ASHAB VE SELEF-İ SALİHİNİN PEYGAMBER SEVGİSİ
Eş-Şifâ bi Tarîf-i Hukuku’l-Mustafâ’ sahibi Kadı İyaz der ki: Mâlik’ten rivayet olunur ki, ona Eyyub es-Sahtiyânî’yi sormuşlardı. “Kimden hadis rivayet ederseniz edin Eyyûb ondan daha sikadır. İki defa haccetti. Onu gözlemliyordum. Hiç konuşmuyordu. Ancak Nebî aleyhissalâtü vesselâm anıldığında öyle ağlardı ki, ona acırdım
Eş-Şifâ bi Tarîf-i Hukuku'l-Mustafâ' sahibi Kadı İyaz der ki: Mâlik'ten rivayet olunur ki, ona Eyyub es-Sahtiyânî'yi sormuşlardı. "Kimden hadis rivayet ederseniz edin Eyyûb ondan daha sikadır. İki defa haccetti. Onu gözlemliyordum. Hiç konuşmuyordu. Ancak Nebî aleyhissalâtü vesselâm anıldığında öyle ağlardı ki, ona acırdım. Onun bu halini ve Nebî aleyhissalâtü vesselâm'a karşı duyduğu tazimi görünce ondan hadis rivayet ettim.(1)
Mus'ab bin Abdullah şöyle der: "Allah Resûlü anıldığı vakit Mâlik rahmetullahi aleyhin başı önüne düşer, yüzünün rengi değişirdi. Onun bu hali yanındakileri derinden üzerdi. Bir gün bu hususu ona açtılar. Cevaben onlara "Benim gördüklerimi siz de görseydiniz benim bu halimi garipsemezdiniz." dedi.
Büyük muhaddislerden olan Muhammed bin el-Münkedir hakkında Malik rahmetullahi aleyh şöyle demiştir: "Hangi hadis hakkında ona sorsak, ağlardı. Onun bu haline acırdık."(2)
Hoş bir mizaç ve mütebessim bir çehreye sahip olan Cafer bin Muhammed'in yanında Allah Resûlü anıldığı vakit yüzünün rengi atardı. Abdest almadan hadis rivayet etmezdi. Bir süre onun yanına gidip geldim. Her defasında ya namaz kılıyor, ya sessizce duruyor ya oruç tutuyor ya da Kur'an okuyor olurdu. Boş konuşmazdı. Allah'tan korkan âbid ve âlim kimselerdendi.
Hasan Basri rahmetullahi aleyh hurma kütüğünün inlemesi ve ağlaması hadisini söyledikten sonra şöyle derdi: "Ey Müslümanlar! Odun, Allah Resûlü ile tekrar karşılaşmayı arzuladığından yas tutuyor. Bu kadar arzulu olmaya siz daha layık değil misiniz?"(3)
Abdurrahman bin el-Kasım, Nebî aleyhissalâtü vesselâm' dan bahsederken yüzünün kanı çekilirdi. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve selem in heybetinden dili kururdu.
Âmir bin Abdullah bin Zübeyr'in yanına gider gelirdim. Yanında Nebî sallallahu aleyhi ve selem anıldığında gözlerindeki yaş kuruyana kadar ağlardı.
Zührî'yi gördüm. Kendisi çok cana yakın, çok sevecen birisidir. Ancak yanında Allah Resûlü aleyhisselatü vesselam anıldığında ne o seni tanır, ne de sen onu tanıyabilirsin.
Safvan bin Selîm'e de gelir giderdim. Çok ibadet eden çok gayretli biriydi. Nebî aleyhissalâtü vesselâm anıldığında ağlamaya başlardı. İnsanlar yanından ayrılıp onu terk edene kadar sürekli ağlardı.(4)
Amr bin Meymûn şöyle der: Bir yıl kadar İbn-i Mes'ud(r.a)'un yanına gidip geldim. Bu süre zarfında onun "Allah Resûlü şöyle buyurur" dediğini duymadım. Bir gün bu söz ağzından çıkıverdi. Bundan dolayı öyle bir sıkıntı duydu ki, alnından terler damlamaya başladı. Sonra: "İnşâallah tam böyle demiştir, ya da az bir değişiklik olabilir" dedi. Sonra kendisine öfkesinden damarları şişti, yüzü karardı, gözleri yaşla doldu.(5)
Muâviye (r.a)'nin kulağına Kâbis bin Rabîa'nın Resûlüllah aleyhisselâtü vesselâm'a benzediği haberi ulaştı. Bir gün Kâbis bin Rabîa, Muâviye radiyallahu anh'ın yanına girince, Muâviye yerinden kalkıp Resûlüllah aleyhisselâtü vesselâm'a benzediği için onu karşıladı ve alnından öptü.
Bu yaşanmış hakikatlerden sonra sizden onların haliyle bizim halimizi karşılaştırmanızı istiyorum. Bizim sevgimizin tezahürü nasıl? Onların sevgisinin tezahürü nasıl? Bu sevgi iddiamız ne kadar doğru?
Bizim iç âlemimizin erişemediği şeyleri onlar içlerinde yaşatmışlardır. Gözlerimiz görüş açısının ötesine geçemezken, onlar gözleriyle daha ötelere uzanmışlardır.
İçimizde kararlılığını yitirmemiş, çalışmaktan usanmamış kimse yok mu? Sevgiyi bize özüyle, sözüyle, hareketleriyle tercüme edecek güvenilir biri yok mu? Yok mu meydandan ancak iki güzellikten biriyle dönecek yiğit?
Ey sevgi yolunun yolcuları! Asr-ı Saâdetle aramıza asırlar girdi. Fitneler kuvvet kazandı. Pek çoğumuz dünya metâına aldanarak asıl işinden geri kaldı. Her ne kadar iddia etsek de sevgiyi yitirdik. Görevlerimizi unuttuk. Birer hatıra gibi kalakaldılar. Sünnet-i Nebevî den bahsederiz, lâkin bu yoldan giden kimseyi, sözünde sadık olanı pek az kimse dışında göremeyiz.
… Kimileri Efendimiz aleyhisselatü vesselam'ın sireti ve sünnetinden habersiz, konuşurken bilgelik ve kibarlık takınmaya çalışıyor. Bazıları ise çeşitli iletişim araçlarıyla açıktan ya da üstü örtülü olarak Efendimiz aleyhisselatü vesselam'ın sünnetine saldırıyor. Hâlbuki Allah sübhanehû ve teâlâ: "Daha iyiyi daha kötü ile değiştirmek mi istiyorsunuz?"(6) buyurur.
Müslüman, Peygamber Efendimizi gayr-i müslimlerin de yakından bildiği zahir meziyetleriyle tâzim etmeli. Bu durumda, onlar da tıpkı bir müslümanın yaptığı gibi Efendimizin değerini itiraf etmek zorunda kalır.
Zahir meziyetleriyle Efendimize tâzimde bulunan Müslüman, O'nu iki kez seviyor demektir; O peygamber ve aynı zamanda kâmil bir insan olduğu için(7)
Soylu atlıların ardından koşuyorum,
Dertlerime çare bulurum umuduyla.
Geçip gittikten sonra onlara yetişebilirsem,
Bilseniz ne kadar kazançlı çıkarım.
Yetişemeyip arkalarında öylece kalakalırsam,
Bu, o soylular için dert değildir.
Yazan: Abdullah bin Salih el-Hudayrî
Mütercim: Mehmed Akıncı/cevaplar.org
Dipnotlar
1-Siyeri A'lamün Nübelâ: 6/24
2-Siyeri A'lamün Nübelâ: 6/17
3-Siyeri A'lamün Nübelâ: 4/570, Camiu Beyani l-ilmi ve fazlihi (İbn-i Abdi l-Berr): 572
4-Eş-Şifâ bi Tarifi Hukuk il-Mustafa (Kadı Iyaz): s: 598
5-A.g.e.: 2/599
6-Bakara:2: 61
7-Mecmuatü l-Abkariyyat, Abbas el-Akkad: s: 10
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
ALLAH RASULÜ HAKKINDA ÖZ BİLGİ
Annem, babam ona feda olsun. O, zamanen, şanca, cemâlen ve kemâlen Peygamberlerin hâtemidir. Onl
PEYGAMBER EFENDİMİZ’İN “İSMET”İ VE “İSTİĞFAR”I
Özet: Kulun işlediği günahlardan pişmanlık duyma ve Allah’ın affına sarılma anlamını i
ALLAH RASULÜNÜN MANEVİ ŞAHSİYETİ-3
Fahr-ı Kâinat Efendimize Ta’zîm edip Saygı Göstermeyi Emreden Ayetler: 1- Yüce Allah Kur’
