ÖNCE DİNLEYİN
İnsanların etrafınızdan uzaklaşmalarını, sırtınızı döndüğünüz anda sizinle alay etmelerini istiyorsanız, onlara konuşma fırsatı vermeyin.
İnsanların etrafınızdan uzaklaşmalarını, sırtınızı döndüğünüz anda sizinle alay etmelerini istiyorsanız, onlara konuşma fırsatı vermeyin.
Bazıları karşısındaki kişide olumsuz bir etki bırakmak için adeta çırpınır durur; onu dinlemez, sürekli kendinden bahsetmek ister. Biri konuşurken aklına bir şey geldiğinde, konuşmanın bitmesini beklemeden söze başlar.
İbn-i l-Mukfi şöyle der: "Konuşmayı öğrendiğiniz gibi susmayı da öğrenin. Konuşan kişiyi sözü bitene kadar dinlemek, hemen cevap vermek için öne atılmamak, konuşan kimseye dikkat kesilip başka bir şeyle meşgul olmamak ve konuşmasını anlamaya çalışmak da, susmayı bilmekten sayılır."
Bir bilgeye ne zaman konuştuğu sorulur. Bilge: "Susmak istediğim zaman." der. "Peki ne zaman susarsın?" denir. Bilge "Konuşmak istediğim zaman." der.
Allah Resûlü (aleyhisselâtü vesselâm) bize "Ya hayır söyleyin ya da susun" diyerek ne güzel bir tavsiyede bulunmuştur. Allah Resûlü (alehyisselâtü vesselâm) bu sözüyle bize güzelce dinlemeyi ve az konuşmayı tavsiye etmiştir. İyi konuşan kimse aynı zamanda iyi bir dinleyicidir.
Bir gün Ebul-Velid Utbe bin Rebia Allah Resûlü (aleyhisselâtü vesselâm)'a gelip değersiz sözler ederek uzattıkça uzatmıştı. Allah Resûlü (aleyhisselâtü vesselâm) Ebu l-Velid'i sözünü bitirene kadar dinledi. Sonra "Bitti mi?" dedi. Ebul-Velid "Evet" dedi. Allah Resûlü (aleyhisselâtü vesselâm) Fussilet suresinden "Eğer onlar yüz çevirirlerse de ki: İşte sizi Ad ve Semûd'un başına gelen kasırgaya benzer bir kasırgaya karşı uyarıyorum!"(1) ayetine kadar olan kısmı okudu. Bunun üzerine Utbe "Yeter" dedi. "Başka söyleyecek bir şeyin yok mu?" Allah Resûlü (aleyhisselâtü vesselâm) da "Hayır" cevabını verdi.
Lokman, oğluna nasihat ederken şöyle der: "Ey oğlum! İnsanlar güzel konuşmalarıyla övünürse, sen de susup dinlemesini bilmenle övün."
Bazen insanlar karşıdaki kişinin ne dediğini anlamadan, gönülsüzce dinlerler. Stephan Kevin "Başarının Yedi Yolu" isimli kitabında dinlemeyi şöyle çeşitlendirir:
Karşı tarafın ne dediğini anlamadan dinlemek.
Yalnızca dinliyormuş gibi yapmak.
Seçici dinleme; konuşmanın beğenilen kısımlarını dinleyip diğer yerleri dinlememek
Sesleri dinleme; yalnızca kelimelere kulak verip, konuyu hiç anlamamak
Dikkatlice dinleme; söyleneni anlamak kastıyla dinlemek.
Sevgi ile dinleme; bu dikkatli dinleme gibidir. Ancak dinlemede etkili olan unsur,
Konuşan kişiyi anlamak istemekten ziyade ona karşı sevgi duyulmasıdır.
İyi bir dinleyici olmak için önce susmalı, sonra tüm dikkatimizi karşı tarafın konuşmasına yöneltmeliyiz ve
Bilinçlice dinlemeli,
Dinleme anında zihnimizi başka şeylerle meşgul etmemeli,
Söylenene odaklanmalı,
Dikkatimizin dağılmasına fırsat vermemeliyiz.
Konuşma anında karşımızdaki kişiye takdim edebileceğimiz en güzel şey onu içtenlikle dinlemektir. Böylece ona "Sen dinlenilmeye layıksın, sen bunu hak ediyorsun" mesajını veririz ve kendisini değerli hissetmesini sağlarız.
İnsanlar dinlenilmekten hoşlanır. Eşinin kendisini dinlememesinden yakınan hanımlara rastlamışsınızdır. Yahut "Aslında patronumu sevebilirim. Ancak beni hiç dinlemiyor" diyen bir işçiyi duymuşsunuzdur. Ya da "Annem, babam beni hiç anlamıyor. Onlarla hislerimi, sorunlarımı paylaşmak istiyorum, ancak beni dinlemiyorlar bile." diyen bir genç görmüşsünüzdür. Günümüzde yaşanan pek çok anlaşmazlıkların temelini bu basit durum oluşturmaktadır.
Ebu Derda (radiyallahu anh) ın nasihatine kulak vermeliyiz. Diyor ki: "İki dinle bir konuş. Konuşmaktan daha fazla dinleyesin diye sana iki kulak bir dil verilmiş."
Sevilmeye layık olan kişi, konuşma anında insanlara kendilerinden bahsetme fırsatı verir. Hatta hal hatırlarını sorarak onları konuşmaya teşvik eder. Kendimizden bahsetmekten mutluluk duyarız. Bu esnada başkaları bizi dikkatlice dinliyorsa mutluluğumuz artar. Bir de muhatabımız bizi kendimizden bahsetmeye teşvik ediyorsa mutluluğumuz daha da artar.
Karşınızdaki kişi sizi dinlemek istiyorsa, öyle konuşun. Ancak bu şekilde söyledikleriniz onda bir tesir uyandırır. Güzel söz muhatabınızın kalbine tesir eden sözdür. İşte böyle bir söz kıyamet günü sizin azap görmenize engel olacak bir ,sadaka hükmüne geçer; "Bir hurma yarısıyla dahi olsa ateşten sakınınız. Kim bunu da bulamıyorsa tatlı bir sözle bunu başarsın."(2)
Enes bin Malik (radiyallahu anh) şöyle rivayet ediyor: "Çölde yaşayan Zâhira isminde biri vardı. Allah Resûlü (aleyhisselâtü vesselâm) a çölden hediyeler getirirdi. Allah Resûlü (aleyhisselâtü vesselâm) da Zâhira ayrılacağı vakit ona çölde ihtiyaç duyacağı şeylerden verirdi. Bir gün Allah Resûlü (aleyhisselâtü vesselâm) "Zâhira bizim çölümüz, bizse onun şehriyiz." buyurdu. Allah Resûlü (aleyhisselâtü vesselâm) onu çok severdi. Zâhira çirkin bir adamdı. Bir gün Zâhira mallarını satarken, Allah Resûlü (aleyhisselâtü vesselâm) arkasından yaklaşıp kollarının altından onu sardı. Bunun üzerine Zâhira "Kimsin? Bırak beni." dedi. Arkasına dönüp Allah Resûlü (aleyhisselâtü vesselâm) ı görünce kendini kurtarmak için acele etmedi. Bu esnada Allah Resûlü (aleyhisselâtü vesselâm) "Kim bu köleyi satın alır?" diye seslenmeye başladı. Bunun üzerine Zâhira "Bu durumda vallahi benim değersiz olduğumu anlarsın." dedi. Allah Resûlü (aleyhisselâtü vesselâm) ise "Sen Allah katında değersiz değilsin." buyurdu."(3)
Dininden ilham alarak yaşayan akıllı müslüman, meşrû alanlarda neşe ve mutluluk yaymaya ve yakınları arasında sevgi ve kardeşlik bağlarını kuvvetlendirmeye çalışır. Allah Resûlü (aleyhisselâtü vesselâm) şöyle buyurur: "Kim bir müslüman kardeşini memnun etmek için onu Allah'ın râzı olduğu bir şekilde karşılarsa, Allah da onu kıyamet günü memnun eder."(4)
Sevilmek istiyorsanız iyi bir dinleyici olun. Muhatabınız kendinden bahsederken onu teşvik edin ve ona duymak istediği şeyleri söyleyin.
Dipnotlar
1-Fussilet: 13
2-Sahih-i Müslim: 3/21
3-eş-Şemail il-Muhammediyye, Tirmizi: 2/237
4-Mucemu s-Sağir, Taberani: 3/1175
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
BAŞKA GÖRÜNDÜ
Bir gün bir göletin arkasında bir vadinin yamacında oturmuş karşı yamaçtaki ağaçları seyr
DİZ ÜSTÜ OTURMAK
Bundan elli yıl önce köyde otururduk. Ekmeğimizi annem tandırda pişirirdi. Önce diz üstü
EDEPSİZLİĞİN ADI ERGENLİK
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla... Hacı hacıyla Mekke’de, derviş dervişle tekkede, e
ANNE KARNINDAKİ BEBEĞİN RABBİYLE DİYALOĞU
Anne karnındaki bir bebeğin ağzı vardır, gözü vardır, kulağı vardır, eli vardır, ayağı
SİGARALI GENÇ VE BEN
Yolcu minibüsünün içindeyim. Çarşıdan Fakülteye gidiyorum. Bir durakta kahvehaneden çıkan
EY HER YERDEN GÖRÜNEN VE HER YERDEN GÖREN! SENİ İSTİYORUM!
Namaz için kalkmıştım. Kıyamda durdum, kâinatı kıyamda gördüm. Rükûa vardım, kâinatı
YOLA ÇIKMAK
Biraz sonra yola çıkacağız. On bin metre yükseklikten, üç bin kilometre yol kat edeceğiz. Bu
KAPTANLIK KOLAY BİR ŞEY DEĞİLDİR
Stuttgart Hava Limanı’nın alt katında bütün dinler için ayrılan ibadethanede namaz kılarke
ARABAYI UNUTTUM
Unutmak çok kötü bir şeydir. Bu gün çarşıdan gelirken bir yerde arabayı park edip bir iki
İŞTE KOLAY KÂRDA ÇOK
İşte cemaatle namaz kılma hareketi, kaptanı imam olan mescit botuna binerek en emin arkadaşlarl
GÖKÇEADA DEPREMİ
Belirtilen tarihte bütün Ege’de ve dolayısıyla Tavşanlı’da çok şiddetli bir deprem oldu.
- 24 SAAT MİSAFİR KALDIĞIM ANKARA
- İMTİHAN SADECE BİR “TIK”LAMAKTIR
- GENÇLER İÇİN HAYAT REÇETESİ
- KILDAN İNCE KILIÇTAN KESKİN
- HATALAR ÜÇ ÇEŞİTTİR
- ARILAR SADECE BAL YAPMAZ
- ANADOLU ANNELERİNİN BİR “YAVRUM” DEYİŞİ VAR Kİ!
- BİR PAZAR YORGUNLUĞU
- DÜN GECE GÖKYÜZÜNDEN BAKTIM SANA ANKARA
- BİR TİCARET
- MARS GEZEGENİ İLE HASBİHAL
- NİÇİN BAKTIN BANA ÖYLE?
- RÜYADA NÜBÜVVET MÜHRÜNÜN HATEMİ OLAN ZATI GÖRSEM
- KUR’AN’A GÖRE BEŞ BİLİNMEYEN
- KAFASI ZEKÂ FIŞKIRAN ÇOCUĞUN SORULARI
- HİKMET
- HZ. İBRAHİM’İN, HZ. MUHAMMED’DEN İSTEDİĞİ
- MEYVEYİ AĞAÇ, AĞACI ÇEKİRDEK, ÇEKİRDEĞİ DE ALLAH YAPIYOR; PEKİ, (HÂŞÂ), ALLAH’I KİM YAPIYOR?
- SÜBHANALLAH, ELHAMDULİLLAH, ALLAHUEKBER
- GÜZEL İNSAN
- BİR KARADENİZLİNİN PEYGAMBER SEVGİSİ
- ASMA, ÜZÜM - İKİ GÖZÜM
- EŞREF-İ MAHLÛKAT
- HER AN KAZANMAK VEYA KAYBETMEK
- NAMAZDAKİ GİZEM
- ÇIKIŞI OLMAYAN SON YOL
- KİRAZ ÇİÇEKLERİ
- “GİTTİ GİDİYOR”DAN BİR NAMAZ ALMAK
- “BİÇARE GENÇLER”
O gün Allah onların hepsini diriltecek ve yaptıklarını kendilerine haber verecektir. Allah onları bir bir saymıştır. Onlar ise unutmuşlardır. Allah her şeye şahittir.
Mücadele,6
GÜNÜN HADİSİ
"Oruçlu için iki sevinç vardır: Biri, orucu açtığı zamanki sevincidir, diğeri de Rabbine kavuştuğu zamanki sevincidir. Oruçlunun ağzından çıkan koku (haluf), Allah indinde misk kokusundan daha hoştur."
Ebu Hüreyre
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...