esad Hocaefendi çocukluğunu Gümüşhanevi Tekkesinde geçirmiştir desek yalan olmaz. Daha küçük yaşlardayken Osmanlı âlimlerinin meclislerinde devam etmiş; onlardan hilafet ve imparatorluk ruhunu teneffüs etmiş bir kimsedir. Tekirdağlı Mustafa Feyzi Efendi’nin meşhur iki halifesi Serezli Hasib Efendi ve Kazanlı Abdulaziz Efendi’nin sohbet ve ders halkalarına çocukluğunda katılma bahtiyarlığına erişmiştir. Esad Hocaefendi çocukluğunda Tekkenin müdavimlerinden Profesör Süheyl Ünver, Nureddin Topçu gibi fikir adamları ile de tanışmışlar, o dönem insanımızın ama özellikle ulema ve sulehamızın çektiği sıkıntıları birebir müşahede etmişlerdir. Pek çok âlimle tanışma fırsatı bulmuşlar ve istifade etmişlerdir.

Tahsil Hayatı

Hocaefendi ilkokulu İstanbul Vezneciler’de; lise eğitimini ise Vefa Lisesinde tamamlar. 1960 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arap/Fars Dili Bölümünden mezun olur. Hayatının ilk dönemlerinden itibaren özel dersler alan Esad Hocaefendi Osmanlı’dan kalan son ilim adamlarından istifade etmiştir.

İzdivacı

1960 yılında mürşidi ve hocası Mehmed Zahid Kotku Hazretlerinin kerimesi Muhterem Hanımefendi ile evlenmişlerdir. Bu evlilik Mehmed Zahid Hocaefendinin isteği ile gerçeklemiştir. Mehmed Zahid Efendi Hazretleri; Esad Hocamızın yetişmesine hususi ihtimam göstermiş adeta üzerine titremişlerdir.

Üniversite’ye İntisabı

1960 yılında Ankara Üniversitesinde asistan olarak göreve başlamıştır. Esad Hocamızın bu dönemde üniversitede öğretim görevlisi olması kimi çevrelerce yadırganmıştır. Ancak Gümüşhanevi Tekkesi (Daha çok bilinen adıyla İskenderpaşa Tekkesi) daha önceden Kazanlı Abdulaziz Efendi’nin postnişin olduğu dönemde gençlerin üniversitede görev almalarını teşvik etmiştir. Abdulaziz Efendi’nin bu kerameti çok geçmeden kendisini göstermiş, üniversitelerdeki menfi görüşteki öğretim görevlilerin gençliğe tesirleri ile memleketimizi karıştırılmıştır.

Ankara Üniversitesi asistanlığı döneminde başta İlahiyat Fakültesi öğrencileri olmak üzere gençliğe sahip çıkmıştır. Gençlere Osmanlıca başta olmak üzere pek çok özel dersler vermiş, hocadan çok ağabey tavrıyla; 1960’ların Ankara’sında heba olup gitmelerini önlemiştir. Taşındığı semtte cami olmaması sebebiyle cami derneği kurularak; arsa satın alınmış ve Kuran Kursu’na da havi bir cami yaptırılmıştır. Kendisi de bu camide tefsir sohbetleri vermiştir. 1965 yılında Hatiboğlu Muhammed ve Eserleri isimli doktora teziyle doktor unvanına sahip olmuştur.

İrşad Faaliyetleri

Esad Hocamız; Ankara başta olmak üzere bölge illerinde ve ilçelerinde ciddi anlamda faaliyetler yapmış; Mehmed Zahid Kotku Hocamızın damadı olması sebebiyle Hocaefendi’yi evinde ağırlama bahtiyarlığına erişmiştir. Hocaefendi ile beraber Anadolu seyahatlerine çıkmış ve pek çok merkezde irşad sohbetleri yapmış, vaazlar vermiştir. Esad Hocamız da Gümüşhanevi Tekkesinin tüm postnişin ve müntesipleri gibi gerek sohbetlerini gerekse vaazlarını Gümüşhanevi Hazretlerinin tertip ettiği Ramuz’ul Ehadis isimli hadis-i şerif mecmuasından yapmışlardır. Gümüşhanevi Tekkesinin en önemli hizmetlerinden birisi de hadis merkezli tasavvufu memleketimizde yaymasıdır.

Doçentliği

1973 yılında “Hacı Bektaş-ı Veli ve Makalat” isimli eseriyle doçent olmuşlardır. Esad Hocamızın bu çalışması Hacı Bektaş-ı Veli üzerine yapılmış en orijinal çalışmalardan birisi olmuştur. Hocaefendi bu eserini araştırmak için Hacıbektaş Kasabasına kadar gitmiş, oradaki kütüphanede çalışmalar yapmıştır. Hocaefendi’nin hem İslami ilimlere vukufiyeti hem de tasavvufa aşina bir şahsiyet olmasının getirisiyle Hacı Bektaş-ı Veli Hazretleri ve Makalat’ı ciddi anlamda ilk kez incelenmiştir. Bektaşilik üzerinden ülkemizde kampanya düzenlemeye çalışanların oyunları bu eserde gözler önüne serilmiş, piyasada Bektaşiyim diye dolaşanların hakiki Bektaşilikten ne kadar uzak oldukları ortaya çıkarılmıştır. Hacı Bektaş-ı Veli’nin Ehl-i Beyt sevdalısı bir Ehl-i Sünnet aşığı olduğu bizzat Hünkarın Makalat isimli eseriyle ispat edilmiştir. Esad Hocamızın diğer hizmetleri olmasa bile bir tek bu eseri bile O’nun hizmetinin ve hamiyet-i diniyesini büyüklüğünü göstermektedir.

Esad Coşan Hocaefendi; üstadı Mehmet Zahid Kotku Hazretlerinin emri ile O’nun sağlığında Hakyol Vakfı’nı kurmuşlar ve yine 1977 yılında Hocaefendi’nin imamlık yaptığı İskenderpaşa Camii’nde hadis derslerine başlamışlardır.

-Devam edecek-

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

l.a, 2013-02-04 07:37:12

Hocamıza Allah rahmet etsin. Başmakaleler adlı kiştaplarını bu günlerde okuyorum.Mübarek adam 80 li 90 lı yıllarda ne kadar çok çalışmış ne kadar çişle çekmiş. Allha yakın olmak için uğraşırken diyarı gurbette HAKKA vasıl olmuş. Rabbım cümlemizehayırlı sonlar nasip etsin! Amiiiin

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

Uğur Tarakçı, 2011-02-19 09:38:13

yazı için Allah razı olsun çok değerli büyüğümüzün alim şehit muhaddis mücahid profesör mahmud esad coşan rh.a tanıttığınız için çok teşekkür ediyoruz.kutub yıldızlarını tanıma ve tanıtmak konusunda bir numrasınız.islamın özünü ve gerçek manasını tasavvufun aslını ve özünü onun sohbetleri sayesinde ve en önemliside onun hayatı ile öğrendim.ilimle aksiyonun cisimleşmiş haliydi o.rabbim şefaatlerine nasil eylesin.ahmet bey sizede ayrıca çok teşekkür ediyoruz Allah razı olsun diyoruz.

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

DİĞER YAZILAR

"Ey inananlar! Rabbinizden korkun.Çünkü kıyametin saatinin depremi cidden korkunç bir şeydir.”

Hac:1

GÜNÜN HADİSİ

"Her şeyin bir alameti vardır. İmanın alameti de namazdır."

Münavi

TARİHTE BU HAFTA

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI