ÖZ KÜLTÜRÜMÜZ VE İLİM

Evvelce ilim bizde, mağrur ve mütekebbir, kuru ve soğuk, gaddar ve hunhar, saldırgan ve küstah, ruhsuz ve kalpsiz, gayesiz ve anlamsız.. değildi. İlme edep eşlik ederdi, güzel ahlak yoldaş olurdu, iman hayat verir, irfan renk katardı; âlimlerimizi takva zinetlendirirdi.


2011-11-22 03:14:23

Öz kültürümüzde, âlimin, talebenin mektebin, hocanın, öğretme ve öğrenme fiilinin müstesna bir değeri ve itibarı vardı.

Hoca, babadan daha üstün tutulur; dövse, vurduğu yerde gül biter; alime hükümdarlar bile hürmet gösterir, boyun eğerdi; çünkü en yüksek rütbe ilim rütbesiydi. İnancımız şöyle idi:

Talebe cennet yolundadır; ilme çalışmak ibadettir; ders vermek ve almak cihad seviyesinde sevaptır; ilmi tefekkür ve taallüm gündüz oruca, gece namaza bedeldir; öğretilen bilgi öğretenin sadakasıdır; ilmin ehline öğretilmesi Hakk'a kurbiyet, ehlinden esirgenmesi o istekliye zulüm sayılmıştır; ilim öğrenmeye çalışmak her müslüman erkek ve kadın için bir farizadır. İlim için her türlü meşakkate katlanılır, ilim ta Çin'de bile olsa gidilip öğrenilir..

Evvelce ilim bizde, mağrur ve mütekebbir, kuru ve soğuk, gaddar ve hunhar, saldırgan ve küstah, ruhsuz ve kalpsiz, gayesiz ve anlamsız.. değildi. İlme edep eşlik ederdi, güzel ahlak yoldaş olurdu, iman hayat verir, irfan renk katardı; âlimlerimizi takva zinetlendirirdi.

Bütün ilimler, en yüksek ilim olan marifetullah'ın riyasetinde kadrolaşmıştı. Bütün diğer ilimler ondan sonra gelir; hem onu destekler, hem de ona tabi bulunurdu. Kafayla kalp, akılla gönül, ilimle irfan çatışma halinde değildi. Düşünenler, buhranlar içinde çırpınıp bocalamıyor, kendi dengesizliklerini halka yansıtıp onları da şaşkına çevirmiyordu. Toplumlarımıza böyle, erdemli, bilge âlimler kılavuzluk ederken mutlu ve başarılı idik; cihanın takdirini ve hayranlığını kazanmıştık, maddemiz ve manamız, ferdimiz ve cemiyetimiz, devletimiz ve siyasi durumumuz izzetli ve şerefli idi. Çünkü Allah c.c. hazretlerinin sevdiği insan tipi, ilim ve irfana, edep ve takvaya beraberce sahip olandır ve Rabbimiz öylelerini aziz kılar, nusretli ile te'yid ve takviye buyurur.

Şimdiki halimiz nedir? İlim; dinden, imandan, irfandan, edepten, ahlaktan, takvadan, sorumluluk duygusundan ayrılmış, başıboş kalmış, bozuk düzen çalışmakta, insanlığa saadet değil, felaket hazırlamaktadır.

Oturup ağlamakta fayda yoktur. Yuvamız zalim ellerce yıkılmışsa yeniden yapacağız; kökü diplere, dalları göklere yayılmış ulu ağacımız hain baltalarca kesilmişse dipten taze ve canlı filizler yeniden yükselecektir.

Yaşamak için, sağlık ve esenlik için, huzur ve mutluluk için, dünya ve ahirette ağız tadımız için, göz göz peteklerimizi yeniden yapıp, içlerini bin bir çiçekten topladığımız leziz ve şifalı bal damlalarımızla yeniden dolduracağız.

Prof. Dr. M. Es'ad COŞAN

İlim Ve Sanat Mecmuası

Ocak-1986

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

melih, 2011-11-23 02:32:52

bu hocaefendi çok farklı birisi ya tariflere sığmaz güzellikte biri,müslümanların hemen hemen btün sorunlarına vakıf olmuş ve bu yöndede kendisi çalışmalar yapmıştır.Esad coşan hocaefendinin yazılarını okuyanların kısa zamanda konuşmalarında ve yazmalarında bir evrimleşme olacağına güzel yazmaya güzel konuşmaya başlayacaklarına kaniyim...rabbim razı olsun onun yolundan gidendende onu sevendende ve ondan sonsuz razi olsun...

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

DİĞER YAZILAR

MUALLİMLERİMİZ NELERE DİKKAT ETMELİ?

MUALLİMLERİMİZ NELERE DİKKAT ETMELİ?

İnsanları tenvir ederek cehaletten halas eden, onları atalet ve sefaletin karanlık gecelerinden

HÜRRİYET ADINA KAYBETTİKLERİMİZ

HÜRRİYET ADINA KAYBETTİKLERİMİZ

Dr. Alexis Carrel Her insan keyfine göre yaşamak ister. Bu insanın doğuştan gelen bir dileğid

ŞAFAĞIN IŞIĞINDAKİ SIR

ŞAFAĞIN IŞIĞINDAKİ SIR

“Annemin memnun bir eda ile: “Bu sabah kahvaltıdan önce ne yaptığımı dünyada tahmin edeme

UBEYDULLAH-I AFGÂNÎ İLE SEBÎLÜRREŞÂD İDÂREHÂNESI’NDE BİR MUHÂVERE

UBEYDULLAH-I AFGÂNÎ  İLE SEBÎLÜRREŞÂD İDÂREHÂNESI’NDE  BİR MUHÂVERE

Ubeydullah-ı Afgānî” nâmında bir zât tarafından geçenlerde Kavm-i Cedîd ünvânıyla neş

MAÂRİF, DİN EĞİTİMİNİ EN İYİ ŞEKİLDE VERMELİDİR

MAÂRİF, DİN EĞİTİMİNİ EN İYİ ŞEKİLDE VERMELİDİR

İnanmak yaradılışın bir gereğidir. Din, aklın mâverâsında, zekânın fevkinde bir mürşi

MELİK FAYSAL’IN YAHUDİ KİSSİNGER'E VERDİĞİ TARİHİ CEVAP

MELİK FAYSAL’IN YAHUDİ KİSSİNGER'E VERDİĞİ TARİHİ CEVAP

Melik Faysal'ın en önemli gayelerinden birisi, Filistin meselesi ve Mescid-i Aksâ'nın hürriyeti

NESLİN EĞİTİMİNDE MAARİFE DÜŞEN VAZİFELER

NESLİN EĞİTİMİNDE MAARİFE DÜŞEN VAZİFELER

Mânevîyatsız ilmin, beşeriyete felâh ve huzur yerine, şüphe, tereddüt, hatta ızdırap verdi

NASIL BİR MAARİF?

NASIL BİR MAARİF?

Yıllardır ilmî ve fikrî çalışmalarım arasında memleketimizin mânevî, ahlâkî, derûnî

GENÇLERİ HEDONİZM ÇILGINLIĞINA İTENLER

GENÇLERİ HEDONİZM ÇILGINLIĞINA İTENLER

Diyorlar ki: Dünyaya bir kere gelinir. Sonun başlangıcı yoktur. Gülün, eğlenin, bir yıldır

HİCRET VE HAREKET

HİCRET VE HAREKET

Hicret, tâ ezelden ebede, âlem-i vücubdan âlem-i imkâna, daire-i ilimden daire-i kudrete, tâ

ORUÇ, ORUÇ BOZMAK VESAİRE

ORUÇ, ORUÇ BOZMAK VESAİRE

Ramazan ayının hususiyeti oruç. Orucun hususiyeti de kendisine ait meseleler. Başında; tutan tu

"Kadınlara iyilikle muamele ediniz."

Nisa:19

GÜNÜN HADİSİ

"Kişinin yapacağı en üstün iyiliklerden biri, ölümünden sonra babasının dostlarına sıla-i rahimde bulunmasıdır"

Müslim, Birr, 11-13 (2552);

TARİHTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI