DAİMA İYİLİKTE BULUNUN

Ağaç gibi olun. İnsanlar size taş atarken siz onlara meyvelerinizi bırakın. Tahrik edici olaylar karşısında insanlar farklı tepkiler gösterir. Kimi söylentiler karşısında kendine hâkim olamayıp acele ile düşüncesizce hareket ederken, kimi ise büyük zorluklar karşısında sabır gösterip aklına mukayyet olur. Büyük insanlar tahriklere kapılmayıp olaylara sükûnetle yaklaşmasını, başkalarını mazur görüp onları affetmesini bilir.


Mehmet Akıncı

mehmed.akinci@gmail.com

2013-01-08 10:10:06

Ağaç gibi olun. İnsanlar size taş atarken siz onlara meyvelerinizi bırakın. Tahrik edici olaylar karşısında insanlar farklı tepkiler gösterir. Kimi söylentiler karşısında kendine hâkim olamayıp acele ile düşüncesizce hareket ederken, kimi ise büyük zorluklar karşısında sabır gösterip aklına mukayyet olur. Büyük insanlar tahriklere kapılmayıp olaylara sükûnetle yaklaşmasını, başkalarını mazur görüp onları affetmesini bilir. Onlar lisan-ı halleriyle şöyle der:

Rezil adam bana hakaretler ediyor,

Esefle belirteyim ki ona cevap vermeyeceğim.

O kendini yerin dibine batırırken ben ağırbaşlılığımı sergiliyorum.

Yandıkça güzelleşen dal parçası gibi.

Müslüman, başkalarına karşı oldukça anlayışlı olup onların kusurlarını affetmeli. Onlara sırt çevirip, intikam peşine düşmek ve yaptıklarına misliyle karşılık vermeye kalkışmak aşırı rahatsızlık verir ve huzursuz eder. Allah Resûlü (aleyhisselâtü vesselâm) Müslümanların kalbine kendilerinden yüz çevrilse bile affedip anlayışla davranma ilkesini yerleştirmeye çalışıyordu.

O, Allah (sübhanehû ve teâlâ) nın kendisine bahşetmiş olduğu eğitimci ruhuyla, insanların kendilerine karşı gösterilen güzel davranışa, sert ve kaba davranışın aksine asla kayıtsız kalamayacaklarını biliyordu. Bundan dolayı Ukbe bin Âmir O'na "Ey Allah'ın Resûlü! Bana hayır işlerini öğretir misin? dediğinde Allah Resûlü (aleyhisselâtü vesselâm) şöyle buyurmuştur: "Sana gelmeyene git, vermeyene ver, zulmedeni affet."(1)

Öyleleri vardır ki kendisine bir kötülük yapıldığında kabına sığmaz, kaynar taşar, yüzünü ekşitir, sıtmaya yakalanmış hasta gibi yerinde duramaz, tehditler savurur, kendi kendine söylenir durur, lanet okur, karşısındakini ayıplar. Halbuki İslam tüm bunları yasaklamıştır. Allah Resûlü (aleyhisselâtü vesselâm) şöyle buyurur: "Mü'min başkasını ayıplamaz, ona lanet okumaz, küfür hareketleri yapmaz, küfür etmez."(2)

İmam-ı Buhari ve İmam-ı Müslim (radiyallahu anhuma) Enes bin Mâlik (radiyallahu anh) ın şöyle rivayette bulunduğunu bildirir: "Allah Resûlü ile birlikte yürüyordum. Üzerinde sert ve kalın yakası olan bir Necran ridâsı vardı. O'na bir bedevi yetişip ridâsını öyle bir çekti ki bu çekmenin etkisiyle ridâ Allah Resûlü'nün boynunda iz bıraktı. Sonra bedevi şöyle dedi: 'Ey Muhammed! Bana yanında olan Allah'ın malından ver.' Allah Resûlü ona baktı, tebessüm etti ve ona verilmesini emretti."(3) Bu davranışıyla Allah Resûlü (aleyhisselâtü vesselâm) ashabına hilmi, kendine hâkim olmayı ve hoşgörüyü öğretmek istemiştir.

Kötülüğe kötülükle karşılık vermek kin, öfke ve nefret tohumları saçar. Ancak kötülüğe iyilikle karşılık verilirse öfkeler diner, etrafa sükûnet hâkim olur; bir de bakarsınız ki iki düşman samimi birer dost oluverir. Allah (sübhanehû ve teâlâ) şöyle buyurur: "İyilikle kötülük bir olmaz, Sen (kötülüğü) en güzel bir şekilde önle. O zaman seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki candan bir dost olur."(4)

Rivayet olunur ki, halife Me'mun'un yanında otururken Mahârik ismindeki bir kişi Ebi l-Atahiyye'nin şu beytini terennüm eder;

Ben sıkıntı verdikçe,

Bana daha fazla iyilikte bulunan bir dosta ihtiyacım var.

Halife, Mahârik'e bu beyti yedi defa tekrarlatır. Sonra "Ey Mahârik" der. "Benden hilafeti al da, bana böyle bir arkadaş bul."(5) Öyle anlaşılıyor ki halife Me'mun, kendisi terk edilse bile terk etmeye kalkışmayan, düşmanca davranışa dostça karşılık veren bir arkadaş arıyor. Böyle bir arkadaş onun için halifelikten daha önemli.

Öyle zamanlar olur ki size yapılan bir kötülüğe aynı şekilde karşılık vermek istersiniz. Bunun için nefsinize kulak verir, çareler ararsınız. Fakat sonra insanların masum olmadığı, hata edebilecekleri fikri sizi bu düşüncenizden alıkoyar.

Arkadaşın hata yaparsa anlayışla karşıla,

Zira o hata ederken bir gün olur doğruyu bulur.

Sakın onu kınama.

Bir gün yolunu şaşırırsa,

Kim hiç kötülük işlememiş ki?

Yalnızca iyilikte bulunan kimdir?

Hiç kimse… Hiç kimse… Hiç kimse…

Bazı zamanlar ailemizden, dostlarımızdan ve komşularımızdan biri bize kötü davranır. Böyle bir durumla karşılaştığınızda siz o kimseye iyilikle karşılık verseniz, o kimse bunun neticesinde nasıl davranır dersiniz?

Babanız hakkı olmadan size kızsa, sonra siz kalkıp ondan özür dileseniz babanızın tavrı nasıl olur? Kardeşiniz sizinle tartışsa, size hakaret etse siz ise öfkenizi yenip onu affetseniz sonra ona iyi davransanız kardeşiniz size nasıl davranır? Ya arkadaşınız sizi terk etse sonra siz bir gün ansızın onun kapısını çalsanız? Bu kişilerin tepkisi nasıl olur? Kuşkusuz onların kalbinden size doğru sevgi akmaya başlar.

Onlar davranışlarıyla kalbimi yaraladıklarında,

Kabuğuma çekilip sabrederim.

Sonra neşe ile onlara doğru yürürüm.

Sanki hiç duymamışım, sanki hiç görmemişim…

Sevilmek istiyorsanız, kötülüğe iyilikle karşılık verin.

Dipnotlar

1-Müsned-i Ahmed: 37/17915

2-Müsned-i Ahmed: 1/3839

3-Sahih-i Buhari: 11/3149; Sahih-i Müslim: 2/128

4-Fussilet: 34

5-Tarihu l-Hulefâ, Suyûtî.

 

 

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

BAŞKA GÖRÜNDÜ

BAŞKA GÖRÜNDÜ

Bir gün bir göletin arkasında bir vadinin yamacında oturmuş karşı yamaçtaki ağaçları seyr

DİZ ÜSTÜ OTURMAK

DİZ ÜSTÜ OTURMAK

Bundan elli yıl önce köyde otururduk. Ekmeğimizi annem tandırda pişirirdi. Önce diz üstü

EDEPSİZLİĞİN ADI ERGENLİK

EDEPSİZLİĞİN ADI ERGENLİK

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla... Hacı hacıyla Mekke’de, derviş dervişle tekkede, e

ANNE KARNINDAKİ BEBEĞİN RABBİYLE DİYALOĞU

ANNE KARNINDAKİ BEBEĞİN RABBİYLE DİYALOĞU

Anne karnındaki bir bebeğin ağzı vardır, gözü vardır, kulağı vardır, eli vardır, ayağı

SİGARALI GENÇ VE BEN

SİGARALI GENÇ VE BEN

Yolcu minibüsünün içindeyim. Çarşıdan Fakülteye gidiyorum. Bir durakta kahvehaneden çıkan

EY HER YERDEN GÖRÜNEN VE HER YERDEN GÖREN! SENİ İSTİYORUM!

EY HER YERDEN GÖRÜNEN VE HER YERDEN GÖREN! SENİ İSTİYORUM!

Namaz için kalkmıştım. Kıyamda durdum, kâinatı kıyamda gördüm. Rükûa vardım, kâinatı

YOLA ÇIKMAK

YOLA ÇIKMAK

Biraz sonra yola çıkacağız. On bin metre yükseklikten, üç bin kilometre yol kat edeceğiz. Bu

KAPTANLIK KOLAY BİR ŞEY DEĞİLDİR

KAPTANLIK KOLAY BİR ŞEY DEĞİLDİR

Stuttgart Hava Limanı’nın alt katında bütün dinler için ayrılan ibadethanede namaz kılarke

ARABAYI UNUTTUM

ARABAYI UNUTTUM

Unutmak çok kötü bir şeydir. Bu gün çarşıdan gelirken bir yerde arabayı park edip bir iki

İŞTE KOLAY KÂRDA ÇOK

İŞTE KOLAY KÂRDA ÇOK

İşte cemaatle namaz kılma hareketi, kaptanı imam olan mescit botuna binerek en emin arkadaşlarl

GÖKÇEADA DEPREMİ

GÖKÇEADA DEPREMİ

Belirtilen tarihte bütün Ege’de ve dolayısıyla Tavşanlı’da çok şiddetli bir deprem oldu.

Sizi topraktan yarattık; oraya döndüreceğiz ve oradan tekrar sizi çıkaracağız.

Tâ Hâ, 55

GÜNÜN HADİSİ

Gece içinde öyle bir saat vardır ki, müslüman olan herhangi bir kimse, dünya ve ahiret hususlarında Allah'dan bir hayır isterken duasını ona denk düşürürse, Allah; muhakkak istediğini kendisine verir.

Müslim, Ravi[Cabir (r.a.)]

TARİHTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI