RAHMAN SURESÄ°NDE Ä°KÄ°LÄ° ANLATIM (MESANÃŽ) SIRRI
Rahman Suresinde, Allah'ın lütfu ile "mesanî sırrı" olaÂrak ifade edebileceÄŸimiz güzel bir ikili anlatım üslûbu tespit edilmiÅŸtir. Söz konusu anlatım tarzı birkaç madde hâlinde şöyle özetlenebilir
Rahman Suresinde, Allah'ın lütfu ile "mesanî sırrı" olaÂrak ifade edebileceÄŸimiz güzel bir ikili anlatım üslûbu tespit edilmiÅŸtir. Söz konusu anlatım tarzı birkaç madde hâlinde şöyle özetlenebilir:
1- Rahman Suresinde, dünya ve ahiret konuları iki böÂlüm hâlinde iÅŸlenmiÅŸtir.
Birinci bölümün 30 ayet içerisinde iÅŸlendiÄŸi ifade edilÂmiÅŸtir. Çünkü 31. ayette yer alan "Ey insan ve cin!.. Sizin de hesabınızı ele alacağız." ifadesinde, dikkatler ahirete çevrilmiÅŸ ve arkasından da Kıyamet'le ilgili bazı olaylar göz önüne serilmiÅŸtir. Bununla beraber, bizzat ahirette ceÂreyan eden olaylara bakması açısından ikinci bölümü teÅŸkil eden ahiret konusunu, "Ä°ÅŸte o gün insana da cine de günahı sorulmaz." mealindeki 39. ayetten itibaren baÅŸlatÂmak mümkündür. Bu takdirde 78 ayetten ibaret olan suÂrenin ikinci bölümü, tam ayetlerin yarısından itibaren baÅŸlamış olur ki, bu da güzel bir ikili tevafuktur ve surenin genel ahengine uygundur.
2- Rahman ismiyle baÅŸlayan sure, celâl ve ikram sıfatÂlaÂrıyla (Zu'l-celâli ve'l-ikram) bitmiÅŸtir. Ä°ki sıfatın birleÅŸÂmeÂsinden meydana gelen bu isim, surede iki defa tekrarÂlanÂmıştır.
3- Celâl ve cemal [ikram] sıfatlarıyla biten surede, hem dünya ve hem de ahiret konusu, bu iki sıfatın yansımalaÂrıyla iÅŸlenmiÅŸtir.
4- Kâinattaki pek çok varlığa işaret eden bu surede, "her şeyin çift yaratıldığı"(1) gerçeğinin yansımaları, ince bir üslûpla dizayn edilmiştir.
5- Mesanî sırrını taşıyan Kur'an'ın bu konudaki özeti mahiyetinde olan bu surenin de aynı sırrı göstermesi, çok harika düşmüştür. Hadiste bu sureye "Kur'an'ın gülü" adıÂnın verilmesi, bu sırra bir iÅŸaret olsa gerektir.
6- Surede asıl muhataplar, insan ve cin ikilisidir. Muhatapların iki nevi olması ile hitapta yer alan hususlaÂrın da ikili olması arasındaki iliÅŸki; hitap ile muhatap arasında sayısal pozisyonun uygunluÄŸunu esas alan bir üslûp, bir çeÅŸit "tenasüp" ve "tibak" sanatı çerçevesinde deÄŸerlendirilebilir. Ancak ifade edilen gerçeklerin hem anÂlam, hem de lâfız bakımından muhatapların sayısına göre ayarlanması, Kur'an'a mahsus eÅŸsiz bir üslûptur.
7- Ä°mtihana tâbi tutulan, kulluk göreviyle memur olmak hasebiyle Cennet'e aday olan ve nankörlükle kâinatı kızÂdıran insan ve cin ikilisinin Cennet'e uyarlanmaları ve Cehennem konusunda uyarılmaları; ayrıca bu iki hususun kâinatın ikiÅŸerli nimetleriyle karşılaÅŸtırılması, ikili anlatım tarzı açısından çok güzel düşmüştür.
8- Cennet ve Cehennem ikilisine karşı serbest bırakılÂmış ve bu hususta alabildiÄŸine hür ve adil bir imtihana tâbi tuÂtulmuÅŸ insan ve cinlerden çoÄŸunun tavırları-maÂalesef-bir ikilem doÄŸurmaktadır. Yani hem Cehennem'den korkar, hem de ondan sakınmaz. Hem Cennet'e taliptir, hem de kazanmak için gereken çabayı göstermez. Ä°ÅŸte bu ikilem, ikili anlatım tarzı içerisinde çok güzel bir ÅŸekilde iÅŸlenmiÅŸ, bazen tezat, bazen de "tibak" sanatı çerçevesinde bir süÂnaiyat [ikili sistem] sahnesi sergilenmiÅŸtir.
9- Bir imtihanın dürüstçe yapılabilmesi için imtihana giÂrenlerin onu kazanma veya kaybetme ÅŸartlarını haiz olÂmaÂları gerekir. Bu sebepledir ki, imtihana tâbi tutulan, yalnız insan ve cin ikilisidir. Çünkü bu iki varlıkta aklın yanında nefis mekanizması da vardır. Akıl imtihanı kaÂzanma aracı iken nefis de onu kaybetme aracıdır. Meleklerde neÂfis, hayvanlarda ise akıl olmadığı için teklif imtihanına dâhil edilmemiÅŸlerdir.
Ä°nsan ve cinlerin yapısında bu ikili sistem var olduÄŸu gibi, imtihanın zeminini teÅŸkil eden dünyada da aynı sisÂtem söz konusudur: Hayat-ölüm, dünya-ahiret, melek-Åžeytan, hayır-ÅŸer, adalet-zulüm, gündüz-gece, yaz-kış, emir-yasak, günah-sevap, Cennet-Cehennem gibi...
Gerek "tezat" ve gerekse "tenasüp" sanatı çerçeveÂsinde bir ikili anlatım söz konusu olan Rahman Suresinin "Celâl ve cemal [ikram] sahibi Rabbinin adı yücelerden yücedir" ÅŸeklindeki ayetle sona ermesi, bu ikili sistem açıÂsından nur üstüne nur olmuÅŸtur.
Çünkü: Evvelâ, surede baÅŸtan sona kadar iÅŸlenen konuÂlar, celâl ve cemal sıfatlarının birer yansımalarıdır. Bu iki sıfatın da surede bizzat ikiÅŸer defa zikredilmeleri ve sureÂnin onlarla sona ermesi, harika bir etimolojik dizayndır.
Bu son ayette Rab isminin kullanılması da ikili anlatım açısından çok önemlidir. Çünkü Fatiha Suresinde de Rab ismi, Rahman ve Rahîm isimleriyle birlikte kullanılmıştır. Burada ise surenin başında Rahman, sonunda Rab ismi kullanılmıştır. Bu etimolojik birliktelik, şüphesiz, rasyonel bir ilişkiden kaynaklanmaktadır. Âlimler, bu ilişkiyi şöyle izah etmişlerdir:
Rab ismi, kâinatın talim-terbiye, eÄŸitim ve yönetimine bakar. Terbiyenin [rububiyetin] iki temel özelliÄŸi vardır. Biri menfaatleri celbetmek, diÄŸeri ise zararları defetmek... "Rezzak" manasına gelen Rahman ismi birinci hususa, "Gaffar" anlamını ifade eden Rahîm ismi ise ikinci huÂsusa bakar.(2)
Nebe Suresinde (78/37) geçen "O, Göklerin, Yer'in ve ikisi arasında bulunanların Rabbidir. O, Rahmandır." şeklindeki ayette, mutlak terbiyeyi ifade eden rububiyet ile rahmaniyet arasındaki ilişkiye işaret edilmiştir.
Zarar ile yarar, celâl ile cemal sıfatlarının birer tezahüÂrüdür. Gerçekte yarar ile zararın ikisi de sadece Allah'ın elindedir; Allah'ın Dârr ve Nâfi' isimleri bunu göstermekÂtedir. "De ki: 'Allah size bir zarar gelmesini dilerse veya bir fayda elde etmenizi isterse, O'na karşı kimin bir ÅŸeye gücü yetebilir?'"(3) ayeti de bu hususu teyit etmektedir.
Rahman Suresinin son ayetinde Rab isminin celâl ve ceÂmal sıfatlarıyla birlikte kullanılması, kâinatta mevcut ÅŸu realitelere iÅŸaret etmektedir:
Âlemlerin Rabbi Yüce Allah'ın yaratıp terbiye ettiÄŸi varÂlıktaki her bir âlemde celâl ve cemal yansımaları söz koÂnusudur. Meselâ: "Åžeriat-ı fıtriye" denilen kâinatta cari olan tekvinî prensipler bazında, itim-çekim kanunu, artı-eksi, pozitif-negatif prensipleri; proton-elektron düzeni, zıt kutuplu ekolojik dengeler, aydınlık-karanlık düalizmi gibi ikili hususlar olduÄŸu gibi, "Åžeriat-ı Muhammediye" (a.s.m.) denilen din sahasında yer alan aklî prensipler alanında: emir-nehiy, tergip-terhip, sevgi-nefret, tespih-tahmid, ümit-korku, sevap-azap, Cennet-Cehennem gibi pek çok ayrı ikili yansımalar söz konusudur.(4)
Âlemlerin Rabbi'nin kâinattaki terbiyesinin güzelliÄŸine, müspet ilmin pek çok deÄŸiÅŸik dallarında ortaya koyduÄŸu akıl almaz deliller ÅŸahit olduÄŸu gibi, "Rahman olan Allah'ın yaratışında hiçbir uygunsuzluk göremezsin. Gözünü çevir de bir bak, bir bozukluk görebiliyor musun? Sonra, gözünü tekrar tekrar çevir bak; göz (aradığı bozukÂluÄŸu bulmaktan) âciz ve bitkin bir hâlde sana dönecektir. (Ve 'Aradığım kusuru bulamadım.' diyecektir.)"(5) ÅŸekÂlindeki ayetler de bu güzelliÄŸin inkâr edilemeyecek kadar açık olduÄŸunu ifade etmektedir. ayette Rahman isminin kullanılması ayrıca dikkate deÄŸerdir.
Ä°slâm âlimleri de Allah'ın kâinat çapındaki bu harika düzeninin eÅŸsizliÄŸini, Allah'ın sonsuz ilim ve kudretini gösteren birer mucizevî belge olduÄŸunu söylemiÅŸler ve "Leyse fi'l-Ä°mkâni ebdeu' mim-mâ kân [Kâinatın mevcut ÅŸeklinden daha güzeli imkân dâhilinde deÄŸildir]."(6) diÂyeÂrek ilâhî terbiyenin kâinattaki yansımalarına hayranlıkÂlaÂrını ifade etmiÅŸlerdir.
İnsanlık âlemindeki terbiyenin yansımasına en büyük örnek, şüphesiz, insanlığın iftihar vesilesi olan Hz. Muhammed'dir (a.s.m.). Allah'ın "Ve sen (Ey Muhammed)!.. Şüphesiz, yüce bir ahlâka sahipsin."(7) şeklindeki şahitliği yetmez mi?
Nitekim, Kâinatın Efendisi de kendisinden bahsederÂken aynı gerçeÄŸe deÄŸinmek üzere "Ben ancak güzel ahlâkı taÂmamlamak üzere gönderildim."(8) buyurmuÅŸtur.
Rahman Suresinde celâl ve cemal sıfatlarının yansımaÂlarını gösteren birkaç somut örnek vermekte fayda vardır. Ancak kâinatta celâl ve cemal tecellilerinin her zaman beÂlirgin bir ÅŸekilde farklılık göstermeyeceÄŸi, bilinmelidir. Bazen cemal içinde celâl, bazen de celâl içinde cemal teÂzahür eder. Aslında Allah'ın güzel isimlerinin, tezahürleri itibarıyla mütedahil daireler gibi iç içe oldukları düşünülÂdüğünde, bu farklı yansımaların çoÄŸu zaman birer izafî hakikati yansıtmakta olduÄŸu anlaşılır. Kâinatta "hakaik-ı nisbiye" denilen izafî [rölâtif] gerçeklerin, "hakaik-ı mahza" denilen zatî/mücerret gerçeklere nispeten çok daha fazla oldukları, bilinen bir gerçektir.
1- Surenin ilk kelimesi olan Allah'ın Rahman ismi, büÂtün canlılara rızık veren "Rezzak" anlamıyla celâli, merÂhaÂmete muhtaç olanlara merhamet eden "Rahman" manaÂsıyla da cemali temsil eder.
2- Surenin son kelimesi olan Allah'ın "Zü'l-celâli ve'l-ikÂram" ismi, celâl tecellisiyle celâli, ikram vasfıyla da cemali gösterir.
3- Gökler, celâli; ÅŸefkatli bir anne gibi canlıları kucakÂlaÂyan Yerküre ise cemali gösterir.
4- Güneş ve Ay, celâli; ağaç ve bitkiler cemali gösterir.
5- Gizemli yapıları, güçleri ve yapı taÅŸları olan ateÅŸ unÂsurları ile cinler celâli; mükerremliÄŸi, sempatik yapısı ve mütevazı toprak unsurlarıyla insan, cemali temsil etmekÂtedir.
6- Güneşin doğuşu cemali, batışı ise celâli gösterir. Aydınlık sevindirir, karanlık ürkütür.
7- Heybetli denizler celâli, içinde yüzen gemiler ise ceÂmali gösterir.
9- Yan yana olan denizlerin karışmaması celâli; içinde bulunan ve merhametle beslenen binlerce canlı türü, merÂcan ve inciler gibi güzel süsler ise oradaki cemali gösterir.
10- Cennet cemali, Cehennem ise celâli temsil eder.
11- Ä°nsanları ve cinleri hedef alan, 31 defa tekrar edileÂrek nankörleri azarlayan "Fe bieyyi âlâi..." ayetinin biri ceÂlâl, biri de cemali nazara veren farklı iki uyarısı vardır. Şöyle ki:
Allah'ın nimetlerinin zikredilmesinden sonra geldiÄŸi yerde, "Ey insan ve cin topluluÄŸu!.. Siz, Rabbinizin hangi nimetlerini inkâr edebilirsiniz?" ifadesiyle Allah'ın cemal sıfatlarına karşı saygılı ve müteÅŸekkir olmayı tavsiye etÂmektedir; azap gibi uyarı ayetlerinden sonra geldiÄŸi yerÂlerde ise "Siz, nimetlerimi inkâr edip nankörlük edenlerin cezasını bilmiyor musunuz? Cehennem gibi dehÅŸet verici bir hapsi bulunan bir Sultan-ı Ezelî'nin celâlini ve kahrını nasıl unutabilirsiniz?" ÅŸeklinde tehdit etmektedir.
12- Her ÅŸeyin fâniliÄŸini ilân eden ölüm gerçeÄŸi bir celâl tecellisi olduÄŸu gibi, Allah'ın "Bâkî" isminin cilvesinin mazÂharı olan Cennetliklerin hayatı da bir cemal yansımasıdır.
Evet, surenin 26. ayetinde geçen "Yeryüzünde bulunan her canlı yok olacak." ifadesi, hayatın aydınlığından ölümün karanlığına göçmeyi ifade etmekle dehÅŸet verici bir celâl tecellisini göstermektedir. Yirmi yedinci ayette ise "Ancak celâl ve ikram sahibi Rabbinin zatı baki kalacak" ifadesiyle, ölümün bir idam, bir hiçlik ve bir daraÄŸacı olÂmadığına iÅŸaret etmektedir. Çünkü Allah'ın bekasının celâl ve cemal sıfatlarıyla birlikte zikredilmesinde, Bâkî olan Allah'ın baki bir memleketinin de olacağını, sonsuz olan celâl ve cemal yansımalarının orada da devam edeÂceÄŸinin sinyalleri verilmektedir. Zira sonsuz cömertliÄŸi buÂlunan tükenmez bir hazine sahibinin, muhtaç bendelerine yardım etmemesi düşünülemez. Demek ki Rahman ve Rahîm olan Allah, halis bendelerini, şüphesiz, Cennetine alacak ve cemaliyle de onları serfiraz kılacaktır.
13- Ä°nsanların konuÅŸtuÄŸu dillerin çoÄŸu, tesniye [ikili] gramatik forma sahiptir. Özellikle Arapça, tesniye formlaÂrını tamamen muhafaza etmiÅŸ bir lisandır.(9)
"Muhakkak ki o (Kur'an), Âlemlerin Rabbi'nin indirmeÂsidir. Onu Ruhu'l-emin [Cebrail] uyarıcılardan olasın diye, apaçık Arap diliyle senin kalbine indirmiÅŸtir."(10) ayetinin iÅŸaret ettiÄŸi gibi, Kur'an ikili sisteme sahip Arapça diliyle inmiÅŸ ve kendisini de "ikili sisteme sahip bir kiÂtap"(11) olarak takdim etmiÅŸtir.
Daha önce ifade edildiÄŸi üzere, hadis-i ÅŸerifte "Kur'an'ın gülü/süsü" olarak adlandırılan Rahman Suresinde, Kur'an'ın "tesniye/ikili gramatik formu" çok güzel bir ÅŸeÂkilde iÅŸlenmiÅŸtir.
Dipnotlar
1-ez-Zariyat, 51/49.
2-bk. Nursî, İşaratü'l-İ'caz, s. 19.
3-el-Feth, 48/11.
4-krş. Nursî, İşaratü'l-İ'caz, s. 15.
5-el-Mülk, 67/3-4.
6-bk. Muhyiddin İbn Arabî, Ankau Mağrib, 45; eş-Şa'ranî, el-Mizanu'l-Kübra, I/7.
7-el-Kalem, 68/4.
8-bk. Malik b. Enes, el-Muvatta, Hüsnü'l-Huluk, 8; Ahmed, b. Hanbel, II/381.
9-bk. Annemarie, s. 52-53.
10-eÅŸ-Åžuara, 26/192-195.
11-ez-Zümer, 39/23.
Â
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DÄ°ÄžER YAZILAR
Kendilerine ait bir takım menfaatlara şahit olsunlar; Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanları kurban ederken Allah'ın adını ansınlar; siz de onlardan yiyin, yoksulu ve fakiri doyurun.
Hacc Suresi:28
GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°
"Size iki şey bırakıyorum. Bunlara uyduğunuz müddetçe asla sapıtmayacaksınız: Allah'ın Kitab'ı ve Resulünün Sünneti."
Muvatta, Kader 3, (2, 899)
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm Ä°nternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yaptÄ...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARÄ°HTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...