PROF.DR. AHMED AKGÜNDÜZ HOCAMIZLA SÖYLEŞİ-3

Bugün nur talebeleri bir takım insanlar tarafından entelektüel yetiştirmemekle suçlanıyor. Siz bu görüşe katılıyor musunuz? Bu değerlendirme doğruysa bunun sebepleri nelerdir?


Salih Okur

nedevideobendi@gmail.com

2011-03-15 05:52:45

- Bugün nur talebeleri bir takım insanlar tarafından entelektüel yetiştirmemekle suçlanıyor. Siz bu görüşe katılıyor musunuz? Bu değerlendirme doğruysa bunun sebepleri nelerdir?

-Şimdi Türkçede çok güzel bir laf var. Eğer siz köpekleri serbest bırakıp, taşları bağlarsanız, kusura bakmayın benim gibi biçare ve zayıf insanlar ne yapacağını şaşırır.

Bu sözü söyleyenlerin bu ifadeleri –bağışlayın- o kadar aptalca ki..Yani bir zaman olmuş İlahiyatlara dahi “Risale-i Nur okuyor” diye hiç kimse alınmamış. Bunun istisnaları İbrahim Canan ile Suat Yıldırım olmuş.

Dolayısıyla, bu soruyu soranların bu soruyu sormaya hakları yok. Yani siz nur talebelerine bütün akademik kadroları, entellüektel kapıları tamamen kapatmışsınız. Bu birinci nokta.

İkinci nokta; bütün bu engellemelere ve tecritlere rağmen sağ kesimde öğretim elemanları itibarıyla-son beş seneyi bir tarafa bırakacak olursanız- en çok sayıya sahip olan nur cemaatidir. Bu rakam hepsini fiilen tekzip ediyor. Bu bir vakıa, bunu kimse inkâr edemez.

Bir diğer nokta; Türkiye’deki entellüektellerden nur cemaatinin tezgâhından geçmeyen çok az insan vardır. Ama sonradan ya darılmıştır, ya yönünü çevirmiştir, ya başka bir yöne doğru akmıştır. Ben isim isim zikrederek bu durumu anlatmak istemiyorum.

Ve son nokta-bu da çok önemli-İlahiyat Profesörleri de dâhil ben nur cemaati kadar İslami ilimler konusunda kültürlü ve tahsilli entellüektel ikinci bir cemaati de göremiyorum. Buyursunlar kader meselesinde normal, bir ilkokul mezunu nur talebesi ile bir İlahiyat yardımcı doçentini konuştursunlar. Hangisi daha vakıfane o meseleyi konuşuyor, mukayese edebilirsiniz.

Ben bu tür iddiaların yıpratma yönlü olduğu kanaatindeyim.

-İdeal bir Risale-i Nur okuması sizce nasıl olmalıdır?

-Bu çok önemli bir konu. Bunu bana çok soruyorlar. Bununla alakalı Vahdet Yılmaz ağabey ile ilgili bir hatıramı anlatmak istiyorum. Ben beş yaşımda Risale-i Nur’u tanımışım. Babam tanıtmıştı. Ama belli bazı yerleri okumuştum.

Daha sonra Gaziantep’e geldim. Allah rahmet eylesin, Nazım ağabeyin bize büyük desteği olmuştur. Ama buna rağmen nur talebesi olmadım. Mesela o zamanlar Tefsir okutuyordum. Hadis okutuyordum. Ama mesela Kaderle veya Allah’a imanla alakalı bir soru geliyor, cevabını veremiyordum. Cevabı veren, Kur’an’ı ancak yüzünden okumasını ancak becerebilen Nazım Gökçek’ti. Bu beni çok hayretten hayrete düşürmüştür.

Sonra Erzurum’a geldim. İslami İlimler Fakültesine girdim. O sırada okuttuğum 20 tane talebem vardı. Yine Hadisi okutan ben, Tefsiri okutan ben, Fıkıh’ı okutan ben, ama cevabı veren Nureddin Yaşar, Himmet Uç, Şener Dilek… Ben yine zayıfım. Çünkü Risale-i Nur okumanın sırrını öğrenememişim.

Ve 1977 yılının Şubatı..Vahdet Yılmaz ağabey, kaldığımız dershaneye geldi. Bana dedi ki; “Hocam, nişanlısın. Antep’e gideceksin. Ama ben bir şey istirham etsem?” Büyüklük budur. “Nedir istirhamınız?” diye sordum. Dedi ki; “Biliyorsunuz, biz İslami ilimleri, Arapçayı bilmiyoruz. Risale-i Nur’da bazı ayetler, hadisler, beyitler geçiyor. Doğru dürüst okuyamıyoruz. Harekeleme hataları da var. Sen bu sene Şubat tatiline gitmesen de, şöyle bir Külliyatı gözden geçirsen, tashih etsen.

Ama ben maksadını anlıyorum. Bana demek istiyor ki, “Sen Risale-i Nur’u okumamışsın.” Onu anladım. Ve ben 1 Şubattan itibaren her gün 250 sayfa sesli okumak şartıyla, 26 Şubat’ta Külliyatı bitirdim.

O zaman anladım ki Mart’ta, her sorulan soruyu bilemesem de, o cevabın yerini biliyorum. Sırrını anladım.

Onun için benim Risale-i Nur okumada tavsiyem şu; benim şahsi kanaatim, Risale-i Nur’u ilk okuyanlar, mutlaka ve mutlaka gazete okur gibi de olsa Külliyatın tamamını bitirmeliler. Bunsuz Risale-i Nur’dan istifade etmeleri mümkün değil. Yani bunu yapmayıp, Muhakemat’ı ezberlemek faydalı değildir. Bu çok önemli.,

Peki, Hocam ilk defa Risale okumaya başlayan hangisinden başlasın? Bu soru da çok önemli. Eğer İlahiyatçıysa ben kesin Mektubat’ı tavsiye ederim. Çünkü Mektubat’ta Sosyal, tarihi ve İslami bir kısım problemlere cevaplar var, bunlar dikkat çekici. İman hakikatlerine herkes zekâsını odaklayamıyor. Müftünün birisi; “Hocam ya, ben Müslüman’ım. Birinci Söz’deki, İkinci Söz’deki çiçek misalleriyle benim ne işim olur?” diyecek kadar basitleşebiliyor insanlar.

O Birinci Söz’deki yüksek hakikati anlayamıyor. O zaman sen Sure-i Nahl’deki, İsra’daki Kur’an’ın verdiği o misalleri de basit görmen lazım. Ama ne diyeceksin?

Ben İlahiyat kesimine, İslami İlimlerden nasibi olanlara öncelikle Mektubat’ı tavsiye ediyorum. Ama başka dallarda ise tabiî ki Sözler herkesin tavsiye edeceği birinci kitaptır.

-Risale-i Nur’un derslerde şerh edip edilmemesi meselesinde orta yol sizce ne olmalıdır?

-Şerh ve izaha meselesinde söz söyleyenler benim kanaatimce iki kısımdır. Bunlardan bir kısmı ifrat, bir diğeri de tefrit olarak gruplandırılabilir.

İfrat gurubu Risale-i Nur’un bir tek kelimesinin dahi izah edilmemesi gerektiğini ve Üstadla araya girilmesinin Nurların mahiyetine zıt olacağını savunan guruptur. Ben bu guruptan olanlara misal vermek istemiyorum. Daha ziyade bazı vakıf kardeşler bu guruptadırlar. Gerçekten kendileri de izah yapmazlar. İsim tasrih edip de yanlış bir mana anlaşılsın istemiyorum. Bu ifrat guruba şiddetle taraftar değilim. Sungur ağabey de bu gurubu tenkid ediyor, yani bu guruba karşı çıkıyor.

Bu ifrat gurubun içersinde bir gurup da var ki onlar daha da farklı bir durumdalar. Mesela bir gurup vakıflar bu gurupta yer alıyorlar. Gelirler, Kırkıncı hocamın izahına karşı çıkarlar; ama kendileri bir hatıra anlatayım deyip elli dakikalık dersin kırk dakikasını hatıra anlatıp on dakikasında Risale okurlar. Buna Antepliler “bu ne lahana turşusu, bu ne perhiz” derler. Ben de aynı sözü söylüyorum.

İkinci gurup yani tefrit gurubu ise özellikle Hocamın çevresinde yetişen bir gurup. Sanki izah etmedikleri takdirde Nur talebesi olmadıklarını hissederler. Yani mutlaka her kelimeyi izah etmek isterler. Hâlbuki Hocam gibi İslam âlimi değiller. Risale-i Nur’a da vakıf değillerse, yaptıkları izahat tamamen Risale-i Nur’un dışında oluyor. Ben birinci gurup olan ifrat gurubun izahata karşı çıkmalarının en makul sebebinin bu tefrit gurubun izahatlarından olduğu kanaatindeyim.

Mustafa Sungur ağabey bu meselede termometre olmuştur. Sungur abinin yıllarca yanında ders yaptım; en az bin defa ‘Ahmet kardeşim izah et, tefsir et, açıkla. Üstad şurada bizi dinliyor hissediyorum ve istifade ediyorum’ dediğini kulaklarımla duymuşumdur. Mesela Kırkıncı hocamın bir kısım şerhlerine hayranlıkla ‘Aslan Kırkıncı hocam’ diye haykırdığını da biliyorum.

O zaman ölçü şu: eğer yapılan izahat ve şerhler Risale-i Nurun, batılı tabirle, konteksti içinde eski tabirle siyak ve sibakı içinde, yani Kur’an’ın anlattığı imani ve Kurani hakikatlerin izahına vesile oluyorsa veya Kuranla teyid ediliyorsa, Risale-i Nurun izah ettiği Kuran ve hadis metinlerini izaha vesile ise o zaman izah yapılabilir ve yapılmalıdır.

Ama eğer yapılan izahlar hem Risale-i Nur’un ruhuna aykırı hem de Kuran ve hadisin izahlarına muhalif, tamamen kendi içindeki duygularını tatmin noktasında olmuşsa o zaman izah Nur’a muhaliftir.

Bu noktada iki şey söylemek istiyorum. Bu noktada Sungur abinin yüzüne bakmam benim için kâfidir. Eğer yüzünde bir gülümseme, bir inşirah, bir huzur varsa yapılan izahtan memnundur Sungur abi. Ama yüzü kararıyor yüzündeki nur azalıyor kızgınlık galip geliyorsa o izah Risale-i Nur’un ruhuna aykırı gidiyor demektir.

Defalarca Kırkıncı hocamın yaptığı bazı izahlara bile kendi sessiz haliyle yeter hoca bu kadar dediğini hatırlıyorum. Mesela ben bunu bizzat yaşadım. Bazen haddimi aşarak Risale-i Nur’un hakikatlerini izah etmek yerine eskilerin haşviyat dedikleri tabirlerin içine girdiğim zaman Sungur ağabeyin canı sıkılır, kafasını öne eğer artık o lezzetli ve kafasını yukarıya kaldıran tavrı yoktur. Belli ki dövmek üzeredir sizi, artık bırakın izahatı, yoksa el-fatiha diyecektir.

Dolayısıyla ben bu noktada, yani izah ve şerh noktasında Sungur ağabeyin tamamen Risale-i Nurun termometresi olduğuna inanıyorum. Aynı şey Hocaefendinin çevresindeki bir kısım insanların Risale-i Nurun sadeleştirilmesi meselesinde de geçerlidir.

-Hocam Allah razı olsun. Benim için çok enfes bir sohbet oldu. Çok teşekkür ederim efendim.

-Estağfurullah, ben teşekkür ederim. Allah cümlemizden razı olsun.



Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

ÜSTAD BEDİÜZZAMAN ETRAFINDA 12 SORU-CEVAP-9

ÜSTAD BEDİÜZZAMAN ETRAFINDA 12 SORU-CEVAP-9

Soru: Üstad’ın Risaleler hakkında Kur’ân’dan bazı işaretler çıkartması da çokça ten

ÜSTAD BEDİÜZZAMAN ETRAFINDA 12 SORU-CEVAP-8

ÜSTAD BEDİÜZZAMAN ETRAFINDA 12 SORU-CEVAP-8

Soru: Ebced ve cifir İslam ulemasınca reddedilmişken Said Nursi neden bunlarla meşgul oldu? Met

ÜSTAD BEDİÜZZAMAN ETRAFINDA 12 SORU-CEVAP-7

ÜSTAD BEDİÜZZAMAN ETRAFINDA 12 SORU-CEVAP-7

Soru: Hocam, Bediüzzaman’ın eserleri medrese okuyanlara neler kazandıyor, avam için yazılmı

ÜSTAD BEDİÜZZAMAN ETRAFINDA 12 SORU-CEVAP-6

ÜSTAD BEDİÜZZAMAN ETRAFINDA 12 SORU-CEVAP-6

Soru: Bir zat; “Bir şey söyleyeyim, kimse kızıp darılmasın, Zahid El Kevserî’nin yanında

ÜSTAD BEDİÜZZAMAN ETRAFINDA 12 SORU-CEVAP-5

ÜSTAD BEDİÜZZAMAN ETRAFINDA 12 SORU-CEVAP-5

Soru: Risale-i Nurları bugün bir kişi sıfırdan telif etmek istese gerek Arabi gerek Türkçe ol

ÜSTAD BEDİÜZZAMAN ETRAFINDA 12 SORU-CEVAP-4

ÜSTAD BEDİÜZZAMAN ETRAFINDA 12 SORU-CEVAP-4

Soru: Bir araştırmacı diyor ki; “Öyle anlaşılıyor ki, Bediuzzaman‟ın hayatı incelendiğ

ÜSTAD BEDİÜZZAMAN ETRAFINDA 12 SORU-CEVAP-3

ÜSTAD BEDİÜZZAMAN ETRAFINDA 12 SORU-CEVAP-3

Soru:-Bediüzzaman’ın eserleri geçen asrın pozitivist felsefesinin getirdiği sorulara cevap de

ÜSTAD BEDİÜZZAMAN ETRAFINDA 12 SORU-CEVAP-2

ÜSTAD BEDİÜZZAMAN ETRAFINDA 12 SORU-CEVAP-2

Soru: Bana yazdırıldı ne demektir? Bu Risaleleri kutsallaştırmak olmaz mı? Metin Yiğit: Bana

ÜSTAD BEDİÜZZAMAN ETRAFINDA 12 SORU-CEVAP

ÜSTAD BEDİÜZZAMAN ETRAFINDA 12 SORU-CEVAP

Prof. Dr. Metin Yiğit Hocamız Üstad Bediüzzaman etrafında zaman zaman tenkit konusu yapılan 12

PROF. DR. NİYAZİ BEKİ HOCAMIZLA İSLAMİ İLİMLER VE RİSALE-İ NUR ÜZERİNE

PROF. DR. NİYAZİ BEKİ HOCAMIZLA İSLAMİ İLİMLER VE RİSALE-İ NUR ÜZERİNE

Takdim Kıymetli ziyaretçilerimiz, değerli âlim Niyazi Beki Hocaefendi ile yaptığımız ‘san

LATİF ERDOĞAN BEY İLE RİSALE-İ NUR’UN İNŞA VE İHYA METODU ÜZERİNE-2

LATİF ERDOĞAN BEY İLE RİSALE-İ NUR’UN İNŞA VE İHYA METODU ÜZERİNE-2

-İzninizle başka bir soruya geçmek istiyorum. Bir yerde üstad şöyle diyor; “ey uykuda iken k

Herhangi birinize ölüm gelip de: Rabbim! Beni yakın bir süreye kadar geciktirsen de sadaka verip iyilerden olsam! demesinden önce, size verdiğimiz rızıktan harcayın

Münafikün, 10

GÜNÜN HADİSİ

"Kişi, dostunun dini üzeredir. Bu nedenle, kiminle dost olacağına dikkat etsin!"

Ebû Hureyre radıyallahu anh. Ebû Dâvud.

TARİHTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI