FİLİSTİN’E BİÇİLEN ROL

Acaba Filistin ilahi dinde bu muhteşem rolü niçin kazandı? Elçiler(Peygamberan-ı izam) ardı ardına oraya gönderiliyor, oraya göçüyorlar, bir kısmı orada çocuk sahibi oluyor. İsa(a.s) orada göğe yükseliyor. Musa(a.s) halkıyla oraya hareket ediyor, Yuşa (a.s) İslam’ın fatihi olarak giriyor oraya. Bazı nebiler orada hükümran oluyor. Muhammed aleyhissalatu vesselam’ın İsra’sı(gece seyahati) oraya doğrudur ve oradan göğe yükselmiştir. İslam orduları çağlar boyunca oraya yönelmekte ve büyük savaşlar orada yapılmaktadır


2012-11-22 03:39:00

Acaba Filistin ilahi dinde bu muhteşem rolü niçin kazandı? Elçiler(Peygamberan-ı izam) ardı ardına oraya gönderiliyor, oraya göçüyorlar, bir kısmı orada çocuk sahibi oluyor. İsa(a.s) orada göğe yükseliyor. Musa(a.s) halkıyla oraya hareket ediyor, Yuşa (a.s) İslam'ın fatihi olarak giriyor oraya. Bazı nebiler orada hükümran oluyor. Muhammed aleyhissalatu vesselam'ın İsra'sı(gece seyahati) oraya doğrudur ve oradan göğe yükselmiştir. İslam orduları çağlar boyunca oraya yönelmekte ve büyük savaşlar orada yapılmaktadır.

Allah, Filistin'e seçkin bir rol nasip etmiştir. Ayrıcalığını en eski asırlardan günümüze dek koruyor Filistin. Kıyamete kadar da bu böyle sürecektir. İnsanlar burada Allah'ın bir imtihanıyla karşı karşıyadır. Hesap gününde lehlerine ya da aleyhlerine işleyecek deliller bu bölgede bir bir toplanmaktadır.

İlahi irade Filistin'i doğunun kapısı yaptı. Yüzyıllar boyunca doğuyu işgal etmek isteyen bütün kitleler Filistin'e göz dikti. Bitmeyen uzun kavgalar sonucu birçok iz bıraktılar. Tam ortada bulunma özelliğinden dolayı Filistin'den dört bir yana kolayca hareket etme olanağı vardır. Kıtalar bu bölgede birleşiyor, deniz ve kara burada düğümleniyor. Allah oraya her bakımdan zenginlik verdi. Sıcak iklimden mutedil olana, derin vadilerden düz ovalara, yüksek zirvelere kadar her güzellik oraya verildi ve bunların hepsi de yüzölçümü 27 bin kilometre kareyi aşmayan bir bölgede toplandı.

Belki de bu bölgenin Suriye, Arap yarımadası ve diğer beldelerle bu denli bağlantılı olması, Risalet merkezi oluşunun ana sebebiydi. Oradan tarihin kaydettiği en büyük ümmet fışkıracak, bu konumuyla tüm insanlara şahit olacaktı.

"İşte böylece sizin insanlığa şahitler olmanız, Resûl'ün de size şahit olması için sizi mutedil bir millet kıldık."(Bakara: 2: 143)

"Siz, insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz; iyiliği emreder, kötülükten meneder ve Allah'a inanırsınız." Âl-i İmrân: 3: 110)

Filistin, İslam yurdunun en can alıcı noktasındadır. Bir bakıma doğunun anahtarıysa, diğer yandan da İslam yurdunun anahtarıdır. Filistin Allah düşmanlarının eliyle düşürüldüğü takdirde, tüm İslam beldeleri düşme tehdidi altında demektir.

Bu özellik, tarihi alanda da kendisini hissettirmiştir. Çatışmalar ne geniş boyutuyla Filistin'de çıkmıştır. Halklar ardarda akın etmiştir; Keldanîler, Sümerler, Babilliler, İranlılar, Yunanlılar, Romalılar ve daha nice kabileler.

Orada İlahi dinin en mühim dönemleri yaşanmış, ardı arkası kesilmeyen savaşlar patlak vermiştir. İbrahim(a.s) ve Lut(a.s)'un oraya hicret etmesi, Musa(a.s)'nın kavmiyle beraber oraya gitmesi ve çölde kayboluşları Yuşa(a.s)'nın ıraya gidişi, daha önce de Zekeriyyâ, Dâvud ve Süleyman(a.s)'ın orada bulunmaları, Tâlût'un Câlût'la yaptığı savaş, İsa(a.s), sonra Muhammed(s.a)'in orduların oraya uzanışı.. Bunlarda yönelinen nokta hep Filistin'dir.

İslâm, ardı arkası kesilmeyen haçlı ordularına karşı en kanlı muharebelerini Filistin'de yapmıştı. Aslında bu savaş kıyamete kadar devam edecektir. İsimleri ne kadar renkli ve farklı olsa da, bu mücadeleler tek bir davayı dile getiriyordu; Filistin topraklarında yükselen iman ve tevhidin davasını. Doğal olarak kavga Filistin'le sınırlı kalmıyor, etrafındaki İslam beldelerini de sarıyordu. Osmanlı Hilafeti zamanında "Şark meselesi" diye, günümüzdeyse "Ortadoğu sorunu" olarak adlandırılan olarak adlandırılan olay, tarih boyunca süregelen bu maceraydı işte.

Bu savaş bütün yönleriyle şirke karşı yapılan bir iman savaşıydı. Onlar bu savaşı "Medeniyetler Savaşı" olarak isimlendiriyorlar. Maksat kendi şirklerini temize çıkarmak, dejenerasyon ve kokuşmuşluklarını "uygarlık" yaftasıyla empoze etmektir. Oysa bu savaş Hak'la batılın savaşıdır. Uzayan, genişleyen ve her şekle giren bir savaştır. Mızrak ve oktan, bombalar ve toplara kadar her alet vardı bu savaşta. İnanç ve fikir savaşı vardı. Bilim, kültür, edebiyat, politika, ekonomi, hammadde ve daha nice karmaşık menfaatlerin söz konusu olduğu bir savaştı bu.

Dr. Adnan Ali en Nahvî

Filistin'e Biçilen Rol

Tercüme: Said Aykut

Şule Yayınları

İst. 1992 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

EŞREF EDİP’TEN; “SİZ Mİ DİNE KARŞI DEĞİLDİNİZ?”

EŞREF EDİP’TEN; “SİZ Mİ DİNE KARŞI DEĞİLDİNİZ?”

1950 seçiminden az sonra, eski başbakanlardan, medrese kökenli Şemseddin Günaltay, İzmit CHP

"Allah bize yeter, O ne güzel vekildir" dediler.

Âl-i İmrân; 173

GÜNÜN HADİSİ

Kim, rızkının Allah tarafından genişletilmesini, ecelinin uzatılmasını isterse sıla-i rahim yapsın.

Müslim, 2318

TARİHTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI