BAK O ZAMAN!
Çok yakın bir komşun var. Hal ve gidişi, hayat ve yaşantısı çarpık ve perişan. Kulluk çizgisinden gerilerde.. Yanına şefkatle yaklaşıyor; “ne zamana kadar bu hal böyle devam edecek? Artık Rabbine dönecek zamanın gelmedi mi?” diyorsunuz. Cevap geliyor komşunuzdan;
Çok yakın bir komşun var. Hal ve gidişi, hayat ve yaşantısı çarpık ve perişan. Kulluk çizgisinden gerilerde.. Yanına şefkatle yaklaşıyor; "ne zamana kadar bu hal böyle devam edecek? Artık Rabbine dönecek zamanın gelmedi mi?" diyorsunuz.
Cevap geliyor komşunuzdan;
"Kendi kendime söz verdim. Tasarı ve düşüncem şu; Askere gidip geleyim. Sonra her şeyi bırakıp Rabbime yöneleceğim, namaza başlayacağım."
"Güzel. Bu tasavvurunuzu beğendim. Haydi bakalım..!"
….
Aradan iki yıl geçti. Askerlik dönüşü bakıyorsunuz, adamda hiçbir ilerleme yok. "Ne oldu?" diye soruyorsunuz.
"Bir iş arıyorum. Bir işe gireyim. Bak göreceksin! Tasavvurlarımı tamamen yerine getireceğim."
…..
Altı ay daha geçti.. Bir işe girdi.. Her gün işe gidip geliyor.
Tekrar soruyorsunuz; ""Ne oldu?"
Cevap: "Düğün hazırlıklarım var, şu düğün işini de bir yoluna koyayım. Bak o zaman!"
…..
İki yıl daha geçti..
"Ne oldu?"
"Patronum İslamiyet'ten uzak birisi. Hem de çok ters bir adam. İnşallah emekli olayım, hem hac ve umre yapacağım, hem de bütün günahlarıma tövbe edeceğim. Bak o zaman..!"
Yıllar geçti. Emekli oldu adam. Tekrar soruyorsunuz; "Ne oldu? Hani..!"
"Çocukları evlendirmem lazım. Hele bunları da bir baş göz edeyim.. Bak o zaman..!"
…
Birkaç yıl daha geçti.. sonra bir gün ..
Bir ambulans ansızın mahalleye girdi.. Sordun "ne var, ne oldu?" diye.. Cevap geldi; "komşun kalp krizi geçirmiş" dediler. Hemen koştun hastahaneye..
Baktın, adam soluk alıp veriyor. Hali perişan.. Gitti gidecek. Seni görünce aynı ümit içerisinde cılız bir ses ile "şu krizi bir atlatayım.. Bak o zaman..!" dedi. Dedi ama artık konuşmaya mecali kalmadı, başı yana düştü, nefesi kesildi, gitti adam..
İçin burkuldu tabi. "Ey komşu ne yaptın sen? Yetmiş sene "bak o zaman..!" "bak o zaman..!" kırık plağını çaldın durdun. Ne olacak şimdi..!"
Kalbin hüzünlü. Gözlerin gamlı..
İçinden bir his geçti; Komşu.. Şimdi seni kabre koyacaklar.. "Bak o zaman..!"ların kabirde bir iş görecek mi? Bak o zaman..!"
Kaynak
Prof. Dr. Şener Dilek
Marifet İklimi
S: 107-109
Feyza Yayıncılık
İst. 2008
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
MUALLİMLERİMİZ NELERE DİKKAT ETMELİ?
İnsanları tenvir ederek cehaletten halas eden, onları atalet ve sefaletin karanlık gecelerinden
HÜRRİYET ADINA KAYBETTİKLERİMİZ
Dr. Alexis Carrel Her insan keyfine göre yaşamak ister. Bu insanın doğuştan gelen bir dileğid
ŞAFAĞIN IŞIĞINDAKİ SIR
“Annemin memnun bir eda ile: “Bu sabah kahvaltıdan önce ne yaptığımı dünyada tahmin edeme
UBEYDULLAH-I AFGÂNÎ İLE SEBÎLÜRREŞÂD İDÂREHÂNESI’NDE BİR MUHÂVERE
Ubeydullah-ı Afgānî” nâmında bir zât tarafından geçenlerde Kavm-i Cedîd ünvânıyla neş
MAÂRİF, DİN EĞİTİMİNİ EN İYİ ŞEKİLDE VERMELİDİR
İnanmak yaradılışın bir gereğidir. Din, aklın mâverâsında, zekânın fevkinde bir mürşi
MELİK FAYSAL’IN YAHUDİ KİSSİNGER'E VERDİĞİ TARİHİ CEVAP
Melik Faysal'ın en önemli gayelerinden birisi, Filistin meselesi ve Mescid-i Aksâ'nın hürriyeti
NESLİN EĞİTİMİNDE MAARİFE DÜŞEN VAZİFELER
Mânevîyatsız ilmin, beşeriyete felâh ve huzur yerine, şüphe, tereddüt, hatta ızdırap verdi
NASIL BİR MAARİF?
Yıllardır ilmî ve fikrî çalışmalarım arasında memleketimizin mânevî, ahlâkî, derûnî
GENÇLERİ HEDONİZM ÇILGINLIĞINA İTENLER
Diyorlar ki: Dünyaya bir kere gelinir. Sonun başlangıcı yoktur. Gülün, eğlenin, bir yıldır
HİCRET VE HAREKET
Hicret, tâ ezelden ebede, âlem-i vücubdan âlem-i imkâna, daire-i ilimden daire-i kudrete, tâ
ORUÇ, ORUÇ BOZMAK VESAİRE
Ramazan ayının hususiyeti oruç. Orucun hususiyeti de kendisine ait meseleler. Başında; tutan tu
- HEKİM VE FİLOZOF GÖZÜ İLE RAMAZAN
- HÜZÜNLÜ BİR HAYVANAT BAHÇESİ GEZİSİ
- YİRMİNCİ ASRIN BAŞINDA ANADOLUDA PAZARIN NAMUSU
- BİZ DE RAHATSIZIZ
- "BANA KUR’AN YETER!”
- MEALCİ KARDEŞLERİME KUR’AN’DAN MİSAFİRPERVERLİK DERSİ
- MEZHEPLERE TÂBİ OLMAYANLAR
- ‘KADİR GECESİ BİN AYDAN HAYIRLIDIR’ NE DEMEKTİR?
- İKİ PEYGAMBERİN DOĞUM GÜNLERİ
- “BİR ALLAHSIZA CEVAP”
- YEDİ YAŞIN ÖNEMİ
- DÜŞÜLEN MÜHİM BİR HATA
- YALANCININ MUMU
- BEN OLACAKTIM Kİİİİİ
- AĞIRLIĞINI DUYMAK
- SON ASIRDA TASAVVUFTA TECDİD YAPAN ÜÇ ŞAHSİYET
- KURBAN KESMEK KİMLERE VÂCİPTİR?
- KURBAN
- DİLİMİZE BİR ŞEY OLDU
- NERDE O ESKİ GÜNLER
- YALAN DOLAN SONRASI YAPILAN ASKERÎ DARBELER
- BAYRAMLA İLGİLİ SÜNNET VE ADABLAR
- BİR KOLERA SALGINI HATIRASI; NURİYE ABLA
- “GUSL-İ İÇTİMÂİ”
- İMANIN ÇİÇEĞİ RAMAZAN ORUCU
- EVLİYA
- BERAAT GECESİ İLE ALAKALI ÜÇ YANLIŞ MESELE
- ALLAH’IN AHLAKIYLA AHLAKLANANLAR
- ATEİST, DEİST ve BİLİME DİN GİBİ İNANANLARA SORULAR
Hiçbir günahkar, başkasının günah yükünü yüklenemez.
İsrâ, 15
GÜNÜN HADİSİ
"Allah katında, duadan daha kıymetli bir ibadet yoktur."
Tirmizî
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...