İSLAM’IN ANLAŞILMASINDA PEYGAMBERİMİZİN HAYATININ ÖNEMİ
Siyret-i Nebeviyye incelemesi, İslâm Hakikatinin Hz. Muhammed (s.a.v.)'in örnek hayatında eksiksiz olarak şekillendirme gayesini güden pratik bir çalışmadan başka değildir.
Siyret-i Nebeviyye incelemesi, İslâm Hakikatinin Hz. Muhammed (s.a.v.)'in örnek hayatında eksiksiz olarak şekillendirme gayesini güden pratik bir çalışmadan başka değildir.
İmdi bu maksada ulaşabilmek için bir plânlama ve tasnife girişecek olursak, bunu aşağıda açıklanan hedeflerde çerçeveleştirmek mümkündür.
1- Hz. Muhammed (s.a.v.)'in yalnız şahsî dehasıyla kavminin arasında tanınmış yalnızca bir dahî olmadığını; fakat onun bundan da önce, Allah katından bir vahiy ve tevfikle desteklenen peygamber olduğunu sezdirebilmek için yaşadığı çevreden ve hayatının, bütün dönemlerinden «peygamberlik şahsiyetini» kavramak.
2- İnsanın, karşısında erdemli bir hayat için en ideal bir örneği bulması... Çünkü O, bu örnekten kendisine tutunacak ve takib edecek bir düstur edinecektir. Hâlbuki bu insanın, en ideal örneği, hayatın neresinde ararsa arasın; yine en mükemmel ve açık şekliyle bu örneği Hz. Muhammed (s.a.v.) 'in hayatında bulacağında şübhe yoktur. Çünkü Allah onu, bütün insanlığa rehber kıldı. Nitekim Cenâb-ı Hak: «Sizin için Allah'ın Resûlü'nde (takib edeceğiniz) pek güzel bir örnek vardır» buyurmuştur.(Ahzâb sûresi, âyet: 21.)
3- İnsanın, Kitabullah'ı anlamada, onun maksatlarını ve ruhunu tatmada, kendisine yardımcı olacak şeyi de Resulullah'ın siyretini incelemekte bulması... Çünkü Kur'ân-ı Kerim ayetlerinin çoğunu ancak, Resûlullah'm başından geçen ve onun bulunduğu yerde cereyan eden hâdiseler aydınlatıyor ve tefsir ediyor.
4- Bir müslümanın, Resûlullah'ın siyretini araştırma esnasında, İslâmî bilgi ve kültürün daha büyük miktarda onun yanında birikmiş olması... O bilgi ve kültürün akâid, ahlâk ve ahkâm ile ilgili olması aynıdır. Zira Hz. Peygamber'in hayatı, İslâm prensip ve ahkâmının tümünü sergileyen yegâne canlı tablodur.
5- İslâm davetçisine ve muallimine, eğitim ve öğretim yönünden canlı örnek olması... Hakikaten Hz. Muhammed (s.a.v.) öğüt verici bir muallim, faziletli bir eğitimci idi. O, davetinin çeşitli dönemlerinde eğitim ve öğretim metotlarının en uygun olanını arayıp bulmada hiçbir zaman gayreti elden bırakmadı.
Resûlullah'ın hayatını şu yukarıda saydığımız maksatları gerçekleştirmede yeterli kılan en önemli şey, onun hayatının, insandaki sosyallik ve beşerilik yönlerini kapsamış olmasıdır. Çünkü insan bizatihi bağımsız bir fert veya toplumun faal bir uzvudur.
Resûlullah (s.a.v.)'in siyreti,
*Onun yolunda yürüyen dürüst ve çevresine güven kazanmak isteyen bir genç için de, *Allah'a da'veti kendine yol olarak seçen, hikmet ve güzel öğütle onun risâletini tebliğ etmek için bütün gücünü sarfeden insan için de,
*devletini ustalıkla idare edecek olan bir devlet başkanı için de,
*güzel muamelede örnek bir koca için de,
*çocukları ve eşi arasında hak ve ödevleri tevzi ederken âdil davranmakla beraber şefkat ve merhameti elden bırakmayan bir baba olacak için de,
*yetenekli, sevk ve idareyi bilen usta bir komutan için de;
*hâsılı Allah'a karşı ibadetiyle, çevresine karşı münâsebetlerini çok iyi dengeleyen, şaka ile ciddiyi uyumlayabilen - her müslüman için de en güzel ve şaşmaz örnekler, ölçüler sergilemektedir.
Şüphesiz ki bu duruma göre, Resûlullah'ın siyretini araştırmak demek, insanlığa «yaşamaya değer hayat» için en üstün ve en güzel yönetim biçimini canlı tablolar halinde sunmak demektir.
Kaynak
Said Ramazan el Buti
Fıkhu's Siyre
Terceme: Ali Nar
Gonca Yayınları
İst. 1991
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
cevahir, 2014-10-20 13:21:39
teşekkürler
Bu yoruma katılıyor musunuz ?
DİĞER YAZILAR
EŞREF EDİP’TEN; “SİZ Mİ DİNE KARŞI DEĞİLDİNİZ?”
1950 seçiminden az sonra, eski başbakanlardan, medrese kökenli Şemseddin Günaltay, İzmit CHP
Nâziât, 37-38-39
Azana ve dünya hayatını ahirete tercih edene, şüphesiz cehennem tek barınaktır.
GÜNÜN HADİSİ
SABAH İLE YATSI NAMAZLARINI CEMÂATLE KILMANIN FAZÎLETİNE DÂİR EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Münâfıklara sabah ile yatsı (cemâat) namazlarından daha ağır hiç bir namaz yoktur. (Halbuki) bu iki namaz(ın cemâatin)de olan (ecir ve fazîlet)i bilseler emekliye, emekliye (sürtüne, sürtüne) de olsa onlara gel(ip hâzır ol)urlardı. (Ebû Hüreyre)
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...