ALLAH RASULÜNÜN MANEVİ ŞAHSİYETİ-2
Fahr-ı Kainat’a Nasıl Bakmalıyız: Kur’ân’da, “Muhakkak ki, Allah katında sizin en d
ALLAH RASULÜNÜN MANEVİ ŞAHSİYETİ-1
Fahr-ı Kâinat Efendimiz, (Aleyhissâlatü vesselâm) Kur’ân’ı Mekkelilere tebliğe başladı
HADİS DEĞERLENDİRMELERİNDE MODERNİST BAKIŞIN ÇIKMAZLARI
Muhâl ve münker muhteva taşıyan veya bu türden bir sonuca götüren hadislerin isnadı nasıl o
MODERN DÖNEMDE SÜNNETİN HÜCCET DEĞERİNE DİL UZATILMASI
FİTNENİN TARİHÇESİ Dr. Mustafa el-A’zamî “Dirasat fi’l-Hadisi’n-Nebevî” adlı kita
SİYER OKUNURKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN BİR HUSUS
Bu güne kadar Hz. Peygamber hakkında birçok kıymetli eser kaleme alınmıştır. Bu eserlerin ç
HATEMİYYET’E DAİR FARKLI BİR TAHKİK
Bu yazıda Muhammed Mustafa’nın (sallallahu aleyhi ve sellem) son Peygamber, Kur’an’ın da im
MEALCİLERİN SÜNNET HAKKINDAKİ ŞÜPHELERİ VE BUNLARA VERİLEN CEVAPLAR
Hadisleri inkar edenlere mealciler, akılcılar ve Kur'an'cılar denilir. Bunlar kendilerine nispet
HZ. PEYGAMBERE KARŞI GÖREVLERİMİZ
İslâm bir dindir. Bu dini gönderen Allah (cc)'dır. Bu dinin bir kutsal kitabı, bir peygamberi,
- HZ. PEYGAMBER HAKKINDAKİ TAVRIMIZ NASIL OLMALI?
- SÜNNETE BAŞVURMADAN KUR’AN’LA AMEL ETMENİN İMKANSIZLIĞI
- SAHABENİN HADİS YAZMAMASININ ÜÇ SEBEBİ
- TABİÎNİN SÜNNETİN YAZIM ve TEDVİNİNE VERDİĞİ ÖNEM
- HADİSLERİN TEDVİNİ-3
- HADİSLERİN TEDVİNİ-2
- GÜZEL AHLAKA AİT 15 HADİS-İ ŞERİF
- HADİSLERİN TEDVİNİ-1
- HADİS’E SALDIRILMASININ ASIL SEBEBİ
- SÜNNET İSLAM’IN ASILLARINDAN BİR ASILDIR-4
- HABER-İ VÂHİDİN İ’TİKÂTTA HÜCCET DEĞERİ
- SÜNNET İSLAM’IN ASILLARINDAN BİR ASILDIR-3
- SÜNNETİN HÜCCETİYETİ HUSUSUNDA SAHABE TATBİKATI
- SÜNNET İSLAM’IN ASILLARINDAN BİR ASILDIR-2
- SAHİH BUHARİ’NİN EŞŞİZ ÜSTÜNLÜĞÜ
- EY ALLAH’IM!
- HADİS YAZILMASINI YASAKLAYAN RİVAYETLERE BAKIŞ
- SÜNNET İSLAM’IN ASILLARINDAN BİR ASILDIR-1
- PEYGAMBER (S.A.V)’İN HADİS YAZIMINA MÜSAADE ETMESİ
- SÜNNETİN YAZIYA AKTARILMASI
- MEVLİD-İ ŞERİF Mİ, KUTLU DOĞUM MU?
- GARİB HADİS NEDİR?
- AZİZ HADİS NEDİR?
- MEŞHUR HADİS NEDİR?
- MÜTEVATİR HABER NE DEMEKTİR?
- PEYGAMBERİMİZ HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKEN HUSUSLAR
- ÇELİŞKİLİ GİBİ GÖRÜNEN BAZI HADİSLER
- RASULULLAH’IN ÜSTÜNLÜĞÜ
- HADİS VE HADİS İLİMLERİNİN EN ÖNEMLİ MESELELERİNE DAİR SORU-CEVAPLAR
İnsanlardan öylesi var ki, herhangi bir ilmî delile dayanmadan Allah yolundan saptırmak ve sonra da onunla alay etmek için boş lafı satın alır. İşte onlara rüsvay edici bir azap vardır.
Lokman,6
GÜNÜN HADİSİ
Muavvizeteyn (Nas-Felak) Sureleri
"Şeytan insanoğlunun kalbinin üzerinde tünemiş vaziyette bekler. Allah'ı zikredince siner, çekilir, gaflet etse vesvese verir." (Buhari, Tefsir, Kul euzu bi-rabbi'n-nas 1)
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...