Davasını seven kişi, bahane bulmaz, davasından vaz geçmezmiş,

Hakk'ı yazan yazar, gerekirse kömürle yazar, kalem seçmezmiş.

Ona Risale-i Nur'un şerh ve izahını yazan ilk insan, ilk yazar demek daha doğru olur. Hayatta hep en iyiyi, en güzeli arayan zat. Biz yaştakilerin daha Risaleleri tanımadan önce okuduğu "Minyeli Abdullah", "Maznun" romanlarının muharriri. Kibirsiz, çalışkan, ileri görüşlü bir mütefekkir.

Onun sadece "İlimler ve Yorumlar" adlı kitabı davasını ne kadar iyi anladığını ve bu asırda ne şekilde hizmet edileceğini gösterir. Âcizane görüşümüze göre, günümüzde Bediüzzaman'ı anlamanın yolu biraz da ilimleri anlamaktır. İşte Hekimoğlu İsmail, Bediüzzaman'ı böyle anlamıştır. Yani ilimlerle anlamıştır asrın imamını.

Öğretmenliğimin ilk yıllarında çalıştığım Reyhanlı Yatılı İlk Bölge Okulu'nda ateist bir okul müdürü vardı. Ramazan'da okul mescidini kapatmış, namaz kılan o Anadolu'nun saf, temiz ve dindar çocuklarına namaz kılmayı yasaklamıştı. Üstelik Kur'an'a da laf etmişti. İşte böyle bir okulda öğrencilere vatanını milletini dinini ve imanını sevdirmenin yolu "İlimler ve Yorumlar" gibi kitaplar okutmaktı. Biz de sınıf öğretmeni olduğumuz 7-A sınıfı öğrencilerine bu ve benzeri kitapları okumalarını tavsiye ettik.

Bir gün bir öğrenci sınıfa İlimler ve Yorumlar adlı kitabı getirmiş okuyordu. Müdür bunu fark etti ve kitabı alarak inceledi. Kitabın ilimlerle dinsizliği yıktığını ve her yaratılanın bir yaratıcısının olduğu açısıyla hayata baktığını anlayınca, önce çocuğu çağırıp konuştu, sonra bizi çağırarak bu gerici kitabı niçin öğrencilere tavsiye ettiğimizi sordu ve arkasından, öğrencilere, irticacı faaliyette bulunma, nedeniyle hakkımızda soruşturma açtı.

O günlerde, her yıl Bediüzzaman'ın ruhu için düzenlenen Urfa Mevlidi vardı. Urfa'da Hekimoğlu İsmail'i görerek durumu anlattık. Bizi büyük bir ilgi ile dinleyip dikkatli bir nazar ile baktı. Meseleyi sahiplenerek ilgileneceğini söyledi.

Urfa'dan dönüşte, müdürün soruşturmayı kendisi yürütmeyip vilayete gönderdiğini öğrendik. O da birkaç aylık zaman kazanmamıza yaradı. Daha soruşturma bitmeden "Tebliğler Dergisi"nde "İlimler ve Yorumlar" adlı kitabın bütün öğrencilere tavsiye edildiğini gördük. Müdürün bu durumdan bizden önce haberi olmuştu. Hemen bizi çağırarak kitabın tavsiye edildiğini gösterip soruşturmanın iptali için durumu il milli eğitim müdürlüğüne yazacağını söyledi. Fakat yüzü kıpkırmızı olmuş, içindeki yenilmişliğin acısı yüzüne aksetmişti.

İşte Hekimoğlu İsmail, kitaplarıyla memlekette böyle birçok ateistin kötü emellerini kursağında bırakmış ve imanın küfre galibiyetini ilan etmişti. Allah ondan razı olsun ve emsallerini çoğaltsın.

Bütün Türkiye'nin "Hekimoğlu İsmail" olarak bildiği ve asıl adı Ömer Okçu olan bu güzide nur talebesinin gösterişsiz, alâyişsiz nümayişsiz kutsi hizmetini saygıyla anıyoruz.

İlk edebi nur yazarı, Hekimoğlu İsmail:

Vakur, sesiz, samimi ve derindendir;

"Onun ÅŸehri neresi?" demeye gerek yok,

Çünkü o, memleketin her yerindendir.

Âcizane bu ihlâslı nur talebesini, eserlerinden okuduğumuz kadarıyla ve onu anlatanlardan dinlediğimiz kadarıyla aşağıda anlatmaya çalıştık. Keşke zaman ve zemin müsait olsaydı da kaynağı Risale-i Nur olan yazarların biyografilerini uzun uzun yazsaydık. İnşallah bir gün olur, bu çalışma da yapılır.

1-Dinlerken de, okurken de, yazarken de ihlâslı bir zat.

2-Her yerde bir köşeye çekilen ve kendini ön plana çıkarmayan birisi.

3-Risale-i Nur mantığıyla edebi eser veren ilk yazar.

4-Üstad'tan alarak Risale-i Nur'ları, hava limanlarında (Risale-i Nur'un bir kerameti olarak), hiç aranmadan gümrükten geçirerek Amerika'ya götürüp, oradaki kütüphaneye veren ve bugün de Risale-i Nur'ların ilk baskılarının orada okunmasını sağlayan ağabey.

5-Üstad'ın elini öpmüş, duasını almış bir ağabey.

6-Kırkıncı Hoca'nın sohbetlerinde bulunmuş bir ağabey.

7-Türkiye'de Cumhuriyet dönemi'nde Nur Hizmetiyle ilgili ilk edebi eserleri yazarak bütün bir Türkiye'yi aydınlatan zat.

8-Hayatta, içeceğini düşündüğü sigara parasını kitaba ayıran, örnek bir ehl-i kitap.

9-Mütefekkir bir âlim.

10- Kalemi kuvvetli bir muharrir.

11-Bu asırda teşkilatlanmış şer odaklarına karşı Müslümanların da teşkilatlanarak mücadele etmeleri gerektiğini savunan bir Müslüman. Bunun için ya fikir vererek ya da bizzat ortak olarak asra uygun yeni teşekküller kuran ve kurduran müteşebbis ve cesur bir insan.