HZ. ÜMMÜ SA’D (R.ANHA)

“Yâ Ümmü Sa’d! Müjdeler olsun sana! O şehitlerin ailelerine de şehit yakınlarıyla Cennet’te hep birlikte olacaklarını müjdele. Onların kendi ailelerine şefaat edeceklerini müjdele.” Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve se


Nurgül Dere

nurguldere@gmail.com

2011-02-18 01:27:32

"Yâ Ümmü Sa'd! Müjdeler olsun sana! O şehitlerin ailelerine de şehit yakınlarıyla Cennet'te hep birlikte olacaklarını müjdele. Onların kendi ailelerine şefaat edeceklerini müjdele." Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)

BABASI:

Sa'd İbnu'r-Rebî (Rafi).

KÜNYE VE LAKABLARI:

Oğlu meşhur sahabe Sa'd bin Muaz'a izafeten, künyesi Ümmü Sa'd olmuştur.

HAYATI:

Gerçek ismi Kebşe Binti Rafi'dir. Rebî olduğu da söylenmiştir. Fakat bu ismi pek bilinmez. Genellikle künyesi olan Ümmü Sa'd ile anılmaktadır. Medinelidir.

Babası, Hz. Ebû Bekir'i (r.a) ona vasi kılmış idi, bu sebeple onun terbiyesinde yetişmişti.

Abdüleşhel kabilesinden Muaz bin Numan ile evlenmiştir. Sahabenin büyüklerinden Hz. Sa'd bin Muaz ve Hz. Amr bin Muaz ise çocuklarıdır. Oğlu Hz. Amr'ı Uhud savaşında şehit verdiğinde harikulade bir metanet göstermiş ve Efendimiz'in (aleyhissalatu vesselam) müjdesine mazhar olmuştu. Olay şu şekilde gerçekleşmiştir:

Uhud savaşında savaş bitmiş, müşrikler geri çekilmişti. Peygamberimiz (aleyhissalatu vesselam) Ashabı ile birlikte Cenab-ı Hakk'a hamd-ü senâlarda bulunduktan sonra şehitleri defnedip Medine'ye doğru yola çıkmıştı.

Ümmü Sa'd bin Muaz süratle geliyordu. Sa'd ise atının gemini tutmuştu. Sa'd: "Yâ Resûlallah! Bu annemdir" dedi. Peygamberimiz: "Hoş gelmiş!" dedi ve bekledi. Kadın yaklaştığında oğlu Amr bin Muaz'ın şehit olduğu haberini verip başsağlığı diledi. Kadın: "Seni sağ-sâlim gördüm ya, bu musibet çok sayılmaz" dedi.

Peygamberimiz (aleyhissalatu vesselam) sonra Uhud'da şehit olanların ailelerine dua edip şöyle dedi: "Yâ Ümmü Sa'd! Müjdeler olsun sana! O şehitlerin ailelerine de şehit yakınlarıyla Cennet'te hep birlikte olacaklarını müjdele. Onların kendi ailelerine şefaat edeceklerini müjdele."

Ümmü Sa'd: "Allah'ın verdiği bu duruma razıyız Yâ Resûlallah! Artık bundan sonra onlara kim ağıt yakar?" dedi. Sonra da: "Yâ Resûlallah! O şehitlerin geride bıraktıkları yakınlarına dua et" dedi. Peygamberimiz de (aleyhissalatu vesselam): "Allah'ım! Kalplerindeki üzüntüyü gider… Musibetlerinin tesirini azalt. Şehitlerin geride bıraktıkları yakınlarına lütufla muamele et" diye dua etti.

Oğlu Amr bin Muaz'ı Uhud savaşında, diğer oğlu Sa'd'ı ise Hendek (Ahzab) savaşında şehit vermiş bu büyük kadın hiçbir zaman isyana düşmemiş, bilakis oğullarını savaşmaları için teşvik etmiştir.

İbn İshak, Hendek kıssasında Âişe'nin (r.anha) şöyle dediğini rivayet etmiştir:

"Hârise oğullarının kalesinde idim. Sa'd bin Muaz'ın annesi de yanımdaydı. Sa'd bin Muaz şöyle diyerek geldi:

"Ey deve, biraz bekle savaş çıkacak!

 Ecel geldiği zaman ölümden güzeli yoktur."

Bunun üzerine annesi: "Ey oğlum! Sen de katıl, geç kaldın." Ben de annesine dedim ki: "Ey Ümmü Sa'd! Sa'd'ın zırhının şundan uzun olmasını isterdim." Göremediği bir taraftan ona bir ok isabet etti. Oku atan şöyle dedi: "Bunu al! Ben Arika'nın (köklünün) oğluyum!" O da: "Allah da senin yüzüne ateşi köklesin" dedi."

Hz. Sa'd aldığı bu derin yaradan sonra iyileşemedi ve şehit oldu. Ümmü Sa'd (r.anha), oğlu Sa'd bin Muaz'ın şehadetinden sonra da bir müddet yaşamıştır. Peygamberimiz'den (aleyhissalatu vesselam) 3 hadis rivayet eden Ümmü Sa'd'ın (r.anha) vefat tarihi belli değildir.

HAKKINDAKİ HADİSLER:

v İbnu'l Müseyyeb (r.h) anlatıyor: "Ümmü Sa'd (r.anha), Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) yokken vefat etti. Gelince üzerine namaz kıldı. Bu esnada bir ay geçmişti." [Tirmizi, Cenaiz 47, (1038).]
Hadis Hakkında Açıklama:
Hadis, definden sonra kabir üzerinde namaz kılmakla ilgilidir. Definden sonra kabir üzerinde Resûlullah'ın (aleyhissalatu vesselam) namaz kıldığını göstermektedir.

v Dâvud İbnu'l-Husayn anlatıyor: Ümmü Sa'd Binti Rebî'ye Kur'ân'dan okuyordum. Bu kadın Hz. Ebû Bekir es-Sıddîk'ın (r.a) terbiyesinde yetişen bir yetime idi. Ben Nisâ Sûresinin 33. âyetini "vellezîne âkadet eymânukum" diye okuyunca müdahale ederek: "Öyle okuma fakat "vellezîne akadet eymânukum" diye oku. Bu âyet Hz. Ebû Bekir ve oğlu Abdurrahman hakkında nâzil oldu. Oğlu, İslâm'ı kabul etmeyince Hz. Ebû Bekir, ona miras bırakmayacağım diye yemin etmişti. Bilâhare Abdurrahman Müslüman olunca, Cenab-ı Hakk, mirastan nasibini ayırması için Hz. Ebû Bekir'e bu âyetle emir buyurdu" dedi.
Bir rivayette şu ilave açıklama yapılmıştır: "Abdurrahman'ın İslâm'a girişi Müslümanların maddî galebesine kadar gecikti." [Ebû Dâvud, Ferâiz 16, (2923).]
Hadis Hakkında Açıklama:
"Ümmü Sa'd (r.anha) iki farklı kıraatı olan bir kelimenin tek okunuşunu benimsemiş bulunduğu için müdahale etmiştir. Söz konusu kelime akadet veya âkadet diye uzatmalı olarak da kıraat edilmektedir, her ikisi de câizdir."

KAYNAK

Nurgül Dere, Hanım Sahabîler, Kayıhan Yayınları, İstanbul, 2019.

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

Onlar, bollukta da, darlıkta da infak edenler, öfkelerini yenenler ve insanlar (daki hakların)dan bağışlama ile (vaz) geçenlerdir. Allah, iyilik yapanları sever.

AL-İ İMRAN,134.AYET

GÜNÜN HADİSİ

Her ölenin amel defteri kapanır. Yalnız Allah rızası için yurt sınırında nöbet bekleyenler müstesnadır

Riyazü's Salihin, 2/1297

TARİHTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI