SÄ°GARA KULLANAN KARDEÅžLERÄ°MÄ°ZE
Sigara kullanan kardeşlerimiz kendilerinden gelen sigaranın kötü kokusuyla, toplumu ve özellikle beraber yattıkları eşlerini rahatsız eden sigara bağımlıları, müminin daima güzel kokmasını ve kötü kokulardan kesinlikle uzak durmasını ısrarla talep eden ayet ve hadisleri, aklıselimle düşünsünler ve ibret alsınlar.
Sigara kullanan kardeşlerimiz kendilerinden gelen sigaranın kötü kokusuyla, toplumu ve özellikle beraber yattıkları eşlerini rahatsız eden sigara bağımlıları, müminin daima güzel kokmasını ve kötü kokulardan kesinlikle uzak durmasını ısrarla talep eden ayet ve hadisleri, aklıselimle düşünsünler ve ibret alsınlar.
Özellikle şu hadisi iyi düşünsünler: "Kim soğan, sarımsak ve pırasa yerse bizim mescidimize kesinlikle yaklaşmasın."(Buhari, Müslim)
Düşünsünler ki, eğer Peygamber efendimiz, soğan ve sarımsak yiyenin ağzından kötü koku geliyor diye mescide yaklaşmasını yasaklıyor ve girdiği takdirde de (Hz. Ömer'in rivayet ettiği hadiste geçtiği üzere) onu oradan çıkarttırıyor ise, kokusu soğan ve pırasanın kokusundan daha kötü olan sigara kokusuyla camiye girmeyi, nasıl uygun görüyorlar ve camide nasıl oturabiliyorlar? Özel ve genel toplantılara katılarak insanlara o rahatsız edici kötü kokuyla eziyet vermeyi nasıl benimseyebiliyorlar?
Müslümanlara eziyet vermenin haram oluşu, İslam'da genel geçer bir kuraldır. Peygamber efendimiz: "İslam'da zarar vermek ve zarara karşılık zarar vermekte yasaktır." (İbn-i Mace, Darekutni , Muvatta)diye buyurmuştur.
 Bizim için yegâne üsve-i hasene olan Resulullah (s.a.v), balın kokusu bile olsa kendisinden en ufak kötü bir koku hissedildiğinde bu onun çok ağırına gider ve bunu kabullenemezdi. Öyleyse bir müslümanın – özelliklede bulundukları topluma ve bütün insanlığa daima örnek olması gereken ehli ilmin- nasıl olurda kendisinden o pis kokunun gelmesi, onun ağrına gitmez ve bunu kendisine nasıl yakıştırabilir?
Dikkat buyuralım ki, şimdiye kadar bahsettiklerimiz sadece sigaranın başkalarına verdiği zarar hakkındadır; kişinin kendisine verdiği zararlara gelince, bu içler acısı bir durum arz etmektedir. Hiç şüphesiz ki, sigara, ümmetin ve ferdin büyük meblağda parasını berheva etmektedir. Sigaraya verilen para ne kişiye ne de ümmete hiçbir yararı olmadığı gibi onlara büsbütün zarar olarak dönmektedir.
Sigaranın sebep olduğu sıhhi zarara gelince, bütün doktorlar –hatta aklı olan herkes- sigaranın sağlığa verdiği zararın telafi edilemeyecek kadar büyük olduğu konusunda hemfikirdirler. Ve sigaranın, senede milyonlarca insanın ölümüne sebep olduğu inkar kabul etmez bir vakıadır.
Önceki dönemlerde sigaranın verdiği zararın böylesine büyük bir boyutta olduğu bilinmiyordu. Bu yüzdendir ki, eski dönem âlimlerinin cumhuru (çoğunluğu), sigaraya ya caiz ya da mekruh demiştir.
Günümüz âlimleri, sigaranın telafi edilemeyecek boyutta verdiği zarardan haberdar oldukları için hemen hemen tamamı, sigaranın haram olduğu yönünde görüş belirtmiş ve bu hüküm üzerinde neredeyse icma etmiştir.
Asrımızın otorite âlimlerinden Şeyh Yusuf el-Karadavi sigaranın hükmü hakkında bir makale yazmış ve başlığını da "Sigaranın Hükmü Hâlâ 'Muhtelefun Fih'(1)mi Olacak?" diye koymuştur.(2)
Netice itibariyle, eğer bir insan; dinine, sağlığına, malına ve toplumuna ya da bunlardan en az birine önem veriyor ve onlara zarar vermek istemiyorsa –özellikle beraber yattığı ve gece gündüz beraber yaşadığı hayat arkadaşına eziyet vermek istemiyorsa – sigarayı bırakması elzemdir.
Bu meyanda tekrar vurgulamak isterim ki, hakları gözetilmesi gereken en önemli kişi, insanın eşidir. Durum bu iken ve Peygamberimiz (s.a.v): "Sizin en faziletliniz, eşine en iyi davrananızdır; içinizde eşine en iyi davranan benim. Kadınlara ancak değerli olan değer verir ve onları ancak, düşük olan aşağılar"(3) demiş iken, kişinin hâlâ sigara kokusuyla eşini rahatsız edip onun hakkına riayet etmemesi hayrete şayandır.
Bir insan, insan kaldığı müddetçe yukarda serdettiğimiz şeylere elbette ki, önem verecektir. Tamamına önem vermese bile, kuşkusuz ki bir kısmına kesinlikle önem verecektir ve bu, onun sigarayı bırakması için yeterli sebep teşkil etmektedir.
Dipnotlar
1-Haram olduğu kesin olmayan, caiz mi, değil mi diye hükmü hakkında ihtilafa düşülen.
2-Bu makaleyi, www.islamonline.com'dan bulabilirsiniz.
3-Ä°bn Asakir
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DÄ°ÄžER YAZILAR
Sana vahyedilen Kitabı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki namaz hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah'ı anmak elbette en büyük ibadettir. Allah yaptıklarınızı bilir.
Ankebut:45
GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°
"Kelimetan hafifetan alellisan. Sakiyleten filmizan. Habiybetan ilerrahman: Subhanellahi ve bi hamdihi, subhanellahi'l-azim."
"İki kelime vardır ki, dile hafif, mizanda ağırdırlar: Sübhanellahi ve bi hamdihi, sübhanellahi'l-azim." (Buhari, Deavat: 11/175)
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm Ä°nternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yaptÄ...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARÄ°HTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...