AHMED FEYZÄ° KUL(1899-1972)

Geçen yaz Çamlık’ta, tabiatına uygun haşmet ve samimiyetle geçen hatim cemiyetinde kendisini bir defa daha andık ve Sungur ağabey’den yeni menkıbelerini dinledik.


Nail Papatya

.

2011-04-30 06:45:51

-Nail Papatya Hocaefendi merhumun kaleminden-

Geçen yaz Çamlık'ta, tabiatına uygun haşmet ve samimiyetle geçen hatim cemiyetinde kendisini bir defa daha andık ve Sungur ağabey'den yeni menkıbelerini dinledik.

Yaşadığı evi ve muhiti yakından görme fırsatı, şahsiyet yapısındaki bir unsuru daha bize tanıttı. Evinin önünden sohbetin geçtiği tepeye doğru dönerken, büyük bir gayretle kalabalık yemek malzemelerini taşıyan merhumun oğlunu tanıdım. Kendisine şöyle dedim;

-Samimiyet ve gayretin belli. Allah kabul etsin. Ama kendini bu kadar yorma. Bak şu geçen gençlerden hangisini çağırsan bu yükleri seve seve taşır. Çünkü onlar da belki hiç görmedikleri babanı senin kadar severler. Onlar da onun evlatları, kardeşleridirler.

Ve oradan geçen gençlere işaret ettim, elindeki ve omzundakileri sevinçle kapışarak götürdüler. Tanımadığı bu insanların gösterdikleri bu samimiyetten duyduğu hazzı yüzünden görmeye değerdi.

Rahmetli Ahmet Feyzi ağabeyi şahsen 1967 senelerinde Karşıyaka'da ilk defa tanımıştım. Hüsnü beyin evindeki bir sohbette karşılaştık: Aynı gece, onu kendine has hitabet şekliyle de dinleme fırsatı doğmuştu.

Aslında benim kendisinde gördüğüm hayran olduğum ve anlatmaya çalıştığım yönü de budur; Hitabeti…

Çünkü fiiliyatta tezahür eden hitabet kabiliyeti, şahsın diğer hususiyetlerine de ışık tutar. Anlatacak bir davası, onu anlayacak bir irfanı, onu ifade edecek bir samimiyet ve cesareti olmayan, nasıl, neyin hatibi olacak? Demek hitabet kabiliyeti en az bu şahsiyet unsurlarını da ister.

İşte merhumda hitabet, bütün bu hususiyetleri ile ve kemaliyle mevcuttu. Onun içindir ki, mahkemede, camide veya ev sohbetinde; çok kişiye veya tek kişiye karşı aynı ölçüde mukni ve müessir bir hitabet şekli gördüm onda. Şahsi vakarı ve ses tonunu, hatta fizyonomisini de buna katabiliriz.

Evet, ilk sohbette böyle tanıdım onu. Ders arasında uzun uzun izahlarda bulunuyordu. Çok dikkatimi çektiği için, bazen gözümü kapayarak, bazen de yüzüne, hareketlerine dikkat ederek dinledim.

Sırtını arkaya yaslamış, gözlerini kapamış, ağzı muttasıl ve belli aralıklarla açılıp kapanıyor. Sözler ağzından başkalarının ki gibi kelime kelime değil de cümle cümle dökülüyordu. Sanki konuşan o değildi, onun ağzından adeta dökülüyordu. Gözümde, kulağımda tazeliğini koruyorlar.

Şu an mahiyeti tam hatırımda kalmamakla beraber, bahsedilen mevzular son derece ilmi ve ulvi meselelerdi. "Bu zamanda bu kadar derin meseleleri bu kadar vukufla anlayıp anlatabilecek kaç kişi çıkar acaba? Hatta tarihte adı geçen meşhur hatiplerden kaç tanesi bu kemalde bir hitabete mazhar olabildi" diye düşündüm.

Belli ki içinde büyük bir fırtına vardı. Eğer üstadının "ilim" "müsbet hareket" "merhamet" ve "adalet" derslerinden gelen dalgalara çarpa çarpa meltem haline girmeden karaya çarpsa, karada büyük bir tahribat yapacaktı.

Cenab-ı Hak, kardeşi Mehmed Fevzi'ye hilmi, buna da celadeti taksim etmişti.

Çamlık'tan geçtikçe-Hz. İsa'nın yakınların geldiği söylenen- Selçuk ve Bülbül dağına bakar, "Cenab-ı Hak, fitne asrında beklenen iki zatın yakınlarını merhumun şahsında komşu kıldı galiba" diye düşünürüm.

Köprü Dergisi

Sayı: 33

Aralık-1979

 

 

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

MUSTAFA KARAMAN BEYİN GÖZÜNDEN MEHMED KIRKINCI HOCAEFENDİ

MUSTAFA KARAMAN BEYİN GÖZÜNDEN MEHMED KIRKINCI HOCAEFENDİ

“Cenab-ı Hak varlıkları bereket yönünden üç kategoriye ayırmış; Bereketli insanlar vard

VAHDET YILMAZ AÄžABEY

VAHDET YILMAZ AÄžABEY

50 yıllık bir hukukum vardı Vahdet ağabey ile. Beni ilk defa terziye götürüp elbise ve palt

MEHMET KIRKINCI HOCAMIZIN VEFATININ SENE-Ä° DEVRÄ°YESÄ° MÃœNASEBETÄ°YLE

MEHMET KIRKINCI HOCAMIZIN VEFATININ SENE-Ä° DEVRÄ°YESÄ° MÃœNASEBETÄ°YLE

Bugün rahmetli Mehmed Kırkıncı hocamın sene-i devriyesi. Kendisini minnet ve şükran ile anarÄ

PROF. DR. ŞENER DİLEK BEY’DEN KIRKINCI HOCAMIZLA ALAKALI HATIRALAR

PROF. DR. ŞENER DİLEK BEY’DEN KIRKINCI HOCAMIZLA ALAKALI HATIRALAR

Benim kanaatime göre hocamın mümeyyiz üç vasfı vardı; Birincisi: Kırkıncı Hocamda mükemme

NECATİ KILIÇOĞLU HOCAMIZDAN HATIRALAR-2

NECATİ KILIÇOĞLU HOCAMIZDAN HATIRALAR-2

HACI FARUK TİFNİKLİ EFENDİ Hacı Faruk efendi, Mustafa Necati Efendi’den sonra hocamın ikinc

NECATİ KILIÇOĞLU HOCAMIZDAN HATIRALAR-1

NECATİ KILIÇOĞLU HOCAMIZDAN HATIRALAR-1

Kıymetli ziyaretçilerimiz, Mehmed Kırkıncı Hocaefendi’nin talebelerinden, kendisinden İslami

NECATÄ° KURÅžUNOÄžLU AÄžABEYDEN HÄ°ZMET HATIRALARI-3

NECATÄ° KURÅžUNOÄžLU AÄžABEYDEN HÄ°ZMET HATIRALARI-3

ÜSTADIN MAHKEMEDEKİ FOTOĞRAFININ BULUNUŞU Erzurum’da müteahhit Osman beyin evinde dersteydi

MEHMED KIRKINCI HOCA’NIN ESERLERİ VE HAYATIM HÂTIRALARIM

MEHMED KIRKINCI HOCA’NIN  ESERLERİ VE HAYATIM HÂTIRALARIM

Bazı şahsiyetler vardır ki, fikirleriyle, eserleriyle, hizmetleriyle sembol olmuşlardır. Memlek

NECATÄ° KURÅžUNOÄžLU AÄžABEYDEN HÄ°ZMET HATIRALARI-2

NECATÄ° KURÅžUNOÄžLU AÄžABEYDEN HÄ°ZMET HATIRALARI-2

1979 senesiydi. Memlekette anarşi olayları en üst düzeye çıkmış, kan gövdeyi götürüyordu

NECATÄ° KURÅžUNOÄžLU AÄžABEYDEN HÄ°ZMET HATIRALARI-1

NECATÄ° KURÅžUNOÄžLU AÄžABEYDEN HÄ°ZMET HATIRALARI-1

Takdim Kıymetli ziyaretçilerimiz, yeni bir nehir söyleşimizi daha hizmetinize arz ediyoruz. Ya

BÄ°R IRMAÄžIN KIYISINDA DOLAÅžMAK-4

BÄ°R IRMAÄžIN KIYISINDA DOLAÅžMAK-4

HACI MUSA KIRKINCI AĞABEY Hacı Musa ağabey çok zeki bir insandı. Çok farklı bir insandı. Bi

İnsanlardan öylesi var ki, herhangi bir ilmî delile dayanmadan Allah yolundan saptırmak ve sonra da onunla alay etmek için boş lafı satın alır. İşte onlara rüsvay edici bir azap vardır.

Lokman,6

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

İlimden istediğiniz kadar öğrenin. Vallahi onunla amel etmedikçe ilim toplamakta ecir kazanamazsınız. (İ.hatip takvimi)

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI