Ders: Birinci Söz

İzah: Mehmed Kırkıncı Hocaefendi

· Madde âleminin bir başı olduğu gibi, mana âleminin başı da Besmele-i Şerifedir.

· Bir adam hayvanını keserken besmele çekmezse hayvan haram olur. Çaldığı bir hayvan bile olsa keserken besmele çekmesi lazım. Çünkü çaldığı hayvan bizzat Allah'ın yasak ettiği bir hayvan eti değildir. Çaldığı için haram olmuş oluyor. Buna ligayrihi haram denir. Ama bu liaynihi haram olan şeylerde olursa besmele çekse kâfir olur. Mesela domuz keserken veya içki içerken besmele çekmek gibi.

· Hidayetimizin karşısına çıkan kim ve ne varsa işte o bizim düşmanımızdır.

· İbadetler, geçmişte bize verilen nimetlerin şükrü. Cennete verilecek nimetlerin fiatı değil. Onlar Allah'ın fazl u keremi.

· Bismillah , "ben bu işi yapmaya Allahu Teâlâ'nın havl, kuvvetiyle ve iradesiyle yapmaya başlarım" demektir.

· Birinci Sözde geçen "çekirdeklerin dağ gibi yükleri kaldırması" meselesi hayli derin.

1-Koca ağacı sırtlaması

2-O çekirdekler manen şöyle demiş oluyorlar; "Ya Rab! Beni büyüt, meyve verdir. Meyvelerimden müminler yesin. Ta, sana hamd esinler, şükür etsinler, secde etsinler." Dağ gibi yük bu..

Hiç Besmeleyi Üstad gibi izah etmiş kimse yoktur. Her okudukça hayretlere dalıyorum.

· Üstad neyi ele alıyorsa öyle bir tarif ediyor ki..

· 1964'de Hacı Musa ile hacca gittik. Ürdün'de bir Araba ustasının yanında mola verdik. Orada iki tane hurma ağacı var. Alttan bakınca telefon direği gibi. Altında yeşillik bir şey yok, kuru. Üstte bakınca yemyeşil, pıtır pıtır su.O adam dedi ki; "iki senedir buraya yağmur yağmadı." Peki bu hararette bu ağaçların böyle canlı kalması nasıl izah edilebilir? Hani üstad diyor ya "şiddet-i hararete karşı aylarca nazik, yeşil yaprakların yaş kalması; tabiiyunun ağzına şiddetle tokat vuruyor. (Sözler s: 7 ) Hani onlar diyorlar ya "güneşin tabiatı yakmaktır." Ama işte güneş o ağacı yakmıyor, kurutmuyor. İşte onlara bir tokat o.