ESAD COŞAN HOCAEFENDİ’DEN SİGARA İLE İLGİLİ DEĞERLENDİRMELER

Demek ki sigara tiryakiliği masum bir alışkanlık değildir, onu savunmak son derece büyük zararlara yeşil ışık yakmak, razı olmak demektir. Aksini iddia edenler milyonlarca insanın sorumluluğunu üzerlerine alırlar. "Dinde fakihlik" böyle hassas konularda isabetli karar vermekle belli olur. O halde halkın sıhhatini korumak, haram ve mekruh mükeyyefata karşı savaşmak her türlü kötü ve zararlı itiyadlardan kurtulmak için son derece şuurlu, gayretli ve titiz olmalı, elele vermeli, ehl-i keyfin sözüne değil dinimizin özüne uymalıyız.


2011-12-01 06:50:02

İslam dini hem dünya, hem de ahiret saadetini sağlamağa yönelmiştir. İbadetlerin yanı sıra, değerli ahkâmının önemli bir kısmı da dünyaya dairdir; aklı, ruhu, malı, nesli ve bedeni korumak başlıca gaye ve hedefleri arasındadır. Yani biz, "benim değil mi, ne istersem yaparım" deyip kendi malımızı telef edemeyiz, kendi bedenimize zarar veremeyiz.

Peygamber Efendimiz'in s.a.s. ibadete çok düşkün olan kendisini biraz ihmal eden Ebu'd-Derda'ya r.a: "Diğer hak sahipleri arasında vücudunun da senin üzerinde hakkı var, her hak sahibine hakkını ver" buyurduğu rivayet edilir. Demek ki kendimize iyi bakmağa, sıhhatimizi koruyup kollamağa, bedenimizi yıpratmamağa dinen de mecburuz.

Bedeni yıpratıp çıkartan maddeler arasında içki ve afyon, esrar emsali uyuşturucular yasak ve haramdır. Bunları herkes biliyor ve dini bütün Müslümanlar bunlardan kendisini çekebiliyor. Fakat sigara ve diğer tütün mamulleri aynı durumda değil. Maalesef Müslümanlar arasında bu konuda büyük bir umursamazlık ve ihmal görmekteyim.

Sigara yaşlılarda ve gençlerde, erkeklerde ve kadınlarda yaygın bir bela, üstelik dindarlar arasında bile mevcut. Geçenlerde ziyaretine gittiğim bir müftü, beni elinde sigara tüttürür vaziyette karşılamasın mı?

İstanbul'da bir tekkede, gelenlere şeker yerine sigara ikram ediyorlarmış; toplantı mahallinde sigara dumanından yüz yüzü görmez bir hal oluyormuş. Subhanallah! Kahvehane mi, tekke mi? Hani tarikat takva yoluydu, hani derviş heva-yı nefse mükeyyifata muhalefet edecekti, hani değil haramlardan, mekruhlardan bile uzak durmak esastı!

Duydum ki bir şahıs sigara içmiyormuş, birine intisap etmiş, ondan sonra hocasına uyarak içmeğe başlamış. Hâlbuki ittiba sünnet-i seniyyede olmalı değil miydi? Herkes her konuda rehber alınır mı? Bid'atte, mazarette, mekruhta, haramda ittiba olur mu? Bir taşra şehrinde âlim bir hocaefendinin camisinde kül tablası görmüşler, "Hocam, siz de mi?" demek istemişler; onları "Siz benim sigarama karışmayın" diye azarlamış.

İlahiyattan başka fakültelere de derse giderdim. Yazılı imtihan yaparken, öğrencilerden ilk soru "Efendim, hocam! Sigara içmek serbest mi?" olurdu. Sigara içmezlerse zihinleri açılmıyor, cevap veremiyorlarmış!

Gemide, uçakta, otobüste oturur oturmaz, tiryakiler yakıyor sigarayı. Aynı yerde siz de bulunmak zorundasınız; nefesiniz tıkanır; yolculuk sizin için bir azap ve işkence haline dönüşür.

Hele bazı hanımların zayıflamak için sigara içmesi yok mu! Ciğer tıkanacak, sağlık bozulacak, iştiha azalacak da zayıflama olacak! Ne kadar yanlış ve ters bir yol! Buna ancak ölümlerden ölüm beğenmek, yağmurdan kaçarken doluya tutulmak, boynuz umarken kuyruktan olmak... vs. denilebilir.

Geçenlerde Dünya Sağlık Teşkilatı (WHO)'nın sigara hakkında bir raporu yayınlandı. Fevkalade vahim bir durum! İnsanoğlunun sıhhatini şiddetle tehdid eden en büyük tehlikeler (nükleer harp, yaygın salgın hastalık v.s.) arasında sigara tiryakiliği 4. Sırada yer alıyormuş. Birçok yan etkileri arasında insanda damar sertliği ve felç yapması; akciğer, gırtlak ve kan kanseri gibi korkunç hastalıklara sebep olması bilhassa önemli. Yılda 2.5 milyon insan bu yüzden ölüyor. Tevekkeli ecdadımız "parasını el alır, dumanını yer alır, derdi de bana kalır" dememiş.

Demek ki sigara tiryakiliği masum bir alışkanlık değildir, onu savunmak son derece büyük zararlara yeşil ışık yakmak, razı olmak demektir. Aksini iddia edenler milyonlarca insanın sorumluluğunu üzerlerine alırlar. "Dinde fakihlik" böyle hassas konularda isabetli karar vermekle belli olur. O halde halkın sıhhatini korumak, haram ve mekruh mükeyyefata karşı savaşmak her türlü kötü ve zararlı itiyadlardan kurtulmak için son derece şuurlu, gayretli ve titiz olmalı, elele vermeli, ehl-i keyfin sözüne değil dinimizin özüne uymalıyız.

Prof. Dr. M. Esad Coşan

KADIN VE AİLE ARALIK 87

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

MUALLİMLERİMİZ NELERE DİKKAT ETMELİ?

MUALLİMLERİMİZ NELERE DİKKAT ETMELİ?

İnsanları tenvir ederek cehaletten halas eden, onları atalet ve sefaletin karanlık gecelerinden

HÜRRİYET ADINA KAYBETTİKLERİMİZ

HÜRRİYET ADINA KAYBETTİKLERİMİZ

Dr. Alexis Carrel Her insan keyfine göre yaşamak ister. Bu insanın doğuştan gelen bir dileğid

ŞAFAĞIN IŞIĞINDAKİ SIR

ŞAFAĞIN IŞIĞINDAKİ SIR

“Annemin memnun bir eda ile: “Bu sabah kahvaltıdan önce ne yaptığımı dünyada tahmin edeme

UBEYDULLAH-I AFGÂNÎ İLE SEBÎLÜRREŞÂD İDÂREHÂNESI’NDE BİR MUHÂVERE

UBEYDULLAH-I AFGÂNÎ  İLE SEBÎLÜRREŞÂD İDÂREHÂNESI’NDE  BİR MUHÂVERE

Ubeydullah-ı Afgānî” nâmında bir zât tarafından geçenlerde Kavm-i Cedîd ünvânıyla neş

MAÂRİF, DİN EĞİTİMİNİ EN İYİ ŞEKİLDE VERMELİDİR

MAÂRİF, DİN EĞİTİMİNİ EN İYİ ŞEKİLDE VERMELİDİR

İnanmak yaradılışın bir gereğidir. Din, aklın mâverâsında, zekânın fevkinde bir mürşi

MELİK FAYSAL’IN YAHUDİ KİSSİNGER'E VERDİĞİ TARİHİ CEVAP

MELİK FAYSAL’IN YAHUDİ KİSSİNGER'E VERDİĞİ TARİHİ CEVAP

Melik Faysal'ın en önemli gayelerinden birisi, Filistin meselesi ve Mescid-i Aksâ'nın hürriyeti

NESLİN EĞİTİMİNDE MAARİFE DÜŞEN VAZİFELER

NESLİN EĞİTİMİNDE MAARİFE DÜŞEN VAZİFELER

Mânevîyatsız ilmin, beşeriyete felâh ve huzur yerine, şüphe, tereddüt, hatta ızdırap verdi

NASIL BİR MAARİF?

NASIL BİR MAARİF?

Yıllardır ilmî ve fikrî çalışmalarım arasında memleketimizin mânevî, ahlâkî, derûnî

GENÇLERİ HEDONİZM ÇILGINLIĞINA İTENLER

GENÇLERİ HEDONİZM ÇILGINLIĞINA İTENLER

Diyorlar ki: Dünyaya bir kere gelinir. Sonun başlangıcı yoktur. Gülün, eğlenin, bir yıldır

HİCRET VE HAREKET

HİCRET VE HAREKET

Hicret, tâ ezelden ebede, âlem-i vücubdan âlem-i imkâna, daire-i ilimden daire-i kudrete, tâ

ORUÇ, ORUÇ BOZMAK VESAİRE

ORUÇ, ORUÇ BOZMAK VESAİRE

Ramazan ayının hususiyeti oruç. Orucun hususiyeti de kendisine ait meseleler. Başında; tutan tu

Allah dilediğini hesapsız rızıklandırır.

Nûr, 38

GÜNÜN HADİSİ

Yapılan hayırdan (ma'ruf) hiçbir şeyi küçük bulup hakir görme, kardeşini güler yüzle karşılaman bile olsa (bunu ehemmiyetsiz görüp ihmal etme)

Müslim, Birr 144, (2626)

TARİHTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI