RAMAZAN MI DEĞİŞTİ BİZ Mİ?

Dindarların Ramazan gündemi değişti mi? Acı ama değişti! Mesela on beş yirmi yıl önce muhafazakâr kesime hitap eden gazetelerde yaz sıcaklarında oruç tutman


2012-07-31 18:42:29

Bu gün Ramazan-ı şerifin 11. gününü idrak ettik hamd olsun. Medya bizi ibadetin neşvesine değil ama, şu kadar saat aç susuz kalacaksınız, şu kadar vakit yemek yemeyeceksiniz diyerek sanki kıtlık günlerine hazırladı. (Ramazan'da tatil indirimi reklamlarına girmiyorum bile.)

Medya değince bir zamanların 'boyalı basın' diye tabir edilen kısmını değil, şu an bendenizin de yazmakta olduğu gazete dâhil bütün medyayı kastediyorum.

Mümin havf ile reca arasındadır malum. Yani ümit ile korku arasında. Ama ne olduysa oldu son on beş yılda müminler ibadetlerinin Allah indinde makbul olup olmadığına dair bütün endişelerden kurtuluverdi.

Havf ile reca arasındaki gerilimden kurtulunca, her şeyin en iyisine layığız aldatmacası ile kibre ve israfa düştü. (Yanlış anlamayın bu satırları yazarken kendimi dışarıda tutmuyorum. Hepimiz geminin içindeyiz. Ne ki kimimiz kaptan köşkünde, kimimiz güvertede, kimimiz kazan dairesinde.)

İlk defa Temmuz ayında oruç tutacak olan gençler, çocuklar var muhakkak. Ama kırkını devirenlerin kaçıncı yaz orucudur bu.

Öyleyse nedir bu korku!

Bundan önceki Temmuz orucum 1984 yılına tekabül ediyor. Üniversiteden mezun olduğum, mezuniyet sınavlarına girdiğim yaz.

O günlerden bu günlere ne değişti? Önce değişmeyenlerden başlayalım: Ramazan klasiği olarak birileri bir yerde birilerini oruç tutmadığı için dövmüştür. Oruç tutmayanlar gün ortası Anadolu'da yemek yiyecek lokanta bulamadıkları için şikâyetlerini dile getirmiştir. Bunlar seküler zihniyetin değişmeyen öncelikleri. Unutuyordum bir de Ramazan ve hac mevsimi dolayısıyla kaldırılan mayo reklamları gündemi vardır onların.

Dindarların Ramazan gündemi değişti mi?

Acı ama değişti!

Mesela on beş yirmi yıl önce muhafazakâr kesime hitap eden gazetelerde yaz sıcaklarında oruç tutmanın sakıncalarını dile getiren haberler Ramazan'ın birincil gündemi olmazdı.

Refah Partisi ile başlayan 5 yıldızlı otel iftarları başlangıçta eleştiri konusu yapılsa da zaman içinde kanıksandı gitti.

Sofrasında fakir ağırlayan zenginler toprağa karıştı.

Fakirlerin ağırlandığı sofralar yerini, zenginlerin zenginleri ağırladığı 'açık büfe iftar' lara bıraktı.

Fakir sofralarına oturma sünnetini terk edenler, kendilerini seçkin mekânlarda 'sahur' yaparken buldu. (Kaybetti mi demeliydim...)

Zenginler ile fakirlerin karşılaşma mekânları neredeyse hiç kalmadı.

Zenginler ile fakirler bir sofranın etrafında buluşmaz ise, zenginler ile fakirler bir safta buluşmaz ise sabır ve şükür bahsi eksik kalır.

Sabır ve şükür gece ile gündüz gibidir, birbirini takip eder. Birinin layıkıyla ağırlanmadığı yerde öteki durmaz. Şükredenlerden olmayınca sabredenlerden olamayız.

Sabredenlerin hayatı bize şu an çok uzak. Çünkü postmodern kültür müsriflerin nazara verildiği müsriflerin rol model ilan edildiği bir kültür.

Postmodern kültüre AK Partili belediyelerin yapmış olduğu katkıyı, Çarşamba günü çadır ramazanları üzerinden konuşalım.

Fatma BARBAROSOĞLU

Yeni Şafak

30 Temmuz 2012

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

MUALLİMLERİMİZ NELERE DİKKAT ETMELİ?

MUALLİMLERİMİZ NELERE DİKKAT ETMELİ?

İnsanları tenvir ederek cehaletten halas eden, onları atalet ve sefaletin karanlık gecelerinden

HÜRRİYET ADINA KAYBETTİKLERİMİZ

HÜRRİYET ADINA KAYBETTİKLERİMİZ

Dr. Alexis Carrel Her insan keyfine göre yaşamak ister. Bu insanın doğuştan gelen bir dileğid

ŞAFAĞIN IŞIĞINDAKİ SIR

ŞAFAĞIN IŞIĞINDAKİ SIR

“Annemin memnun bir eda ile: “Bu sabah kahvaltıdan önce ne yaptığımı dünyada tahmin edeme

UBEYDULLAH-I AFGÂNÎ İLE SEBÎLÜRREŞÂD İDÂREHÂNESI’NDE BİR MUHÂVERE

UBEYDULLAH-I AFGÂNÎ  İLE SEBÎLÜRREŞÂD İDÂREHÂNESI’NDE  BİR MUHÂVERE

Ubeydullah-ı Afgānî” nâmında bir zât tarafından geçenlerde Kavm-i Cedîd ünvânıyla neş

MAÂRİF, DİN EĞİTİMİNİ EN İYİ ŞEKİLDE VERMELİDİR

MAÂRİF, DİN EĞİTİMİNİ EN İYİ ŞEKİLDE VERMELİDİR

İnanmak yaradılışın bir gereğidir. Din, aklın mâverâsında, zekânın fevkinde bir mürşi

MELİK FAYSAL’IN YAHUDİ KİSSİNGER'E VERDİĞİ TARİHİ CEVAP

MELİK FAYSAL’IN YAHUDİ KİSSİNGER'E VERDİĞİ TARİHİ CEVAP

Melik Faysal'ın en önemli gayelerinden birisi, Filistin meselesi ve Mescid-i Aksâ'nın hürriyeti

NESLİN EĞİTİMİNDE MAARİFE DÜŞEN VAZİFELER

NESLİN EĞİTİMİNDE MAARİFE DÜŞEN VAZİFELER

Mânevîyatsız ilmin, beşeriyete felâh ve huzur yerine, şüphe, tereddüt, hatta ızdırap verdi

NASIL BİR MAARİF?

NASIL BİR MAARİF?

Yıllardır ilmî ve fikrî çalışmalarım arasında memleketimizin mânevî, ahlâkî, derûnî

GENÇLERİ HEDONİZM ÇILGINLIĞINA İTENLER

GENÇLERİ HEDONİZM ÇILGINLIĞINA İTENLER

Diyorlar ki: Dünyaya bir kere gelinir. Sonun başlangıcı yoktur. Gülün, eğlenin, bir yıldır

HİCRET VE HAREKET

HİCRET VE HAREKET

Hicret, tâ ezelden ebede, âlem-i vücubdan âlem-i imkâna, daire-i ilimden daire-i kudrete, tâ

ORUÇ, ORUÇ BOZMAK VESAİRE

ORUÇ, ORUÇ BOZMAK VESAİRE

Ramazan ayının hususiyeti oruç. Orucun hususiyeti de kendisine ait meseleler. Başında; tutan tu

Gökleri ve yeri yerli yerince yarattı. Sizi şekillendirdi ve şekillerinizi de güzel yaptı. Dönüş ancak O'nadır.

et-Teğabün: 3

GÜNÜN HADİSİ

"Yâ Resûlâ'llâh, müslümanların hangisi efdaldir?" diye suâl ettiler. "Müslümanlar; dilinden elinden selâmette kalandır." cevâbını verdiler.

BUHARİ, KİTÂBÜ'L-ÎMÂN, Ebû Mûsâ el-Eş'arî (r.a.)

TARİHTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI